Çeviren: Black Wall – Düzenleyen 1ghostdreamer – Yayıncı: Useless
İç saray Mavi Rüzgâr kaynak sarayında derin bir yerdi, birisi buradan ayrılmak isterse sırasıyla orta ve dış sarayın içerisinden geçmesi gerekmektedir.
Yun Che orta sarayı geçtikten sonra dış saraya adımını attı, oradaki insanlar tarafından hemen tanındı.
‘‘Çabuk bak bu Yun Che!, yeni gelen öğrencilerin sınav alanında gördüm, o iki ay içinde Murong Yi’yi yeneceğini söyledi.’’
‘‘Bu yüzden o tarihin bir numaralı palyaçosu, o oldukça normal gözüküyor.’’
‘‘O, oldukça normal görünüyor ama onun beyni kesinlikle anormal, aksi halde neden iç saray öğrencisi Murong Yi’ye meydan okuma cesareti göstersin? Hatta o ağır bir kılıç ve iki değersiz beceri seçmiş.’’
‘‘İki ay sonra o kesinlikle Murong Yi tarafından bir köpek gibi rezil edilecektir, bence Murong Yi onu kalbinde ciddiye bile almıyor hatta onu bir sirk maymunu olarak görüyordur hahaha’’
Birçok farklı alay dolu kelimeleri uzaktan duyabiliyordu, Yun Che bunlara kulak asmadı ve ileriye doğru yürüdü, Yun Che dış sarayın yetiştirme merkezine geldiğinde Xio Yuanba’yı tek başına gördü.
Onun büyük vücudu olduğundan dolayı temelde saklanması pek mümkün değildi, onu gördüğü gibi Yun Che hızlıca yürüdü ve onu selamladı;
‘‘Yuanba’’
O anda Yuanba’nın iki gözü de büyüdü ve heyecanla Yun Che’nin yanına koştu, ‘‘Enişte neden buradasın senin iç sarayda olman gerekmiyor muydu?’’
‘‘Yürümek için dışarı geldim benim kaynak enerjim o kadar yorgun değil , Yun Che sadece rastlantı diyerek Xio Yuanba’yı denetledi, kaynak gücünün iyileştiğini ve yakında yedinci seviyeye’nin bariyerini kıracağını gördü. ‘‘ Dış saraya katılman sorunsuz geçti mi Yuanba? Burada olduğunu babana söyledin mi?’’
‘’Hehe Eğitmen Qin sözlerinden geri durmadı, iç saraya girmenin ikinci gününde o benim dış saraya kabul edilmem için gerekli olan düzenlemeleri tamamladı. Zaten daha önce babama bir mektup gönderdim ve birkaç gün önce bir cevap aldım, babam mavi rüzgar kaynak sarayına girmemin mümkün olduğunu öğrendiğinde çok mutlu oldu. Yuanba gülümserken övmeye başladı ‘‘Mavi Rüzgar kaynak sarayından beklenildiği gibi yeni ay kaynak sarayı ile mukayese edilemez, burada çok sayıda uzman var. Ben burada olduğum sürece,; Xio Yuanba ellerini iki yana doğru açtı, ah doğru enişte bak, iki elinde de taze kokular yayan tıbbı toprak kutuları vardı , ‘bugün dış sarayın tıbbi toprakların dağıtılma günüdür, bunların kalitesi yeni ay kaynak sarayında dağıtılanlardan çok daha iyi… otuz küçük kaynak gücü kurtarma paletleri ( hapları), on küçük kaynak açma paletleri, üç kaynak su açma paleti. Ben geçmişte böyle bir şeyi hayal bile edemezdim ( çn. Palet tıbbi toprak ve hap anlamına geliyordu direk palet olarak bıraktım böyle daha iyi oluyor. )’’
Heyecanlı olduğuna şaşmamalı sonuçta bugün palet dağıtıldı, Yun Che güldü ve söyledi ‘‘Yuanba biraz geç başlamış olsan da eğer çok çalışırsan herkesten daha iyi olacağına inanıyorum… her durumda birlikte çok çalışmamız gerek’.
Bunları söyledikten sonra Yun Che rastlantı eseri Yuanba’nın kolunu okşadı, o gücünü çok fazla kullanmamasına rağmen Yun Che’nin eli değer değmez Yuanba sanki bir elektrik şoku yemiş gibi hemen kolunu geri çekti. Yuanba inledi ve yüzü acıyla dolu bir ifade ortaya çıkardı.
Yun Che biraz şaşırdıktan sonra hızla ileriye doğru bir adım attı ve Yuanba’nın sol kolunu yukarı doğru kaldırdı, kolunun büyük bir kısmında kırmızı ve yeşil renkler gördü. Özellikle omuzunun eklem yerinde büyük bir kabarma görünüyordu, tek bir bakışla birlikte Yun Che bu yaralanmaların çok uzun zaman önce olmadığını keşfetti.
‘‘Ne oldu, Yun Che kaşlarını çattı, nasıl yaralandın?’’
Yuanba aceleyle kollarını kapattı ve gülümsedi, her hangi bir şey düşünmeden cevap verdi, ‘‘Bu önemli bir şey değil kıdemlilerimle tartışma yaşadım, kaynak gücüm kötü olduğundan yaralanmam çok normal. Ve yaralanmalarımın hiç biri ciddi değil o yüzden birkaç güne tamamen iyileşir.’’
Yuanba’nın söylediği mantıklıydı. Dış sarayda eğitim sırasında tartışmalar kaçınılmazdı. Bir çok antrenman maçında bu yaraları önlemek çok zordu. Ama Yun Che, Yuanba’nın yaralarının farklı olduğunu hissetti, bakışlarını Yuanba’nın boynuna doğru indirdi ve kaşlarını bir kez daha çattı, ‘‘Öyleyse boynunda ki morluk ne? Siz antrenman maçlarında boynunuzu mu hedef alıyorsunuz?
Yuanba hızla boynunu küçülttü ve hatta gömleğinin yakasını yukarı doğru çekti, telaşla aynı kayıtsız ifadeyi gösterdi ve güldü, ‘‘Enişte benim için endişelendiğini biliyorum ama gerçekten iyiyim, ben antrenman maçlarında yara alsam da bu yaralanmalar bana yeni anlayışlar sağlar ve gelişmeme yardımcı olabilir. Yani ben yara alsam bile bu konuda çok mutluyum , ayrıca bir tek yaralanan ben değilim, dış sarayın bir çok öğrencisi yaralanıyor, antrenman maçlarında yara almazsak biz nasıl gelişebiliriz heheh…’’
Yun Che biraz rahatlamış bir ifadeyle inandı ve başını salladı. ‘‘Gelişim önemli olsa bile vücudunuzun kırılmasını istemem, ayrıca kaynak gücünün dış sarayda zayıf olduğu söylense bile kimse sana kabadayılık yapamaz, eğer birisi sana kabadayılık yapmak isterse kesinlikle bana söylemelisin, kaynak gücünün zayıf olması kimsenin sana zorbalık yapacağı anlamına gelmez.’’
‘‘Hehe anlaşıldı enişte, Yuanba aptal bir şekilde gülümsedi kıdemlilerimin hepsi bana çok iyi davranıyor neden bana zorbalık etsinler? Endişelenmene gerek yok iki ay içinde Murong Yi’ye karşı mücadele edeceksin, İç Sarayda yetişimin için çok çalışmalısın. Her ne kadar Murong Yi’nin çok güçlü olduğu söylense de kesinlikle eniştem onu yenecektir… Daha sonra enişte ben yetiştirme odama dönüyorum, artık daha fazla zamanını almayayım.
‘‘mn öyleyse git’’
Yuanbanın hızla kaybolan figürüne bakarken Yun Chenin ifadesi biraz battı.
O kaynak sarayının dışarısı için kafa yormuyordu daha ziyade, yönünü değiştirdi ve yavaş yavaş Yuanba’nın kaldığı yetiştirme odasına doğru yürüdü.
Yuanba nın yetiştirme odası 2296 numaraydı, her yetiştirme odasında 5 dış saray öğrencisi vardı, Yun Che sessizce yürüdü pencerenin yanında durdu ve içeri baktı.
Dış saray yetiştirme odaları İç Saray’ın yetiştirme odaları kadar büyük değildi, Yuanba girdiğinde zaten içerde dört öğrenci vardı, Yuanba’nın geldiğini gördüklerinde bir birlerine baktılar ve alaycı bir şekilde güldüler.
‘‘Yo… koca sakar döndün mü? Sen bile kurtarma paletleri aldın değil mi?’’ Orijinal zeminin aşağısında oturan mavi giyimli bir genç ayağa kalktı Yuanba’ya bakarken alay eder bir şekilde söyledi.
Yuanba’nın boynu belli bir şekilde küçüldü, korkmuş bir ifade ile zor bir şekilde güldü, ‘‘Kıdemli Han Feng bu sefer bana birkaç tane palet bırakmanız mümkün mü? Bir kaç tanesi yeterli.’’
Han Feng in ifadesi anına değişti, Yuanba’ya doğru sırıttı ve söyledi, ‘‘Ya aslında pazarlığı mı öğrendin? Yine kemiklerin kaşındı ve onları senin için gevşetmemizi mi istiyorsun? Kes ve bize sahip olduklarının hepsini ver! Her gün dördümüz sadece başlangıç kaynak eleminde ki bir çöp için tavsiyeler veriyoruz ve bize gerçekten bize basit bir şekilde saygı göstermeyi mi unuttun?’’
Diğer üç öğrencide küçümsemeyle dolu bir şekilde gülmeye başladılar. Ortada oturmuş görünüşte yakışıklı gençler, Yuanba yerine sanki bir palyaçoya bakıyorlardı.
Yuanba’nın öfkeden yüzü kızardı ve dişlerini sıktı, ama o itaatkâr bir şekilde aldığı paletleri teslim etti, Han Feng tek eliyle hepsini aldı hatta tek bir tanesini bile bırakmadı. Sonra o sözde överek gülümsedi,
‘‘ tch.., bu daha iyi bize itaat ettiğin ve saygı gösterdiğin sürece seni tedavi edeceğiz endişelenmene gerek yok, gelecekte biz kesinlikle yeniden antrenman maçı yapacağız hahahaha’’.
Kayıtsızca gülerken, Han Feng on küçük kaynak kurtarma paletini aldı ve öğrencilere dağıttı, sonunda o beyaz gençlerin önüne geldi beline doğru eğildi ve yalaka bir şekilde söyledi, ‘‘Kıdemli Kui Yang burada on küçük kaynak açılış paleti ve üç kemik söndürme paletleri var nazikçe bunları kabul edin’
Kui Yang denilen genç bu yıl on dokuz oldu. O zaten gerçek kaynak alemi engelini kırdı ve gerçek kaynak alemi ilk seviyeye geldi onun kaynak gücü bu dörtlü arasında en yüksek olandı. O dış Saray’ın elli bin öğrencisi arasında yeteneğiyle üst iki bine yerleşmek üzere olan önde gelen isimlerden biriydi. O paleti almak için elini uzattıktan sonra ayağa kalktı, aniden Yuanba’nın sol elinde sıkıca tuttuğu üç paleti kaptı.
‘‘O aslında üç kaynak söndürme paletini sakladı’’ diye sakinlikle güldü, gözlerini dikti ardından bacağı birden uçtu ve Yuanba’nın karnına vurdu, bu hareket Yuanba’nın takla atmasına neden oldu, ‘‘Eğer bir daha ki sefere sahtekârlık yapmaya kalkarsan inan bana bacaklarını lime lime ederim’’‘
Beklenildiği gibi Kıdemli Kuı Yang Han Feng ve diğer iki öğrenci ondan çekinir gibi apar topar güldüler.
Karnı tekmelenen Yuanba yere düştü, vücudu acı içinde kasılmasına rağmen dışarı acı bir çığlık çıkmasına izin vermedi, aksine bedenini yasladı ve ayağa kalktı onun kırmızı yüzü kül gibi oldu, ama o kızgın olmaya cesaret bile edemedi, yavaş yavaş yetiştirme odasının köşesine gitti ve tek bir kelime söylemeye bile cesaret edemedi.
Yun Che’nin yüzü kızardı ve göğsünde kana susamış bir dalgalanma patladı, o artık izleyemezdi bir adım ileri attı ve kaynak yetiştirme odasının kapısını tekmeledi.
BANG…
Yetiştirme odasının sağlam ahşap kapısı Yun Che’nin tek bir tekmesi ile paramparça oldu, havaya dağılan ahşap parçaları odada bulunan beş kişinin şaşırmasına neden oldu.
Yun Che’yi öfkeli bir şekilde orada görünce, Yuanba panikledi, aceleyle kekeleyerek ayağa kalktı
eni, enişte.
Yun Che, Yuanba’ya aldırmadan odada duran dört dış saray öğrencisine baktı,
‘‘Sana iki seçenek veriyorum, bir tüm paletleri bırakıp sağ kolunu kırdıktan sonra Yuanba’nın önünde secde edip hatalarını kabul edeceksin, iki ölüm…’’
Onlar meydana çıkan bu kişinin kim olduğunu sormak üzereyken, Yun Che’nin sözlerini dinledikten sonra, bir an hayrete düştüler ve daha sonra yüksek sesle gülmeye başladılar.
‘‘Bu köpek yavrusu nereden geldi? Çılgınca bu şekilde davranmaya cesaret etmek… Bana secde etmek ister misin? Sen bizim sağ kolumuzu kırmamızı istiyorsun, sen bugün ilacını almayı mı unuttun? Ahaha’’
‘‘Yo! Bu adam biraz tanıdık gelmiyor mu? bu saraya girer girmez Murong Yi’ye meydan okuyan son derece ünlü Yun Che. Mavi Rüzgar Kaynak Saray tarihinin bir numaralı palyaçosu’’!
‘‘Mmn, yani bu Yun Che öyle mi? Beyaz giyimli Kui Yang bunu duyduktan sonra küçümseyerek gülmeye başladı, ben Yun Che’nin yarı deli olduğunu duydum görünüşe göre söylentiler en ufak bir şekilde yanlış değil. Ne oldu? Bize diz çökmek ister misin? Hehe önümüze diz çök ve af dile belki daha sonra senin bir bacağını kırarım’’
Kui Yang sözlerini bitirdiği gibi ,Görünüşü bulandı, kana susamış bir dalgalanma onun bütün vücudunun titremesine neden oldu, yüzü bir an için soldu ama o daha tepki bile vermeden Yun Che nin buz gibi soğuk yüzü zaten tam karşısındaydı.
BANG!..
Kui Yang göğsünün doğrudan on tonluk bir balyoz tarafından vurulduğunu hissetti, bütün vücudu sarsıldı ve eşsiz güçlü şiddetli bir enerji anında vücudunda ki tüm kaynak damarlarına saldırdı. O vücudu uçarken bir ağız dolusu kan tükürdü yetiştirme odasının duvarında büyük bir çatlak oluştu, uzun bir süre sonra Kui Feng’in bedeni ölü bir köpek gibi aşağı kaydı…
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..