Bu 'dahi doktor' ortaya çıktığında hemen yoldan geçenlerin dikkatin çekti. Yerden aldığı bir paçavrayı çıkarıp onu bir pankarta döndürmüştü ve ileri geri sallıyordu. Kaç kişinin bu aptallığın gözünü aldığını bilinmiyordu. Bu kelimeler çarpık çurpuk bir şekilde yazılmıştı ayrıca delice bir hava yayıyordu.
"O hangi cehennemden geldi? Çok perişan görünüyor yine de bu kadar erken vakitte gelip insanları dolandırmaya çalışıyor."
"Ah, günümüzde dolandırıcılar artıyor gibi gözüküyor. Kendi JJ'sini keseceğini iddia ediyor. Tsk, tsk...Muhtemelen JJ'si bile yoktur değil mi?"
"Rakipsiz dahi doktormuş hadi oradan! Buna inanan biri varsa kesinlikle aptaldır!"
Orta yaşlı 'dahi doktorun' bırakın tezgahı bir sandalyesi bile yoktu. Elindeki pankartı kaldırarak sokağın başından sonuna kadar 3 kere yürümüş olsa bile hiçbir hasta onun yanına gitmedi. Çoğu insan ona bir deliymiş gibi bakıyordu ve hatta genç kızlar bile o yanlarından geçerken nefesini tutuyorlardı ve utanarak yolunu açıyorlardı.
"Kendi JJ'sini kesmek ne anlama geliyor?"
Bu Jasmine'nin 8. soruşuydu.
"Gerçekten bir anlamı yok! Sadece kafiye yapmak istedim." Yun Che ciddi bir suratla çok sabırlı bir şekilde açıkladı.
"Bu prenses buna inanmıyor!"
"O zaman başka ne anlamı olabilir? Okuyabilirsin. Rakipsiz dahi doktor. Tedavi edemeyeceği hiçbir hastalık yok. Eğer tedavi edemeyeceği bir hastalık olursa kendi JJ'sini keser! Görüyor musun ne kadar sorunsuz bir şekilde okunuyor! Eğer boğazını keser, bileğini keser, meridyenlerini keser ve bunun gibi şeyler kullanırsan çok garip gelir ve sanatsal anlayışı dünya kadar fark yaratır. JJ'ye gelince onun gerçekten bir anlamı yok sadece kafiye yapmak için. Sadece kafiye!" Yun Che soğuk terlerle dolmuş alnını yavaşça silerken sabırla ikna etmeye çalıştı. (Ç.N: Çincede kafiyeli bile olsa bize kafiyesiz olarak geliyor dil farkından dolayı yapacak bir şey yok :D Bu arada siz olsanız ne derdiniz Jasmine'ye? :) )
O her zaman gücünden dolayı Jasmine'yi küçük bir canavar olarak görüyordu ve bazen bilinçsizce onun gerçekte kaç yaşında olduğunu unutuyordu. Normalde her şeyi bilen Jasmine beklenmedik bir şekilde kendi JJ'sini keser lafını anlamıyordu ve sürekli olarak meraklı bir çocuk gibi ne olduğunu soruyordu...
Yun Che'nin 8. açıklamasından sonra sonunda inanmış gibi göründü ve daha fazla sorgulamadı.
"Haah. Günümüzde seyahat eden bir doktor olmak zor. Benim hizmetim hakkında soru soran tek bir kişi bile olmadı. Bir dükkanım olmak zorunda değil dimi? Bu sadece zaman ve para kaybı değil ayrıca bu daha şüpheli olur ve planlarımı berbat eder." Yun Che 5. turu attıktan sonra bükülüp zihninde inlemeye başladı.
O anda 2 kişi etrafına bakınırken doğu tarafından sokağa girdi. Sanki büyük bir talihsizlik yaşamışlar gibi acı yüzleriyle birlikte hızlı adımlarla yürüyorlardı.
"Şehirdeki tüm saygın doktorlar zaten davet edildi. Şef doktorlar ve eczacılar bile tarikat tarafından çağırıldı. En sonunda hiç biri işe yaramadı. Eğer bu devam ederse.....hangi cehennemi arayacağız!" İçlerinden biri acı bir şekilde inledi.
"Aiya. İki kişilik bir grup olarak eğer bir doktor bulamazsak geri dönemeyiz. Görünüşe bakılırsa bugün dönmemizin bir yolu yok." Diğeri kasvetli bir şekilde belirtti.
"Kardeş gruplardan birkaçı şehirden çıkıp aramaktan bahsediyorlardı bizimde öyle yapmamıza ne dersin? Uzak olsa bile eli boş dönüp cezalandırılmaktan iyidir."
İkisi yürürken başlarını kaldırdılar ve onlardan 10 adım bile ilerde olmayan iler geri hareket eden bir pankart gördüler.
"Vay anasını! Rakipsiz dahi doktor mu?" Gözleri hemen aydınlandı.
"Oh. Unut gitsin. Bir bakışta onun dolandırıcı olduğunu söyleyebilirsin. Sadece gezgin olan doktor dahi olduğunu iddia ediyor."
"Kimin umurunda! Üstlerimiz tarafından doktor bulmamız için görevlendirildik ve işte o işte burada. Onun gerçek olup olmaması kimin umurumda! Sadece görevimizi tamamlamayı düşünelim. Ve kim bilir belki de pratik tıpta biraz yeteneği vardır."
"Bu doğru. Hadi gidelim."
İkisi kararını verdi ve hızlıca 'dahi doktorun' yanına koştular.
"Dahi doktor tarikatımızın genç lideri dün ağır yaralandı ve biz acilen bir doktor arıyoruz. Madem sen her şeyi tedavi edebileceğini iddia ediyorsun o zaman genç liderimizi sorunsuzca iyileştirebilirsin. Lütfen hemen bizimle tarikatımıza gel."
İkisinin duruşları davet ve zorlama içeriyor gibiydi. 'Dahi doktor' onlara baktı ve zihninde mırıldandı. "Genç Tarikat Lideri.....Ağır yaralı....dün....bunlar tesadüf olamaz değil mi?"
'Dahi doktor' sakalını okşadı ve sakince sordu. "Hastalıkları tedavi etmek ve canları kurtarmak bir doktorun görevidir. Bu yaşlı adam sizinle gelecek. Cüret edip sorabilir miyim.....siz hangi tarikattansınız?"
"Biz hangi tarikattan geldiğimizi söylersek senin ödün kopar." İkisi burunlarını dikti ve gururlu bir yüzle belirttiler. "Yeni Ay Şehrinin en büyük tarikatı olan Xiao Tarikatındanız! Eğer genç lideri tedavi edebilirsen kesinlikle kötü muamele görmezsin. Sadece çok yüksek bir ödül almazsın ayrıca ününde tüm Yeni Ay Şehrinde yayılır. Ama onu iyileştiremezsen. Hoh hoh...."
Xiao Sect…
Holy crap!
(dn: çevirmenimizin neden böyle bıraktığını bilmesem de anlamını yazayım)
Kutsal bok!
Vay anasını!
Yun Che'nin titizlikle ilgilendiği kaşları kendi kendine inlerken titredi: Lanet olsun....çok şanslıyım. Aslında şifa yeteneklerimi gösterip 3 gün içinde şehirde ünlenmeyi ve ardından Xiao Tarikatı tarafından davet edilmeyi planlamıştım. Her şey tamamen planın dışına çıktı! Daha bir kişiyi bile tedavi etmedim yine de Xiao Tarikatı kapıma geldi.
Yüzü ve tavrı hemen gururlu bir hale geldi ve bir uzman gibi güldü. "Tıpta pratik yapan bir doktor ailenin geçmişine yada mali duruma bakmaz. Bu yaşlı adamın tıp çalıştığı uzun yıllar boyunca iyileştiremediği hastalık yada yaralanma yok. Hadi gidelim. Bu yaşlı adamı tarikatınıza götürün."
O böyle kendinden emin konuşurken sanki gerçekten de biraz yetenekli gibi görünüyordu. Ancak ikisi bunu umursamadı onlar için tek önemli olan şey onu tarikata götürmekti. Sanki bu 'dahi doktorun' kaçacağından ve görevi başaramayacaklarından korkuyorlarmış gibi birisi önde yol gösterirken diğeri arkadan takip ediyordu.
————————————
Xiao Tarikatının Şube Tarikatına ilk girdiğinde Yun Che'nin ilk izlenimi çok büyük olduğuydu! Son derece büyük!
Tüm tarikat Güney Ay Dağlarında bulunuyordu ve dağın eteklerinden birkaç kilometre uzağa kadar yayılıyordu ancak onlar sadece Tarikatın dış bölümüne gelmişlerdi. Merkez bölüm dağın tepesinde yer alıyordu. Tüm dağ Xiao Tarikatına aitti. Yun Che dağda ilerlerken kalbinden iç çekti... Geldiği Uçan Bulut Şehrinde Xiao Klanı en büyük klan olarak kabul ediliyordu. Ama Xiao Klanı bu Xiao Tarikatının Şube Tarikatıyla karşılaştırılırsa görülemeyecek kadar küçük kalırdı. Eğer biri gerçekten karşılaştırmayı denerse tahminen Xiao Tarikatının Şube Tarikatının %1indne daha küçük olurdu.
Eğer Şube Tarikatı böyleyse Xiao Tarikatının Ana Tarikatının ne kadar büyük olduğunu birisi sadece hayal edebilirdi.
Yol Boyunca Yun Che gittikleri güzergahı ezberlemek için çok uğraşıyordu. Ancak birkaç sola ve sağa dönüşten sonra ne kadar büyük bir hafızası olsa bile aklı karışmıştı. Ve sonunda çaresizce bir sonuca vardı...Birisi burada birkaç ay yaşamadığı sürece burada kaybolmaması imkansız.
Eğer durum buysa planı başardıktan sonra kaçma yöntemi büyük bir problem olacaktı... Bu şeyler sadece bir anda bir adım atarak yapılmalıydı.
Uzun bir süre yürüdükten ve en az bir düzine kaynak gücü denetlemesinden geçtikten sonra Şube Tarikatının dağın tepesinin kenarından olan Şifa salonuna götürüldü.
Xiao Tiannan tüm gece uyuyamamıştı.
Yeni Ay Kaynak Sarayından kargaşaya sebep olup geri döndükten sonra Şifa Salonundan ayrılmamıştı. Xiao Luocheng'in yarı ölü durumuna baktığında sanki kalbi tamamen parçalanmış gibi hissediyordu. Tarikatın Şifa Salonundaki doktorlar Xiao Luocheng'in yaralanmasına ne yapacaklarını bilmiyorlardı... Ne olarak konuşmak gerekirse bu durumla nasıl başa çıkacağını bilmiyordu.
Sol kolu 12 parçaya ayrılmıştı, üst bedenindeki meridyenler tamamen parçalanmıştı ve kaynak damarları tamamen kopmuştu....Hangi alanda olursa olsun tedavi için tek yöntem Mor Damarlı Cennet Kristali kullanmaktı. Mor Damarlı Cennet Kristali ilahi bir güç olarak kabul ediliyordu ve insanın hangi bölgesinde yaralanma olursa olsun iyileştirmek için kullanılıyordu. Yeterli Mor Damarlı Cennet Kristaline sahip olmak başka bir hayata sahip olmaya eşdeğerdi. Ancak ilk ve en önemlisi bu birinci sınıf hazineyi kullanmak için yüksek yetenekli bir doktor gerekiyordu. Xiao Tarikatının Şube Tarikatı gerçekten de küçük bir avuç kadar Mor Damarlı Cennet Kristaline sahipti ama yine de bu Şube Tarikatında en değerli şey olarak düşünülüyordu. Ancak Xiao Luocheng için Tarikat bunu kullanmak istiyordu. Tek sorun tarikatta ve şehirde onu kullanmayı bilen birisinin olmamasıydı. Çünkü bir tırnak boyutundaki bir parçası bile çok pahalı olarak kabul edilirdi. Dokunmayı ve kullanmayı bırakın çok az insan onu daha önce görmüştü. Her ne kadar birkaç tıp kitabında nasıl kullanıldığı yazsa da ve bazı doktorlar kalplerinde bunu bilse de kimse kullanmaya cüret edemiyordu...Çünkü en küçük aksilik bile Mor Damarlı Cennet Kristalinin boşa gitmesine neden oluyordu. Eğer Xiao Luocheng iyileşmemiş olarak kalırsa sonuç açıkça belliydi....Çabuk bir ölüm bile çok hafif olarak kabul edilirdi.
Birisinin ne kadar yüksek doğuştan gelen yeteneği olursa olsun yada ne kadar umutla büyütülürse büyütülsün bir kere sakatlandığında işe yaramaz bir hale geleceği belliydi. Bundan sonra ona bir şey harcanması kesinlikle mümkün değildi çünkü harcanan şeyler sadece israf olacaktı. Ancak Xiao Luocheng farklıydı. Onun hala Xiao Tarikatının Ana Tarikatından bir büyüğün torununun eşi statüsü vardı. Yeni Ay Şehrindeki tüm Xiao Tarikatı Xiao Luocheng'in statüsünün onların kaderini değiştireceğini biliyorlardı. Xiao Wuji'nin torunuyla onun nişanlanması istemesinin en büyük sebebi onun doğuştan gelen yeteneğinin oldukça iyi olmasıydı. Ana tarikatta bile ortalamanın üzerinde olarak kabul edilebilirdi. Ancak şuan ki durumda olası tek sonuç Xiao Wuji'nin bu evliliği iptal etmesiydi.
Xiao Tiannan Yeni Ay Kaynak Sarayında acımasızca bağırarak oğlunun Ana Tarikatın bir büyüğünün torununun eşi olacağını söyleyip herkesi korkuturken aynı zamanda orada olan herkesten daha fazla gergindi. Eğer Xiao Wuji insanlar gönderip Xiao Luocheng'in durumunu öğrenirse ve evliliği iptal ederse sadece umutsuzca ağlayabilirdi. Bir sakat için bir şey yapmayacakları en normal sonuç olacaktı.
Bu yüzden Xiao Tiannan oğlunun durumunu Ana Tarikattan insanlar gelmeden düzeltmek için elinden gelen her şeyi yapıyordu hatta Tarikatın en önemli hazinesi olan Mor Damarlı Cennet Kristalinin bile tereddüt etmeden kullanmak istiyordu. Tabi ki Kaynak Enerjisini geri kazanması imkansızdı ama Mor Damarlı Cennet Kristali onun meridyenlerini ve Kaynak Damarlarını düzeltip onun orijinal yeteneğini geri kazanmasını sağlarsa hiç kaynak enerjisi olmasa bile artık bir sakat olmayacaktı. En kötü ihtimalle sadece en baştan başlardı. Xiao Wuji'nin evliliği bozma şansıda daha düşük olurdu.
Xiao Tiannan tüm gece Yeni Ay Şehrindeki yüksek ve alçak neredeyse her doktoru arattı. Bu da her doktor ve eczacıyı kapsıyordu. Ama onlar ne Mor Damarlı Cennet Kristalini kullanma cesareti göstermişlerdi ne de başka bir tedavi yöntemi bulmuşlardı. Xiao Luocheng'in yaralı durumu 1 gündür sürdüğü için tedavi olma umudu daha fazla belirsizleşmişti. Xiao Tiannan saçının birkaç teli beyazlaşacak kadar endişeliydi. Yun Che'den de kemiğine kadar nefret ediyordu.
"Tarikat Lideri Xiao bu yaşlı adam çok güçsüz ve utanmış."
"Genç Lider Xiao'nun yaralanması çok ciddi. Bu yaşlı adam yetersiz ve tek yapabileceği bu durumu geçici olarak stabilize etmek. İyileştirmeye gelince.....Aiya"
"Belki de Genç Lider Xiao'yu tek iyileştirebilecek şey Mor Damarlı Cennet Kristalidir. Ancak bu yaşlı adamın bu ilahi nesneyi hayatında ilk kez görüşü ve onu kullanmaktan tamamen aciz."
………………
"Şarlatanlar! Hepiniz bir avuç işe yaramaz şarlatan ve çöpsünüz!" Xiao Tiannan tepeden tırnağa kadar titrerken bağırdı.
------------ÇEVİRMEN NOTU-----------
Beyler bu hafta adam gibi bölüm çevirmedim biliyorsunuz. Fark etmişsinizdir. Başımda oldukça problem var bu aralar sağlık problemleri olsun o problemler için yoğun misafir git geli olsun. Üzerine birde okul var onun için eskisi gibi her gün bir bölüm veremem muhtemelen hatta yüksek bir ihtimalde veremem. Bana yardım etmek isteyen birkaç arkadaş var görmüşsünüzdür. Onlarla birlikte elimizden geldiğimizce bölüm çıkarmaya çalışacağız bundan sonra haftalık kaç gelir bir fikrim yok. 3 de olabilir 5 de 7 de 9 da daha fazlada daha azda :D Diyeceklerim bunlar okula gidiyorum bugün yolda Simbiyozu halledeceğim yarın atarım sanırım bölümleri. Malum kopyalanmıyor yazılar wattpad de.
Yun Che neler yapacak? Efsanevi Troll Yun Che efsanesi ne zaman başlayacak? Xiao Tiannan neler yapacak? Genç Liderin durumu ne olacak? Yun Che'nin planları ne? Merak mı ediyorsunuz? O zaman bekleyin okuyun ve öğrenin...
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..