Bölüm 898 - Ling’er Ustasına Saygı Gösteriyor
“Küçük Şeytan İmparatoriçesini ilgilendiren durum artık ertelenemez. Bu yaşlı adamın hali hazırda bir fikri var ve kesinlikle elinden gelenin en iyisini yapacak, yalnızca... Bundan sonraki süreci tamamen kader yönlendirecek.”
Yun Gu Yun Che’nin gerçekten de önceden anlamadığı şeyleri aniden söyledi. “Kardeşim, seni bir konuda meşgul edebilir miyim?”
Yun Che hemen cevapladı, “İhtiyacınız olan neyse hemen bildirin bana ustam. Ah... Ayrıca kardeşiniz bana artık Yun Che demenizi istiyor.”
“Hoho, iyi bakalım.” dedi Yun Gu gülerek, sonradan ekledi. “Yun Che, Bayan Ling’er’i mekana çağırabilir misin?”
“Ling’er? Tamam!`
Yun Che detayları kurcalamadı; mekandan hemen ayrılıp Su Ling’er’i kollarının altına almış bir şekilde kısa bir süre içinde geri döndü.
“Usta Aziz Hekim?” Dedi Su Ling’er utangaç ve karmaşık bir ifadeyle yüzünde, “Ling’er’in gerçekleştirmesini istediğiniz bir şey mi var?”
Yun Gu yavaşça kafasını salladı. Su Ling’er’i gözleriyle ölçtü, bakışları gözlerinde uzun süre kaldı. Ardından, kafasına tekrar tekrar vurdu, yüzündeki ifade değişti, “On sene önce, bu yaşlı adam tıbbi yeteneklerini miras bırakabileceği bir insan arayışına girmişti, hayatı boyunca biriktirdiği tıbbi yeteneklerini... Ancak bütün on sene, araştırmam sonuç vermedi. Söylenen ve yapılan onca şeyden sonra, bu dünya yalnızca bir kaynak enerjisi tarafından yönetilmeye başladı. Herkes kaynak enerjiyi takip etti. Herkes kuvvet ve etkiyi takip etti. Bu fani dünyaya ait olan insanlardı, peki kaç tanesi bu fani arzuların dünyayı yönetmesini ve gerçekten de kalplerini tıp yoluna gömmeyi isterdi?”
“Geçen birkaç yılda, bu yaşlı adam neredeyse araştırmaktan tamamen pes edecekti, ve rastgele bir öğrenci seçecekti ki düşüncelerini temizlesin ve ruhunu bu yaşlı adamın mirasını kaldırmak için hazırlayabilsin. Ancak korkarım ki arayış ve üzülmeyle geçen onca seneyi boşa harcamışım, çünkü doğasında hazır olanı anlamak karar vermek için çok güç.”
Yun Che, “...”
“Bu yaşlı adam... Seninle, bayan Ling’er ile tanışana kadar,” Yun Gu duygusal bir şekilde Su Ling’er’e baktı.
“Ne? Ben?” Dedi Su Ling’er. Yun Gu’nun sözleri kısa bir süre dona kaldı.
“Bayan Ling’er, bu yaşlı adam hayatında sayısız insan tanıdı. Ancak kendisi daha önce gözleri ve kalbi kusursuz şekilde temiz olan kimseyi görmedi senin kadar. Merak ediyordum da...” dedi Yun Gu konuya varmış bir şekilde, gergin bir yüz ortalaması yüzünde belirdi, “Merak ediyordum da, tıbba hiç ilgin var mı?”
Yun Gu bunu söylediğinde, Yun Che’nin alakasını hiç fark edemedi. Şok olmuş ve delirmiş bir şekilde, “Ling’er çabuk! Çabuk ustana saygını göster!”
Güm diye Ling’er dizlerinin üstüne çökü verdi. “Kardeşiniz Su Ling’er... Ustasından kendisini öğrencisi olarak almanızı bekliyor. Bundan böyle, Ling’er tüm ruhunu Ustasının yoluna ve tıbbi çalışmalara adayacaktır. Ustamın sözlerine de her zaman saygı duyacağım...”
Yun Gu’nun görünüşü Su Ling’er’den bile daha duygusaldı. Göz cepherleri olağınca büyüdü ve, “Bayan Ling’er... Siz... Bu yaşlı adamdan tıbbi yolu öğrenmek için gönüllü müsünüz?”
Su Ling’er şükranla cevapladı, “Aziz Hekim’i kendi hocam olarak edinmek, Ling’er’in kaderi ve Ling’er’in çok büyük bir arzusudur. Ling’er bu zamana kadar cahildi, artık değil. Ustamdan bana daha çok bilgi vermesini bekliyorum.
Yun Che elini göğsüne bastırdı ve olağanüstü bir gülüşle etrafa bakındı. Ling’er’in söylediği sözleri biliyordu yalnızca, “Ling’er’in kaderi ve çok büyük bir arzusudur.” Bu sözler yalnızca şov değildi. Bunca yıl önce, Yun Che gibi olup Yun Gu’dan tıbbi yolu öğrenmek istemişti Ling’er. Yun Gu mirasını devredecek bir öğrenci bulduğıu için de oldukça huzurluydu. Hep durgun ve kibar olan Yun Gu şimdi yalnızca bir şeye gelince aşırı kararlıydı. Yalnızca bir şey için taviz verebilirdi. Su Ling’er Yun Gu ve Yun Che ile uzun yıllarca Yun Che ve Yun Gu ile birlikteydi. Bundan dolayı asla onun öğrencisi olamazdı.
Ancak onun arzularını görmezden gelemezdi artık.
“İyi, çok iyi. Budur doğru olan.” dedi Yun Gu. Kafasını tekrar tekrar kaşıdı, duyguları kalbini kabartıyordu. Yun Gu’ya kalırsa, bu hayatı boyunca istediği en büyük şeydi. Su Ling’er’e doğru yürüdü. Parmağındaki bronz yüzüğü çıkartıp doğrudan Su Ling’er’in başparmağına taktıktan sonra, “Su Ling’er, bundan böyle, sen benim, Yun Gu’nun, mirasımı devredeceğim kişisin, öğrencimsin. Ustan hiçbir tarikat veya klana mensup değildir, hiçbir gücü ve otoritesi yoktur, sana bundan dolayı hiçbir şekilde zafer veya güç talep edemem. Sana verebileceğim tek şey tıbbi hayatım boyunca anladığım gerçekleri ve tıbbı takip eden bir insanın kalbi...”
Yıllar önce Yun Che’nin başparmağındaki yüzük artık Su Ling’er’e geçmişti. Kaderin muhteşem azizliği, çember misali... Su Ling’er derinden bir şekilde eğildi. “Öğrenciniz Su Ling’er ustasını selamlar...”
Tüm bu olaylara şahitlik eden Yun Che, o denli heyecanlıydı ki yüzündeki koca sırıtış asla geçmedi. Yun Gu’nun öğrencisi olmaya kendisi layık olamasa dahi, Ling’er onun öğrenisi olmuştu ve ustanın uzun zamandır gelen isteği sonunda meyvesini vermişti... Kısacası kader onun her iki dünyasını da muhteşem kılmıştı.
Hayır, aslında, bundan çok daha fazlasıydı.
“Caiyi, artık kurtulabilirsin! Kurtulabilirsin!` Yun Che Küçük Şeytan İmparatoriçesinin ellerini kaptı ve gözleri yaşlı kulaklarına doğru bağırdı.
“Ancak... Kim bu kişi?” dedi kıvrımlı kaşlarını kaldırarak İmparatoriçe. Yun Che’yi daha önce kimseye böylesine saygı dolu bir tavırda görmemişti, ancak Yun Gu’nun karşısında bütünüyle saygılıydı, onun ağzından çıkan her söze direkt zıplıyordu.
Ling’er’in önünde olduğundan daha beteri Yun Gu’nun karşısında yaşıyordu.
O yalnızca dışarıdan gelmiş normal bir insan olamazdı kesinlikle onun için. Eğer önemli bir sebebi yoksa ve ilişkileri bu denli derin değilse, Yun Che’nin kendini beğenmişliği kemiklerinden akardı, peki ya bu kimdir ki buna böyle davranıyor?
“O...” diyerek düşündü Yun Che, konuşmadan önce sesinde duygu yüklüydü, “Benim tıbbi becerilerimi ve bütün bilgimi, tıp ve zehir hakkındaki her şeyi ondan öğrendim. Ona sahip olduğum borç cennetlerden de öte, yalnızca o artık beni hatırlamıyor.”
“...?!” İmparatoriçenin güzel gözlerinden donuk bir ışık fırladı.
“Şimdi bunları açıklamak öylesine zor ki... Sana gelecekte her şeyi yavaş yavaş anlatırım.” dedi gülerek Yun Che. “Tek bilmen gereken şey benim tıbbi becerilerimin büyüklüğü onunkinin yanında piyon kadar kalır. Bundan dolayı eğer seni kurtarmanın bir yolu olduğunu söylediyse, kesinlikle seni kurtarmanın bir yolu vardır!!”
Altın Karga Ruhu ve Jasmine seni kurtarmanın imkansız olduğunu söylese dahi, onlar yalnızca kendi kaynak enerjilerini bilerek konuşmuşlardır.
Ancak iş tıbba gelince, Yun Gu gerçek bir otoriteydi. Cennet bahçelerinden doğru kişiyi kapmışcasına, eğer o imkanı var diyorsa, kesinlikle vardır!
Yun Gu ve Su Ling’er onu ustası ve kendisini de öğrenci olarak tanımlama seremonisini bitirmişti. Yun Che onca yıl ardından çıkıp geldikten sonra, Yun Gu da kendisini öğretmen olarak kesinleştirmişti bu minik seremoniyle. Yun Gu ardına döndü ve gülümseyerek, “Küçük Şeytan İmparatoriçesi, bu yaşlı adamın seni nasıl iyileştireceğini bilmesine rağmen, yaşam çizgindeki enerjinin içeriğinden dolayı, yalnızca bir kadın tarafından iyileştirilebilirsin, çünkü kendisi de yin enerjisine sahiptir. Yarım sene içinde, bu yaşlı adam Ling’er’e enerji ardındaki prensipleri öğretecektir. Ondan sonra, kendisi senin hastalığını çözmeye kalkışabilir. Ling’er tıp alanında yeni olmasına rağmen, saf ve temiz kalbiyle seni yarım senede kesinlikle iyileştirebilecek düzeye gelecektir.”
Küçük Şeytan İmparatoriçesi yavaşça Yun Gu’nun önünde eğilde ve kafasına dokundu, “Seninle ben ilgileneceğim o halde.”
Yun Gu’nun yanında duran Su Ling’er Yun Che’ye içtenlikle gülümsedi.
Tıbbi yolu takip eden bir insanın muhteşem düzeyde dikkate ihtiyacı vardır. Sonuç olarak, Yun Gu asla kesin ihtimallerle konuşmadı. Eğer ki yeterince kendine güveni varsa böyle bir durum için, bu da demektir ki bu mevzuyla kesinlikle ilgilenebilir ve kesinlikle “kalkışma” olarak nitelendirmez.
Ancak, Yun Che İmparatoriçe için hiçbir şekilde mutluluk hissetmedi. Yun Che bunun ardındaki sebebi biliyordu doğal olarak. Herhangi bir anda gelebilecek olan Xuanyuan Wentian’dan dolayı, İmparatoriçe, Şeytan Hükümdarlık Şehri ile birlikte kaybolabilir, böylece kendisi altı aydan uzun bir süre dayanamayabilirdi.
Yun Che henüz ona öncelikle kendi kaynak enerjisini umutsuz durumunu çözmeden önce havalandırması gerektiğini söylemedi. Böylesine devasa bir düşmanla karşı karşıya olduğunda sonucu ne olacağı kesinlik kazanmamıştı.
Küçük Şeytan İmparatoriçesinin tedaviyi gönül rahatlığıyla kabul etmesi için görünen o ki öncelikle Xuanyuan Wentian gibi dehşet bir tehlikeden kurtulması gerekirdi.
Ondan sonra, Küçük Şeytan İmparatoriçesi kaynak enerjisini kaybetse dahi, o yanında oldukça, Yun Ailesi yanında oldukça, Gardiyan ailesi yanında oldukça ve köle etiketinden dolayı Dük Hanedanı ona hem saygı hem de itaat gösterdikçe, Küçük Şeytan İmparatoriçesi bu Hükümdarlıkta gücünü her zaman koruyacaktır.
Dahası, Altın Karga kanını ve bilgisini yasalar ve enerji prensipleri ile tuttukça, git gide kendi gücünü toparlamaya başlayacaktır.
Yun Che’ye doğru, Küçük Şeytan İmparatoriçesi ve meydandaki heyecanlı olan herkes, Yun Qinghong ona doğru yürüdü ve endişeli bir sesle sordu, “Sonuç nedir?”
Yun Che cevaplamadı. Aksine, yüzündeki gülümseme patlak verdi.
Dehşet bir mutluluk Yun Qinghong’un yüzündede de belirdi ve Yun Gu’ya doğru eğildi, “Usta Aziz Hekim, eğer İmparatoriçeyi kurtarabilirseniz, Hayali Şeytan Hükümdarlığındaki en büyük hayırsever olacaksınız.”
“Vatansever Yun’un sözleri çok ağırdı, bu yaşlı adam bir doktor olarak ne yapması gerekiyorsa onu yapıyor. Dahası, kendime o kadar güvenim yok bu görevi tamamlayacak kadar, bundan dolayı yine cennetin kutsallığına güveniyoruz hala.”
Yun Gu’nun sözleri ve tavırları her zamanki gibiydi, sakin ve durağandı, bir su gibi. En ufak bir heyecan kıpırdaması bile yoktu içinde hastası imparatoriçe olsa dahi. Yun Qinghon’un kalbindeki hayranlık daha da büyüdü, “Usta Aziz Hekim, siz bu hükümdarlığa henüz yeni geldiniz, o vakit kalacak yeriniz dahi yok. Yun Ailesinin evinde ağırlanmaya ne dersiniz efendim?”
Yun Gu kısa bir süre düşündü ve kabul etmeden önce, “Durum buysa, başınıza biraz dert olabilirim.”
“Avlu hazırlandı bile. Che’er, Usta Aziz Hekimi kalacağı yere götürün ki istirahat edebilsin.”
“Tamamdır.”
Yun Gu ardını izleyen zıplayışlarla, Azure Bulut Kıtasından Hayali Şeytan Hükümdarlığına kadar seyahat etmişti, çok yorulmuştu zaten. Avluya doğru yürürken onlar, Yun Che dayanamayarak sordu, “Ustam, acaba hangi teknikle İmparatoriçeyi iyileştireceksiniz? Kardeşiniz ne düşündüğünüzü veya ne anladığını hiçbir şekilde anlamadı da.”
“Hohoho,” Yun Gu yavaştan güldü. Kendisinin modunun Su Ling’er’i öğrencisi olarak aldıntan sonra düzeldiği apaçıktı, bundan dolayı gönül rahatlığıyla, “Çünkü hem kaynak damarları hem de yaşam çizgisini içinde barındırıyor, bundan dolayı tedavi süreci aşırı zorlayıcı ve uzun olacak, bundan dolayı tek bir öğrencim var ardında. Damarlarındaki enerji sirkülasyonu şu an için oldukça anormal, ancak insan vücudundaki enerji mekanizmaları tarafından doğal bir şekilde yönetilerek normale döner. Bundan dolayı normal bir insanın enerji mekanizmalarını kendimize rehber olarak alıp anormal enerji mekanizmalarını düzenleyip doğru mekanizma yoluna sokacağız, zaman geçtikçe her şey kendiliğinden düzelecek.”
“Bu...” tıbbın derin düşünce bilgisine her zaman inanmış olan Yun Che, bu açıklamadan şaşkınlık içinde, “Başka bir insanın enerji mekanizmaları ile düzenleyip doğrulamak? Bu... Bunu nasıl yapacaksınız? Tıp El Kitabında izah edildiği üzere tıbbi prensiplerle mi bunu yapacaksınız?”
“Bu doğru.” dedi kafasını sallayarak onayladı Yun Gu. “Küçük Şeytan İmparatoriçesi bir kadın ve enerjisi de yin, bu da demektir ki kendisi başka bir kadının yin enerjisini kendi mekanizmasını doğrulamak ve düzeltmek için kullanabilir. Bu yaşlı adamın hayatı boyunca anlamaya çalıştığı Tıbbi El Kitabı özellikle bir prensip üzerinde durur. Bu prensip, yin enerjisi bir yin enerjisini, yang enerjisi de bir yang enerjisini takip ettiğini söyler. Bu bakış açısı yaşlı adama bütünüyle yeni, geniş ve uzun bir ufuk açtı.”
“...” Yun Che yüzünde hala şaşkınlık taşıyordu.
“Bu yaşlı adam öncelikle Ling’er’e enerji sirkülasyonu ardındaki temelleri öğretecek. Kendisi bu temelleri anlayıp üstüne iktisat yaptığında, bilmesi gereken ilgili becerileri de öğrenecek. O ve İmparatoriçe birbiri arasındaki gizli bahçelerde gezinecek ve bu da onların yin enerjilerinin beraber çalışmasını sağlayacak. Bundan böyle, zorla da olsa yaşam damarlarını ve kaynak damarlarını birbirinden ve İmparatoriçeden ayıracağız. Eğer böyle birkaç ay devam ederse bir değişiklik olmaz, uzun vadeli bir şeyler beklemeliyiz. Ancak, başarılı ve uzun bir tedavinin temelleri Ling’er’in doğuştan gelen yeteneklerine ve onun anlayış gücüne dayanıyor.
“....”
“~!@#¥%……!!!”
Yun Che’nin kafasının ardına birisi çomak sokmuşçasına başı ağrımaya başladı ve görünüşü de yavaştan kaybetti.
Yun Gu’nun kalan sözleriyle tamamen mistiklere boğulmuştu ancak kesinlikle “kendi gizli bahçelerine dokunmak!!” deyimini anlamıştı
Kendi gizli bahçelerine dokunmak...
Ling’er ve... Küçük Şeytan İmparatoriçesi!?
Siktir!
O sahne!
Dahası, İmparatoriçenin tavırları, kesinlikle kabul etmeyecektir! Böyle bir tedaviyi almaktansa ölmeyi tercih eder. Bunun yanı sıra, bir başkasının parmağına dahi dokunmasına izin vermeyen imparatoriçe... Başka bir kadına asla!
Hmmm? Bekle bir saniye, eğer onun yataktaki tavırlarından bahsediyorsak, Küçük Şeytan İmparatoriçesi zorunlu bu zamanda itaat etmek zorunda, yüksek ihtimaller Yue’er’den daha uysal ve zayıf olacaktır.
Eğer ki İmparatoriçe ve Ling’er’in iyi bir ilişki kurmasını sağlayabilirsek... Belki de, mümkün olabilir.
Görünen o ki, Küçük Şeytan İmparatoriçesi ve Ling’er’in iyi bir ilişki kurması için sıkı çalışması ve bu süre zarfında Ling’er’in enerji sirkülasyonu ardındaki prensipleri iyi anlayıp iktisat yapmış olması gerekmekte.
Ah, görünen o ki kendisi doğrudan etkili olamasa da, onun görevi yine efsanevi bir şekilde zorlayıcıydı!
Yun Che yavaştan kendi sessizliğine gömüldü, Yun Gu da kendi derin ve kaynaki düşüncelerine boğuldu. Ancak bildiği ufak bir şey vardı ki Yun Che’nin aklı bütünyle yüzlerce vahşi ve ahlaksız düşüncelerle dolmuştu.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..