Bölüm 76: İlk Ben Seni Yok Edeceğim

avatar
14998 43

Against The God - Bölüm 76: İlk Ben Seni Yok Edeceğim


 

Xiao Luocheng'in aniden çıkıp yürümesini kimse beklemiyordu.

 

Her ne kadar Yun Che gösteriyi çalarak arka arkaya 5 kişiyi yenerek tüm seyircileri şaşırtsa da onun görkemi hala Xiao Luocheng ile karşılaştırılamazdı.

 

Yun Che'nin sergilediği yetenekler onu Yeni Ay Şehrinin en iyi dâhileri arasına girdirdi ancak Xiao Luocheng'in süper dahi seviyesi 4 büyük tarikata girmesi için yeterliydi.

 Eğer Yun Che aniden Xiao Luocheng'e meydan okursa bu hala şok edici olmaz ve kendini gözünde çok büyüttüğü düşünülür.

 

Ama eğer Xiao Luocheng kendi başına çıkıp buraya gelirse bu çok fazla düşündürücü olur.

 

O Yun Che ile antrenman maçı yapmak istiyor olabilir mi?

 

Olamaz...!

 

Kesinlikle imkansız.

 

Xiao Luocheng'in gururu, gücü ve statüsü düşünüldüğünde, o neden kendini kasıtlı olarak alçaltıp Yeni Ay Bilge Sarayına yeni kabul edilen biriyle savaşsın...!

 

Ama eğer bunun için gelmediyse o zaman tam olarak ne yapak istiyor?

 

Xia Luocheng sadece kendi kendine yürümüyordu ayrıca bakışları da sürekli Yun Che üzerindeydi ve bu da Yun Che'nin kalbinde biraz şüphenin doğmasına neden oldu.

Aniden bir gülümseme takınıp konuştu.

 

"Genç Tarikat Lideri Xiao şaka yapıyor olmalı.

 

Ben Yeni Ay Bilge Sarayının sıradan bir öğrencisinden başka bir şey değilim bu yüzden ben kesinlikle Yeni Ay Şehrinin "Yeni Yıldızı" unvanını taşımaya layık değilim.

Yıldız olarak çağırılmaya nitelikli olan sizsiniz. Bu unvana layık olan sadece Genç Tarikat Lideri Xiao'dur."

 

"Hahahahaha."

 

Xiao Luocheng gülmeye başladı ve gülüşü 16 yaşındaki birinin ağzından gelmiş gibi gözükmeyen bir soyluluk havası taşıyordu.

 

"Kardeş Yun çok mütevazi. Bu günden sonra kardeş Yun'un adının hiç şüphesiz tüm Yeni Ay Şehri boyunca yayılacağına inanıyorum.

Gelecekteki başarılarına gelirsek onlar kesinlikle ölçülemez olacak.

Gerçek şu ki benim buraya bizzat gelmem çok büyük bir şans olarak düşünülebilir."

 

Yun Che'nin yüzünde aniden yağcılıktan bunalmış bir ifade ortaya çıktı. Apar topar

 

"Genç Lider Xiao'nun sözleri gerçekten çok onur verici.

Genç Lider Xiao'nun önünde benim yeteneğim parlak ayın önündeki küçük bir ışıldamaya benziyor ve bahsedilmeye bile değmez.

Genç Lider Xiao'nun herhangi bir var mı?

Bu Yun Che kesinlikle dikkatle dinleyecektir." Dedi.

 

"Hehe...

 

Kardeş Yun bu kadar çok mütevazi olmanıza gerek yok. Sizin parlak bir ay yada küçük bir ışıldama olduğunuzu burada bulunan herkes kalplerinde biliyor. K

üstahça buraya gelmemin sebebi kardeş Yun'dan bir iyilik istemek.

 

Demin kardeş Yun hayran bırakan bir şekilde gücünü gösterip artarda 7 tarikattan 5 rakibi yendi. Bu olay benim şaşkınlığım ve hayranlığımdan başka ayrıca ellerimi de kaşındırdı bu yüzden bende kardeş Yun'a biraz danışmak istedim. Kardeş Yun'un buna istekli olup olmadığını bilmiyorum."

 

Xiao Luocheng, Yun Che'nin gülen suratını izlerken kibarca sordu.

 

Bu sözler Xiao Luocheng'un ağzından çıktığında ana sarayda fısıldamalara patlak verdi ve hatta Yun Che bile şaşırdı.

 

"Xiao Luocheng etkin bir şekilde Yun Che'ye meydan okuyor....

 

Ah, hayır hayır. O etkin bir şekilde Yun Che'ye tecrübelerini paylaşmayı öneriyor.

 

Bu.....Bu çok mantıksız."

 

"Yun Che son derece şaşırtıcı olsa bile ve Yeni Ay Bilge Sarayının son yüzyıldaki en iyi öğrencisi olsa bile ben hala buna inanamıyorum.

 

Ama Xiao Luocheng ve Yun Che aynı seviye bile değiller.

 

Xiao Luocheng nasıl ona antrenman maçı yapmayı teklif edebilir?

 

Nasıl düşünürsem düşüneyim bu hiç mantıklı değil."

 

"7 tarikatın yenilgisi seyretmek için çok çirkin olduğundan Genç Tarikat Lideri Xiao 7 tarikatın saygınlığını yeniden kazanmak istiyor olabilir mi?

Aynı anda Yun Che'ye de gerçek bir dâhinin nasıl olduğunu mu öğretecek?"

 

Yun Che hemen cevap vermedi ve sanki Xiao Luocheng'ın sözleri tarafından sersemlemiş gibi şaşkınlık içinde olduğu yerde durdu.

Ancak tüm bu süre boyunca baştan sona kadar bakışlarını Xiao Luocheng'in gözlerinden hiç ayırmamıştı.

O anda Xiao Luocheng 5 adım mesafede duruyordu.

Sakin ve heybetli tavrı açık bir araya mesafe koyma taşıyordu.

Ama Yun Che onun zararsız gibi görünen dış görünümünün altında kalın bir bilge enerjisi ve soyut bir güç hissetti.

Tüm bedeni sanki derin bir uçurumda gizlenip hareketsiz bir şekilde bekleyen vahşi bir hayvana benziyordu ve eğer hareket ederse kim bilir ne kadar korkunç şeyler olurdu.

 

Ama bunlar önemli değildi. Önemli olan Yun Che'nin onun gözlerinin derinliklerinde buz gibi soğuk uğursuz bir aura görebilmesiydi.

 

O bu tür auralara fazlasıyla aşinaydı.

 

Bu Xiao Luocheng beni yok etmek istiyor! Bu Yun Che'nin anında sakinleşen zihninde oluşan cevaptı.

 

Ama neden?

 

Bizim daha önce yollarımız kesişmedi ve ayrıca biz çakışan ilgi alanlarına da sahip değiliz. Ve bugün bizim ilk karşılaşmamız. Böyle hareket etmek için hiç nedeni yok.

 

Bunu sadece gelişmekte olan bir yeteneği engelleyerek gelecekte bu

 

"Yeni Yıldızın" belki düşmanı olabilme ihtimalini mi yok etmek için mi yapıyor?

 

Buda demek oluyor ki bugünkü performansım onu az çok korkuttu mu?

 

Eğer bu gerçekten doğruysa o zaman zararsız gözüken Genç Lider Xiao'nun bir iblisin açgözlülüğüne ve kalbine sahip olduğu söylenebilir.

 

Buraya kadar düşündükten sonra Yun Che aniden çok korkmuş bir ses tonuyla konuştu.

 

"Genç Tarikat Lideri Xiao benimle tecrübelerini paylaşmak mı istiyor?

Bu....mütevazi olan ben değilim.

Ama her ne kadar yakın zamanlarda Yeni Ay Şehrine gelmiş olsam da çoktan Genç Tarikat Lideri Xiao'nun böyle genç yaşında Gerçek Bilge Alemine yarım adım attığını duydum.

Benim minik miktardaki bilge enerjimle karşılaştırıldığında Genç Tarikat Lideri Xiao'nun gerçek gücü sizinle tecrübelerimi paylaşamayacağım kadar çok uzakta. Ben gerçekten bu korkunun üstesinden gelemiyorum."

 

Ama Yun Che'nin ses tonu hemen değişti ve açıkça konuşmaya devam etti.

 

 "Ancak Genç Tarikat Lideri Xiao madem bende çok şey görmüş bende tabi ki reddedemem.

Benim için adının 500 kilometre uzaklıktan bile duyabileceğimiz Genç Tarikat Lideri Xiao ile antrenman maçı yapmak yaşadığım en büyük onurdur."

 

"Harika!"

 

 Xiao Luocheng memnuniyet içinde başını salladı ve gülümseyerek konuşmaya devam etti.

 

"Madem antrenman maçı yapacağız o zaman açıkça en adil koşullara sahip olmamız gerek.

Kardeş Yun artarda 5 maç yaptı yani sanırım yorgunluğun çok yoğun ve bunaltıcı olmalı.

Ayrıca sol kolundan yaralandın. Maça başlamadan önce kardeş Yun biraz dinlenmeli.

Kardeş Yun bilge enerjisini yeninden kazandığında adil bir maç yapabiliriz."

 

"Hayır bu gerekli değil."

Bu tamamen herkesin beklentisinin dışındaydı ve Xiao Luocheng'un makul önerisi onun için yararlı olsa da Yun Che gerçekten en ufak bir tereddüt bile etmeden reddetmişti.

"Her ne kadar oldukça enerji tüketsem de hala az çok yedek enerji tutuyorum.

 

Bu da Genç Tarikat Lideri Xiao ile bir süre maç yapmaya yetmeli.

Kolumdaki yaraya gelince o da çok ciddi olmamamız gereken küçük bir yaralanma.

 

Ayrıca biz sadece antrenman maçı yapacağız bu ölümüne bir maç değil.

 

Adil olup olmadığı önemli olmadığı için ben biraz enerji tükettim ve hafif yaralandım diye neden herkesin zamanını harcayalım?"

 

Yun Che'nin söylediği bu sözler alanda bulunan herkesi tamamen hayrete düşürmüştü. Çünkü onlar sağır olmadıkları sürece Yun Che'nin sözlerinden herhangi biri bir tür.....aşırı kendine güven ve kibir duyabilirdi.

 

"Lanet olsun! Bu Yun Che....o ne yapmaya çalışıyor?"

 

" 'Her ne kadar oldukça enerji tüketsem de hala az çok yedek enerji tutuyorum. Bu da Genç Tarikat Lideri Xiao ile bir süre maç yapmaya yetmeli.

 

' Ne demek? O kendini ne sanıyor? O Xiao Luocheng'i kim sanıyor?"

 

"Yun Che gerçekten en iyi sınıf bir dahi. Herhangi birinin bunu kabul etmekten başka bir şansı yok.

 Ama Xiao Luocheng'in önünde bu kadar kibirli olduğuna göre o adeta kendi yeteneklerinin sınırlarını bilmiyor.

 

O basitçe rezil olmak istiyor...!

Eğer o Xiao Luocheng'ile dövüşürse bir ayak bile bir dakika içinde yenilmesi için yeter."

 

*İç çekme*

 

"Unut gitsin...!

Kendi de Yeni Ay Şehrine yeni geldiğini söyledi. Xiao Luocheng'un ününün sadece birazını duyduğunu ve sadece onun ne kadar korkutucu olduğunu bilmediğini tahmin ediyorum.

 

Bahse girerim o şehirde bir ay kalsaydı ona 10 kat cesaret versek bile bu sözleri söylemeye cüret edemezdi."

(Ç.N: Emin misiniz ? :D 1 ay geçse bu sözleri söylemez direk 2 tane getirin falan der :D )

 

"Hehe...

 

Bu ilginç olacak.

Bu sözleri duyduktan sonra Xiao Luocheng'in de sinirlenmiş olacağını hayal ediyorum. Belki de onu en acınası şekilde yener....

 

Hehe...

 

Bu güzel bir gösteri olacak."

 

"Genç kardeş Yun"

 

 Lan Xueruo kaşlarını ördü ve alçak bir sesle hatırlattı.

 

 "Her ne kadar bu Xiao Luocheng seninle aynı yaşta olsa bile onu gücü daha önce savaştıklarınla karşılaştırıldığında tamamen farklı.

Sen basitçe onun farklı bir seviyede odluğunu söyleyebilirsin.

 

Sen ...."

 

"Kıdemli kız kardeşim içiniz rahat olsun."

 

Yun Che onun sözünü kesti ve önemsemeden konuştu.

 

"Benim şuan ki durumum düşündüğünüz kadar kötü değil. Ayrıca tek yapacağım Genç Tarikat Lideri Xiao ile bir antrenman maçı.

Sonuç ne olursa olsun bu büyük bir olay olmaz."

 

"Ama...."

 

Lan Xueruo'nun hala söyleyecek sözleri vardı ama Yun Che ona çok nazik ve rahatlatıcı bir bakış atmıştı.

Yun Che ondan sonra Xiao Luocheng'a döndü ve

 

"Genç Tarikat Lideri Xiao şimdi başlayalım mı?

 

Ne dersiniz?" Dedi.

 

Aslında daha önce söylediği sözlerden sonra Yun Che zaten geri adım atamazdı.

 

Lan Xueruo sadece kalbinden derin bir nefes aldı ve kalbi tamamen endişe doluyken sessizce yerine oturdu.

 

Xiao Luocheng gülümsedi ama herkes bu gülümsemenin zorla yapıldığını görebilirdi.

 

Xiao Luocheng belki de hayatı boyunca onun önünde bu kadar kibirli biriyle ilk karşılaşmasıydı.

Gözlerini daralttı ve yavaşça konuştu.

 

"Eğer bu kardeş Yun'un ısrar ettiği şeyse o zaman ben doğal olarak kardeş Yun'un seçimine saygı duyacağım.

 

Sadece kardeş Yun'un şuan ki durumu endişe verici.

 

Artarda maç yaparak çok fazla enerji tükettiğinden bedensel koruyucu enerjin öncesine göre kesinlikle çok zayıf olmalı.

 

Eğer şimdi benim darbemden zarar görürsen ağır yaralanabilirsin. Eğer bu olursa..."

 

"Haha... Genç Tarikat Lideri Xiao çok fazla düşünüyor."

 

Yun Che habersizce gülümsedi.

 

"Antrenman maçı yaparken kendini tutamayacağın durumların olması kaçınılmaz.

 

Hafif yada ağır yaralanmaların ortaya çıkması normal.

Ayrıca sizinle şuan ki durumumla maç yapmaya ısrar eden benim.

Gerçekten ağır yaralansam bile bu konuda kesinlikle sizi suçlamayacağım.

Bu konuya burada bulunan herkes şahit.

Bu nedenle kendinizi tutmak için endişelenmenize gerek yok.

Lütfen Yeni Ay Şehrine yeni gelmiş olan benim gözlerimi açıp genç nesil arasındaki en güçlüsünün gücünü deneyimlememe izin verin."

 

Yun Che bu sözleri söylediğinde Yeni Ay Bilge Sarayının büyükleri o kadar korkmuşlardı ki neredeyse oturdukları yerden düşeceklerdi.

Ve 7 tarikat tarafında özellikle de Xiao Tarikatının Dış Tarikatındakiler hemen yüksek sesle gülmeden edemediler.

 

(Ç.N: Son gülen iyi güler kardeş :D )

 

Bu orospu çocuğu.....hakikaten kendi mezarını kazıyor.!!!

 

Xiao Luocheng derin bir şekilde Yun Che'ye baktı.

 

İfadesi.....sanki bir geri zekalıya bakıyor gibiydi.

 

"Ama madem bunun hakkında konuşuyoruz. Eğer ben şans eseri...ve tesadüfen sizi ağır yaralarsam o zaman...."

 

Yun Che'nin ağzından bu sözler çıktığında 7 tarikat yeniden gülmeye başladı.

 

Mevcut duruma rağmen birkaç kişi herhangi bir kısıtlama olmadan çılgınca gülmeye başlamıştı. Bazıları o kadar fazla gülüyordu ki karınlarını tutarken yere doğru kaymaya başlamışlardı.

 

Sanki dünyanın en komik şakasını duymuş gibiydiler. Ama Yeni Ay Bilge Sarayında kimse gülmemişti ve hepsini yüzündeki endişe görülebiliyordu...

 

Eğer mümkün olsaydı Yun Che'nin demin söylediği sözleri geri almasını benzersiz bir şekilde istiyorlardı.

 

Tabi ki Murong Ye istisnaydı.

O yanakları ürperirken dişlerini sıktı ve birkaç kez neredeyse kahkahasını kontrol edemiyordu.

 

Bu geri zekalı gerçekten kendine bir delik kazıp ona atlama niyetinde!

 

Gerçekten de bu kadar aptal....

Xiao Luocheng sen onu sakatlanana kadar dövmelisin. Onu yarı ölü bir hale getirmelisin.

 

“Hahahaha!”

 

Xiao Luocheng yüksek sesle güldü ve konuştu.

 

 "Eğer Yun Che tarafından yaralanırsam bunu beceri eksikliğimden olduğunu düşüneceğim ve tabi ki kimse kardeş Yun'a en ufak bir suç bile atmayacak.

 

Buradaki herkes de buna şahittir."

 

Xiao Luocheng'ın sesinin solmasından hemen sonra Bulutlu Güneş Tarikatının baş büyüğü Yan Zizai yüksek sesle bağırdı.

 

"İkinizin de içi rahat olsun.

 

 Bugün burada birçok insan ve birçok izleyen göz var bunlar sizin en sağlam şahitleriniz olacak.

 

Eğer içinizden biri talihsizlik sonucu ağır yaralanırsa kesinlikle rakibi suçlanmayacak aksi halde suçlayan kişi sözünde durmayan aşağılık biri olacak."

 

Yan Zizai'nin sözlerinden sonra tüm tarikatlar birbiri ardına aynı fikri savundular.

 

Bu sözlerin Yeni Ay Bilge Sarayına yönlendirildiği çok belliydi. Çünkü kimse Yun Che'nin, Xiao Luocheng'e zarar bile verebileceğine inanmıyordu.

 

Yun Che hakkında konuşurken o bilge enerjisini büyük ölçüde kullanmış ve yaralanmıştı. Onun galip gelme ihtimali bile yoktu.

 

Sikong Han acı bir yüz ortaya çıkarırken yalvaran gözlerle Qin Wuyou'ya bakıyordu.

 

Ama 7 tarikatın bakışları altında Qin Wuyou yavaşça başını salladı.

 

(Ç.N: Dert etmeyin siz büyükler bir şey mi oldu Jasmine var hepinize tek atar :D )

 

"Güzelll...!"

 

Xiao Luocheng sakin bir şekilde söyledi.

 

"Durum bu olduğundan kardeş Yun'un rehberliğini almayı umuyorum. Ayrıca kardeş Yun'un bana....yumuşak olmasını istiyorum."

 

"Bana yumuşak ol."

 

Xiao Luocheng'in söylediği bu 3 söz kulağa son derece rahatsız edici geliyordu.

 

Yun Che hafifçe gülümsedi ve cevap vermedi. Nefes alışı sakinleşti ve bakışlarını yoğunlaştırarak bilge damarlarındaki kapılardan ilkini yeniden açtı.

 

Jasmine'nin uyarısına göre bedeninin şuan ki durumuyla ilk kapı son kez bir düzine yada biraz daha fazla saniye açık kalabilirdi.

Aksi halde bedeni ve bilge damarları kaçınılmaz olarak aşırı yüklenecek ve beklenmeyen zararlar alacaktı.

 

Ama bir düzine yada biraz daha fazla saniye....gereğinden fazlaydı!!

 

Yun Che'nin gözlerinin derinliklerinin içinden son derece korkunç bir ışık parladı...

 

Seni rahatsız etmedim. Seni provoke etmedim. Ancak sen beni yok etmek istedin.

 

Durum böyle olduğundan....

 

İlk ben seni yok edeceğim.!!!

-----------ÇEVİRMEN NOTU----------

Epik vs. Geliyor :D

2 yok etmek isteyen gencin maçı reklamlardan sonra hemen sizlerle :D

Maç nasıl geçecek?

Yun Che yok edecek mi?

Yoksa Xiao Luocheng mı yenecek?

Yenerse Yun Che'yi Jasmine'mi kurtaracak?

Maçta oluşacak tepkiler ne olacak?

Saray Şefi Yun Che yaralanırsa müdahale edecek mi?

Merak mı ediyorsunuz?

O zaman bekleyin okuyun ve öğrenin...

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr