Bölüm 17: Mucizelerin Doktoru Olduğumu Söylesem İnanır Mısın?

avatar
14068 46

Against The God - Bölüm 17: Mucizelerin Doktoru Olduğumu Söylesem İnanır Mısın?


 

Çeviri için Useless, kontrol / düzenleme için Wertyul  arkadaşımıza teşekkürler. Keyifli okumalar…

 

(Ç.N: ilk başlarda en sevdiğim bölümler geliyor beyler bu 3 bölümü severim özellikle 19’u )

 

Xiao Che Xia Qingyue’nin kaynak gücünün gerçekten 10.seviye ilk kaynak aleminde olup olmadığını biliyordu ancak Xiao Yulong bundan habersizdi. Xia Qingyue şuan gerçekten kızmıştı ve gücünün en az %70ini kullanmıştı. Yulong’un yerde yattığını gördüğünde avcunu geri çekti ve ilgisiz bir şekilde “Sanırım genç lider Yulong eğitim maçı yapacak kadar güçlü değil. Lütfen şimdi gidin.” Dedi.

 

Yerde yatan Xiao Yulong şaşkındı. Aslında o 3.seviye başlangıç kaynak aleminde olduğundan Xia Qingyue’nun elini kolayca tutacağına inanıyordu. Ama daha eline bile ulaşamadan yere yapıştı tüm vücudu morluklarla hırpalanma izleriyle kaplıydı. Şaşırmış gözlerle yerdeki iki dişine bakıyordu.

 

Xiao Yulong yüzü seğirse de hemen toparlandı. Ne kadar hırpalanmış ve yorgun gözüktüğünü tahmin edebiliyordu. Xiao klanının genç lideri konumunda olduğundan beri böyle bir duruma gelmediği söylenebilirdi. Ve bu duruma hayranı olduğu kadının karşısında düşmüştü. Ancak Xiao klanının genç lideri yine de Xiao klanının genç lideriydi. Ağzındaki kanı yuttuktan sonra sıcak ve zarif bir gülümseme yapmaya uğraştıktan sonra “bayan Xia’nın 10.seviye temel kaynak alemi gücü gerçekten ününü hak ediyor. Biraz önce sizi küçümsedim ama şimdi lütfen kendinizi iyi koruyun bayan Xia.” Dedi.

 

İki dişi olmadığı için Yulong’un sözleri bazen ıslık sesleri çıkarıyordu. Konuştuktan sonra elini kaldırıp tüm kaynak gücünü kontrol etmeye başladı. Saf bir şekilde bu duruma düşmesinin nedeninin sadece dikkatsizliği olduğunu düşünüyordu. 3. seviye başlangıç kaynak aleminin gücüyle nasıl 10.seviye temel kaynak alemine karşı koyamazdı?

 

Xiao Yulong ileri doğru yürüdü. 3 adım sonra aniden ellerini uzatıp Xia Qingyue’un kolunu tutup bükmek istedi. Onun bu hareketi Xia Qingyue’nin ondan daha fazla nefret etmesine neden oldu. Artık sabrı kalmamıştı aniden sağ kolunu salladı. Aniden soğuk bir rüzgar Yulong’un yüzüne gitmeye başladı.

 

Saldırıda kullandığı kaynak gücü donmuş bulut asgardın gizli sanatlarını içermese bile Yulong’un karşı koyabileceği bir şey değildi.

 

peng sesiyle birlikte Yulong’un sağ yanağı aşağı doğru sarktı ve vücudu geriye doğru uçtu. Avlunun dışına uçmadan önce havada en az 7-8 takla attı. Dışarı çıkan 3 dişin 2 si yüzüne saplanmıştı. (Ç.N: etti sana kırık 5 diş mis gibi :D )

 

“Eğitim maçı bitti. Seni burada görmeyeceğim.” Xia Qingyue ona bakmıyordu bile. Sesi aşırı derecede soğuktu.

 

Xiao Yulong’un yüzünün sağ tarafı kanla kaplanıp kırmızıya dönmüştü. Şuan bir aptal bile olsa 3.seviye başlangıç kaynak alemi gücünün başlangıçtan beri Xia Qingyue karşısında yetersiz olduğunu anlardı. Yüzündeki zonklama yüzünden Xia Qingyue’ya korkmuş gözlerle baktı. Derin bir nefes aldıktan sonra başka bir şey demeden sendeleyerek gitti.

 

Xiao Yulong revire geldiğinde tam içeri girecekken revirden çıkan sol elinde şifalı otlar ve sağ elinde bir paket bulunan Xiao Che’yi gördü. Yulong’u gördüğü anda Xiao Che onu sıcak bir şekilde karşıladı. “Büyük kardeş Yulong buraya neden geldin? Aiya! Büyük kardeş Yulong ne. Ne . Ne . Ne oldu?”

 

Xiao Che’yi gördüğünde Yulong dişlerini sıkıp tüm gücüyle içeri girdi. Az sonra Xiao klanının baş doktoru Xiao Gu’un sesi içeriden duyuluyordu. “Genç efendi. Kim… kim… Kim böyle kötü şeyleri size yaptı?”

 

“Sorun yok kimse bir şey yapmadı. Dağlarda eğitim yaparken dikkatsizdim ve düştüm.” Yulong’un sesinden acısı belli oluyordu. Tabi ki de şuan ki durumunda olma sebebinin Xia Qingyue’dan yararlanmaya çalışırken dayak yemesi olduğunu söyleyemezdi.

 

“Nasıl biri bir şey yapmamış olabilir? Elmacık kemiğiniz parçalanmış, 5 tane dişiniz tamamen kırılmış 3 tane dişin yarısı yok bunların hiçbiri yeniden gelişmez.”

 

Xiao Che dışardan sesleri duyabiliyordu.

 

Bu kadın…. hareketleri gerçekten acımasız.

 

Ona öldüren kalp tozu veren büyük ihtimal Yulong’du. Xiao Che, Xia Qingyue’nın gücünü kullanarak ona ders vermek istiyordu. Ama bu nasıl bir ders olabilirdi? Yarı ölü hale gelene kadar dayak yemişti.

 

Sabah büyükbabasını kalkan olarak kullanıp onun elini tuttuğunu düşününce Xiao Che aniden soğuk terler attı.

 

Evinin avlusuna girdiğinde Xia Qingyue avlunun merkezinde sakince duruyordu. Onun geldiğini görünce kayıtsızca “Xiao Yulong geldi.” Dedi.

 

“Ah. Evet biliyorum. Revirde gördüm.” Xiao Che cevap vermeden önce onun hareketlerini dikkatlice izledi.

 

Xia Qingyue ona daha fazla dikkatini vermedi. Hafifçe gözlerini kapadıktan sonra vücudunun etrafını soğuk bir hava tabakası sardı.

 

“Qingyue karıcığım bir şey sorabilir miyim?” Xiao Che ağzını açıp sorarken ilerledi.

 

“?” Xia Qingyue hiç tepki vermedi.

 

“Senin gerçek kaynak gücü seviyen ne?” Yulong’u böyle bir duruma soktuğundan en az 5. seviye başlangıç kaynak aleminde olmalıydı. 16 yaşında o seviyede olmak… Eğer bu duyulursa yüzen bulut şehrinde büyük bir patlama olurdu.

 

Xia Qingyue hala tepki vermemişti. Hiç cevap vermeye niyeti yokmuş gibi duruyordu.

 

Yok sayılan Xiao Che’nin yüzü kasvetliydi. Xia Qingyue’un görünümünden şuan sessizce donmuş bulut asgardın özel sanatını çalıştığını anlıyordu. Daha fazla konuşmadı. Yere bağdaş kurarak oturup ellerini göğüs hizasında birbirine geçirerek huzurlu bir şekilde Xia Qingyue’yı izliyordu.

 

15 dakika boyunca izledi.

 

Geçmişte Xia Qingyue genelde odasında olurdu. Donmuş bulut asgardın gizli sanatını çalışırken bazen hocasının ipucu vermek için yanına gelmesi dışında hep yalnız olurdu ve kimse tarafından izlenmezdi. Bir erkeğin onu izlemesi söz konusu bile olamazdı.

 

Her ne kadar gözleri kapalı bir şekilde donmuş bulut asgardın gizli sanatını çalışıyor olsa da hala Xiao Che tarafından izlendiğini hissediyordu. Ayrıca sabit bir bakışla izliyordu gözlerini başka bir yere çevirmiyordu. Bu delici bakış kalbinin sakin kalmasına izin vermiyordu. Tüm vücudu rahatsızdı. Sonuçta o hala 16 yaşında bir kızdı. Kalbinin durgun bir su gibi olmasını beklemek çok fazla olurdu.

 

15 dakika sonra Xiao Che hala kımıldamadan izlemeye devam ediyordu. Xiao Qingyue sonunda kendini dizginlemeyi bırakıp gözlerini açtı ve ona bakarak soğuk bir sesle “Bana böyle dik dik neden bakıyorsun?” Dedi.

 

“Gönüllü olarak benle konuşmanı bekliyorum.” Xiao Che masum bir şekilde yanıtladı.

 

“……” Xia Qingyue şuan öldürme arzusu taşıyordu.

 

“Cough cough Aslında senle konuşmam gereken önemli bir şey var. Ama antrenmanında rahatsızlık vermek istemediğimden bekliyorum.” Xiao Che’nin ifadesi aşırı samimiydi.

 

“Ne oldu?” Xia Qingyue kuvvetle öfkesini bastırmaya çalışıyordu.

 

“Uhm. Durum şu ki.” Xiao Che’nin ifadesi aniden ciddileşti. Xia Qingyue’nin önüne gelene kadar birkaç adım attı ardından güvenle “Bu sabah elini tuttuğumda. Ah ah. B.  bir şey yapma. Ciddi bir şeyden konuşuyorum. Ciddi bir şey. Xia Qingyue’nin öldürme arzusu yaymaya başlamasıyla Xiao Che birkaç adım geri çekildi. Xia Qingyue’nin bir şey yapmadığını görünce derin bir nefes alıp konuşmaya devam etti. “Elini tuttuğumda nabzında bir problem hissettim. Büyük bir problem.”

 

Sözleri Xia Qingyue’nin tereddüt etmesine neden olmadı. Başından beri ona inanmıyordu.

 

Her ne kadar elini tuttuğunda gizlice nabzını ölçmeye çalıştığını bilse de, tüm şehrin zayıf olarak bildiği biri nasıl bir şey yapabilirdi?

 

Ama Xiao Che’nin sıradaki sözleri Xia Qingyue’nin titremesine neden oldu.

 

“Her gün sabah 3 de kalktığın doğru değil mi? Uyandıktan sonra ki ilk yarım saatte vücudun buz gibi soğuk ve uzuvların ağrılı olmuyor mu?”

 

Xia Qingyue’nin bakışları titriyordu farkında olmadan sordu. “Nasıl biliyorsun?”

 

Xiao Che konuşmaya devam etti. “Ayrıca donmuş bulut asgardın gizli sanatını çalışırken kaynak gücün üst seviyeye her geçişinde 2-3 gün boyunca vücudun buz gibi soğuk, uzuvların ağrılı olmuyor mu? Doğru düzgün yemek yeme ve uyuma sorunu çekmiyor musun?”

 

Xia Qingyue daha çok şaşırmıştı. Çünkü söylediği her şey doğruydu.

 

“Ayrıca….” Xiao Che avlunun kapısına doğru gitti. Vücudunun yarısını kapıdan çıkardıktan sonra ciddi bir yüzle “Senin en son… ehhh. Adetin 8-9 gün gecikmedi mi?” Dedi.

 

Xia Qingyue, “!@#¥%……”

 

Xia Qingyue’nin öldürme arzusu vermediğini görünce yeniden içeri girip “Şimdi bana inanıyor musun?” Dedi.

 

“Tüm bunları nasıl biliyorsun?” Xia Qingyue şaşırmış bir şekilde sordu.

 

“Nabzından”

 

“Nabız ölçebiliyor musun?”

 

“Eğer sana mucizelerin doktoru olduğumu söylesem bana inanır mısın?” Xiao Che samimi bir ifade ile sordu.

 

“Eğer şaka yapmak istiyorsan halanı bul.” Xia Qingyue ifadesiz bir şekilde ona bakıyordu.

 

Tabii ki Xiao Che onun kendisine inanacağını beklemiyordu. Eğer ona inansaydı bu daha garip olurdu. “Bunların hepsi oldukça ciddi belirtiler. Nasıl tedavi edeceğini bilmek istemez misin?”

 

“Gerek yok.” Xia Qingyue soğuk bir şekilde konuşmaya devam etti. “Benim çalıştığım sanat özeldir. Çalışmaya başladıktan sonra az ya da çok olumsuz yan etkilerine maruz kalırsın. Donmuş bulut asgard da bu tüm öğrenciler tarafından bilinir. Ustam ve onun ataları bile bunu deneyimledi. Teknik belirli bir seviyeye kadar çalışıldıktan sonra yan etkiler kendi kendine kayboluyor.”

 

“Evet. Evet. Söylediğin şey yanlış değil.” Xiao Che dikkatlice başıyla onayladıktan sonra kıkırdayarak “Ama bende neden donmuş bulut asgard öğretilerinin aşık olmayı ve duyguları bu kadar bastırdığını anlıyorum. Çünkü donmuş bulut asgard da ki biri aşık olsa da çocuğu olmayacaktı. Eğer bu yayılsaydı donmuş bulut asgardın prestiji için zararlı olurdu. Öğrencilerin erkeklerle görüşmesini yasaklayarak aynı zamanda utanç verici sırrın yayılmasını önlüyorlardı.” Dedi.

 

Xia Qingyue aniden soğuk bir ifade takındı. İlk kez Xiao Che’ye bu kadar sinirlenmişti. “Kapa çeneni. Saçmalıklarına müsamaha gösterebilirim… Ama okuluma hakaret etmene izin vermem. Bu şekilde bir cümle daha kurarsan seni affetmem.”

 

Şuan Xiao Che’nin ifadesinde korku olsa da daha dikkatli bir şekilde hafifçe gülümsedi ardından “Yanlış olsam da olmasam da iyi biliyorum. Sana söyleyebilirim ki güçlü kaynak gücü olan insanlar daha çok yaşamak istiyor. Ancak senin nabzından anladığım kadarı ile sizin okuldaki birinin yaşam süresi aynı kaynak gücündeki normal birine göre %30 daha az olduğuna eminim.” Dedi.

 

“Doğru muyum yanlış mı?”

 

Xiao Che’nin sözleri Xia Qingyue’nin gözlerinin fal taşı gibi açılmasına neden oldu.

—————–ÇEVİRMEN NOTU——————–

Bu da bitti. 4 mü oldu kaç oldu. Çok zaman alıyor atg beyler :D Neyse iyi okumalar diğer bölümde görüşürüz.

Xia Qingyue bu sözlerden sonra ne yapacak? Yan etkileri geçecek mi? Mucizelerin doktoru ne yapacak? Nasıl bir mucize göreceğiz bekleyin okuyun öğrenin…,

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44249 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr