((( Evet bir bölüm daha bitti :D pek bir şey yazamadım sonuçta BTTH’nin 30. bölümünden ing güncele kadar bir gecede okudum ve bu yüzdende gece uyuyamadım dolayısıyla bazı yerlerde çevirinin kalitesi düştü umarım kusura bakmazsınız :) Neyse yarın pazartesi okul var tüm öğrencilere kolay gelsin iler ki bölümlerde tekrar görüşmek üzere -umarım- neyse iyice saçmaladım ben yatıyorum size iyi eğlenceler :D )))
Xiao Tiannan’ın kınayıcı bakışları altında tüm doktorlar başlarını eğdi. Öfkeliydiler ama konuşmaya cesaret edemiyorlardı. İçten içe homurdanıyorlardı: Bu derecede bir yarayla ömür boyu sakat olarak kabul edilebilirdi. Hayatını kurtarmak mümkündü ama iyileştirmek.. işte bu imkansızdı. Burada Mor Damarlı Cennet Kristali olsa bile bu küçük Yeni Ay Şehrindeki birisi nasıl bunu kullanmayı bilebilirdi ki. Mor Damarlı Cennet Kristalini kullanmak için gereken yeteneğe sahip olan kişiler sadece İmparatorluk Şehrinin ve Süper Mezheplerin baş hekimleridir.
Bu sırada Xiao Zaihe, Xiao Tiannan’ın yanına yaklaşıp fısıldadı:“Başka bir doktor daha geldi.”
“İzin ver içeri girsin!” Xiao Tiannan soğuk bir yüzle söyledi. Açıkçası kalbi çoktan küle dönmüştü ve bu Yeni Ay Şehri doktorlarından hiç bir umudu yoktu. Eğer İmparatorluk Şehrinden gerekli yeteneklere sahip bir doktoru çağırsa ister doktor gelmeyi kabul etsin ister etmesin geçecek zaman yüzünden Mor Damarlı Cennet Kristali olsa bile çok geç olacaktı. Ziao Loucheng’i İmparatorluk Şehrine yollamakta bir o kadar imkansızdı. Şu anki durumuyla bırakın on on beş günü tek günlük sarsıntılı bir yolculuğu bile kaldıramazdı.
Yun Che yavaş adımlarla yürüdü. Bir elinde tıbbi çantasını taşıyordu diğer elinde ise şaşırtıcı bir şekilde hala o bayrağı tutuyordu.
Odadaki insanların bazıları bayrakta yazanları açıkça gördüğünde gürültüyle gülmeye başladı. Xiao Tiannan’ın kaşları aşağı yukarı oynadı ve öfkeli bir ifade yüzünde belirdi. Tam Xiao Zaihe’ye bu dolandırıcı gibi görünen adamı dışarı attıracaktı ki bu “dahi doktor’un” dediklerini duydu:“Oh? Bu parlaklık.. Bu küçük Yeni Ay Şehrinde Mor Damarlı Cennet Kristali’ni görmeyi beklemiyordum. bu tamda da Yeni Ay Şehri’nin en büyük mezhebine layık. Fakat bu Mor Damarlı Cennet Kristali’nin saflığı nispeten alt kademede, sadece on üzerinden altı buçuk, bu gerçekten biraz üzücü. Ama sıradan yaraları iyileştirmek için yeterli olacaktır.”
Bu sözler duyulduğunda herkes anında şok oldu. Mor Damarlı Cennet Kristali’ni ayırt etmek nadir bir beceri değildi. (yine geliyor saçmalıklar T_T) Birisi domuz eti yememiş olsa bile hala koşan bir domuzu tanıyabilirdi; Mor Damarlı Cennet Kristali hakkındaki belgeler ve efsaneler sayılamayacak kadar fazlaydı. Ama sadece bakarak Mor Damarlı Cennet Kristali’nin saflığını söyleyebilmek, eğer birisi Mor Damarlı Cennet Kristali’ni son derece iyi bilmiyorsa bu kesinlikle imkansızdı.
Bu kişi beklenmedik bir şekilde Mor Damarlı Cennet Kristali’ne aşina olabilir mi? Ve ya.. Yaptığı her şey düzmece miydi? Evet! Hepsini kıçından uydurup konuşuyor olmalıydı. Bu adam tamamen yabancı birisiydi, ve tıp dünyasında bile daha önce hiç duyulmamıştı. Ayrıca bu kıyafetler akla yalnızca tek bir düşünce getiriyordu, “dolandırıcı”. Doktorlar içten içe bu şekilde düşündü.
Fakat bunu yerine Xiao Tiannan ve Xiao Zaihe aynı anda şok olmuş bir ifade ortaya koydular.
“Sen Mor Damarlı Cennet Kristali’ni tanımlayabiliyor musun?” Xiao Tiannan’ın kalbi titredi, çünkü bu “dahi doktor’un” söylediği sözlerin hepsi tamamen doğruydu. Bu bir parça Mor Damarlı Cennet Kristali her zamana bu tarikatın en değerli hazinesi olmuştur ve en gizli yerlerde saklanmıştır, tarikatta bile sadece bir kaç kişi bu hazineyi görmüştür. Saflığının dışarı sızdırılması söz konusu bile olamazdı.
O, aslında Mor Damarlı Cennet Kristali’nin saflığını bakarak söyleyebiliyordu.. Temasta bulunmadan bu bilgiyi elde etmek imkansızdır. Bu üçkağıtçı görünümlü gezgin doktor, nasıl görünürse görünsün gerçekten de dahi doktor olabilir miydi?
“Heh heh, tabi ki onu tanıdım. Bir tıp doktoru olarak nasıl olur da en değerli tıbbi hazinelerden birini bilmem.” Yun Che bilge bir şekilde hafifçe güldü.
“Peki bunu nasıl kullanacağını biliyor musun?” Xiao Tiannan bir adım ileri çıktı ve acele bir şekilde sordu.
Yun Che, Xiao Luocheng’in hasta bir şekilde yatan görüntüsüne bakarak dedi: “Tabi ki biliyorum. Fakat, aslında genç efendinin yaraları’nın tedavisi için Mor Damarlı Cennet Kristali’ni kullanmaya gerek yok.”
“Tamamen saçmalık!”
Yun Che tam bunları söylediğinde odadaki tüm doktorlar onu küçümseyip hor gördüler. Hatta bir tanesi Yun Che’ye sinirli bir şekilde bakarak sesli bir şekilde bağırdı: ”Genç efendi’nin yaralarının ne kadar ağır olduğunu biliyor musun! İç yaralarını iyileştirebilmenin tek yolu Mor Damarlı Cennet Kristali kullanmak! Birlik efendisi Xiao, Bu gezgin doktor bir dolandırıcı. Bu yaşlı adam yıllardır tıpla uğraşıyor, ama yine de bu adamı daha önce hiç görmedim. Önceki sözleri ise rastgele edilmiş laflar olmalı! Hmph, Xiao Birliğinin liderini kandırmaya çalışmak, baya cesaretlisin. Birlik Efendisi Xiao dolandırılmamak için en iyisi onu hemen dışarı atmak.”
Bu konuşan kişinin adı Sun Hong dur, kendisi Yeni Ay Şehri’nin üç dahi doktorundan biriydi ve Yeni Ay Şehri’nin tıp camiasında oldukça prestijli bir yeri vardı.
“Hahaha.” Yun Che hafifçe güldü gözlerini kıstı ve kısık sesle konuşmaya başladı:
“Genç efendinin yaralarına çoktan bir kaç kez göz attım ve durumunu da çoktan tam olarak anladım.…. Sol kolundaki kemikler tamamen kırılmış, vücudundaki meridyenlerin yarısı parçalanmış ve kaynak damarları patlamış.Vücudu dün geceki soğuk havaya maruz kalmış bu yüzden yaralarına ilaveten aynı zamanda hastalanmış bu da bu kadar zamandır bilinçsiz olmasının sebebi. Doğru mu yoksa yanlış mı?”
Sun Hong’un ifadesi bir süreliğine dondu ardından hızlıca küçümseyici bir şekilde yanıtladı:”Şu anda tüm şehir genç efendinin ağır yaralandığıyla ilgili bir şeyler biliyor. Sense daha genç efendiyi muayene etmeden bu kadar net konuşuyorsun açıkça bunları bir yerden duymuş olmalısın. Senin gibi bir dolandırıcı bilemez ama böyle ağır yaraları sıradan ilaçlarla iyileştirmek imkansızdır, bu dünyada genç efendiyi iyileştirebilecek tek şey Mor Damarlı Cennet Kristalidir.
“Bu yaşlı adam’da bu kişiyi daha önce hiç görmedi.
(Kendinden üçüncü kişi olarak bahsetmek… Nasıl bir fantezidir anlamadım gitti normalde bunları atarak çeviriyordum ama şimdi onla uğraşamayacağım direk devam ediyorum :D)
Ayrıca onun sözleri tıbbi bilgileri ihlal ediyor. Şüphesiz ki o bir dolandırıcı.” Beyaz sakallı yaşlı bir adamda yavaşça konuştu.
“Ha Ha Ha!” Yun Che söylediklerini duyduğu zaman üç kez seslice güldü. Ama hiçte öfkeli değildi yavaşça konuştu:” Doktorun tanısı, bakmaya, dinlemeye, sormaya ve hissetmeye bağlıdır; bakmak başlıca olandır; dinlemek, sormak, hissetmek ise destek içindir. Hastanın tüm sorunlarının izleri vücudunda sergilenir. Eğer ben bu küçüğün yaralarını sadece bakarak söyleyemezsem yalnızca “sıradan bir doktor” olmaz mıyım?”
Tek bir cümleyle oradaki her bir doktora saldırdı. Çünkü onlardan hiç biri Xiao Luocheng’in yaralarını yalnızca “bakarak” teşhis edemezdi. Sun Hong alaycı bir şekilde konuştu:
“Demek dahi doktorumuzun tıbbi yetenekleri bu kadar üstün; o zaman bana bir göz atarak ne tür hastalıklarım var görmeye ne dersin?”
Yun Che umursamaz bir bakış attı ve hafifçe gülümseyerek dedi:
“Sen de aynı zamanda bir tıp doktorusun. Senin öz bakımında fena değil ve her hangi bir ciddi hastalığında yok. Fakat cinsel ilişki konusunda kendini hiçte tutamıyorsun. Gözünün altında ki karartılara bakarak en azından art arda iki kez yaptığın anlaşılıyor.(Ç.N: Bu yaşta bu enerji bu canlılık daha çok yaşar bu adam benden söylemesi :D) Bundan sonra bile tüm gece uyumamışsın. İlişkiden hemen sonra buraya geldiğin açıkça belli oluyor. Ha ha, artık genç değilsin, bu kadar sık cinsel ilişki ve ardından gece boyunca çalıştıktan sonra senin böbreklerin ciddi bir şekilde güçlerini kaybetmiş.
Sun Hong olduğu yerde şakın bir şekilde kaldı ve uzun bir süre sesini çıkarmadı.(Ç.N: Sen kaşındın :D )
“Sana gelirsek. Sen şiddetli hastalıklardan acı çekiyorsun.” Yun Che bakışlarını daha önce konuşmuş beyaz sakallı adama çevirdi ve kayıtsızca konuştu:”Bir yıl önce bile bacakların çoktan ağrımaya başlamıştı ki bu ağrılar özellikle öğlen saatleri şiddetleniyordu. Sen bunun soğuk rüzgar ve nem yüzünden olduğunu sandın bu yüzdende tedavi olarak sıklıkla sıcak şeyler kullandın. Ama bir yıldan sonra belirtiler zayıflanmadı aksine daha da kötü hale geldi.”
(Ç.N: ahh ahh beyaz sakal az önce op okuyordum şimdi de sen geldin aklıma ne havalı adamdın sen ya http://mangayurdu.com/mangas/One%20Piece/0576/015-16.jpg )
Yaşlı adamın gözleri genişledi ve şaşkınlıkla sordu: “Nasıl.. Bunu nasıl biliyorsun?”
Yun Che devam etti: ”Bacağındaki rahatsızlık aslında soğuk rüzgarlar ve rutubet yüzünden değildi. Eğer tahminim doğruysa iki yıl önce uzun ince kırmızı bir yılan tarafından ısırıldın. Sen bir tıp doktorusun ve sıklıkla şifalı otlar toplarsın bu yüzden büyük ihtimalle yanında panzehirde taşıyorsundur ve panzehiri aldıktan sonra bir daha bu konu hakkında düşünmemişsindir bile. Ama senin bilmediğin şey, bu yılanın adı Yeşim Gözlü Çiçek Oyma Yılanıdır. Görünüşü sıradan bir Kırmızı Çizgili Yılandan farklı değildir. Bununla birlikte sıradan panzehirlerle tedavi edilemeyecek bir Yang türü zehir taşır. Bu zehir vücutta gizlenir bir yıl sonra yavaşça etki etmeye başlar; ilk olarak ayakların dayanılmaz bir şekilde ağrımaya başlar; zehir sürekli olarak yayılmaya devam eder; üç yıl sonra organlara ulaşır ve kurbanın ölümüne sebep olur.
Yaşlı adamın gözleri aşırı derecede açıldı ve sakalları şiddetle titremeye başladı: ”Doğru.Doğru. Ne söylediysen hepsi tamamıyla doğru! İki yıl önce kırmızı renkli bir yılan tarafından ısırıldım ve onun sıradan bir Kırmızı Çizgili Yılan olduğunu düşündüm. Ayağımdaki rahatsızlıkta yaklaşık olarak bir yıl önce başladı. Ve tedavi için bir yıl boyunca Yang özellikli malzemeler kullandım, ama en ufak bir yararı olmadı. Dahi doktor, gerçekten dahi bir doktor!!!” (Ç.N:Ahh ahh zavallı adam o kadar şaşırdı ki bir yıllık ömrü kaldığını fark etmedi salak :D. Yang işine gelirsek ingilizce çevirmeninin dediğine göre yang özellikli malzemeleri sıcak olarak düşünebilirsiniz yin içinse tam zıttı geçerli. Bu yaşlı adamsa ayağındaki rahatsızlık soğuk havadan olduğunu düşünüyor ve yang/sıcak türlü malzemeler kullanıyor. Ama zehirde yang türü bu yüzden etki etmiyor.)
Bu yaşlı adamda aynı zamanda Yeni Ay Şehri’nin üç dahi doktorundan biriydi.Onun adı Gongsun Xiu ve Yeni Ay Şehri’nin tıp camiasındaki konumu Sun Hong’dan bile yüksekti. Bu sözleri söylediği zaman oradaki her bir doktor sersemledi.. Sadece bakarak Sun Hong’un dün gece kaç kez ilişkiye geçtiğini söyleyebilmiş, Gongsun Xiu’nun hastalığını bulmuş hatta onu iki yıl önce ısıran yılanın türünü detaylı bir şekilde anlatabilmişti.
Bu seviyede bir yetenek, bırak elde etmeyi hakkında düşünmeye bile cesaret edemezlerdi.
Bu beceri basitçe tanrı seviyesindeydi!!
Bu dolandırıcı görünümlü kişi gerçekten dahi bir doktor olabilir miydi…. Hayır! Açıkça dahi doktor olduğu söylenebilirdi!!
“Dahi doktor bu yaşlı adamın vücudundaki zehri nasıl tedavi edebiliriz? (Ç.N:Elemanın jeton düştü en sonunda :D) Yeşim Gözlü Çiçek Oyma Yılanı; bu yaşlı adam yaklaşık seksen yıldır yaşıyor ama hiç böyle bir yılan duymadı.” Yun Che’yi küçümseyen Gongsun Xiu şimdi onun önünde eğilip saygı gösteriyordu.
Yun Che bir süre düşündü sonra cevap verdi: ”Yüz gram Buz Kalbi Lotusu. İki yüz elli gram melez ayva. Onları her gün öğlen saatlerinde tüketin zehir doğal olarak bir ay sonra tedavi edilmiş olacaktır. Ek olarak bu bir aylık sürede mümkün olduğunca sıcak ve baharatlı yönleri zayıf olan yiyecekler tüketmeye çalışın, ve bir gün içinde uzun süre uyumayın.”
Gongsun Xiu, Yun Che’ye karşı derin bir utanma duygusuna kapılmıştı: “Yalnızca bu yaşlı adamın hayatını kurtarmadınız aynı zamanda gözlerini de açtınız. Lütfen bu yaşlı adamın önceki anlamsız saçmalıklarını affedin; siz kesinlikle dahi doktor ünvanına layıksınız.”
Oradaki tüm doktorların yüzlerinde şok olmuş bir ifade vardı ve Yun Che’ye bakarken gözlerinde oluşan ifade de tamamıyla değişmişti. Hatta Xiao Tiannan’ın yüzünde umut dolu bir ifade bile şekillenmeye başlamıştı. Bu kişi gerçekten dahi doktor olabilir! O benim çocuğumun yaralarını iyileştirebilir!
“Ha ha, gurumu okşuyorsun.” Yun Che bunları derken Xiao Zaihe’ye döndü ve aniden söyledi: ”Bu arada senin vücudundaki problemde küçük değil.”
“Ben mi?” Şaşkın bir ifadeyle kendini işaret etti.
“Son bir kaç ay içinde Omuz Yıldız kaynak girişini zorla açmak için bolca çaba sarf etmedin mi?” Yun Che tartışılmaz bir tonla sordu.
Xiao Zaihe’nin ağzı açık kaldı:”Nasıl.. Sen bunu nasıl biliyorsun?”
“Tamamen saçmalık!” Yun Che’nin ifadesi daha kasvetli bir hal aldı: “Sen kaynak girişinin bir şekilde gevşediğini hissettin ve onun açılacağını düşündün bu yüzdende sürekli olarak onu kaynak gücünle zorladın. Ama sen daha kaynak girişinin arkasındaki gerçeği bile anlamamışsın! Bu şekilde davrandığına göre senin için kaynak girişini zorla açmak artık imkansız hatta çoktan kaynak girişine zarar bile vermişsin. Eğer bu şekilde devam edersen sadece kaynak girişin tamamen yok olmayacak senin kaynak damarlarında kalıcı bir şekilde hasar görecek.”
Ciao Zaihe’nin ifadesi anında değişti ve derin bir korkuyla doldu. Kaynak uygulayıcısı olarak kaynak damarlarının herhangi bir kalıcı hasar alması demek öldürücü darbeyi yemekle aynı anlama gelirdi. Korkmuş bir yüzle konuştu: ”Dahi Doktorun az önce söylediklerinin aynısını yaptım; her zaman Omuz Yıldız kaynak girişini zorladım. Ama yalnızca gelişim göstermemekle kalmadı bunun yerine rahatsız edici bir şekilde ağrımaya başladı. Bu..Bu….Lütfen dahi doktor, beni kurtarmak zorundasınız!”
Yun Che ona bir süre baktı ve yavaşça onayladı: “Mavi Rüzgar İmparatorluğuna yeni geldiğimden pek fazla kişiyi bilmiyorum. Birisiyle bu şekilde tanışmak… Bizi kader bir araya getirmiş olmalı. Tamam. Bu durumda bu sefer sana yardım edeceğim.” (Ç.N: Yeteneklerini göstermek için yardım edecek maksat mazeret bulmak bizi kader tanıştırdı nedir ya :D)
Konuşmayı bitirdikten sonra Yun Che aniden sol işaret parmağını uzattı. Her kesin kafası karışmış ifadelerini umursamadan Xiao Zaihe’nin Omuz Yıldız’ının olduğu noktayı işaret etti. Gökyüzü Zehir Sedefi’nin arıtıcı özelliği sessizce parmak ucundan geçti ve Xiao Zaihe’nin vücuduna girdi. Bir kaç nefes alımı zaman geçtikten sonra onun Omuz Yıldız kaynak girişi aniden açıldı.
Yun Che yüzünde gizemli bir gülümsemeyle parmağını çekti.
Xiao Zaihe boş boş bakıyordu, o açıkça az önce ne olduğuna inanmaya cesaret edemiyordu..Uzun bir zaman sonra, zorla omuzuna bastırdı tüm vücudu heyecan içinde titriyordu. Büyük bir heyecanla bağırdı:
“Açıldı! Benim Omuz Yıldız kaynak girişi gerçekten açıldı… Açıldı!!!”
Xiao Zaihe’nin tepkisi ve ağzından çıkan “açıldı” kelimesi orada bulunan herkesin ne olduğunu anlamasını sağladı. Oldukları yerde şaşkınlıkla dona kaldılar. Sonra aniden, Gongsun Xiu bir adım öne çıktı boğuk ve şaşkın bir sesle bağırdı:“Tek Parmak Kaynak Açılımı!! Bu efsanevi Tek Parmak Kaynak Açılımı!!”
Bu dört kelime “Tek Parmak Kaynak Açılımı” fırtına gibi vurdu. Tüm doktorların vücutları titremeye başladı ve uzun süre boş boş baktılar. Daha sonra vücutları taşlaşmış gibi kaskatı kesildi.
———————————— SON—————————————-
Ç.N: Arkadaşlar bu adamlar konuşurken kendilerinden üçüncü kişiyle bahsediyorlar düzeltip normal şekilde yazınca mi daha güzel oluyor yoksa olduğu gibi mi yorumlara yazarsanız bir sonraki bolumda ona gore çeviririm.
Bana daha fazla bölüm çevirtmek için durmadan her fırsatta soran ayranıma ve saçmalıklarımı düzeltme zahmetine giren düzenleyici arkadaşa teşekkürler.
(DN:Çevirmen arkadaşın meramını gidermek maksatı ile yazıyorum
Orjinali: Two hundred and fifty grams of Mixed Quince;
o şüphede kaldığın yeri melez ayva olarak çevirdim :D aslında burada senin yazdığında doğru olabilir. Farklılık olsun diye melez olarak çevirdim süper nesnelerin arasında normal ayva biraz sönük kalıyordu :/ ve oradaki paylaştığım eklentiden bakabilirsin
USELESS NOTU : SAAT 22.00 DAN SONRA SİMBİYOZ GELECEK 2 DAKİKA ARALIKLARLA GÜNCELE KADAR GELECEK SAYGILAR :D
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..