Against The God - Bölüm 1395: Gecede İlahi Olma

---

 

Bölüm 1395: Gecede İlahi Olma

 

Öfkeli kaynak canavarlarının tamamı sakinleşmişti. Doğal olarak şiddetli ve agresif olanlar bile topraklarına veya yuvalarına barış içinde dönerek alışılmadık derecede nazik hale gelmişti.

 

Anka Klanı felaketi başlamadan önce böyle sona ermişti.

 

Yun Che alçalmadan önce başka bir tehlikenin olup olmadığına baktı. Mevcut gücü ile On Bin Canavar Sıradağları'nin üzerinde yer alan tüm canlı hayatını bitirmesi bir anını alırdı. Bununla birlikte, ekosisteme ciddi bir şekilde zarar vereceğinin ve temeldeki problemi çözmenin kesin bir yolu olmasına rağmen ciddi sonuçlar doğuracağının farkındaydı... 

 

Anka Klanı üyeleri Yun Che ve Feng Xue'er'in etrafında toplandı. Bir kez daha Yun Che'ye yeni bir ışıkla bakıyorlardı, gençler özellikle dünyayı kurtaran bir tanrıya tapıyor gibilerdi.

 

“Yun Che, bu...” Feng Baichuan, kendi heyecanını zorlukla bastırırken sordu.

 

Yun Che yanıtladı: "Onlar büyük ihtimalle karanlık kaynak enerjinin bir çeşidi ile böylesi bir vahşilik kazanmış olmalı. Karanlık kaynak enerji kaostan beslenir ve tüm olumsuz duyguları güçlendirir, bu yüzden hepsini sakinleştirmek için zıt kaynak enerjsi kullandım.''

 

Onlara söylediği buydu, ama gerçekte çok şaşırmıştı.

 

Kaynak canavarlarının tepkisine bakacak olsaydı kesinlikle bir çeşit karanlık enerjiden etkilendiklerinden emindi.

 

Ama eğer bu doğruysa... Neden karanlık kaynak enerjisini tespit edememişti?

 

Bu bilinmeyen karanlık kaynak enerjinin, şu anki gücünde bile bunu tespit etme hakkı olmayan yüksek bir seviyede olması mümkün olabilir miydi?

 

Düşük seviyeli bir kaynak canavarının ruhsal algısı hassas ve kırılgandı, bu yüzden etkilenmeleri garip değildi. Bununla birlikte eğer kaynak canavar dalgaları böyle kötüleşmeye devam ederse, diğer alanlara yayılması ve daha üst düzey kaynak canavalarını etkilenmesi sadece bir zaman meselesiydi.

 

Aslında eğer işler böyle kötüleşmeye devam ederse bir insan sonunda onun etkisine de yenik düşer miydi?

 

Yun Che kaşlarını çatmıştı.

 

''Anlıyorum." Feng Baichuan başını salladı. Daha fazla üstünde durmak istemedi.

 

''Ancak...'' Yun Che devam etti: ''Hala bu karanlık enerjinin nereden kaynaklandığını bilmiyorum ve etkisi gün geçtikçe daha kötü bir hale geliyor gibi görünüyor. Her ne kadar On Bin Canavar Sıradağları'nın kaynak canavarları şu an için pasifize edilmiş olsa da, bu şekilde uzun süre kalmayacaktır.”

 

Çevrelerindeki Anka Klanı insanları söylediklerini duyduğunda endişelenmişlerdi.

 

"Baba, o zaman buradan uzaklaşmalı mıyız? Lord Anka Tanrısı'nın korumasını kaybettik ve her zaman Yardımsever Büyük Kardeşten tehlike olduğunda gelip bize yardım etmesini isteyemeyiz.” diye sordu Feng Zu'er.

 

Feng Zu'er sözlerini bitirdiğinde orada bulunan tüm gençlerin gözleri parlamaya başladı, ancak Feng Baichuan ona bir cevap vermedi. Grubun büyükleri de sessiz kalmıştı hepsinin suratlarında karmaşık ifadeler vardı.

 

Bütün hayatları boyunca burada inzivada yaşıyorlardı ve uzun zaman önce bu yaşam tarzına alışmışlardı. Her ne kadar kanlı lanetleri kırılmış ve güçleri her geçen gün daha da artmış olsa da hala bugüne kadar topluma geri dönmemişlerdi. Doğal olarak evlerini terk etmek hepsi için kolay bir karar değildi.

 

''Bu gereksiz.'' Yun Che kollarını yükseltmeden önce gülümsedi. Bir alev parlaması vuku buldu ve...

 

Chii...

 

Bir Anka'nın tezahürü hava da canlanarak gökyüzüne doğru hızla uçmaya başladığı gibi tüm gökler titredi ve yeni bir Anka Bariyeri tam olarak eskisi gibi ortaya çıktı. Sadece bununla da kalmadı, bu bariyer eskisinden çok daha güçlüydü, bir hükümdar bile Anka soyu olmadıkça bu bariyeri zorlayamazdı.

 

Şu anda Yun Che hala gücünü geri kazanıyordu ve zirve formunun yüzde yirmisinde bile değildi, ancak Anka Ruhu'ndan daha çok daha güçlüydü, bu yüzden yeni bir Anka bariyeri yaratmak hiç sorun değildi.

 

“Wah!" Çığlıklar patlak verdi. ''Yeni bir Anka Bariyeri!''

 

Bu sadece yeni bir bariyer değildi, her biri içinde akan Anka gücünün eskisinden daha güçlü olduğunu hissedebilirdi.

 

''Eğer bu bariyer dış güçler tarafından saldırıya uğramazsa en az iki yüz yıl daha bu şekilde kalacaktır." Yun Che gülümsedi. "Bu da onu güçlendirmek için her iki yüz yılda bir geri döneceğim anlamına geliyor, ancak iki yüz yıl geçtikten sonra artık buna ihtiyaç duymayacağınızdan eminim.”

 

“Bu harika... Bu harika!" Bir Anka büyüğü heyecanla haykırdı.

 

Tam anlamıyla yenilenen Yun Che'nin inanılmaz derecede güçlü olması gerektiğini biliyorlardı ve sadece elini sallayarak iki yüz yıllık. eskisinden daha güçlü bir bariyer inşa ederek bunu kolayca kanıtlamıştı. Ondan herhangi bir kaynak enerjisi dahi hissedemiyorlardı, Yun Che'nin gücünün temel olarak anlayışlarının ve dünyalarının sınırlarını aştığını biliyorlardı.

 

''Teşekkürler... Yardımsever Büyük Kardeş.'' Feng Xian'er ona parlak bir şekilde gülümsedi.

 

''Er... Bana kızgın olmadığın sürece...'' Yun Che kendi gülümsemesiyle yanıtladı.

 

Feng Xian'er o anda aşağıya baktı ve çok küçük bir sesle, ''Sana asla... Kızmam.'' dedi.

 

“...” Feng Zu'er Yardımsever Büyük Kardeşini ve kız kardeşini birlikte gördükten sonra onları çevreleyen garip atmosferin aurasını hissettiğinde gözlerini daha da geniş açmak için çaba sarf etti.

 

Feng Baichuan ve Feng Caiyun da birbirleriyle bakıştı. Birbirlerine fısıldadıktan sonra bir gülümseme ile başlarını salladılar. ''Sigh, genç olmak...''

 

    ...

 

Son birkaç gündür Yun Wuxin zamanının çoğunu uykuda geçiriyordu. Bazen uykusundan uyanmasına rağmen uyanıklık dönemi uzun sürmüyordu, çünkü canlılığı inanılmaz derecede zayıftı.

 

Bu arada Yun Che zihnini sakinleştirmek ve kendi gücünü yeniden kazanmak için elinden geleni yapıyordu. Bir süre sonra sonunda kaynak enerjisini geri yüklemek için yeterli gücü geri kazanmıştı.

 

Hayali Şeytan Ülkesi, Yun Ailesi...

 

Tüm ışık, ses ve aurayı izole edebilecek bir bariyer avluda açıldı. Bu, Yun Che'nin kendi gücüyle yarattığı bir bariyerdi ve bu boyutta onu ihlal edebilecek kimse yoktu.

 

Bariyerin içinde bulunan tek kişi Yun Che ve Yun Wuxin değildi. Cang Yue, Küçük Şeytan İmparatoriçesi, Feng Xue'er, Xiao Lingxi, Su Ling'er, Chu Yuechan ve Feng Xian'er, Yun Che'nin daveti altında buradaydı.

 

Yun Wuxin şu anda Chu Yuechan'ın kucağında yatıyordu, yüzü solgundu. Onu gören herkes korkunç bir gönül yarası hissederdi. Yun Che onun önünde oturduğu gibi Gökyüzü Zehir Sedefi'nden küçük bir yeşim şişe çıkarttı. Şişenin içinde bir damla Yaşamın İlahi Suyu ve Ejderha Şafağı Yeşim Özü vardı.

 

"Wuxin gerçekten tam olarak iyileşecek mi? Bunun ona zarar vermeyeceğinden emin misin?” Chu Yuechan, Yun Che'nin her ne kadar buna izin vermeyeceğini bilse de yine de annelik içgüdüsü bunu sormasına yol açmıştı. Yun Che'nin Yun Wuxin'e karşı ne kadar sevgi ve pişmanlık duyduğunu bildiğinden ona herhangi bir zarar gelmesine asla izin vermeyeceğini biliyordu. Ancak endişesini tamamen bastıramazdı.

 

Yun Che cevap vermeden önce ona gülümsedi: "Merak etme, bu yeşim sıvısı tüm dünyadaki en az zararlı güçten yapılır. Sadece Xin'er'e zarar vermeyecek, yasalara yönelik kavrama kapasitesini, kaynak damarlarını ve kaynak enerjisini büyük ölçüde artıracak ve onu Xue'er'in seviyesine getirecektir.”

 

“Ah!” Yun Che'nin sözleri avludaki her kadını hayrete düşürmüştü. Hepsi aynı anda şaşkınlıkla bağırdı.

 

Feng Xue'er'in yetişimine mi getirecekti? O Kaynak Gökyüzü Kıtası'nın Tanrıçası ve bu düzlemdeki ilahi yola gerçekten adım atan ilk kişiydi. Yun Che'nin yanı sıra, şüphesiz Mavi Kutup Yıldızı'ndaki bir numaralı kaynak gelişimcisi ve kaynak yolun tarihsel bir mucizesiydi...

 

Ama Yun Che şimdi Yun Wuxin'in hiçbir şey yapmadan onun seviyesine geleceğini söylemişti... Tek seferde Feng Xue'er'in seviyesine kadar!

 

Bu sözler Yun Che'nin kendisine gelse de Feng Xue'er ve Küçük Şeytan İmparatoriçesi buna inanmak ve kabul etmekte o kadar zorlanmıştılar ki ne diyeceklerinin farkında değillerdi.

 

Yun Che onlara başka bir açıklama yapmadı. Yeşim şişeye hafifçe parmağıyla vurdu ve Yaşamın İlahi Suyu ile Ejderha Şafağı Yeşim Özü parmak ucuna asıldı. Yıldızlar kadar parlak, yarı saydam bir çiy tanesi gibi görünüyordu.

 

Tarif edilemez bir saflık ve kutsallık havası tüm avluyu anında doldurdu.

 

"Xin'er, düşünmek ya da bir şey yapmak zorunda değilsin. Sadece bana inan, tamam mı?'' Yun Che hafifçe mırıldandı.

 

''Mn." Yun Wuxin dudaklarını itaatkar bir şekilde ayırmadan önce cevap verdi.

 

Yun Che'nin vücudundan beyaz bir ışık çıktı ve parmak ucuyla Yun Wuxin'in pembe dudaklarını fırçalamadan önce gözlerini kapattı. Sonrasında Yaşamın İlahi Suyu'nu ve Ejderha Şafağı Yeşim Özü'nü küçük bir kaynak enerjisi yardımıyla vücuduna teslim etti.

 

Bzz...

 

O anda Yun Wuxin, vücudunun içinde küçük bir evrenin patladığını hissetti.

 

Vücudunun her köşesine inanılmaz derecede geniş bir güç yayıldı, ama aynı zamanda bu güç inanılmaz derecede nazikti. Sanki cennetteki sınırsız bir gölün içine dalmış gibi hissediyordu.

 

İki damlacığın enerjisi o kadar büyüktü ki bazıları Yun Wuxin'in bedeninden çevresine akmıştı ve etrafında eşit derecede geniş ama doğal olmayan bir şekilde kaynak enerji fırtınasını oluşmasına neden oldu.

 

Ancak fırtına hemen bir sonraki anda kayboldu. Yun Che bileklerini hafifçe hareket ettirerek ışık kaynak enerjisini açığa çıkarttı ve kızının etrafına göndererek tüm bu enerjinin en ufak bir kayıp olmadan meridyenlerine girmesini sağladı. Aynı zamanda yayılan ruh enerjisini yönlendirdi ve onları hızla Yun Wuxin'in vücuduna, kanına, meridyenlerine ve kaynak damarlarına kaynaştırdı...

 

Daha sonrasında gözleri ruhsal algısıyla kızını izlerken bir rüyada olduğunu hissettirdi.

 

Yun Wuxin'in zayıf yaşam gücü birkaç nefes zamanında aniden alışılmadık derecede güçlenmişti. Sonrasında onun kaynak aurası kesinlikle dehşet verici bir şekilde tırmanmaya başlamıştı.

 

Temel Kaynak Alemi… Başlangıç Kaynak Alemi… Gerçek Kaynak Alemi… Ruhsal Kaynak Alemi… Yeryüzü Kaynak Alemi… Gökyüzü Kaynak Alemi… İmparator Kaynak Alemi...

 

Kaynak meridyenleri bir kara delik gibi bu enerjiyi tamamen absorbe edene kadar durmayacak gibi görünüyordu. Bazı insanlar bir sonraki aleme ne kadar çalışırsa çalışsınlar geçemezlerdi...

 

Bununla birlikte Yun Wuxin'in kaynak enerjisi tüm sağduyuya meydan okuyordu ve üst üste birkaç büyük alemde hızla yükseliyordu.

 

Yun Wuxin babasını kurtarmak için kendini feda etmeden önce, Tiran Kaynak Alemindeydi ve bir saatlik sürenin yarısından azında eski seviyesine ulaşmıştı!

 

Ancak yükselişi orada durmayacaktı. Onun kaynak enerjisi hala sağduyuya olağanüstü bir şekilde meydan okuyordu ve Yun Wuxin hala acı hissettiğine dair en ufak bir tepki göstermemişti.

 

Tiran Kaynak Alemi... Egemen Kaynak Alemi...

 

Son olarak, neredeyse bir saat geçtikten sonra, Yun Wuxin'in kaynak enerjisi Egemen Kaynak Alemi'nin son sınırını ve ölümlü yolu sorunsuz bir şekilde herhangi bir aksama olmadan geçmişti. Sonunda kızları Feng Xue'er'in yaydığı ilahi auraya benzer bir aura yaymaya başlamıştı.

 

Ancak o zaman Yun Wuxin'i saran beyaz ışık nihayet dağılmaya başlamıştı.

 

Tamamıyla bittikten sonra Yun Che uzanıp kızını kollarını almıştı ve o anda Yun Wuxin de gözlerini açtı.

 

Şu anda Yun Wuxin, İlahi Köken Alemi'nin ilk seviyesindeydi!

 

Sadece bir saat içinde güçsüz bir ölümlüden ilahi yola kadar yükselmişti!

 

Yun Wuxin kollarını kaldırdı ve içindeki gücü hissetti. Sonrasında yıldızlar kadar parlak olan gözleriyle Yun Che'ye baktı. ''Baba, sen inanılmazsın!''

 

''Haha!'' Yun Che, Yun Wuxin'in yüzündeki hoş ve mutluifadeyi görünce kalbinin altından gülümsedi. ''Tabii ki, aksi takdirde nasıl baban olmayı hak edebilirim?''

 

“Bununla birlikte, kaynak yolu anlayışın şu anda sahip olduğun gücün çok gerisinde, bu yüzden ona çalışmak ve uyum sağlamak için çok zaman harcaman gerekecek. Ama endişelenme...'' Yun Che devam etmeden önce göğsünü bir kez tokatladı. ''Baban burada olduğu sürece hiçbir sorun olmayacak. Bundan sonrasında kaynak yolu sana kendim öğreteceğim.''

 

“Mn!” Yun Wuxin'in gülümsemesi inanılmaz derecede mutlu görünüyordu.