Bölüm 308: Geçici Ateşkes

avatar
15437 36

Against The God - Bölüm 308: Geçici Ateşkes


 

Yanan Cennet Klanının tüm üyeleri geri çekilmişti.

 

İki binden fazla mürit, Gökyüzü Kaynak Aleminden sekiz güçlü kaynak uygulayıcısı. Yun Che'nin neden olduğu büyük tehdidin altında, yüzleri gaddarlaştı ve herhangi bir onurları kalmadı.

 

Yun Che'nin savaş yetenekleri şok edici olsa da, Yanan Cennet Klanının hepsine karşı bir tehdit olamazdı. Ancak, zalim ve kalpsiz yöntemlerine ek olarak, karşı konulamayan tüm garip teknikleri ile, başarılı bir şekilde Yanan Cennet Klanının psikolojik bariyerine nüfuz etmişti. Yun Che'nin Fen Juecheng'i yüce gönüllülük yaparak onlara geri verdiği son hareketinde tedbirli davranmak ve riske girmemek yerine pervasızca hareket etmişti

 

Yanan Cennet Klanının gelin eskortu sadece Prenses Cang Yue'yi getirememekle kalmamış, hatta iki yüz müridini kaybetmiş ve Fen Juecheng'te ağır yaralanmıştı… Ayrıca mevcut olan herkes buna şahit olmuştu. Onların itibarı ve saygınlığı tamamen lekelenmişti. Öte yandan,Yun Che, Yanan Cennet Klanını bu tür sıkıntılara sokmayı başardığından, herkesin kalbini ve ruhunu şiddetle sallamıştı.

 

Yun Che, insanlar tarafından neredeyse efsanevi bir karakter haline getirilmişti, söylentiler daha dilden dile aktarılmadan, birkaç kat daha güçlendirilmişti! Önceki söylentiler üstüne eklendikçe abartıldı ve gülünç bir şekilde, ciddi bir şekilde zayıflamış hali halen "tanrısal hikayeler" gibi geliyordu.

 

Böylesi genç bir yaşta, insanların büyük ve kutsal bir klanmış gibi davrandığı Yanan Cennet Klanına baskı yapmış, Fen Moran  ve Fen Duancang gibi zirve kaynak uygulayıcılarını bile mağlup etmiş ve geri çekilmelerini sağlamıştı. Onun geleceğinin sınırları şüphesiz hayal edilemezdi! Bu Prenses Cang Yue'nin ona ilgi duymasına ve Dondurulmuş Ay'ın Perisi'nin onun karısı olmasına şaşmamak gerekirdi… Hatta Chu Yuechan'ı içeren olay artık daha kabul edilebilir gibi görünüyordu.

 

“Küçük Kardeş Yun!!!”

 

Cang Yue, Yun Che'nin üstüne koştu ve sıkıca sarıldı, alnını onun göğsüne gömerken, aynı anda hem ağlıyordu hemde gülüyordu; ne de olsa bir imparatorluk prensesinin görünümü ve çevresindekilerin bakışları umurunda değildi. Yun Che'nin "ölü" olduğu bu süre içinde, onun tüm dünyası karanlıktı. Ona hala böyle sıcak ve gerçekçi bir şekilde sarılabildiği için, artık başka hiçbir şey arzulamıyormuş gibi hissetti.

 

“Heheh.” Cang Wanhe de gülmeye başladı. Gülmesi sıralama turnuvasının birinciliğini elde ettiklerini öğrendiği zamankinden bile daha huzur vericiydi: “Kızımızdan beklendiği gibi. Yue'erin insanları ayırt etmek için iyi bir gözü var.”

 

“Evet. İşte bu noktada, muhtemelen Ekselansları(Cang Yue) siz Majestelerinden daha iyi.” Dongfang Xiu mutlu bir şekilde söyledi.

 

“Hahahaha…” Bunu işitince, Cang Wanhe sadece kızmamakla kalmadı, ayrıca yürekten güldü. Ancak, sadece iki kez gülmesini, uzun bir dizi öksürük takip etti.

 

“Bugün olanlar tamamen beklentilerimin dışındaydı.” Dongfang Xiu, Yun Che'ye baktı ve derin bir nefes verdi: “Bu çocuğun geleceğini, değerlendirme veya tahmin etme hakkına ben bile sahip değilim. Bugün olanlardan sonra, o, şüphesiz Yanan Cennet Klanının en çok öldürmek istediği kişiye dönüşmüştür. Ancak, bilmiyorum onun için neden endişelenmiyorum. Aksine, Yanan Cennet Klanı için endişeliyim.”

 

"Biz de aynı düşünüyoruz." Cang Wanhe'nin solgun yüzünde bir gülümseme belirdi, önce gözlerini tekrar kapattı ve iç çekti : “Gelişmeni görmek için şansımızın olmaması üzücü… Sadece Yue'ere iyi bakabilecekse, bu şekilde, iktidar için bir iç mücadele olsa bile, biz daha az endişeli ve suçlu hissederdik…  Dongfang Xiu, bize, Yun Che'yi bizzat saraya davet etmemize yardımcı ol.”

 

“Pekala, herkes dağılsın”

 

İzleyen büyük insan gruplarını dağıtmak için imparatorluk sarayı muhafızları seferber edildi. Cang Wanhe hasta düştükten sonra nadiren görünür olmuştu. İmparatorluk şehrinde yaşayan insanların bile onu görmesi mümkün olmazdı. Şimdi nihayet halka açık bir yerde ortaya çıkmıştı ki tüm gözler şok edici bir şekilde onun üzerine düşmemiş. Bunun yerine, hepsi Yun Che'nin üzerinde toplanmıştı. Şok, şaşkınlık, hayranlık ve coşku vardı… Onlar başlangıçta prensesin evliliğini görmek için buradaydı, ama şimdi, böyle çığır açan bir sahneye tanık olmuşlardı.

 

——————————————

 

Prensesin evliliğinin son dakikada değişmesinin, talihsiz bir bir mesele olması gerekiyordu. Ancak, saray şu anda kutlama yapıyordu. Cang Wanhe bugün son derece iyi bir ruh hali içindeydi. Yüzünde her zamanki kasvet yoktu ve döndükten sonra bütün sarayı fazlasıyla ödüllendirdi.



Yun Che ve Cang Yue imparatorluk arabasının arkasında yan yanaydı. Saraya dönüş yolu boyunca, kalabalığın heyecanlı bakışları ile karşılandılar. Saraya girdikten sonra, onlar apar topar ayrılan üçüncü prens Cang Shou ile karşılaştı. Yun Che ve Cang Yue’nin yan yana geri döndüğünü görünce, o bir an sersemlemişti ve daha sonra yüzü değişti… Ancak, madem ki zaten birbirlerini görmüşlerdi, bunu engellemenin bir yolu yoktu. Cang Shou sadece dişlerini sıktı ve zorla toplayabildiği son derece kibar bir gülümsemeyle: ‘’Kraliyet Kız Kardeş’im. Geri geldin. Bu Kardeş Yun olmalı… Bugün ki performansın çok göz alıcıydı. Şaşırmaktan kendimi alamadım’’

 

“Bu benim üçüncü kraliyet kardeşim.” Cang Yue basitçe açıkladı, sesi hiçbir duygu taşımıyordu.

(Ç.N: KRALİYET DERKEN KRALİYET AİLESİNDEN DEMEK İSTİYORLAR.)



’Woah!’’ Yun Che’nin mülayim bir yüz ifadesi vardı ve sırıtmaya başladı: ‘’Ohh, saygıdeğer üçüncü kraliyet prensi. Saygılarımı sunuyorum. Üçüncü prens saraya henüz dönmüştü diye hatırlıyorum ve şimdi, aceleyle çıkıyorsun. Bir şey mi oldu? Yardım edebileceğim bir şey var mı?’’



Yun Che’nin yüzündeki gülümsemeyi görünce, Cang Shou hemen tedbirini aldı ve onun derisi bile uyuştu. Daha önce, Yun Che’yi Yanan Cennet Klanına karşı mücadele ederken, açıkca görmüştü. Tamamen zararsız görünen Yun Che, rahatlıkla Yanan Cennet Klanının Genç Klan Liderine işkence yapmıştı. Yun Che muhtemelen onun bir prens olan kimliğini en ufak bir şekilde önemsemezdi. Olur da o kızarsa, onu(Cang Shou) öldürmesi muhtemelen bir tavuğu öldürmekten farksız olurdu.



Cang Shou hemen sakinleşti ve arkadaş canlısı bir tavırla konuştu: ‘’Sadece bir kaç önemsiz özel mesele. Kardeş Yun’un rahatsız olmasına gerek yok.’’
‘’Woah… Kendi başınıza önemsiz küçük şeyler üzerinde çalışmak, Üçüncü Prens şüphesiz çok çalışkan. Kraliyet Ailesinin rol modeli olmalı!’’ Yun Che gülerek cevap verdi. Cang Shou sadece güç için mücadele eden başlıca suçlulardan biri değil, ayrıca Fen Juecheng’in Cang Yue ile evliliğinin arkasındaki esas suçluydu. Tabi ki, Yun Che ondan hoşlanmış değildi.



Cang Shou onun sözlerindeki iğnelemeyi açıkça hissedebildi, gülmek için kendini zorlayarak konuştu: ‘’İltifat için Kardeş Yun’a teşekkür ediyorum. Gitmem gerekiyor, hoşça kal, bir dahaki sefere biz kesinlikle…’’



‘’Ohh, Üçüncü Prens sormak istediğim bir soru var.’’ Yun Che ona çıkma şansı vermeden hemen gülerek sordu: ’’Küçük kız kardeşiniz Cang Yue’ye uzun zamandır hayrandım ve onunla evlenmek istiyorum. Emin değilim… Üçüncü Prens’in bunun hakkında nasıl hissettiğine?’’



Cang Shuo’nun yüzünde, sevinçli bir ifade belirmeden önce, ufak bir oranda kasıldı: ‘’Kardeş Yun hiç şüphesiz en seçkin kişidir. Muhtemelen bu dünyada sizinle kıyaslanacak kimse yoktur! Onun Kraliyet kardeşi olarak, uzun zamandır kraliyet kardeşimin kalbi zaten sana ait olduğunu farketmiştim. Eğer Kardeş Yun kraliyet kız kardeşimle evlenecek olursa, tartışmasız cennetin ayarladığı bir eşleşme olur. Hatta önümüzdeki bin yıl boyunca, sadece bu evlilik için övgüde bulunulacaktır. İmparatorluk ailesi için Kardeş Yun gibi bir yetenek elde etmek, iyi şansımız olmalı! Bir kraliyet prensi ve Cang Yue’nin kraliyet kardeşi olarak, kuşkusuz sana tam destek çıkacağım.’’

( yasmen3 Notu: Kardeşim adam ne yağ çekiyor yaw… Çevir çevir bitmiyor mübarek. Ben çevirmekten bıktım adam yağ çekmekten bıkmadı… )



‘’O zaman, Üçüncü Prens, Prenses Cang Yue için, benim, Fen Juecheng’den daha uygun olduğumu mu düşünüyor?’’

 


’Bu çok açık.’’ Cang Shou aynı ifade ile cevap verdi: ‘’Fen Juecheng de kim? O çöp sadece klanındaki güce güvenir. Kardeş Yun’a nazaran, bulutlarla çamurun kıyaslaması gibidir. Yanan Cennet Klanının gücünden ve imparatorluk ailesi'nin güçlü bir düşman edinmesinden korkmasam... Ölseydim bile, kesinlikle Fen Juecheng'in vahşi düşüncelerini durdururdum. Neyse ki, Kardeş Yun doğru zamanda ortaya çıktı ve asil kardeşimi bu çöple evlenmekten alıkoydu. Ancak bundan sonra rahat bir şekilde büyük bir nefes verebildim.’’



(yasmen3 Notu: Bu adam ne kadar boş konuşuyor yaw… Bıktım bu adamın boş konuşmalarını çevirmekten… Tam bir yağcı pezevenk... :@ )

 

“...” Güç için, Veliaht Prens, Cang Lin ile rekabet edebilen kraliyet prensleri arasındaki tek kişi olmasına şaşmamalı. Böyle kalın derili(utanmaz) olmak ve hızlı düşünebilmek. Birinin duymak istediği şeyi söyleme yeteneği neredeyse ilahi düzeydeydi. Bu Yun Che'nin isteksizce ona karşı saygı duygusu kazanmasına neden oldu. Yun Che Cang Yue'nin elini yakaladı, yarı şakacı bir tavırla şunları söyledi: “Üçüncü Prens çoktan söylediğinden dolayı, artık garantiye almış olabileceğim. Cang Yue ile evlilik günümüzde, Üçüncü Prens gelip düğüne katılmak zorundadır.”



Bitirdiğinde, Cang Shou’nun cevabı için beklemedi ve yerine döndü, Cang Yue ile saraya girdi. Cang Shou arkasını dönüp, onun arkasından baktı ve kendi kendine mırıldanarak soğuk soğuk güldü: ’’Küstah, Yanan Cennet Klanıyla düşman oldun. Çok uzun süre yaşayabileceğini mi sanıyorsun!’’

 

Saraya döndükten sonra, Cang Wanghe arabasından indi ve bir minnet duygusuyla Yun Che'ye şunları söyledi: “Yun Che, hala hayatta olduğundan böyle bir sıkıntıdan kurtuldun. Önceden, imparatorluk ailemiz için sıralama turnuvasını kazandığında, biz elbette mutluyduk. Ancak, sonradan şehit düştüğünün kötü haberi geldiğinde. Bütün bu zaman boyunca, biz üzgündük. Yue'er önümde belli etmemeye çalışmış olsa da, biz onun derinlerde acı çekiyor olduğunu anlamıştık. Neyse ki, hayata geri döndün ve biz sonunda rahat bir nefes alabildik.”

‘’Baba!’’ Cang Yue bağırdı:’’Şimdi Yanan Run Çiçeğimiz var ve Küçük Kardeş Yun geri döndü ve hastalığını kesinlikle tedavi edecek… ‘’



‘’Majesteleri çok nazik. Sadece bugün yaptıklarımın kraliyet ailesinde soruna sebep olmayacağını umut ediyorum.’’ Yun Che alçak gönüllülükle yanıtladı.

 

“Haha!” Cang Wanghe yüksek sesle gülerken, cevap verdi: “Bu konuda, emin olabilirsin. İmparatorluk Ailesi'nin o güçlü klanlar kadar gücü olmasa bile, yine de onlar istedikleri herşeyi yapamaz. Dahası, bugünkü konu hakkında bizi suçlayamazlar. Bunun yerine, prensesi korumakta başarısız olmaktan, düğün sırasında böyle bir trajediye neden olmaktan ve İmparatorluk Ailesinin imajını zedelemekten dolayı onları suçlayabilirim. Yun Che, şimdi ne tür planların var? Eğer herhangi bir planın yoksa, neden geçici bir süre İmparatorluk Sarayı'nda kalmıyorsun? Veya Mavi Rüzgar Kaynak Sarayı'na geri dönmek ister misin?”

 

‘’Mavi Rüzgar Kaynak Sarayını seçeneklerden çıkaralım.’’ Dongfang Xiu acı acı güldü: ‘’Her ne kadar Yun Che sadece Yeryüzü Kaynak Aleminde olsa da, mücadele yetenekleri açısından, Qin Wushang’ı bile aştı. Saray Şefi olarak düşüncem, onun yeteneği ile, Kaynak Sarayına dönmesi, sadece bir zaman kaybı olacaktır.’’



Yun Che başını salladı ve söyledi: ‘’Üç gün içinde, Yanan Cennet Klanı şüphesiz bana suikast yapması için birilerini gönderecektir. Burada kalmak, sadece Kraliyet Ailesi için tehlike getirecektir. Gitmek istediğim yere gelince, zaten karar verdim. Nezaketiniz için teşekkürler Majesteleri.’’

 

Cang Wanghe ısrarcı olmadı ve başını salladı: ”Pekala! Yanan Cennet Klanına karşı böyle acımasız yöntemleri kullandığından dolayı, biz bazı planlarının olması gerektiğini farzetmeliydik. Başlangıçta, sıralama turnuvasındaki zafer prestijini elde ettiğinden, biz kutlamak için üç gün boyunca büyük yemeği devam ettirmeyi planladık, ancak bunu yapmak mümkün olmamıştı. Şimdi, bugün kü o zamankinin yerini alsın. Uşaklar, emirlerimizi yerine getirin…”

 

“Bekleyin!” Yun Che elini kaldırdı ve konuştu: “Yun Che Majestelerinin nezaketini anladı. Ancak, Yanan Cennet Klanı ile ilgili konu en kısa sürede ayrılmamı gerektiriyor. Bu nedenle, çok zaman kaybetmemeli ve ilk olarak bazı önemli şeyleri yerine getirmeliyim… İlk olarak Majesteleri'nin hastalığını tedavi etmeme izin verin.”


Cang Wahne’nin bedeni titredi ve Dongfang Xiu’nun yüzünde heyecanlı bir ifade belirdi. Cang Wahne tedirgin bir şekilde sordu: ‘’Sen… Sen şimdi vücudumuzun içindeki paraziti kaldırabilir misin?’’



İmparatorluk ailesinin içindeki güç mücadelesi aslında kısmen onun şiddetli hastalığı nedeniyle olmuştu.

 

İyileşir ve hakimiyetini sürdürebilirse, yıllar içinde kurduğu otoriteyle birlikte, tarafsız grupları tekrar hakimiyeti altına alması mümkün olacaktı. O zaman, Cang Lin ve Cang Shuo da korkacak ve Yanan Cennet Klanı ve Xiao Tarikatı'nın planları engellenmiş olacaktı.

 

“Son seferinde, Küçük Kardeş Yun bize Yanan Ruh Çiçeğini bulduğumuz sürece, babamı tedavi etmenin mümkün olacağını söylemişti. Şimdi onu bulduğumuzdan, Küçük Kardeş Yun'un bunu başarmasının kesinlikle mümkün olacağına inanıyorum.” Cang Yue sevinç içinde söyledi.

 

Yun Che başını salladı ve gülümseyerek konuştu: “Nitekim, eminim… Artık Yanan Ruh Çiçeğine ihtiyacım kalmadı. Yanan Ruh Çiçeği, Yanan Cennet Klanının nişan hediyelerinden biriydi. Bunu onlara iade etmek ve herhangi bir dedikoduyu önlemek daha iyi olacaktır.”

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr