Bölüm 989: Devasa Afet

avatar
10882 31

Against The God - Bölüm 989: Devasa Afet


 

Bölüm 989: Devasa Afet

 

Ah?” Mu Huanzhi'nin kaşları Yun Che'nin buz gibi reddedişini duyunca değişti fakat azıcık bir şaşırma göstermedi çünkü uzun zaman önce vereceği tepkiyi sezmişti. ''Neden? Mu Hanyi çoktan sana büyük bir avantaj verdi. Bunun yeterli olmadığını düşünüyor olabilirmisin?

 

''Bununla hiçbir ilgisi yok,'' Yun Che çökük kaşlarla dedi. ''Sormak istiyorum, buz ruhu kapışması sırasında Mu Hanyi Ve Mu Feixue arasında neredeyse hiçbir fark yok iken nihai sonuç daha çok şanşa bağlıyken neden hiçbiriniz ek bir test olmasını önermedi? Benim buz ruhu sayım Mu Hanyi'yi tamamen aşmışken neden hepiniz zorla Mu Hanyi'nin kazanan olmasını kararlaştırdınız ve şimdi, hepiniz bir de bir ek test olmasını öneriyorsunuz... neye dayanarak!?''

 

''Bu...'' Mu Huanzhi'nin bir süreliğine dili tutuldu.

 

Pek çok farklı bakış Yun Che'nin vücuduna odaklanmıştı. Pek çoğu alay ve acıma doluydu.

 

''Hehehe, biliyordum bunu yapmaya yüreği yok,'' bir Buz Ankası Sarayı öğrencisi hafifçe güldü.

 

''Sormana bile gerek var mı? Cennetsel Göle girmeye cesaret bile edemiyor ve onun Kıdemli erkek kardeş Hanyi ile kıyaslanmayı hak ettiğini mi düşünüyorsun? O belli ki bunu kabul etmeyecek ve sıkıca önceki sonuca tutunacak... Sigh, daha yeni İlahi Yola girdi ve bir kara kurbağasının kuğu eti yemenin hayalini kurduğu gibi Tarikat Ustasının doğrudan öğrencisi olmayı hayal ediyor. Çok gülünesi.''

K.N: Sonraki bölümlere bakmadan yazmıştım ama burada gerçek bir şampiyonumuz var millet :D

 

''Bunun hakkında bir şey yapamaz. Her şeyin ötesinde Tarikat Ustasının doğrudan öğrencisi olabilmek çok büyük bir ayartma. Başka biri onun yerinde olsaydı o da bunu reddederdi."

 

Pek çok öğrenci alay etti ve Mu Hanyi bile kafasını salladı ve iç çekti.

 

''Bana yüzde 80 vermek?* Hah, ne büyük yiğitlik, ne devasa bir yüz!'' Yun Che daha önce zorla dindirdiği öfkesini serbest bırakırken çevre sesleri tamamen göz ardı etti. ''Böylece bana adaletli mi olacak? Zaten bu ek test çoktan benim için adaletsiz. Bu sözde adalet, bana yüzde seksen vermek... basitçe bir şaka! Neden bunu kabul etmeliyim?''

N.N: Daha önce benim ulaştığım derinliğin yüzde yirmisine ulaşırsan yeterli diyordu ondan bahsediyor.

 

"Hepiniz bunun adaletli ve tarafsız olması gerektiğini söyleyip duruyorsunuz, bunun tarikatın önemli bir meselesi olduğunu tekrar tekrar söylüyorsunuz, yine de benim Mu Hanyi'ye karşı buz ruhları savaşında kazandığım gerçeğini zorla görmezden geliyorsunuz ve ek bir test talep ediyorsunuz. Bu İlahi Buz Ankası Tarikatı'nın sözde adaleti mi!?''

 

Yun Che açıkça tüm gücüyle haykırıyordu... Hatta tüm elderleri ve saray ustalarını hedef almıştı. Çeşitli Elderlerin ve Saray Ustalarının yüzleri aynı anda değişti. Ayrıca Mu Bingyun da şok olmuş bir yüz ortaya çıkarırken aceleyle, ''Yun Che, dur!''

 

''Arsız!!''

 

Öfkeli ses anında tüm Cennetsel Cehennem Ayazı Gölünü sessizliğe gömdü. Gölün yüzeyindeki tüm buz ruhları yerlerinde donakaldılar. Bu tek kelime gizlice alay eden öğrencileri korkuyla soldurdu. Konuşmak üzere olan elderler ve saray ustaları yıldırım hızıyla kafalarını gömdü ve korkudan sessiz kalmayı tercih ettiler.

 

Çünkü bu kızgın azarlama şok edici bir şekilde Kar Şarkısı Diyarı Kralından gelmişti.

 

''Yun Che, bu kral çoktan ek teste izin verdi bu yüzden nasıl reddedebilirsin?! Sen sadece küçük bir öğrencisin. Sadece emirlere uymuyor, tarikatı utandıracak çılgın saçmalıklar söyleyecek küstahlığı gösteriyorsun. Sana bu cesareti veren kim!?''

 

Sıcaklık hızla düştü ve durgun atmosfer kemik-delen bir soğukla kaplandı. Uzun zamandan beri, Kar Şarkısı Diyarında bir deyiş vardı- Alem Kralı'nın öfkesi kimseyi hayatta bırakmaz.

 

Kar Şarkısı Diyarı Kralı nadiren öfkelenirdi fakat öfkelendiği zaman sonuçları son derece korkutucuydu- o kadar korkutucu ki kimse bunu düşünmeye cesaret edemezdi. Buz Ankası Tarikatının üst mercilerinde uzun süredir ikamet eden kişiler dahi Kar Şarkısı Diyarı Kralının öfkelendiğini seyrek görürdü, binlerce yılda birkaç kez.

 

Fakat bugün, küçük bir Buz Ankası sarayı öğrencisi için üstelik düşük alemlerden biri için o aslında... sinirlenmişti!

 

Hepsinin yüreği ağzına gelirken vücutlarındaki tüm tüyler diken diken oldu... Yun Che'ye vahşi sözlerinden dolayı biraz kızgındılar fakat şimdi kendi dehşetleri içinde onun için sadece sempati hissediyorladı.

 

Ölüme mahkum, bu çocuk çoktan ölüme mahkum... lütfen göldeki bu balıkları incitme.

 

Kar Şarkısı Diyarı Kralından gelen kızgın azarlama Yun Che'yi kafasına ağır bir dağ ile vurulmuş hissettirirken vücudundaki tüm kemikler dağılmanın eşiğindeydi. Ancak, zorla kafasını kaldırdı ve kararlı bir sesle yavaşça ''Sen Kar Şarkısı Diyarı'nın kralısın, bu yüzden söylediğin gibi yapmalısın! Eğer kazanırsam, o zaman kazanırım... neye dayanarak bu ek testi almam gerekiyor!?''

 

...” Oradaki herkesin dili tutuldu.

 

Sinirlenmiş Kar Şarkısı Diyarı Kralının önünde, o aslında karşılık vermişti... O karşılık vermişti!

 

O bu sefer kesinlikle ölüme mahkumdu, kesinlikle tamamen ölüme mahkum olmuştu.

 

Mu Bingyun'un buzumsu yüzü tüm rengini tamamen kaybetti. Acele ile Yun Che'nin yanına geldi ve dedi, ''Tarikat Ustası, Yun Che'nin kişiliği aynen böyle. O kesinlikle seni gücendirmeye çalışmıyor, yalvarıyorum Tarikat Ustası...''

 

''Kişilik?'' Kar Şarkısı Diyarı Kralının sesi son derece küçümseyen bir alay taşıdı. ''Daha yeni İlahi Yola giren kibirli bir genç, bir karınca kadar güçsüz biri aslında bana karşı çıkıyor ve benle tartışmaya cüret mi ediyor!? Bingyu, düşük alemlerden getirdiğin tek kişi aslında cüretkar ve pervasız bir aptal!''

 

''Bu kralın dediğin gibi mi yapmasını istiyorsun? Hmph, hangi kabiliyetle? Bu kral senin aileni sonraki nefeste katledeceğini ya da koruyacağını söyleyebilir. Senin bana karşı çıkmaya gücün yeter mi ki? Benim gözlerimde sen küçük bir karıncaya bile eşdeğer değilsin. Seni öldürmekten bahsetmeyi geç, eğer bu kral senin geldiğin gezegeni yoketmek isterse bu küçük bir düşüncesine bakardı. Burada şansını değerlendireceğine sen aslında benim önümde yaramazlık etmeye cürret ediyorsun. Böyle bir aptalın Buz Ankası Sarayı öğrencisi olması 36. sarayın adını kirletirken yine de o bir de bu kralın öğrencisi olmanın hayalini kurmaya cüret ediyor!"

 

''Bang!''

 

Mu Bingyun şiddetle bir dizinin üstüne çöktü ve yalvardı, ''Tarikat Ustası, Yun Che buraya aşağı alemlerden benim tarafımdan getirildi. Onun boyun eğmeyen bir mizacı var ve bunun kötü bir şey olduğunu hiç düşünmediğim için asla onu fazla kısıtlamadım. Her şey onu disipline etmeye yetersiz olduğum için. Tarikat ustasının onun yerine beni cezalandırmasını ve cezayı hafifletmesini istiyorum... hiç olmazsa, onu hayatta bırakın.''

 

Yun Che 'bela' çıkardığında Mu Bingyun asla onu gerçekten engellememişti. Bunun yerine onu daima gizlice korudu, çünkü Yun Che'nin mizacına bir miktar hayranlık duyuyordu. Ancak, Cennetsel Cehennem Ayazı Gölüne girmeden önce o defalarca kez Yun Che'yi kurallara karşı çıkmaması için uyarmıştı... Asla Yun Chenin yine de soruna, hatta büyük bir afete yol açacağını beklememişti.

 

O aslında Alem Kralını kızdırmıştı.

 

Yun Che Kar Şarkısı Diyarına yeni varmıştı bu yüzden Alem Kralını kızdırmanın ne demek olduğunu anlamıyordu... Hatta o Alem Kralı kızdıktan sonra karşılık vermişti.

 

Pek çok kova dolusu soğuk su üzerine dökülmüş gibi Yun Che'nin vücudu ruhuna kadar buz gibi dondu. Tüm kibir, küstahlık, inatçılık ve yakınma tamamen dağıldı... Yerini hakiki bir dehşetin yanı sıra buz gibi bir uyanış aldı.

 

Ustasını, Jasmine'yi ilk görüşü zihninde parladı. O zaman, o gururlu ve kibirliydi, diz çökmemeye kararlıydı. Yine de sonra Jasmine tarafından kafasına basılmış ve böylece öğrencilik ritüeli tamamlanmıştı. O zaman Jasmine'in söylediği sözler kulağında açıkça çınladı.

 

''Büyük prensiplere sahip oldun diye olağanüstü olduğunu mu düşündün? Güç olmadan bana secde etmeyi reddetmeye dahi kabiliyetin yok. Benim önümde kendini beğenmiş davranmaya ne hakkın var? Güç olmadan, kibrin ve haysiyetin güçlünün önünde bir şakadan fazlası değil!''

 

Yun Che derin bir nefes çekti. Göğsüne girdiğinde, soğuk tüm vücuduna nüfuz etti... Mavi Kutup Yıldızında zirvedeydi ve istediğini yapabilirdi. Her şeyi sınır tanımadan yapabilirdi ve kısıtlama olmaksızın mizacına uygun hareket edebilirdi- çünkü mutlak güce sahipti.

 

Fakat burada, bu dünyaya hükmetmeye yetecek güçteki Kar Şarkısı Diyarı Kralının önünde o neydi ki?

 

Sema-vari bir varlık olan Kar Şarkısı Diyarı Kralını unut, buradaki elderler, saray ustaları ve hatta buradaki öğrencilerin bile kaç tanesi ona gerçekten saygı duymuştu?

 

Neden onun buz ruhu sayısını görmezden gelip Mu Hanyi'nin kazanan ilan etmişlerdi? Çünkü o zayıftı! Çünkü buradaki herkesin gözünde, Mu Hanyi ile karşılaştırılmaya bile değer değildi.

 

Neden ek bir test istemişlerdi? Çünkü o çok zayıftı, kimse onun Tarikat Ustası'nın öğrencisi olmayı hakettiğini düşünmüyordu. Eğer yeteri kadar güce sahip olsaydı, nasıl bu sözde testi alması gerekirdi?

 

Onların gözlerinde, onun sahip olduğunu sandığı inatçılık, küstahlık ve haysiyet bir şakadan fazlası değildi. Onun karşı çıkışı, tamamen mantıklı olsa da onların onayı yerine sadece küçümsemesini ve alayını çekti.

 

Kim oluyordu da Alem Kralı ile tartışıyordu?... Sadece ölümüne kur yapıyordu. Sonunda Mu Bingyun'a bile yük olmuştu. Onun güvenliği için diz çözerken merhamet için yalvarmasına neden olmuştu.

 

Kar Şarkısı Diyarı Kralı'nın ona son derece büyük bir aptal demesi... tamamen doğruydu.

 

''Yun Che, çabuk... çabuk hatanı kabul et ve affın için yalvar... çabuk...'' Mu Xiaolan uzun süredir korkudan solmuş haldeydi. Kar Şarkısı Diyarı Kralı öfkelenmişken Yun Che'ye ses iletimi göndermek gibi daha önce görülmemiş bir cesaret sergilemişti.

 

Etrafındaki kalabalığın tepkisi Yun Che'nin bu sefer ne kadar büyük bir faciaya neden olduğunun farkına vardırdı. Mu Bingyun'u kurtarmış olsa da... Kar Şarkısı Diyarı Kralı ne çeşit bir varlıktı? Eğer onu öldürmek istese, on bin kez dahi ölmek için bile hiçbir çaba sarfetmezdi.

 

Ölemem... Daha Jasmine'yi bile görmedim. Nasıl burada ölebilirim?

 

Bir gürültü ile Yun Che de Mu Bingyun'un yanına dizleri üstüne çöktü. Kafasını derince gömdü, ''Bu öğrenci haddini aşan bir şey yaptı. Tarikat Ustasından beni affetmesini diliyorum.''

 

Ulu Alem Kralına diz çöken bir öğrenci olağan bir şey olmalıydı fakat kimse Yun Chenin hayatı boyunca diz çöktüğü tek kişinin -ailesi dışında- Jasmine olduğunu bilmiyordu.

 

Cennetsel Cehennem Ayazı Gölündeki sessizlik korkutucuydu. Ölüler bile bu kdadr sessiz olamazdı. Kalabalık tek bir düşüncede birleşti: Götümden af dile! Eğer tarikat ustasını kızdırdıktan sonra cesedini tek parça tutabilirsen soyadını üzerime alacağım.

 

''Bin kez ölmen gerekiyordu fakat Bingyun bu kralın genç kız kardeşi olduğu için ve affı için çabası adına, bu kral sana yaşamak için bir fırsat verecek.'' Kar Şarkısı Diyarı Kralının her sözü cennetsel güç içeriyordu, ''Mu Hanyi ile senin arandaki karşılaşmada, eğer kazanırsan sadece hayatını bağışlamayacak, her şeyi mazide bırakacak ve seni doğrudan öğrencim olarak kabul edeceğim!''

 

''Fakat eğer kaybedersen... Kar Şarkısı Diyarında daha fazla var olmayacaksın!"

 

Kar Şarkısı Diyarı Kralının ilk birkaç kelimesi kalabalığı şaşırttı fakat devam eden kelimelerle hepsi durumu anladı... beklendiği gibi Tarikat Ustasının onu kızdıran birini affetmesi imkansızdı. Tarikattaki herkes biliyordu ki o Mu Bingyun'a karşı son derece korumacıydı ve bu sözde yaşama şansı onun için önemini gösteriyordu. En sonunda, o yine de Yun Che'nin ölmesini istedi.

 

Her şeyin ardından, Yun Che nasıl Mu Hanyi'yi yenebilirdi?

 

Tüm elderler ve saray ustaları alınlarındaki teri atmak için kafalarını kaldırırken gizlice rahatladı... Yun Che ölüme mahkum olsa da en azından onunla birlikte onlar da etkilenmemişti. Tarikat Ustasının kızgınlığının altında bu görülmedik bir şanştı.

 

Mu Bingyun çabucak dedi, ''Tarikat Ustası, bu...''

 

''Daha fazla konuşma!'' Kar Şarkısı Diyarı Kralı'nın haşin sesi Mu Bingyun'un sözlerini kesti. ''Yun Che bu yaşamak için tek şanşın. İster kabul et istersen de bu kral seni hemen şimdi yok etsin!''

 

Yun Che tecrübesinin getirdiği bilginlikle tereddüte düşmeden dedi, ''Evet, Tarikat Ustası'nın emirlerine itaat edeceğim.''

 

''Hmph, Huanzhi, git onların karşılaşmalarını ayarla,'' Kar Şarkısı Diyarı Kralı emretti.

 

''Evet, Tarikat Ustası.'' Mu Huanzhi'nin sesi önceden olduğundan bile daha ihtiyatlıydı. O dikkatle sırtını düzleştirdi ve bir elini kaldırdı herhangi bir gecikme yaşanmasına cesaret edemiyordu. ''Hanyi, Yun Che, beni Cennetsel Göle kadar takip edin.''

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr