Bölüm 1662 - Kırılan Kalp (1)

Felaket ve Talihsizlik... Bu isim herkesin yüzünde şaşkın bir ifadenin belirmesine sebep oldu. Ancak, Yanan Ay Tanrı İmparatoru ve Fen Daozang'ın yüzlerinde daha önce görmedikleri bir şok gördüler.

Bir nefes, iki nefes, üç nefes...

Yanan Ay Tanrı İmparatoru nihayet kendine gelmeden önce tam üç tam nefes aldı. Derin bir sesle cevap verdi, “Felaket ve Talihsizlik Formasyonu ve Cadılarının dönüşümü. Bunların hepsi İblis İmparatoru'nun gücünü miras aldığı için mi!?”

Ancak, o sonuçta Yanan Ay Tanrı İmparatoru'ydu. Düşünceleri bir tsunami gibi kafasının içinde dönüyor olsa bile, hemen önündeki sınırlarını zorlayan şey ile çabucak uğraşmak zorundaydı... Kuzey Bölgesi'nin bir Tanrı İmparatoru olarak, Cennet Cezalandıran İblis İmparatoru'nun, İlkel Kaos'a dönüşünü ve Yun Che yüzünden geri gidişini nasıl bilmezdi?

Birçok insan Felaket ve Talihsizlik kelimelerinden hala habersizdi, ama “İblis İmparatoru'nun gücü” kelimelerini açıkça duymuşlardı. Bir an için, Ay Yiyicileri gibi güçler bile vücutlarına göksel yıldırım vurmuş gibi hissetmiştiler. Öyle şaşkına dönmüşlerdi ki gözleri neredeyse yuvalarından çıkmıştı.

Bir İblis İmparatoru... İlkel Gerçek İblislerin İmparatorlarından biri olan, kaderin üstünde bir varlık!

”Ebedi Karanlığın Felaketi," dedi Chi Wuyao hafif bir gülümsemeyle. “Yanan Ay Tanrı İmparatoru bu iblis sanatının kime ait olduğunu ve ne tür niteliklere sahip olduğunu bilmiyor olamaz, değil mi?”

Yanan Ay Tanrı İmparatoru,"!!”

“Hayır! Bu mümkün değil! Fen Daozang birkaç adım atarak haykırdı, sesi son derece tiz ve kaygı doluydu. Ebedi Karanlığın Felaketi, Cennet Cezalandıran İblis İmparatoru'na ait olan eşsiz bir iblis sanatıydı! Kayıtlar, klanındaki Gerçek İblislerin ve hatta diğer İblis İmparatorlarının bile onunla yetişim yapamadığını açıkça belirtiyor. Peki Yun Che... Nasıl mümkün olabilir ki…”

"O zaman az önce tam olarak neye şahit oldun?" Chi Wuyao kurnaz bir gülümsemeyle söyledi.

“...” Fen Daozang'ın sesi yavaşça kesildi, artık ne söyleyeceğini bilmiyordu.

İki Cadı'nın karanlığı kontrol etme yeteneği tüm mantığı ve sağduyuyu tamamen aşmıştı. Yanan Ay Tanrı İmparatoru bile kendisini onlarla kıyasladığında zayıf hissediyordu. Buna ek olarak, şahsen tattığı o korkunç, tüm anlayışını aşan bir iblis formasyonu vardı... Bunlar günümüze ait olmaması gereken güçlerdi. Nihai karanlığın sembolü olan Ebedi Karanlığın Felaketi hakkındaki kayıtlara ve efsanelere birebir uyan bir güç söz konusuydu.

“Karanlıkla böylesine mükemmel bir uyumluluk Kuzey İlahi Bölgesi'nin bir milyon yıllık tarihi boyunca daha önce hiç ortaya çıkmamıştı. Öte yandan, İblis İmparatoru'nun gücünü miras alan ve Ebedi Karanlığın Felaketi'ni yetiştiren Yun Che, bunu sadece biraz elini çevirerek yapabiliyor."

Chi Wuyao yavaş ve durgun bir sesle konuştu, ancak dudaklarından dökülen her bir kelime evreni sarstı. "Yanan Ay Tanrı İmparatoru neden bu kraliçenin tüm Cadılarını, Öz Ruhlarını ve Ruh Görevlilerini geri çağırdığını merak ediyordu, değil mi? Nedenini şimdi anlıyor musun?”

Yanan Ay Tanrı İmparatoru'nun vücudu hafifçe sallandı.

Fen Daozang, toplanan Ay Yiyicileri, Yanan Ay Tanrı İmparatoru ve orada bulunan tüm çocukları bu açıklamayla anında aptallaştı.

Karanlıkla mükemmel uyumluluk, bu daha önce Kuzey İlahi Bölgesi'nde hiç var olmamış bir şeydi... Ama Yun Che için elini sallamak kadar kolay mıydı!?

Tüm Cadıların, Öz Ruhların ve Ruh Görevlilerinin geri çağrılmasının nedeni...

Bu aynı zamanda karanlığın gücü üzerindeki kontrol yeteneklerinin önceki Tanrı İmparatorlarınınkini tamamen aştığı anlamına mı geliyordu!? Yun Che sayesinde karanlığa mükemmel uyum sağlamışlardı, bu daha önce hiçbir Tanrı İmparatoru'nun başaramadığı bir yetiydi!

Bu, bu çılgıncaydı...

Eğer bu gerçekten doğruysa, bir zamanlar onlarla eşit olanların artık onlardan her zaman daha aşağıda olacağı anlamına gelmez miydi? 

Orta aşama seviye sekiz Dokuzuncu Cadı, son aşama seviye sekiz Ji Daopian'a, karanlığın kusursuz ustalığı nedeniyle tam ve mutlak bir yenilgi vermişti.

Eğer tüm Cadılar benzer bir dönüşüm geçirmiş olsaydı, o zaman Ay Yiyicileri bundan sonra onlardan kuşkusuz daha aşağı olurdu!

Eğer bu durum Öz Ruhlarından, Ruh Görevlilerine ve en nihayetinde tüm Yıldız Alemi'ne kadar uzanırsa, o zaman tüm Yanan Ay Alemi su götürmez bir şekilde Ruh Çalan Alem'den aşağıda olurdu!

Dokuz Cadı'nın kaynak gücü açısından nasıl bir yüksekliğe ulaşabileceğine gelince...

Bunu sadece düşünmek bile vücutlarının soğuk terler içinde sırılsıklam olmasına neden olmuştu. Daha fazla düşünmeye cesaret edemediler.

Şu anda oturmuş, sessiz ve hareketsiz durmakta olan Yun Che'ye baktıklarında, ona karşı bakış açıları dünyayı sarsan bir değişikliğe uğramıştı.

Yanan Ay Tanrı İmparatoru'nun gözleri hafifçe daraldı ve neredeyse kontrolünden çıkan gözlerinin titreyişini sessizce durdurmayı başardı. "Kuzey İlahi Bölgesi'ndeki karanlık aura sık sık meydana gelen tuhaf değişikliklere uğradığında, bir süre sonra bunun Cennet Cezalandıran İblis İmparatoru'nun henüz ölmediğinden kaynaklı olduğunu anlamıştık. Bunun yerine, İlkel Kaos'un dışındaki boşlukta bugüne kadar hayatta kalmış ve muzaffer dönüşünü nefretle doldurmuştu... Ancak daha sonra İlkel Kaos'un dışındaki boşluğa Yun Che sayesinde tekrar dönme kararı aldı."

Kuzey İlahi Bölgesi'nin diğer üç ilahi bölgeyle paylaştığı karşılıklı düşmanlık ve izolasyon göz önüne alındığında Yanan Ay Tanrı İmparatoru'nun kesin ayrıntıları bilmesinin bir yolu yoktu ama temel hikayeyi biliyordu.

“Cennet Cezalandıran İblis İmparatoru'nun ayrılmadan önce böylesine değerli bir karanlığın armağanını geride bıraktığını düşünmek.”

Bu sözleri söyledikten sonra bakışları Yun Che'nin üzerine düştü. “İlahi Egemen Alemi'nin sadece yedinci seviyesindeyken Yama Hayalet Kralı'nı öldürmüş olabilmene şaşmamalı. İblis Kraliçesi'nin seni imparatoru yapmaya istekli olmasına şaşmamalı. Cennet Cezalandıran İblis İmparatoru... Ebedi Karanlığın Felaketi. Nihayet, Kuzey İlahi Bölge'mizin kaderin prangalarından kurtulma zamanı gelmiş gibi görünüyor. ”

Bu sözleri söylerken sesinden yavaşça coşku ve heyecan sızmaya başlamıştı.

Ama Chi Wuyao nasıl bu kelimelerin ardındaki niyetleri göremezdi? Kuru bir kıkırdamayla konuşmaya başladı, "Yanan Ay Tanrı İmparatoru, onu övmek için çok geç. Çünkü o bu kraliçeye ait! Ruh Çalan Alem'e ait! Kuzey İlahi Bölgesi'ne ait değil! Ve Yanan Ay Alemin ona sahip olduğunu ancak rüyasında görür!"

Yanan Ay Tanrı İmparatoru'nun ifadesi sertleşti ama suratını hemen yumuşattı. Konuşmadan önce gülümsedi, "İblis Kraliçesi'nin sözleri çok fazla. Gerçek İblislerin antik imparatoru olarak, Cennet Cezalandıran İblis İmparatoru Kuzey İlahi Bölge'miz için böylesine bir miras bıraktı. Kesinlikle bu bölgenin kaderini değiştirmek gerekiyordu! Nasıl olur da... Senin Ruh Çalan Alem'ine ait olur!?"

Belki de bir başkası Yun Che'nin İblis İmparatoru'nun güçlerini ve Karanlığın Ebedi Felaketi'ni miras aldığına inanamazdı. Ancak, her Yanan Ay Tanrı İmparatoru'na bırakılan ilkel hatıraları miras aldığı gerçeği göz önüne alındığında, Yanan Ay Alemi'nde geride kalan yıllıklar ve henüz tanık olduğu şeyler... Bu gerçekten şüphe etmesinin imkanı yoktu.

O, Chi Wuyao'nun sözlerinden de ufacık şüphe duymamıştı.

Böyle devam ederse ve tüm Cadılar, Öz Ruhları ve Ruh Görevlileri tamamen yeniden doğduysa, o zaman Yanan Ay Alemi, Ruh Çalan Alem tarafından, onlara neyin çarptığını anlamadan ezilirdi!

En yeni ve en zayıf iki Cadı, Yanan Ay Alemi'ndeki en güçlü Ay Yiyicisi'ni bastırmayı başardıysa, o zaman sonuçlar düşünülemezdi... Tabi eğer Büyük Cadılar gelmiş olsaydı!

Bunların hepsi tek bir kişi yüzünden olmuştu, Yun Che!

Yanan Ay Tanrı İmparatoru'nun yüzü kendi halindeydi ve sakinleşmişti ama ruhunun her bir teli, vücudundaki her damar, alevli bir cehenneme sürüklenmiş gibi hissediyordu. 

Yun Che'nin Kuzey İlahi Bölgesi'ne girdiğini uzun zamandır biliyordu; Hatta İlahi Engellenemez İlik için halkına peşinden koşmalarını ve onu avlamalarını emretmişti. Ancak, çocuğun aslında bir İblis İmparatoru'nun gücünü ve Karanlığın Sonsuz Felaketi'ni miras aldığının farkında olmamıştı... Ve bu ilk önce Ruh Çalan Alem tarafından ele geçirilmesi ile bitmişti!

Eğer Yanan Ay Alemi, Yun Che'yi elde eden kişi olsaydı, o zaman tüm bunlar... Yanan Ay Alemi'ne ait olurdu!

"Heh, ne kadar saçma."

Beklenildiği gibi, Yanan Ay Tanrı İmparatoru'nun sözlerinin aldığı tek yanıt, Chi Wuyao'dan gelen soğuk, alaycı bir karşılıktı. "Yun Che bir yaşayan, nefes alan bir insan. Nereye gideceğini veya nereye ait olduğuna karar vermesi gereken kişi kendisi. Ne zamandan beri tüm Kuzey İlahi Bölgesi ile paylaşılacak bir nesne oldu? Yanan Ay Tanrısı İmparatoru böyle saçmalıklar söylemeden önce beynini kullanma zahmetine girdi mi?" 

"Dahası, bir zamanlar... Gizlice insanları onu avlamaları için gönderdiğini o kadar çabuk unutmadın, değil mi? "

"Eğer bunu gerçekten unuttuysan, bu kraliçe sana hatırlatsın."

Yanan Ay Tanrı İmparatoru tüm gücüyle soğukkanlılığını korumaya çalıştı ama kaşları yine de çatıldı.

Chi Wuyao gözlerini tüm salonda gezdirdi ve o ruhu delip geçen bakış, salondaki herkesin vücudunda yavaşça gezindi. Ondan sonra, en yumuşak sesiyle konuştu. "Kuzey İlahi Bölgesi'nin kaderi gerçekten de değişecek. Ama Ruh Çalan Alemim her şeyi değiştirecek tek yer olacak. Elbette ki..."

“Biri tek bir gün içinde yeniden doğmak ve kişisel olarak yepyeni bir karanlık alemini tecrübe etmek istiyorsa. Herhangi biri kişisel olarak bu değişimin bir parçası olmak ve olacak her şeye şahit olmak istiyorsa, Ruh Çalan Alemim her birinizi sıcak bir şekilde karşılayacaktır."

O şeytani, tatlı tonlar doğrudan kalplerine işledi ve ruhlarının etrafında dönmeye başladı.

Ay Yiyicilerden prenslere ve prenseslere kadar herkes bu sesle coşmuştu.

Yanan Ay Tanrı İmparatoru'nun elleri hafifçe kıvrıldı. Chi Wuyao’nun sözlerinin yarattığı etkiyi görmek için salonu incelemesine gerek yoktu.

Herkes Cadıların gücüne şahit olmuştu. Tek bir gün içinde aynı yeniden doğuşu elde edebilselerdi… Bunun, Kuzey İlahi Bölgesi'nde var olan en büyük yem olduğu söylenebilirdi. Karanlık kaynak enerjiyi yetiştiren her insan, sadık olup olmadıklarıyla hiçbir ilgisi olmadan böyle bir yeme hareket ederdi.

Dahası, bir kişi ne kadar güçlüyse, bu önerme onun kalbini o kadar çok çelerdi.

Yanan Ay Alemi'ndeki insanların kalplerini onların Tanrı İmparatoru'nun önünde sallıyordu. Başka bir Tanrı İmparatoru şu anda korkunç bir öfkeye kapılırdı... Yine de, Yanan Ay Tanrı İmparatoru'nun öfkesi oynamamıştı. Aslında, azarlamak için bile hiçbir şey söylemedi.

Çünkü Ruh Çalan Alem tarafından şiddetle çiğnenmiş olma hissi fazlasıyla gerçekti. Eskiden, Ruh Çalan Alem ile şiddetli bir çarpışmaya hiç istekli olmayan Ay Tanrı İmparatoru... Artık buna ihtiyaç duyup duymadığını düşünmesine gerek yoktu.

Chi Wuyao’nun dudakları, Yanan Ay Tanrı İmparatoru'na kayıtsızlıkla baktığında, anlaşılmaz bir şekilde kıvrıldı. Bugün yapmak istediği her şeyi başarmıştı.

Yanan Ay Tanrısı İmparatoru'nun artık çirkin bir şey yapmaya cesaret edip etmediğinden bahsetmeden, Ay Yiyicilerinin ve Yanan Ay İlahi Elçilerinin, onun gelişiyle bu kadar tedirgin olması, şimdilik herhangi bir dış meseleyle uğraşacak zamanı olmayacağı anlamına geliyordu.

Bu sefer planı çok parlak değildi. Basitçe, Yun Che’nin Ebedi Karanlığın Felaketi ile gösterdiği güç çok fazla ezici olmuştu... Sonuçta, bu Gerçek İblisleri İlk Çağ'da yöneten nihai güçlerden biriydi.

Chi Wuyao baştan çıkarıcı bir şekilde arkasını döndü ve büyük salonun girişine baktı. Yanan Ay Tanrı İmparatoru'na arkası dönük şekilde konuştu. "Son iki yıldır, Yanan Ay Tanrı İmparatoru bu kraliçenin gelip senden bu eski borcu kapatmanı isteyeceğinden endişelenmiş olmalı, değil mi?"

Yanan Ay Tanrı İmparatoru, "..."

“Hmph.” Kuru bir şekilde kıkırdamadan önce şakacı şekilde homurdandı. "Bu kaygıyı şimdilik dinlendirebilirsin. Çünkü İlahi Engellenemez İlik artık bu kraliçe için o kadar önemli değil. "

"Yun Che, Ruh Çalan Alem'in imparatoru olduğunda, umarım Yanan Ay Tanrı İmparatoru gelip buna şahsen şahitlik etmekten çekinmez."

"Hadi gidelim."

Yun Che ayağa kalkarken, Yanan Ay Tanrı İmparatoru aniden konuştu.

"Lütfen biraz bekle."

Chi Wuyao ona döndü, "Ah, Yanan Ay Tanrı İmparatoru'nun hala kulanabilecek bir bilgeliği var mı?"

Yanan Ay Tanrı İmparatoru yavaşça ilerledi. Sakin gözlerinde ayırt edilmesi zor bir duygu parladı ve hafif bir gülümsemeyle, “Bu kral, İblis Kraliçesi'nin niyetini ciddiye aldı. Yine de, İblis Kraliçesi ile bir buluşma yapmak benim için son derece nadirdir, bu yüzden bu kral bu son derece nadir fırsatı biraz küstahça kullanacak ve İblis Kraliçesi'nden bir iyilik isteyecektir. Umarım İblis Kraliçesi beni memnun eder."

"Oh?” Chi Wuyao kuru bir sesle cevap verdi.

Yanan Ay Tanrı İmparatoru başını eğdi ve dedi ki, "Kuzey İlahi Bölgesi'nin her Tanrı İmparatoru'nun yaşamı doğal sona ulaştığında, en büyük dileği sınırlarımızın ötesinde uzanan karanlık aleme tanık olmaktır. Yine de hiç kimsenin bu dileği gerçekleşemedi. "

"Yaklaşık bir milyon yıldır kendilerini karanlığa boğan Yama Alemi'nin Yama Ataları bile 'İlahi Usta' olarak bilinen sınırı asla aşamadılar."

"Ancak... İblis Kraliçesi'nin gücü, Karanlığın Ebedi Felaketi'nin gücüyle birleştirildiyse, atalarımızın bile daha önce hiç görmediği bir karanlık aleme ulaşmış olabilirsin."

Yanan Ay Tanrı İmparatoru'nun sağ eli onu saygıyla işaret ederken sol elinde şeytani ışık parlıyordu. Bu yüzden İblis Kraliçesi'nin bu kralla düello yapmasını ve en büyük dileğimi yerine getirmesini rica ediyorum.

Chi Wuyao'nun gücünün sınırlarını görmek istediği apaçık belliydi.

Ruh Çalan Alem'deki en zayıf Cadılar, Ebedi Karanlığın Felaketi sayesinde böylesine şaşırtıcı bir dönüşüme uğrayabildiyse, öyleyse gücün çoktan nihai zirvesine çoktan ulaşmış olan Chi Wuyao’nun gücü, Ebedi Karanlığın Felaketi ile desteklenmişse, o da eskisinden çok daha fazla güçlü olur muydu?

Çünkü bu, Ruh Çalan Alem'inin imparatoru idi, her zaman güç ve pozisyon bakımından onunla eşit olan biriydi, bu nokta onun için kesinlikle kıyaslanamayacak kadar önemliydi.