Artık bir ustaydı istatistikler tavan yapmıştı, damarlarında akan gücü hissedebiliyordu bu YANLIZ KURDUN Kanının getirdiği bir histi... 

O kuş 2.kademe erken seviyeydi ruh hayvanları aynı kademede insanlardan daha güçlüdür diye bilinirler ve doğuştan savaşçıdırlar acaba ben karşısında bir şans elde edebilir miyim...umarım erken seviyenin başındadır. 

Çevresine baktığında kara gübreden geriye neredeyse hiçbir şey kalmamıştı önceden göbeğine kadar gelen derinliği artık dizine kadar bile gelmiyordu. 

Dizine bile zor gelen kara gübreyi soğurmaya devam etti her zaman ki gibi yoğun bir rüzgar sesinin ardından KARAKAYA BILDIRCINIYDI... 

‘Nasıl bir bıldırcın bu kadar büyük olabilir neyle beslendin oorospunun doğurduğu...’ 

Yine ağzında bir insan bedeniyle gelmişti. Onları sürekli olarak görmesine rağmen bu duruma alışamamıştı... 

Kuşun gitmesini beklerken kuş sanki koyduğu bedenlerin nereye kaybolduğunu sorgularcasına etrafına bakındı biraz daha baktıktan sonra kara gübrenin yanına kadar geldi arkasını dönüp... 

Noooooooooo... her ne kadar içinden seslense de düşündüğünü doğruladıktan sonra kara gübreye batmış bedenini çıkarıp... 

Öğğğğğğ öğğğğğğ.... 

Kusmaya başladı kuş arkasını dönüp ne olduğunu doğrulayınca kayıp bedenlerinde suçlusunun o olduğunu düşünüp bir hınçla üstüne çullandı... 

Kustuktan sonra bir hata yaptığını düşünüp kendini sorgulamanın yanında düştüğü durumun ne kadar içler acısı olduğunu da düşünüyordu ta ki arkasını dönene kadar... 

Hasiktir... 

Durrrr... 

Ahhhhh... 

Bir an kuş çığlıklarına durduğunu düşünmüştü yüz üstü yerdeydi artık gagalamayı bıraktığı sanıp kafasını koruduğu ellerin arasından arkaya baktı... 

Hayır orası olmaz durr... 

Ahhhhh... 

Senin ananı avradını şimdi laciverte boyadım... 

Aşırı sinirlenmişti ölüme kadar koruması gereken yer şuan da acıdan kıvranıyordu kuşun boynuna atlayıp sarılmıştı dışarıdan tüyleri kabarık ve şişko gözükse de iki eliyle boğazını kavrayabilmişti var gücüyle de sıkmaya başladı... 

Kuş acıdan dolayı kafasını sallamaya başladı kuş ne yaparsa yapsın bırakmamayı kafasına koymuştu... 

Noooldu orospuuunun doğğurduğu... 

Var gücüyle sıkarken zar zor konuşabiliyordu kuş baktı sallamayla atamıyor boynunu aşağı eğip ayağıyla çıkarmaya çalıştı ama ayağı zar zor yetişmenin yanında belinden yukarıdan tutamıyordu... 

Dur lan ne yapıyorsun... beni ikinci kez aynı yerdennn... ıhhhh

Ama kuş istediğine ulaşmıştı elleri gevşemişti bunu fırsat bilip bir kez daha boynunu var gücüyle salladı, havada birkaç tur dönüp yerde de birkaç tur attıktan sonra mağaranın duvarına çarpıp durdu garip bir şekilde sapa sağlamdı o anda aklına kılıç geldi gelir gelmez de elinde göründü... 

Ekipman türü: kılıç 

Seviyesi: B 

Efekti: x%120 ek saldırı+10kılıç saldırısı 

Kökeni: Bilinmeyen bir usta tarafından yapılmıştır... 

Bu akşam menüde bıldırcın güveci var seni dilim dilim doğramak ete zarar verir ama yapacak bir şey yok hıhaha... 

O kadar garip bir durumdaydı ki kılıcı diliyle yalayıp kuşa bakıyordu. Birkaç saniye birbirlerine baktıktan sonra birbirlerine koştular hiçbir savaş tecrübesi olmadığından kılıcını ileri doğru savurdu kuş ise sanki bu tip durumla onlarca kez kalmış gibi havaya sıçradı ve havada kanatlarını açıp kendini durdurarak geriye dönüp saldırdı...Kılıcın boşa gitmesi yetmezmiş gibi kendini bir türlü yavaşlatamadı yavaşlatıp arkasına döndüğündeyse... 

Hasiktir... 

Bir kez daha havadaydı kuş onu ayağıyla yakalayıp fırlatmıştı bu arada kılıcını da elinden düşürmüştü. Havadayken düşüncelerinde neden böyle olduğunu düşünüyordu sanki yaşadığı uçma deneyimi normalmiş gibi bu sefer de mağara duvarına çarpana kadar duramamıştı … 

Ahhh bu acıttı ama biraz daha sakin olmalıyım önce kılıcı... 

Kılıcı ararken kılıcın kuşun ayaklarının dibinde olduğunu gördü sanki kılıcı aradığını biliyormuş gibi onun üstünden hareket etmemişti. 

Seni parçalamak için o kılıca ihtiyacım yok bana ne kadar vursan da beni gıdıklamaktan ileriye gidemedin savunmam bu şekildeyken bana ne yapabilirsin ki hıhaha... 

O kadar hasar aldıktan sonra bile canı halende 1700’ün üstündeydi... 

Yumruklarını sıktıktan sonra kuşa saldırdı kuş hareket etmiyordu oda fark etmişti onun hasar almadığını bu yüzden kazanmanın şartının kılıcı almaması gerektiğine karar verdi... 

Kuşun hareket etmediğini doğruladıktan sonra yüzünde hafif bir gülümsemeyle kuşun boğaz bölgesine saldırdı bir kez daha boğazına sarıldı garip bir şekilde kuş onu boğazından atmaya çalışmak yerine mağara girişine doğru hareket etti onun bu hareketini kuşun son çırpınışları olarak görüp kafaya takmadı ta ki mağaradan çıkıp kendini uçuruma atıncaya kadar...