Azur Trawie, ekibin en gerisinde kalmış gergin bir şekilde yürüyordu. Bir avcı olarak ilk resmi görevine çıkmıştı ve ekibin en yeni üyelerinden biri olduğu için ortama henüz uyum sağlayamamıştı.
Altın Avcıları loncasının yeni gelenleri 1 yıl boyunca zorunlu olarak çalıştırdığı acemi birliğine katılmıştı. Acemi birliği, loncada 1 yıldan az süredir faaliyet gösterenlerin daha zor görevlere çıkmadan önce iyice deneyim edinmeleri için kurulmuş kolay görevleri yapan bir birlikti.
Azur ve arkadaşı Neo, Kattaris Akademisi'nden yeni mezun oldukları için bu birliğe kabul edilmişlerdi.
Neo bir büyücü olduğu için ekibin en deneyimli büyücüsü Leydi Maria ile konuşarak ilerliyordu. İlk seferi olduğu için onun tavsiyelerini almak Neo için çok önemliydi.
Azur, mızraklı aura şövalyesiydi ve kendisine güveni oldukça tamdı. Kısa sürede 4 yıldızlı aura kullanıcısı haline gelerek akademiden başarıyla mezun olmuştu. Tüm bunlara rağmen içindeki heyecanı bastıramıyordu.
Dünya'da üç tip insan bulunur. Aura sahipleri, mana sahipleri ve ikisine birden sahip olanlar.
Azur, küçüklüğünden beri büyücü olmaya heves etmiş biriydi fakat mana yerine auraya sahipti. Küçükken büyük hayal kırıklığına uğramış olsa da zamanla aura konusunda ustalaştıkça içindeki gücü fark etmiş ve çok hızlı bir şekilde 4 yıldız seviyesine ulaşmıştı.
Aura yapısı nedeniyle çok agresif ve yıkıcı bir özelliğe sahipti fakat kontrol altına almayı öğrenince kullanıcısına çok büyük bir fiziksel güç ve dayanıklılık katan bir enerji türüdür. Aura konusunda ustalaşmış kişiler bedenlerini ve kullandıkları aletleri auraları ile güçlendirerek savaş tekniklerini daha verimli hale getirir ve yakın dövüş konusunda çok avantajlı hale gelirlerdi.
Mana ise çok daha sakin ve huzur verici bir yapıya sahip bir enerji türüdür. Bu yüzden manayı kontrol altında tutmak kolaydır fakat kullanmak için çok zor metotlar öğrenmek bir sürü büyü sözü ezberlemek gerekir. Mana, aura gibi saf haliyle dışa vurulamaz sözler veya çeşitli metotlar ile dönüştürülerek dışarı aktarılması gerekir bu yüzden yakın dövüşte genellikle kullanışsız kalır. Mana teknikleri ve büyü sözleri konusunda ustalaşmış biri manayı büyüye dönüştürerek çok güçlü menzilli saldırılar yapabilir veya manayı hiç akla gelmeyecek şekilde çok efektif bir halde kullanabilir.
Bir de iki enerji türüne sahip olanlar vardır. Bunlar çok nadiren ortaya çıkan özel insanlardır. genellikle içlerindeki bu yoğun enerji karmaşasına yenik düşerek erkenden ölürler fakat iki enerjiyi birden kullanmayı çözenler ölçülemeyecek kadar güçlenebilirler.
Birliğin en önünde yürüyen birlik lideri Bron durdu ve arkasındaki kalan birlik üyelerine baktı.
"Zindanın girişine geldik. Burası düşük seviyeli bir zindan olsa da çok dikkatli olmalıyız. Herkes pür dikkat olsun ve birbirinden uzaklaşmasın."
Bron acemi birliğine 9 ay önce katılmıştı. Şuanda birlikteki en eski üye o olduğu için liderliği o yapıyordu. Bron, bir aura kılıç şövalyesiydi ve 5 yıldız seviyesindeydi.
Bron'un bir adım arkasında 5 yıldızlı bir kılıç ustası olan Larry ve iri yarı bedeniyle göreni korkutan 5 yıldızlı balta kullanıcısı Oswall duruyordu. Onların hemen arkasında Leydi Maria ve Neo duruyordu ve tabi ki en arkada da Azur duruyordu.
Sırayla herkes kapıdan içeri girdi. Bron'un elinde bir meşale olmasına rağmen ışık yetmiyordu bu yüzden Leydi Maria karanlığı hafifletmek için avucunda bir ateş topu oluşturdu.
"Burası canavarlar tarafından işgal edilmeden önce ne için kullanılıyordu acaba?" dedi leydi Maria elindeki ateşi zindanın duvarlarına yakınlaştırarak.
"Duvardaki motifler çok hasar görmüş ne oldukları anlaşılmıyor bile." diye ekledi Larry, meraklı bakışlarla duvarı inceliyordu.
Neo hafifçe Leydi Maria'ya yaklaşarak sordu. "Zindanın içinde bizi neler bekliyor. gelmeden önce az çok bilgi edinmişsinizdir."
"Evet tabii. Göreve çıkmadan önce loncanın araştırma yapan bölümü zindanları araştırır ve bize bilgi sunarlar. Elimizdeki bilgilere göre içeride bir goblin çetesi ve bir tane goblin şamanı bulunuyor bunun dışında bir varlığın enerjisi tespit edilmemiş."
"O zaman işimiz kolay olacak." Diye ekledi Azur.
Bron elindeki meşaleyi hafifçe yukarı kaldırdı. "şşt sessiz olun ileride bir şeyler var."
Işık yaklaştıkça ileride duran goblin daha da belirginleşti. Goblin yakaladığı bir fareyi dişleri ile parçalayarak mideye indiriyordu.
Herkes silahlarını kavradı. Bron öne atlayarak fareyi kemiren goblini tek seferde biçti.
Kieeeekkkh!!
İlk goblinin öldürülmesinden sonra diğer goblinlerin ayak sesleri duyulmaya başladı.
"Geliyorlar herkes hazır olsun" Leydi Maria elindeki ateş topunu kuvvetlendirerek fırlatmaya hazırlandı.
******
Uzun bir goblin katliamından sonra zindanın sonuna yaklaşmışlardı. Geçtikleri dar alanın ardından geniş bir odaya ulaşmışlardı. Odayı ayakta tutan kolonların bir çoğu yıkılmıştı. Etrafta çıplak kadın cesetleri bolca bulunuyordu.
Neo irkilerek sordu. "Bu kadın cesetleri ne arıyor burada?"
"Goblin pislikleri sadece erkek bireylere sahip olduklarından üreme işlemini kadınları kaçırarak yapıyorlar" diye ekledi Oswall.
Bron'un elindeki meşale söndüğü için Neo ateş büyüsü yaparak meşaleyi yaktı ardından elindeki ateşi söndürmeyip odanın daha da aydınlanmasını sağladı.
Kiikkiiek!!
Gölgelerin arasında gizlenen goblin şamanı kıkırdayarak ortaya çıktı. Şamanın ortaya çıkmasıyla beraber saklanan diğer goblinler de birer birer ortaya çıktılar.
"Bende neden bu kadar az goblinle karşılaştık diye düşünüyordum." Oswall heyecanla haykırdı ve baltasını kaldırarak düşmanına korku saldı.
Goblin şamanının yüzündeki sırıtma hiç değişmemişti ve bu herkesi tedirgin etmeye başlamıştı. Şaman elindeki sopasını bir kere yere vurdu ve büyücülerin elindeki ateşler ve Bron'un meşalesi bir anda sönüverdi.
Azur öne atıldı. "Hadi saldırıp bitirelim işlerini. Şu şaman piçinin sırıtışı sinirimi bozuyor."
Odanın yan taraflarında saklanan goblinlerden oklar yağmaya başladı. Leydi Maria rüzgar büyüsü yaparak üstlerine gelen okları püskürttü ardından Neo Ateş büyüsü ile karşılık vererek saklanan goblinleri yaktı.
Azur ve Bron şamana doğru ilerlerken Oswall ve Larry yanlardan saldıran goblinleri biçiyordu.
"Hey Bron! Burada bir çeteden çok bir sürü var gibi." Oswall durumdan hoşnut değilmiş gibi konuşsa da şuanda en keyif alan o gibiydi.
Saniyeler içinde onlarca goblin katledildi ve hızla şamana doğru ilerliyorlardı. Bron, Azur'un önündeki goblinlere doğru atladı.
"Azur etrafımdan dolaş ve şamana ilerle."
Azur kafasıyla onay verip ilerledi. şamana sadece birkaç adım uzaklıktaydı ki şaman elindeki sopayı bir daha zemine vurdu. Fakat bu sefer bir farklılık vardı. Sopayı zemine vurmasıyla beraber ayaklarının altındaki zemin parçalandı ve çok derin bir çukur oluştu.
"Bir tuzak dikkat edin!" Bron haykırdı ama artık çok geçti. Hepsi düşüyordu.
Azur çukura düşerken çakılmamak için mızrağını taşların arasına saplayarak asılı kaldı. Maria ve Neo rüzgar büyüsü ile düşüşlerini yumuşattılar. Bron, Oswall ve Larry düşüşten daha az hasar almak için vücutlarını aura ile güçlendirdiler.
Tuzağa yakalanan birkaç goblin hariç geri kalan goblinler çukurun tepesinde birlik üyelerinin yere çakılışını seyrediyordu.
Oluşan çukur daha altlarda bulunan farklı bir odaya açılmıştı.
"Bu piçler!! En başından beri bunu mu planlıyorlardı? AAAHHHH!!" Oswall sinirle haykırdı.
Neo avucunda bir ateş topu oluşturarak odayı aydınlattı ve düşen herkes bir araya toplandı. Azur hala mızrağı ile asılı kalmış halde duruyordu.
Goblin şamanı elindeki sopayı havada sallayarak anlaşılmayan birşeyler söyledi ve öldürülen goblinlerin kanı yavaşça çukurdan içeriye akarak odaya dolmaya başladı.
Kanlar akmaya başlayınca odanın köşelerinden hırlama sesleri duyulmaya başlandı.
HRAAAGHGHHH
WRAGGHHHHH
Maria ve Neo ışık kaynağını kuvvetlendirince seslerin sahipleri görünmeye başladı.
Bron telaşla kılıcını kavradı. "Bunlar kan kurtları!!"
Daha fazla bir şey söyleyemeden duraksadı. Kan kurtlarından gelen yoğun baskı nedeniyle nefesi kesilmeye bedeni ağırlaşmaya başlamıştı. Odaya kan doldukça kurtlar daha da çok hırçınlaşıyor daha fazla korkunçlaşıyorlardı. Odadaki dört kurt ekibin etrafını sarmışlardı.
Neo elindeki ateş topunu Ona yaklaşan kan kurduna fırlattı fakat nafile ateş kurda tek bir çizik bile atamadı.
"Derileri çok güçlü. kanla etkileşime girdikçe daha da güçleniyorlar."
Kurtlardan biri öne fırlayarak Neo'ya doğru koştu. Oswall araya girerek baltasını kurdun karnına savurdu ve kurdun karnında ince bir kesik oluşturdu.
Kurt hafifçe geriye yuvarlandı ve sanki bir şey olmamış gibi ayağa kalktı. Oswall tüm gücüyle vurmuş olmasına rağmen kurdun karnındaki yara çok yüzeyseldi.
Oswall'ın hamlesinin ardından tüm kurtlar aynanda saldırıya geçti.
Leydi Maria üstüne doğru gelen kurda güçlü bir alev saldırısı yaptı ama nafile. Kurt alevleri hiçe sayarak Leydi Maria'nın üstüne atladı ve pençeleri ile kadının göğsünü delip geçti. Ardından dişleri ile kadının kafasını ezerek kadının suratını yok etti.
Neo hemen yanı başında olanları görünce çığlık çığlığa haykırmaya başladı.
"AAAAAAAAAA!! Leydi Maria!!"
Elinde bir büyü çemberi oluşturdu ve Maria'yı parçalayan kurda enerji patlaması savurdu. Kurt saldırının etkisi ile geriye yuvarlandı ama Maria'nın kanından faydalandığı için daha da güçlenmişti. Böyle saldırılar onu yere yıkacak kadar güçlü değildi.
Larry Üstüne çullanan kurdun düşlerini kılıcı ile tutuyordu. Kurdun pençeleri kalın zırhını geçip göğsüne batmaya başlamıştı.
"Daha fazla tutamayacağım!"
Bron, üstüne gelen kurda kılıcı ile bir darbe indirdi ve kurdun kafasına bir çizik attı. Hemen ardından kurda sağlam bir tekme atarak kurdu geriye fırlattı. Kılıcını aurası ile doldurup Larry'nin üstündeki kurdun karnına sapladı ve tüm gücüyle kılıcını yukarı iterek kurdu ikiye ayırdı.
Neo, üstüne gelmeye çalışan kurda enerji patlamaları ile saldırarak kurtulmaya çalışıyordu fakat kurt hızının avantajı sayesinde her saldırıdan kurtulup Neo'nun kafasını pençeleri ile lime lime etti.
Oswall hırçın balta darbeleri ile üstüne gelen kurdu savuşturuyordu ama Neo'dan kurtulan kurt Oswall'ın sırtına atlayarak onu hazırlıksız yakaladı. İki kurt aynanda Oswall'ı cani bir şekilde parçalamaya başladılar.
Azur olanları gördükçe mızrağına daha sıkı tutunuyor aşağı düşmemek için çırpınıyordu.
Goblinler ise bu katliamı zevkle izliyorlardı.
Bron ve Larry sırtlarını birbirlerine dayadılar ama ikisi de korkudan ayakta duramayacak haldeydiler. Üstlerine atlamaya çalışan kurtları kılıç darbeleri ile savuşturmaya çalışıyorken bir yandan da arkadaşlarının canice parçalanışlarını izliyorlardı.
Bron, üstüne gelen kurdun yanağına kılıcı ile bir çizik attı. Sendeleyen kurdun kafasına kılıcını indirmeye hazırlanıyordu ki yan taraftan üstüne diğer kurt atladı. Kurdun pençeleri Bron'un zırhını delerek göğsüne batıyordu. Bron kılıcını kurdun dişleri arasına sokarak ısırılmaktan kurtuldu. Ardından kurdun karnına tüm gücüyle tekmeyi basarak kurdu ileriye fırlattı.
Bu sırada Larry diğer iki kurdun saldırıları arasında kalmıştı ve artık başa çıkamıyordu. Bir kurdun pençesi ayak bileğine bir kesik attı ve Larry sendeledi. Ardından diğer kurt Larry'nin üstüne hamle yaptı ve Larry kılıcı ile kurda engel olmaya çalışırken diğer kurt hamle yaparak Larry'i boynundan ısırdı.
"LARRYYY!!!" Bron acı içinde haykırdı. Azur tüm olanları gözyaşları içinde izliyordu ve onunda daha fazla tutunacak gücü kalmamıştı.
Bron, üç kurt ile tek başına kalmıştı. Artık ümitsizdi ve kurtlar tarafından canice parçalanmak istemiyordu.
"Üzgünüm millet"
Kılıcını kendine çevirdi ve boğazına saplayarak intihar etti.
Artık yolun sonu gelmişti. Goblinler ellerine aldıkları taşları Azur'a fırlatarak onu düşürmeye çalışıyorlardı. Azur'un direnci git gide azalıyor ve düşmeye daha da yaklaşıyordu.
Azur aşağıya baktığında kan kurtları tarafından parçalanmış arkadaşlarının cesetlerini görüyor ve daha da titremeye başlıyordu.
"ÖLMEK İSTEMİYORUM!! ÖLMEK İSTEMİYORUM!!! LÜTFEN!! LÜTFEN!! LÜTFEN BİRİ YARDIM ETSİN!!!"
Ağlamaklı çığlıkları Azur için sonun yaklaştığının en belirgin işaretleriydi. Elleri daha çok titriyor ve yavaş yavaş bedeni pes ediyordu.
BUMMMMM!!!
Tam bu sırada masmavi bir alev topu goblinlerin tepesine indi.
"Ne? Ne oluyor?"
Azur şaşkın bir şekilde mavi alev topunun geldiği yere baktı.
Simsiyah zincir bir zırh ve yüzünü kapatan siyah maske takan bir adam yavaş adımlarla yürüyordu. Zırhının altından masmavi bir mana dışarı sızıyordu fakat sadece bununla kalmıyor sağ kolundan itibaren elinde tuttuğu kılıcın ucuna kadar simsiyah bir aura fışkırıyordu.
"Ne? İki güce birden sahip biri mi?"
"Dayan biraz seni kurtaracağım."
Maskeli adam sol elinde oluşturduğu mavi alev topunu goblinlere fırlattı ve aynı zamanda ileriye doğru fırlayarak mavi alev topundan kaçan goblinleri siyah aurası ile sarmaladığı kılıcıyla biçti.
Sadece birkaç saniyede bir sürü goblini hem ikiye ayırdı hem de cayır cayır yaktı.
Geriye bir tek goblin şamanı kalmıştı ki şaman da karşısındaki ezici güç yüzünden korkudan titriyor hareket edemiyordu.
Maskeli adam sol elini şamanın suratına koydu.
"Yanarak geber!"
Masmavi alevler püskürdü ve şamanı yakarak kül etti.
Bu sırada Azur dayanıklılığını iyice kaybetmişti ve daha fazla tutunamayarak çukura düştü. Bedenini aurası ile güçlendirmeye çalışsa da nafile çok sert bir şekilde yere çakıldı.
Gözleri çakılmanın etkisi ile iyice bulanıklaşmıştı yavaş yavaş bilincini kaybediyordu. Arkadaşlarını parçalayan kurtlar ise hızla Azur'a doğru geliyorlardı.
"Ahh! Lanet Olsun!" Azur fısıldayarak lanet okudu.
Kurtlar git gide yaklaşırken tepeden masmavi bir alev topu, Azur ile kurtların tam ortasına düştü ve kurtların ilerleyişini kesti. Ardından simsiyah bir silüet zeminde yanan mavi alevlerin içine sertçe bir iniş yaparak alevleri tamamen söndürdü.
"Dikkat et onlar çok güçlü" Azur kalan gücüyle adamı uyarmaya çalıştı ama sesi hiç çıkmıyordu.
Kurtlardan biri adama doğru hamle yaptı. Adam sol elinden bir alev topu daha fırlatarak üstüne gelen kurdu kafasından vurdu. Kurt saldırının etkisi ile sersemledi ve ardından adam siyah aurası ile kapladığı kılıcını, sersemleyen kurdun boynuna savurarak kurdun kafası ile gövdesini birbirinden ayırdı.
Sağ kolu hariç geri kalan bedenini manası ile kaplayarak güçlendiriyordu. Sağ omzundan itibaren kılıcının ucuna kadar olan kısımları ise simsiyah aurası ile kaplıyordu.
Hiç duraksamadan öteki kurtların üstüne fırladı. Hemen önünde durduğu kurdun kafasına kılıcının sivri ucunu sapladı ardından kılıcını ileriye iterek kurdun tüm sırtını yarıp geçti.
bu sırada diğer kurt adamın üstüne çullanmayı denedi ama nafile. Adam kılıcının kabzası ile kurdun kafasına sert bir darbe indirerek kurdu yere çaktı ardından sol elini kurdun kafasına uzattı.
"Yanıp geber it!"
Mavi alevler kurdun kafasını komple sardı ve kurdun kafatası gözükene kadar yaktı.
Azur'un gözleri iyice kararmıştı. Son gördüğü şey adamın yavaş adımlarla ona doğru geliyor oluşuydu.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..