Bölüm 921: Kötü Tanrının Gizemleri (1)

Altın Karga Yıldırım Alev Vadisi

Yun Che'ye Altın Karga'nın Ruhu tarafından istediği zaman girebilme izni verilmişti. Küçük Şeytan İmparatoriçe de dâhil Şeytan İmparatorluk Ailesinden kimseye, on binlerce yıllık tarihleri boyunca böylesi bir ayrıcalık verilmemişti.

Altın Karga Yıldırım Alev Vadisi'ne girdiğinde, Yun Che bu bağımsız dünyadaki alevlerin enerjilerinin daha da zayıfladığını açıkça hissetmişti. Görüş sahasındaki volkanların çoğu sessizdi. Hatta lavların çoğu akmayı kesmiş ve parlak kırmızı lav taşı halinde katılaşmışlardı.

Yun Che bunun arkasındaki sebebi biliyordu. Hayatı boyunca kaderini değiştiren pek çok kişi ile tanışmıştı. Altın Karga'nın Ruhu onlardan biriydi. İlk Tanıştıklarında Yun Che'ye ağırbaşlı, kibirli ve anlaşılamaz biri izlenimi vermişti. Ancak daha sonrasında yardımını ondan hiç esirgememişti.

“Buradasın.”

Âlemin sonuna ulaştığında, Yun Che onu çağırmadan Altın Karga Ruhu'nun altın gözleri mavi gökyüzünde açılmıştı. Altın gözlerinden akan ışık keskin bir güçle doluydu. “Kuzeydeki iblis aurası tamamen yok oldu, ancak buraya sağ sağlam gelmeyi başardın. Bir mucize vuku bulmuş gibi.”

“Evet.” Yun Che kafasıyla onayladı. “Buna kesinlikle bir mucize diyebilirsin. Azure Bulut Kıtası'na gitmeden önce çoktan ölmeye hazırdım. Ama beklentimin aksine, orada Xuanyan Wentian'ı yenmemi sağlayacak bir gücü kazayla elde ettim.”

“Açıkçası karanlık enerji insan diyarına ulaşalı çok uzun bir zaman olmadı. Bu daha önce bu düzlemde hiç görülmemiş bir güçtü. Bu asil bunu fark ettiğinde, yarattığı karanlığın bu dünyanın sonu olacağını düşünmüştü. Bir ay önceki sen, hayatından vazgeçip zorla ‘Hades'i kullansan bile onu öldürmen imkânsıza yakındı. Kaynak gücünün bu kadar kısa bir sürede bu kadar köklü bir değişim geçirmesini hiç beklemiyordum. Bu asil Azure Bulut Kıtası'nda ne gibi bir ilahi mucize ile karşılaştığını bilmek istiyor.”

Yun Che'nin aklına sonsuz Ölüler Diyarının Udumbara Çiçeği denizinde yüzen renkli gözlü garip kız geldi. “Dürüst olmak gerekirse, hala güç bakımından Xuanyuan Wentian ile karşılaştırılamam. Sadece fiziğim ondan daha kuvvetli. Kazanmamın en büyük nedeni...”

Yun Che konuşurken bir yandan da yavaşça elini uzattı. Çarpık bir boyutsal kara delik kadar yoğun bir siyah ışık küresi avucunun ortasında cisimlendi.

“...” Gökteki altın gözler aniden büzüldü ve tüm dünyanın ışığı şiddetle dalgalanmaya başladı. Bu değişim yavaşça yatışmadan birkaç nefes boyunca sürdü. Ancak Altın Karga'nın Ruhu daha fazlasını soracağına aniden sessizleşti.

Yun Che elini indirdi ve karanlık kaynak ışığı geride hiçbir iz bırakmadan yok oldu. Konuşmaya devam etti: “Azure Bulut Kıtası'nda bir yerde, beklenmedik bir şekilde Kötü Tanrı'nın Tohumlarından birini daha buldum... Ustam bir seferinde bana beş basit elementi temsil eden toplam beş tane Kötü Tanrı Tohumu olduğunu söylemişti; su, ateş, rüzgâr, şimşek ve toprak. Ancak Azure Bulut Kıtası'nda bulduğum tohum karanlık özellikliydi. Ve içinde barındırdığı güç şaşırtıcı bir şekilde daha önce elde ettiğim üçünden çok daha muazzamdı.  Sadece karanlığın gücünü kontrol etmemi sağlamadı, ayrıca kaynak enerjime de sıçrama yaptırdı.”

Altın Karga'nın Ruhu: “...”

“Ve Kötü Tanrı'nın karanlık tohumu sayesinde Xuanyuan Wentian'ın asıl kaynak sanatı olan Ebedi Gecenin Hayali İblis Tomarı, benim üstümde etkili olamadı. Benimle sadece kaynak enerjisini ve kılıcını kullanarak savaşmak zorunda kaldı. Bedenimin avantajıyla ve Hong'erin onu bastırmasıyla sonunda onu öldürmeyi başardık... Ancak hala Kötü Tanrı'nın bir karanlık elementi tohumu olması konusunu anlayamadım. İlkel Çağı çok anlayamasam da, karanlık kaynak enerjisinin Tanrı Irkı tarafından tiksinilen ve hatta nefret edilen bir güç olduğunu biliyorum.  Bir tanrının üzerinde görülmemeli bile. Kötü Tanrıyla ilgili kayıtlarda ve efsanelerde onun karanlık kaynak enerjiye sahip olduğu geçmiyor.”

“...” Yun Che havadaki şokun çıldırdığını hissederken Altın Karganın Ruhu sessiz kaldı.

Yun Che konuşmaya devam etti:  “Ay Katleden İblis Egemeni'nin iblis köken küresinin benim kaynak damarlarımla neden bu kadar kolay uyum sağladığını sorduğumda, bana bilmediğini söylemiştin. Ancak bundan sonra, konuşmaya başlayacaktın ve tereddüt ettin. Bu... Kötü Tanrı'nın karanlık kaynak enerjisine sahip olmasıyla mı alakalıydı? Bu konuda bir şey biliyor musun?

Kötü Tanrı'nın kaynak damarlarına sahip olduğu halde aniden sözde ”yasak” olan karanlık kaynak enerjisini elde etmek Yun Che'nin içini merakla doldurmuştu.

“Hayır, Kötü Tanrı'nın karanlık kaynak enerjiye sahip olduğunu bu asili geç, Altın Karga İlahi Tanrısı bile bilmiyordu. Tanrıların Çağında böyle bir söylenti de yoktu. Çünkü karanlık kaynak enerjisini kontrol edebilmek iblislere ait bir yetenektir. Bir tanrı tüm kalbiyle istese bile karanlık kaynak enerjisini elde etmesi imkânsız olurdu. Bu asil o zaman konuşmaya tereddüt etti, çünkü bu karanlık köken küresinin kaynak damarlarına bu kadar sıkı bağlanmasının sebebinin kaynak damarlarının son derece güçlü bir karanlık köken taşımasının bu asile mantıklı gelen tek yol olmasıydı. Bunu beklemiyordum...”

Altın Karga'nın Ruhu'nun sesi bu gerçeği hala tamamen kabullenemiyormuş gibi durdu.

“Bu Kötü Tanrı'nın hayattayken karanlık kaynak enerjisini kullanabildiği gerçeğini herkesten sakladığı anlamına geliyor... Tanrıların iblislere duyduğu nefret düşünülünce bu hiç de mantıksız değil. Eğer Kötü Tanrı'nın güçlü bir karanlık kaynak enerjisine sahip olduğunu keşfetselerdi,  tanrılar toplumundan şiddetle dışlanırdı.” dedi Yun Che. Bulut'un Sonu Uçurumu'nda karanlık tohumunu bulduğu anda bu çıkarımı yapmıştı.

“...” Altın Karga'nın Ruhu sessiz kaldı.

“Öyle... Değil mi? Altın Karga'nın Ruhu'nun tepkisi Yun Che'yi biraz hayrete düşürdü.

”... Bu şekilde olmalı.” Altın Karga'nın Ruhu hafifçe yanıtladı. Bunu gizlemek için elinden geleni yapsa da, kulağa biraz anormal gelmeye devam ediyordu. “Kötü Tanrı Altın Karga'ya, Anka ve Ejderha Tanrılarına büyük iyilikler yaptı ve bizi kendi arkadaşları saydı. Ancak biz bile Kötü Tanrı'nın karanlık kaynak enerjisine sahip olduğunu bilmiyorduk... Korkarım ki İlkel Çağ'da bunu bilen kimse yoktu.”

“Kendi gücünü bu kadar mükemmel saklamak, tüm evrende sadece Kötü Tanrı'nın yapabileceği bir şey ve bu tam beş milyar yıl bir sır olarak kaldı.”

“Beş... Milyar yıl mı?” Yun Che'nin duyduğu bu süre, onun kafasını şaşkınlıkla kaldırmasına neden oldu. Neredeyse kendi kulaklarına inanamayacaktı.

“Tanrıların Çağının sonundan günümüze, milyonlarca yıl geçti. Siz insanlar için, milyonlarca yıl son derece uzun bir zaman. Ancak Tanrıların çağında bu göz açıp kapayıncaya kadar geçen süre gibiydi.” dedi Altın Karga'nın Ruhu.

“... Demin Kötü Tanrının en azından... Beş milyar yıldır yaşadığını mı söyledin?” Yun Che bağırdı.

İki hayatını üst üste koyunca sadece elli yıl civarı ediyordu ve hayatı şimdiden sıradan insanlara göre daha tatmin edici ve heyecan vericiydi. Beş milyar yılı, beş milyar yıllık yaşamı algılayamıyordu... Bu ne tür bir konseptti böyle?

“O İlkel Kaos'un başlarında doğdu. Tüm Tanrılar Çağı boyunca yaşadı. Tanrıların Çağının doğuşuna, gelişmesine, bereketlenmesine ve son olarak da yıkımına şahit oldu. Alışılmadık bir kişiliği olsa da yaptığı şeyler her zaman onurluydu. Şüphesiz sadece en güçlü tanrı değil, aynı zamanda son derece büyük bir tanrıydı. Bu asil onun bir iblisin gücüne sahip olmasından dolayı şok olsa da, bu sırrı sonsuza kadar saklı tutmasına da bir anlam veremiyor.”

Altın Karga Ruhu'nun sesi o anda birden bire ciddileşti. “Bu beş milyar yıllık bir sır olduğuna göre, bunu sonsuza kadar saklı tutmaya devam edelim.”

“Anlaşıldı. Senden başka kimseye bundan bahsetmeyeceğim. Karanlık kaynak enerjisine sahip olsam da, bunu sadece şu anda ölmüş olan Xuanyuan Wentian biliyor.” Yun Che içtenlikle sordu: “Altın Karga Ruhu, bana Kötü Tanrı hakkında daha fazla şey anlatabilir misin?”

“...” Altın Karga'nın Ruhu yavaşça cevap vermeden evvel bir kez daha uzun süren bir sessizliğe gömüldü. “Bu asil gözlerinde merak içeren güçlü bir irade görüyor.  Görünüşe göre, kazara karanlık tohumunu bulmak senin Kötü Tanrı'ya karşı olan merakını daha da arttırmış.”

Yun Che başını salladı. “Sonuçta onun kaynak damarlarını miras aldım... Şu anda, sahip olduğum karanlık kaynak enerjiye nasıl davranmam gerektiği konusunda oldukça kafam karışmış durumda.”

“Kötü Tanrı öldü... Diğer tanrılar da. Bu asil tanrıların gizemlerini sonraki nesillerdeki sıradan insanlara anlatmamalı... Ancak sen farklısın. Sen Kötü Tanrı'nın gücünü miras aldın ve Tanrıların Çağında bile kimsenin bilmediği bir sır keşfettin, sanki her şey göklerin bir oyunuymuş gibi. Ay Katleden İblis Egemeni'ni ve Xuanyuan Wentian'ı öldürürken dünyayı kurtarmak gibi bir niyetin olmasa da, iki kıtayı tehlikeden kurtardın. Bu yüzden bu asil sana Kötü Tanrı'yla ilgili bildiği her şeyi anlatmakta bir mahsur görmüyor.”

“Ancak benden çok bir şey de beklememelisin. Kötü Tanrı başkalarıyla neredeyse hiç etkileşime geçmezdi. Altın Karga İlahi Tanrısı bile Kötü Tanrı hakkında çok az şey biliyor. Bu asil ise sadece bir ruh parçası, yani ondan da daha azını biliyorum.”

Yun Che kafasıyla onayladı ve minnetle konuştu: “Güveniniz ve cömertliğiniz için teşekkür ederim. Bir seferinde ustamdan Kötü Tanrı'nın Tanrılar Çağında bile çok üst bir düzleme ait olan oldukça özel bir Gerçek Tanrı olduğunu duymuştum... Tanrılar arasında, o nasıl bir pozisyondaydı?”

“Hayır, o çok üst bir düzleme ait bir Gerçek Tanrı değildi.” Altın Karga Ruhu onu düzeltti: “O en üst düzleme ait bir tanrıydı!”

“En... Üst mü?” Yun Che derinden şaşırmıştı. “Çok üst” ve “en üst” tamamen farklı iki kavramdı.

“Beş milyar yıl önce, İlkel Kaos Yin ve Yang olarak iki kutba ayrıldı ve hepsinin merkezinde bu dünyanın ilk varlığı doğdu. Bu varlığı ilerleyen zamanlarda İlahi Tanrılar ‘Atasal Tanrı’ olarak adlandıracaklardı.”

“Ata... Atasal Tanrı mı?” Bu Yun Che'nin bu adı ilk duyuşuydu. Jasmine'in bile bu ismi bilmemesi mümkündü.

“Atasal Tanrı İlkel Kaos'ta doğan ilk varlıktı. Hem Yang gücünü toplayan ‘Cennet Cezalandıran Atasal Kılıç’ hem de Ying gücünü toplayan ‘Uğursuzluk Bebeğinin Sonsuz Musibet Çarkı’ Atasal Tanrı'dan sonra doğdular. İlkel Kaos'un ilk vardığı doğduğunda, o İlkel Kaos'un en saf, en orijinal ve en kuvvetli gücünü taşıyordu. O Mutlak Üstün Varlık'tı”

“Gücü tüm İlkel Kaosu birbirine bağlıyordu. İlkel Kaos'un gücü onun gücüydü. İlkel Kaos var olduğu sürece asla yok edilemezdi. İlkel Kaos onu doğurdu demektense onun İlkel Kaos'un bilinci olduğu söylenebilir, aynı bir kılıcın içinde oluşan kılıç ruhları gibi.”

“...” Yun Che şaşkın şaşkın bakıyordu. Şok olmuş bir şekilde dinledi. Sanki son derece gerçek dışı antik bir masal dinliyor gibiydi.

Altın Karga'nın Ruhu devam etti: “Zaman geçtikçe, onun bilinci daha olgun hale geldi ve çok yüksek zekâya sahip muazzam bir yaşam formu haline geldi. Dili yarattı, gücün işleyiş ve saklanış yollarını yarattı ki sonraki nesillerdeki tüm canlılar kendi kaynak enerjilerini geliştirebilsin. Gücü en üst düzeye çıkartmak için kaynak sanatlarını yarattı... Ancak İlkel Kaos'un tek varlığı olarak, eline geçen yegâne şey ona eşlik eden ebedi yalnızlık oldu.

”İlkel Kaos'un tüm yaşam enerjisi onun bedenine bağlanmış ve yoğunlaşmıştı. O var olduğu sürece, İlkel Kaos'ta başka hiçbir canlı var olamayacaktı. Ve bu nedenle, birkaç on milyon yıl gibi kısa bir zaman sonunda yok olmaya ve İlkel Kaos'un her köşesine yaşam dağıtmaya, İlkel Kaos'un milyonlarca canlıya hayat verişine izin vermeye karar verdi ve böylece Tanrıların Çağı başladı.”

Yun Che sormadan edemedi: “Öylece yok olup gittiyse, şimdiki varlıklar Atasal Tanrının var olduğunu bile bilememeli. Yok olmadan önce arkasında bir şey mi bıraktı?”

“Kesinlikle.” Altın Karga Ruhu konuşmaya devam etti: “Atasal Tanrı yok olmadan önce anılarını sekiz yaşam parçasına böldü. Sonunda, onun yok oluşuyla sekiz yaşam parçası İlkel Kaos Düzlemine saçıldı. Dört parça Kuzey İlkel Kaos'a düşerek ilerde İblis Irkına liderlik edecek Dört Büyük İblis İmparatorunu oluşturdu. Dört parça ise Güney İlkel Kaos'a düşerek ilerde Tanrı Irkına önderlik edecek Üç Yaratıcı Tanrı'yı ve... Kötü Tanrıyı Oluşturdu.”