Şeytan İmparatorluğu Mührü (2)

Yun Che'nin ellerindeki yoğun bir kütle ve nazik bir koruyucu kaynak ışığıydı.Bir zamanlar,Yun Canghai bunu Yun Che'ye verdiğinde,içeriğini incelememesini ve şahsen Küçük Şeytan İmparatoriçesine götürmesini tembihlemişti.Ondan sonra,Yun Che içeriklerini asla kontrol etmemişti.

İlk Kaynak Sandığında ölümcül bir bela ile karşılaşmasına kadar,kaynak ışığının içeriğini kontrol etmemişti... Büyükbabasının umutsuzca korumak için yüz yıl acısına katlanmak istediği şeyin ne olduğunu bilmek istiyordu…

Yun Che'nin uzattığı kolunun ardından,herkesin gözleri beyaz koruyucu kaynak kütlesine odaklanmıştı.Kibarca, kaynak ışığı sessizce dağıldı.Kırmızı kör edici ışık kütlesi, ateş sıcaklığındaki hava ile beraber,prangalarını kırarak parıltılı bir şekilde dışarı fırladı.

Bu küçük bir yeşim mührüydü.Alt kısmı düz ve pürüzsüzken üst kısmında narin üç ayaklı ateşli bir kuş oyulmuştu ve kırmızı ışığı yayan bu üç ayaklı ateşli kuştu.Bütün bedeni küçük ve kristal berraklığındaydı yine de belli belirsiz bir güç havası yayıyordu.Seyircinin gözlerini delen iki gözü de kırmızıydı.Karanlık bir gecedeki soğuk yıldızlar gibiydiler,ki görünüşe bakılırsa insanlar direk bakmaya cesaret edemiyorlardı.

Kör edici kırmızı bir ışıkla parlayan yeşim mührüne bakarken,Küçük Şeytan İmparatoriçesi bir anda elektrik çarpmış gibi ayağa fırladı.Dük Huai,Dük Zhong,Yun Qinghong...Çeşitli Patrik ve dükler,hepsinin ifadeleri sert bir biçimde değişti ve birbirini bastıran bağırışları gürleyen ses dalgalarına dönüştü.

''Şe... Şe... Şeytan İmparatorluğu Mührü!!''

Yun Che'nin tuttuğu yeşim mührün görünüşü ya da parlaklığı nasıl olursa olsun,efsanelerde anlatılan Şeytan İmparatorluğu Mührü ile aynıydı!

Görünüşü ve parlaklığı taklit edilebilirdi; ancak, Şeytan İmparatorluğu Mührü'nden hissettikleri şey Altın Karga'nın eşsiz aurasıydı.Altın Karga soyundan olan Hayali Şeytan Kraliyet Ailesi'nin insanları özellikle Altın Karga aurasının altında kan dolaşımının kontrolden çıktığını hissettiler.Bu bastırılamayan ruhsal baskı, ruhlarını daha da fazla eziyordu.

Bunun ne kadar imkansız olduğunu düşündüklerinin önemi yok,ne kadar inanılmaz ve olağanüstü hissettiklerinin önemi yoktu, Altın Karga'nın aurası daha önceden Şeytan İmparatorluğu Mührü'nü görmüş olan herkese bunun bariz bir şekilde kaybolduğu söylenilen Şeytan İmparatorluğu Mührü olduğunu söylüyordu... Hiçbir hata olmadan! Kesinlikle sahte değildi!

Gürlenerek söylenen o üç kelime Küçük Şeytan İmparatoriçesi'nin, çeşitli Patrik ve Düklerin ifadesi ve daha önceden Şeytan İmparatorluğu Mührü'nü görmemiş olan herkesin ifadesini şoka uğrattı ve Şeytan İmparatorluğu Salonunu bir kez daha karmaşıklaştırdı.

Şeytan İmparatorluğu Mührü'nün yüz yıl önceki kayboluşu,Hayali Şeytan Bölgesine göre herkesin bildiği ölümcül bir krizdi ve onu geri alma fikri esasen imkansızdı. Kimse yüz yıl önce kaybolan Şeytan İmparatorluğu Mührü'nün bir anda gözlerinin önünde belirerek herkesi şaşırtacağını düşünemezdi.

Salondaki herkesin arasında,en heyecanlı olan kişi şüphesiz Küçük Şeytan İmparatoriçesiydi.Bütün gücüyle bunu bastırmış olsa da,gözlerinin önünde son yüz yılda yaşanan en heyecanlı şey gerçekleşmişti.Ona göre, Şeytan İmparatorluğu Mührü'nün önemi dünyadaki her şeyden fazlaydı.Bu yalnızca Şeytan İmparatorluğu Klanı'nın yeniden kazanılan önemli bir parçası değildi. Şeytan İmparatorluğu Mührü ile Altın Karga Şimşek Ateşi Vadisindeki Altın Karga Atalar Bölgesi'ne girebilirdi ve kendi Altın Karga soyunu uyandırabilirdi,şu anki orta seviye hükümdarlığından direk zirve seviyesindeki hükümdarlığa geçebileceği büyük bir sıçrama yaşayabilirdi.Artık Hayali Şeytan Bölgesinde onunla eş kimse olmayacaktı.

En büyük kilit nokta ise...Altın Karga'nın soyunu uyandırdıktan sonra,kolayca Şeytan İmparatorluğu Mührünün içindeki manevi baskıyı serbest bırakarak Altın Karga'nın soyundaki herkese önüne geçilemeyen bir baskı getirebilirdi.Eğer uzun bir süre önce Şeytan İmparatorluğu Mührünü ele geçirmiş olsaydı,Dük Sarayları ve Koruyucu Aileler böyle kibirli ve hain bir şekilde davranmaya cesaret edemezdi!

Şeytan İmparatorluğu Mührü’nün görünüşü onun için şüphesiz cennetten gelen bir hediye gibiydi! Kaderini tamamen değiştirecekti,Hayali Şeytan Bölgesi'nin gerçek hükümdarı olmasını sağlayacaktı.

''Şeytan İmparatorluğu Mührü...İmkansız...İmkansız!'' İmkansız kelimesini haykırmış olsa da,görünüşe göre ona zorla diz çöktüren baskı bunun bariz ve şüphesiz bir şekilde gerçek Şeytan İmparatorluğu Mührü olduğunu söylüyordu.Dük Huai'nin ifadesi tekrar tekrar değişti...Eğer Yun Che'nin görünüşü karasinek yedim ve baştan aşağı bundan iğrendim ise,Şeytan İmparatorluğu Mührünün görünüşü de on tonluk bir çekiç tarafından ezilmiş ve özene bezene yaptığı planı tamamen bozulmuş gibiydi...Daha fazla ilerlemek artık mümkün değildi.

(FN: Yazar kardeş kusura bakma da yazacağın ifadeye şeyedem. Kara sinek yedim Allah cezamı versin diye ifade mi olur.)

Şeytan İmparatorluğu Mührü olmadan,Küçük Şeytan İmparatoriçesi yalnızca soyunu uyandıramayan,gücünü,niteliğini ve hatta cinsiyetini herhangi birine zorla kanıtlamak zorunda olan ''Küçük Şeytan İmparatoriçesi'' idi.

Eğer Şeytan İmparatorluğu Mührünü elde etmiş olsaydı... O zaman göz kırpmadan yenilmez olurdu.Gücü ile dünyayı kuşatabilir,Altın Karga'nın Kutsal Ruhu'nu temsil eden kişi olurdu,Şeytan İmparatorluğu'nun bütün soyunun yerine geçen Gerçek Hayali Şeytan İmparatoriçesi! Dişi olmasının esasen artık bir önemi kalmayacaktı.

Birkaç Patrikte aynı şekilde şok olmuş,şaşırmıştı ya da uzun bir süre gördüklerine inanamamışlardı.Yun Qinghong'a baktılar ve onun kendileri kadar afallamış olduğunu fark ettiler...Anlaşılan,o bile yüz yıldır kayıp olan Şeytan İmparatorluğu Mührü'nün aslında Yun Che ile olduğunu bilmiyordu.

''Olabilir mi... Babam ...'' Yun Qinghong yavaşça mırıldandı.

''Yun Che!  Şeytan İmparatorluğu Mührü... Neden ellerinde ?!'' Helian Kuang sesli bir şekilde sorguladı.Gözleri yuvarlak bir şekilde genişledi ve sesi hafifçe titredi.

Herkes bu sorunun cevabını bilmek istiyordu.

Yun Che soğukça gülümsedi ve '' Bu Şeytan İmparatorluğu Mührü büyükbabama önceki Şeytan İmparatoru tarafından korunması için verilmişti. Şeytan İmparatoru'nun isteği olduğu için büyükbabam ölmedikçe,bunu başkalarının ellerine teslim etmesine izin yoktu...Doğal olarak,bana büyükbabam tarafından bizzat teslim edildi!'' dedi.

''Saçmalık!'' Dük Zhong ayağa kalktı.Karanlık ve belirsiz bir sesle sertçe ''Yun Canghai yüz yıl önce hayatını kaybetti ve böylece Şeytan İmparatoru Mührü o zamandan beri kayıptı... O zamanlar doğmamıştın bile,yani nasıl bunu sana teslim etmiş olabilir? Şeytan İmparatorluğu Mührü'nün düştüğü yer Kaynak Gökyüzü Kıtasından çok uzaktı, nasıl senin ellerinde olabilir... Dünyada bunu nasıl elde edebildin ?'' dedi.

Şeytan İmparatorluk Mührü'nün geri dönüşü Hayali Şeytan Bölgesi için büyük bir kutlama konusu olmalıydı.Ancak,nasıl duyulduğunun önemi yok,Dük Zhong'un sesi kargaşa ve üzüntü doluydu.Yun Che soğukça gülümsedi.Kolunu geri çekti,yavaşça Şeytan İmparatorluğu Mührü'nü Gökyüzü Zehir Sedefine geri koydu.

Diğer insanlar için bu Şeytan İmparatorluğu Mührüydü ama Yun Che için bu büyükbabasının yüzyıllık sözü, yüz yıllık acısı ve ölmeyen sadakatiydi…

Yun Che'nin aslında açıkça Şeytan İmparatorluğu Mührü'nü sakladığını görünce herkes birbirine baktı,Helian Kuang'ın ifadesi değişirken sonunda onu suçlayabileceği oldukça iyi bir bahane bulmuştu,parmağını uzatarak kükredi,''Yun Che! Kesinlikle cesaretlisin! Şeytan İmparatorluk Mührü'nü Küçük Şeytan İmparatoriçesi'ne geri vermek yerine,kendin için saklıyorsun...Yun Ailen Şeytan İmparatorluk Mührü'nü kendileri için tutmayı mı düşünüyor?''

Batı kanadındaki herkesin ifadesi,Yun Ailesindeki insanlarda dahil, anında değişmişti...Şeytan İmparatorluk Mührü baştan beri Şeytan İmparatoru'nun soyuna ait bir eserdi.Şeytan İmparatoru'nun soyu ve bütün Hayali Şeytan Bölgesi için önemi bütün dünya tarafından biliniyordu.Eğer onu çıkarmamış olsaydı ve kimse bunu bilmeseydi,yine sorun olmazdı.Ancak Şeytan İmparatorluk Mührü'nü çıkarmıştı hatta bunu Küçük Şeytan İmparatoriçesi'nin huzurunda,bölgenin kahramanlarının yüzleri önünde yapmıştı.Yine de,Küçük Şeytan İmparatoriçesine bunu hemen vermek yerine kendisi için saklamıştı.Bu şüphesiz son derece uygunsuz bir hareketti.

Helian Kuang'ın eleştirisini ve herkesin bakışlarının değişmesini izleyen Yun Che en küçük bir harekette bulunmadı.Sert bir ifadeyle ''Kaynak Gökyüzü Kıtasında düşen Şeytan İmparatorluk Mührü'nün ellerime nasıl geçtiğini bilmek mi istiyorsunuz ? Cevabını vereceğim o zaman...'' dedi.

Yun Che bir adım geri gitti.Konuşmasını bitirdiği anda tamamen şeffaf kristal tabut Gökyüzü Zehir Sedefinden bir ışıkla önünde belirdi.Kristal tabutun içinde bütün bedeni dağılmış ve bütün yüzü pörsümüş,çirkinleşmiş soluk beyaz saçlı bir adam yatıyordu.

''...'' Yun Qinghong'un bütün bedeni gerilmişti ve göğsü şiddetle inip çıkıyordu.Mu Yurou çoktan ayağa kalkmıştı.Ne tek bir kelime ettiler ne de Yun Che'nin hareketlerini durdurmak istediler.Yun Qinghong ile birlikte,sessizce Ebediyet Tabutu'nun içindeki yaşlı adama baktılar.

Bir deri bir kemik kalmış,soluk yüzlü,sakalı ve kaşları karmakarışık ve beyazdı.O kişi vahşi ve dehşet verici bir şeytan gibi görünüyordu.Birkaç bakışla insanlarda rahatsızlık hissi uyandırdı.Herkes Yun Che'nin yaşlı bir adamın pörsümüş ve çirkin cesedini neden sergilediği konusunda tamamen şaşkına dönmüştü.Ancak,yavaş yavaş,Yun Ailesi ve Koruyucu Aileler arasından insanlar ayağa kalkmaya başladı.Bazılarının gözleri genişçe açılmaya ve bazılarının da dudakları şiddetle titremeye başladı...

Çünkü,bu yaşlı adamın bedeninden bayağı tanıdık bir silüetin ipucunu yakaladılar ve manevi algıları derinden karışmaya başladı!

Yun Duanshui ve Yun Waitian tabuta en yakın olan kişilerdi.Ebediyet Tabutu'nun içindeki adama uzun bir süre boş boş baktılar,bedenleri titremeye başladı. Yun Duanshui ağzını açtı,anlaşılmayan boğuk bir ses çıkardı ''Bu o olabilir...Bu o olabilir...Bu o olabilir...''

''Bu... Bu... Patrik...''