Bölüm 913

avatar
12295 37

Against The God - Bölüm 913


Bölüm 913 -Küle Dönüyor

 

“Xuanyuan Wentian, sen… Ahh!! Ne yapıyorsun… Dur!!”

 

“Seni… seni pislik… Ahhh!! Bu egemen hayalete dönse bile bu egemen asla seni affetmeyecek!!”

 

Kılıcın içerisindeki iblis ruhunun çığlıkları çok daha ızdırap dolu bir hal aldı ve son gürleyişin ardından çaresizlikle kaplanarak tamamen sessizliğe gömüldü. İblisin gözleri kılıcın kabzasında mücadele ederken sonunda tamamen kapanmışlardı.

 

Anorma siyah pis bir hava ansızın Xuanyuan Wentian’ın bedeninden kabardı. Tüm bedeni net biçimde ağır yaralarla kaplanmış ve kaynak gücü zayıflamıştı. Yine de kara iblisin bedenindeki aurası yoğun biçimde aşırı anormal bir oranda yükseliyordu.

 

Xuanyuan Wentian’ın gözleri o anda yavaşça açıldı, bir çift tarif edilemez şekilde derin, karanlık ışık demetleri Yun Che’ye doğru ateşlendi…. sayısız yıldır uykuda olan iblisin gözleri ansızın açılmış gibiydi.

 

“....” Yun he’nin ifadesi mahvolmuştu, iki eliyle kılıcını kavrarken kısık sesle konuştu, “Xuanyuan Wentian beklediğim gibi çoktan delirdin.”

 

Az önce Xuanyuan Wentian’ın yaptığı şey… Ebedi Gece iblisi Kılıcı içerisindeki iblisin ruhunu tamamen yiyip bitirmekti!

 

İlkel iblisin ruhunu yiyip bitirmesiyle bedenindeki iblis kanı ve ruhu en mükemmel duyularıyla mükemmel biçimde birleşmiş, karanlık kaynak enerjisinin kısa bir süreliğine kabarmasını sağlamıştı. Ancak bu türde bir durum ancak aşırı kısa süreliğine sürdürülebilirdi. İblis ruhunun bedeninden kaybolmasıyla Xuanyuan Wentian’ın yaşam süresi aşırı derecede azalmıştı.

 

Gelecek umutları ve yaşam süresi zorla kesildiğinden iblis kanı göletteki balığı yakalamaktan başka işe yaramayacaktı, bu yüzden şu anki davranışları delirerek altın bir yumurtayı öldürmeye benziyordu!

 

“Kimse… bu egemeni yenemez… kimse!!!”

 

Xuanyuan Wentian’ın tüm varlığı sıkı bir siyah ışıkla kaplanmıştı, tüm bedeninde görülebilen tek şey bir çift iblisi andıran gözleriydi.

 

Boom!

 

Boom!

 

Boom!

 

Xuanyuan Wentian ileri adımladı. Ağır yaralarından ötürü bedeni biraz sarsılıyordu fakat her adımı okyanusun derinliklerinde yoğun depremlere yol açıyordu, sanki gerçek bir iblis tanrısı yaklaşıyor gibiydi.

 

Yun Che yavaşça iki kolunu kaldırdı, anka ve zifiri ziyah parıltıları kaotik biçimde daireler çiziyordu. DAha önce hiç hissetmediği türden korkutucu bir baskı hissetti… Korkutucu kudret Xuanyuan Wentian’ın önceki zayıf koşullarından çok daha farklı bir düzeydeydi!

 

“Yun Che…. bu egemen…. cesedini binlerce parçalara ayıracak!”

 

Xuanyuan Wentian’ın sesi zımpara kağıdı gibi kaba çıkıyordu. Her kelimesi inanılmaz bir ızdırap ve nefret taşıyordu. Adımları bittiğinde etrafındaki okyanus suyu buharlaştı ve hızlıca kayboldu. Daha parmağını bile kaldırmadan tarifsiz korkutucu bir vakum alanı çoktan Xuanyuan Wentian’ın çevresinde oluşmuştu.

 

“GUAAHH!!!”

 

Xuanyuan Wentian gürlediği gibi iblis ruhunu yiyip bitirdiği Ebedi Gece İblisi kılıcı kudretini ve nefretini dokuz hücresinden taşıyarak Yun Che’ye doğru savruldu.

 

Kılıç aurası daha yaklaşmadan Yun Che çoktan kesin biçimde şu anki kendinin bu vuruşu karşılayamayacağını farkındaydı. Kaba kuvvetle karşılık vermek isterse kesinlikle ağır bedeller ödemesi gerekebilirdi.

 

Yun Che’nin adımları derhal geçekilirken zifiri siyah iblis kılıcı tam ona ulaştığında kayboldu.

 

Bang!

 

Ebedi Gece İblisi Kılıcı Yun Che’nin artçı görüntüsüne vurdu ve altındaki birkaç yüz metrelik katman kayası havaya uçtu. Muazzam bir çatlak okyanusun derinleri boyunca parçalanırken bilinmeyen bir gerginlik oluşturdu.

 

Yun che yüz elli metre ötede belirdi fakat yine de şok dalgasından etkilenmişti. İfadesi berbat bir haldeydi. Sol kolunu savurarak mavi renkli Kaynak İşleme materyali keskin kılıca dönüştü ve doğrudan Xuanyuan Wentian’ın göz delen karanlık gözlerine doğru savruldu.

 

Xuanyuan Wentian’ın karanlık kaynak enerjsi genişledi fakat bedenindeki ağır yaralar sebebiyle hareketleri yavaştı ve büyük zorlukla hareket ediyordu.Ebedi Gece İblisi kılıcını geri çektiği anda gözleri çoktan KAynak İşleme tarafından bıçaklanmıştı.

 

“AAAHHH!!”

 

Xuanyuan Wentian vahşi bir yaratık gibi trajik bir gürleyiş bıraktı. Sağ eliyle sıkıca gözlerini tuttu. Diğer yandan tam o anda Yun Che çoktan şimşek gibi hücuma geçmişti, gözleri zifiri siyah yayılan Xuanyuan Wentian’ınkinden çok daha yırtıcı bir ışık yayıyordu.

 

“Ölecek olan...sensin!!”

 

“Gürleyen Gökyüzü!”

 

Yun Che’nin bedenindeki kaynak ışığı patladı, kaynak aurası aniden genişledi… ve genişleme derecesi zorla iblis ruhunu yiyip bitiren Xuanyuan Wentian’ı bile açık ara aşıyordu.

 

“UVAAGHH!! Bu egemen seni öldürecek! Öldürecek!” Yun Che’nin yaklaştığını hisseden Xuanyuan Wentian delice haykırırken Ebedi Gece İblisi Kılıcı bir kere daha Yun Cheye doğru savrulurken iblis tanrısının aurası mavi okyanusu bile sallıyordu.

 

“Tahrip Edilmiş Gökyüzü, Yok Olmuş Yeryüzü!”

 

Bu sefer Yun Che geri çekilmeyi seçmedi. Aşırı gücünü kullanarak zorla, ‘Gürleyen Gökyüzü’nü açarak kılıcını Xuanyuan Wentian’a doğru savurdu.

 

Birkaç düzine kilometre içerisinde ister okyanus suyu olsun ister katman kayası olsun hiçbir iz bırakmadan kaybolarak tamamen hiçliğe döndü. Bir anda farklı boyutlarda eş zamanlı olarak açılan birkaç yüz delik ortaya çıkmıştı.

 

Güçlü yankılanmalar arasında okyanus tersyüz olmuş gibiydi, Yun Che’nin kolları kanla kaplanmışken Xuanyuan Wentian’ın bedeni çoktan zifiri siyah kanla kaplanmıştı. Sağ kolu anında toza döndü ve Ebedi Gece İblisi Kılıcı uzaklardaki bir kaya parçasına meteorit gibi çakıldı.

 

Yun Che’nin ifadesi bir iblisten daha yırtıcı bir hal aldı. Ne yaralarını ne de enerjisini … ne de akan kanını umursayarak kalan tüm enerjisini kaynak damarlarına ve iblis kaynak küresine aktardı. Tüm nefretini ve öldürme arzusunu beraberinde taşıyarak Cenneti Cezalandıran İblis Katleden Kılıcını Xuanyuan Wentian’a doğru savurdu.

 

Anka kılıcı demeti karanlık auralar arasında bir meteorit biçimini alarak Xuanyuan Wentian’ın bedenine doğru parçaladı… sonrasında Yun Che ile birlikte içeri doğru nüfuz etti!

 

“Ah… Ah… Aahh… Aaah…”

 

Xuanyuan Wentian’ın sağ gözünden kan döküldü ve dik dik bakan sol gözünde patlamanın etkisiyle kan izleri görülmeye başlamıştı. Yavaşça başını eğdi ve kendi bedenine doğru baktı. Görüşünde göğsünü değil de arkasındaki karanlığı görüebiliyordu, devasa bir deliğin içinden.

Otuz santimetre kadar genişlikte büyük bir delik bedeninde belirmişti. ORganları ve kaynak damarları tamamen yok edilmişti. Sözde yok edilemez iblis fiziği bir kan torbasına dönmüş, ortasında kocaman bir delik açılmıştı, kırmızı kan dışarı akıyordu.

 

“Uug…” Xuanyuan Wentian’ı delen Yun Che kağıt gibi solmuştu. Yere diz çökerek birkaç nefeslik zamanda zorlukla kendine geldi. Daha önce hiç hissetmediği bir kırılganlık tüm bedenini doldurmuş ve elleri artık kılıcını kaldıramıyordu.

 

Şu anki fiziğiyle zorlukla Gürleyen Gökyüzünü açmasıyla geçmişteki kadar sefil bir halde kalmıyordu ancak hala dayanması zordu. Dahası zorlayarak Gürleyen Gökyüzünü iki defa açmasıyla bedeni çoktan sınırına ulaşmıştı. İblis kaynak küresinin enerjisi de son vuruşuyla birlikte tükenmişti. Yalnızca kaynak damarlarında hala küçük miktarda enerji kalmıştı.

 

Etrafında muazzam zorlukla dönerek bedeninde devasa bir delik bulunan Xuanyuan Wentian’a baktı, taptaze bir kahkaha patlatıverdi. “Ha...hahaha… hahaha! Xuanyuan Wentian… bu… senin için yolun sonu! Öhöm öhöm…”

 

Yüksek sesle gülüşü yaralarına etki etmişti. Dudaklarının kenarındaki taze kanı sildiği gibi yüzü çok daha gururlu ve kibirli bir gülümseme takınmıştı.

 

“Ah….ah… im….imkan….sız… Nasıl… sen… bu egemeni…”

 

Vıııınn!!

 

Çevredeki okyanus suyu içeri dolarak bir kere daha buharlaşan okyanus suyunun yerini doldurarak iki kişiyi vakum alanının içerisine çekti.

 

Okyanus suyu Xuanyuan Wentian’ın siyah kanıyla karıştı ve kan kaybından ötürü hızlıca gücü kayboluyordu. Gücünü kaybetmiş gücü mavi okyanusun baskısına daha fazla dayanamamış ve deforme olmaya başlamıştı.

 

Tarifsiz bir korku Xuanyuan Wentian’ın kocaman açılan gözlerinde görülürken gücü hızlıca onu terk ediyordu. Korkutucu çatlak bir ses ağzından duyuldu…

 

“Hayır…. Bu egemenin gücü… Bu egemenin gücü… hayır… hayır…. Hayır… HAYIIIRR!!!”

 

“Bu… gerçek olamaz… bu egemenin gücü…. bu egemenin gücü…”

 

Kalan kolu vahşice suyun içinde uçarken gücünü yakalamaya çalışırken hızlıca kendi bedeniyle birlikte geri savruluyordu. Lakin mücadeleleri beyhude idi, korkutucu gücünden eser kalmamış yaşamı ve gücünü yitirmeye başlamıştı.

 

“Ahh… HAYIR! Bu egemenin gücü… geri gel…. GERİ GEL!!! Bu egemen çöp olmak istemiyor… Geri gel…. GERİ GELL…. WUAAAHH….”

 

Mücadeleleri, gürleyişleri sonunda ızdırap dolu çığlıklara yerini bırakıyordu. Hızlıca gücünü kaybeden bedeni su basıncı karışısında çoktan aşırı korkutucu bir biçim almıştı.

 

Yun Che su elementlerini kullanarak kendi canlılığını ve kaynak enerjisini arttırdı. Xuanyuan Wentian’ın acınası haline baktığında kalbindeki tazelik dağıldı ve birkaç acıma duygusu bile gösterdi.

 

TÜm yaşam süresi boyunca çaresizce güç peşinde koşmuştu. Hedefi için tüm hayatı entrikalarla dolmuş ve tüm hayatının anlamını bunu başarabilmek için feda etmişti.En nihayetinde bin yıl harcayarak dileğini gerçekleştirdiği daha ilk günden, Cennetsel Egemen olduğu ilk günde cehenneme gönderilmişti.

 

Onun için gücünü kaybetmesi şüphesiz dünyadaki en acımasız işkenceydi.

 

“Bu egemenin gücü…. bu egemen… göklerin üzerinde bir derebeyi… neden… n...eden…”

 

Tüm bedeni tamamen parçalanmış ve biçimini kaybetmiş olsa da hala ölmeyi istemiyor, çaresizlik içerisinde gürlüyordu….

 

“Neden? Çünkü kendi arzuların için her şeyi kendi çıkarına kullandın. Tüm bu kötü işleri yaptın, bu kadar fazla masum insanı öldürdün ve birçok insanın yaşamını yok ettin… bugün ben seni öldürmesem bile göklerin yasaları tarafından yargılanacağın gün gelecekti!”

 

Yun Che gürledikten sonra avucu aniden uzandı. Bir alev yığını okyanus suyunu parçalayarak Xuanyuan Wentian’ın hasar görmüş bedenini ezdi.

 

Bang!!

 

Bu alev yığını yoğun değildi ve önceki Xuanyuan Wentian’ın saçının tek telini yakabilme ihtimali yoktu. Ancak şuan Xuanyuan Wentian alevler karşısında buharlaşıyor gibiydi. Patlayıcı parlak ışıkla birlikte Xuanyuan Wentian son isteksiz çığlığını atarken hızlıca alevlerin arasında yok oldu.

 

Tamamen zifiri siyah küllerine kadar yandı ve dönen okyanus suyunda her yana saçıldı.

 

Yaşam süresi boyunca göklere meydan okuyan birkaç gün yaşadığı söylenebilirdi. Lakin gerçekten sonuçlarının keyfini sürme fırsatı olmadan çoktan küle dönmüştü.

 

“Vıııınnn!!”

 

Yun Che derin bir nefes aldı, tüm bedeni güçsüzce okyanus suyunda süzülüyordu. Daha fazla bedeni içerisindeki enerji dengesini sürdüremioyrdu.

 

“Doğrusu Xuanyuan Wentian’ın kötü işleri hakkında konuşmaya ne hakkım var ….ellerimde ölen masum insanlar… onunkinden çok daha fazla… Heh. Muhtemelen göklerin yasalarıyla yargılanması gereken kişi… daha çok benim gibi.”

 

Yun Che kendisiyle dalga geçercesine güldü.Gözlerini hafifçe kapattı ve söyledi, “Jasmine, görüyor musun? Kazandım.Xuanyuan Wentian’ı yendim. Yanımda olmadan sonunda güçlü bir düşmanı yenebildim… bunu görseydin.. heh… beni biraz övmek ister miydin..”

 

Jasmine’nin genelde soğuk ve ciddi bakışlı suratı aklında canlandı. İçinde acıyla karışık sıcak bir gülümsemeyle dolmadan edemedi. Gözlerini açtığında yaşlı bir adamın figürü gözlerinin önünde belirdi.

 

“Büyük baba, sonunda… intikamını ellerimle aldım… göklerde huzur ve mutluluk içinde yatabilirsin.”











Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43991 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr