Bölüm 607: Altın Karga Ruhu’nun Zorlayışı
"Anka soyunu silmek mi?" Yun Che şaşırdı ve bunun ardından bir şey fark etti: "Ne demek istiyorsunuz?"
"Altın Karga soyu Anka soyundan yüz kat daha onurlu ve benim alevlerim de Anka alevlerinden çok daha üstün. Eğer Altın Karga soyunu miras alırsan doğal olarak Anka soyuna gerek olmayacak." Altın Karga Ruhunun sesi kibir ile doluydu.
Yun Che yüksek sesle konuştu: "Ama benim her türlü alevi kontrol etmeme yarayan Kötülük Tanrısının Ateş Tohumuna sahip olduğumu biliyorsunuz; yani aynı anda Anka alevleri ve Altın Karga alevlerini tamamen kontrol edebilirim. Ejderha Tanrısının soyu ve Anka soyu bedenimde birlikte varlığını sürdürüyorlarsa neden Altın Karga soyu ve Anka soyu bunu yapamasın ki?"
"Hmph, saf! Sen gerçekten benim Altın Karga soyumun onursuz Anka soyu ile aynı bedende varlığını sürdürmesini mi istiyorsun? Ne büyük bir şaka ama. Altın Karganın olduğu bir yerde Anka'ya yer yoktur! Altın Karga gücümü elde ettiğinde soyun çok daha asil olacak ve alevlerinin gücü de katlarca artacak! Anka soyuna ihtiyaç duyman için bir sebep olmayacak! Onunla aynı bedende olmak basitçe benim Altın Karga gücüme bir hakarettir! Bu asil bunun olmasına asla izin vermez!"
(Ç.N: Baya baya Anka düşmanı bu kuş. Kargasın len sen. Kocaman Anka be o.)
"Eğer bu asilin sana Altın Karga soyunu bahşetmesini istiyorsan, bedenindeki Anka soyu ilk olarak tamamen silinmeli!"
Altın Karga Ruhunun sesi kibirli, kararlı, inatçı ve Anka soyuna karşı aşırı bir küçümseme ile doluydu.
Jasmine Vermilion Kuşu, Anka ve Altın Karga'nın birbiri ile anlaşamadığından bahsettiğinde Yun Che bunun tek nedeninin kendi soylarını, güçlerini ve haysiyetlerini koruyarak tek Üstün Ateş Öznitelikli Canavar olmak istemeleri olduğunu düşünmüştü. Bu nedenle de birbiri ile savaşmış ve hiçbiri diğerlerine karşı pes etmek istememişti. Ama bugün Altın Karga'nın tavrını görmüştü... Ki bu basitçe Anka'yı can düşmanı olarak gören bir tavırdı.
"Hayır!" Yun Che'nin sesi çok daha kararlıydı... Altın Karga ruhunun karşısında olsa bile kararlıca konuştu: "Altın Karga soyunun miras alabilirim ama kesinlikle Anka soyumun silinmesine izin vermem! Eğer Altın Karga soyunu elde etmemin şartı Anka soyumun silinmesiyse... O zaman Altın Karga gücü elde etmek için değer bir şey değil!"
"Küstah!" Yun Che'nin sözleri hiç şüphesiz Altın Karga Ruhunu büyük ölçüde sinirlendirdi: "Gözlerinde benim Altın Karga gücüm basit Anka gücü ile kıyaslanamıyor mu?"
Yun Che'nin kişiliği her zaman boyun eğmez olmuştu ve bir Tanrının ruhunun karşısında bile bu prensipten geri adım atmıyordu. Pes etmeden konuştu: "Anka mı yoksa Altın Karga mı güçlü bilmiyorum. Ama... Benim içimdeki Anka mirası şu an soyumun ve gücümün bir parçası! Ve hayatımın da bir parçası ve onunla ne yapacağımı sadece ben seçebilirim! Sen bir tanrının ruhu olsan bile buna karışmana izin vermeyeceğim!"
"Anka İlahi Ruhu bana Anka soyunu bahşettiğinde bu onun onaylamasının bir simgesi ve onun lütfuydu. Ben nasıl olur da bu hediyeyi başka bir soy ve güç için kenara atabilirim? Eğer bunu yaparsam bana bu lütfu bahşeden Anka İlahi Ruhunu hayal kırıklığına uğratmış olmam, aynı zamanda aşırı saygısızca bir şey yapmış olurum. Eğer ilk önce Altın Karga mirasını alsaydım ve Anka İlahi Ruhu da benden zorla Altın Karga soyumu silmemi isteseydi, ben aynı şekilde bunu reddederdim! Bunun hangi soyun güçlü olduğu ile alakası yok, bu bir insan olarak en temel prensibim ve nihai sınırım!"
"Sen Anka soyu ile birlikte var olmaya dayanamıyorsun ve ben de gücümün zorla silinmesine dayanamıyorum. O zaman... Her ne kadar Altın Karga gücünü istesem de bu olmayacak."
Yun Che bu sözleri söylerken tereddüt etmedi. Son cümlesini söylerken tek bir isteksizlik belirtisi bile yoktu.
"Hahahahahahah!" Altın Karga ruhu yüksek sesle güldü, gökyüzü sallandı ama artık kahkahasında kızgınlık yoktu: "Sen ne kadar da inatçı birisin. Senin inatçı kişiliğin benim damağıma uygun ve bu benim en mükemmel mirasçım olmandan vazgeçmeni istememi sağlıyor!"
"Sen inatçı biri olsan da gerçek inatçılık her zaman güçlü kuvvetlere bağlı olur! Benim önümde seçme hakkına sahip değilsin! Altın Karga mirasının Anka soyundan düşük olduğunu söylemeyi... Kabul etmem!"
Gökyüzündeki koyu kırmızı-altın gözler genişledi ve altın ışığın parlaklığı fazlasıyla arttı. Yun Che'nin doğrudan bakamayacağı kadar parlak hale geldi. Aynı anda gökyüzünden bir fırtına gibi koyu kırmızı-altın alevler düştü ve sonsuz alev denizi haline gelerek Yun Che'yi içine aldı.
Yun Che'nin bedeni çok daha kavurucu alevler tarafından bile zarar görmezdi ama dünyanın en dehşet verici alevleri olan Altın Karga alevleri nedeniyle gözünü açamıyordu. İstemsize kollarını bedeninin önüne yerleştirdi ve kükredi: "Ne yapmak istiyorsun..."
Bunu söylediğinde bedeni aniden şiddetle sallandı, yüksek sesli bir patlama beyninde yankılandı ve bilinçliliği hızlıca çöktü...
(Ç.N: Aha Altın Karga tecavüze kalkışıyor. Bundan beklerim sapık bu.)
Sonsuz altın alev denizi görmüştü ama bu altın alevler görüş açısında değil kalbinin derinliklerinde, zihninin derinliklerinde yanıyordu... Yavaşça altın alevler yayıldı ve kaynak damarlarını yaktı. Alevlerin parlaklığı kırmızı ve mavi kaynak damarlarını saf altın rengine dönüştürdü ve ardından tendonlarına ve her bir kan damlasına sıçradı... Ta ki bedenindeki tüm hücreler yanana kadar.
Neler... Oluyor...
Bedeninin her yeri ve organları yanıyordu ama bir şey hissetmiyordu... Bilinçliliği bedeninin varlığını bile hissedemiyordu.
Bu alevler ruhunda yayılmaya başlayıp ruhunun derinliklerine doğru yanıyordu...
"Ne... Ne... Ne... Yapıyorsun..."
Yun Che tüm gücü ile kükredi ama sesini bile duyamıyordu ve o anda kalan bilinçliliğinde aniden bir şey fark etti... Bedeninde yayılan Altın Karga alevleri sadece Anka soyunun varlığını tamamen yok etmek istemiyor, ayrıca ruhuna da yönelerek açıkça Anka'nın damgasını ve 《Anka'nın Dünya Şiiri》de dahil olmak üzere Anka alevleri ile ilgili tüm hatıralarını silmek istiyordu.
Altın Karga İlahi Ruhunun sesi ruhunun derinliklerinde o anda yankılandı ve tüm tahminleri gerçeğe dönüştü: "Sende sadece üç damla Anka atasal kanı var! Bu asilin onları silmesi çok kolay!"
"Sadece üç damla ama sen kolaylıkla onun küçük şiirinin altıncı seviyesine kadar gelmişsin! Bu gerçekten Kötülük Tanrısının Ateş Manevi Kötü Bedeninin gücü! Ama o küçük şiir benim Yanan Dünya Kayıtlarım ile kıyaslanamaz! Bu asilin bedenindeki ve zihnindeki, Anka ile ilgili her şeyi silmesini bekle! Senin eşsiz bedenin... Sadece Altın Karga alevlerini taşımaya layık!!"
BOOM!!
Yun Che'nin kalbi ve ruhu sanki dokuzuncu cennetten gelen bir yıldırım tarafından vurulmuş gibi patladı; sonsuz altın alevler kükreyen bir fırtınanın altındaki dalgalar gibi geldi ve şiddetle zihnine girdi. Anında, zihninde sadece sonsuz alevler kaldı. Kalan uyanıklığı sanki tornado tarafından uçurulan solmuş yaprak gibiydi ve her an parçalanabilirdi.
Altın Karga Ruhu bir İlkel İlahi Canavar olan Altın Karga'nın izole formuydu ve bir tanrının iradesi ile gücünü taşıyordu. Küçük Şeytan İmparatoriçeye İlahi Kaynak Alemine yarım adım atmasını sağlayacak bir güç bahşetmesi bile gücünün İlahi Anka İmparatorluğundaki Anka İlahi Ruhundan çok daha fazla olduğunu gösteriyordu.
Böyle bir gücün karşısında, yüksek seviyeli bir Hükümdar bile korku içinde diz çöker ve karşı koyamazdı. Ama Yun Che sallantıdaki bilinçliliği ile bile ne olursa olsun mücadele etmeye kararlıydı.
"Sen... Sen... İlahi bir canavarın ruhusun... Bu kadar... düşeceğine... İnanmıyorum... Bunu... Hemen... Durdur... Sana... Hala... Küçük Şeytan İmparatoriçeyi... Kurtardığın için... Minnet... Ve saygı... Duyuyorum... Eğer kesmezsen... ugh..."
"Oh? Ruh sesini hala kullanabiliyorsun; iraden beni şaşırttı. Hmph! Bu kadar aptal olduğu için sadece kendini suçlayabilirsin, sadece basit bir Anka soyu için benim Altın Karga mirasımı reddettin! Aksi halde bu asilin bunu yapmasına gerek olmazdı!"
Altın Karga ruhundan gelen baskı hissi birkez daha arttı ve bu Yun Che'nin son bilinçliliğin belirtisini de tamamen çökmenin eşiğine getirdi. Tüm iradesini kullandı ve haykırdı: "Altın Karga'nın gücü... Eğer... Gerçekten o kadar güçlüyse... Neden Anka soyunun var olup olmadığı.... Hakkında bu kadar ilgilisin... Bu kadar ilgilendiğine göre... Bu senin onu küçümsemediğini... Ve bunun yerine... Bir alçaklık ve içerleme hissettiğini gösteriyor!!"
"Bu konuda... Çoktan kaybettin!"
Yun Che'nin beklentisinin aksine Altın Karga ruhunun duyguları onun sözlerinden etkilenmedi; bunun yerine küçümseyici bir şekilde burnundan soludu: "Hmph, böyle düşük seviyeli, yavan bir direniş. Bu şekilde beni sinirlendireceğini mi düşündün? Senin üzücü mücadelen seni sadece dezavantajlı bir konuma sokarak sana bir fayda sağlamıyor!"
"Her ne kadar bu asil şu an seni zorluyor olsa da, bu asilin kesinlikle seni zorlayacak nitelikleri var! Bu asil sana Hayali Şeytan Ülkesinin bir numaralı güzelliğini ve aynı zamanda en asil bakire bedeni olan kadını sana bahşederek tüm bu günlerde istediğin gibi onunla eğlenmeni sağladı ve onun eşsiz bir güce kavuşmasını sağladı! Eğer iyilik bilmez haline devam edersen inan veya inanma bu asil hemen senin damarlarını sakat bırakacak!"
"Sen..." Yun Che'nin zihni hafifçe titredi... Yani onun Küçük Şeytan İmparatoriçeye yardım etmesinin gerçek nedeni... Kendisini zorlamak için bir gerekçe kazanmaktı!!
Yun Che'nin zihninde karmaşa varken altın alevler anında içeri girdi ve anında son iradesini de yok etti.
Gözlerinde sadece boşluk vardı; dünyada artık ses kalmamıştı, Altın Karga alevleri bile görülmüyordu. Her şey kaybolmuştu... En sonunda boşluk bile hızlıca kaybolarak her şey karanlıkla çevrelenmeye başlamıştı.
Dünya karanlık ile dolmadan önce Yun Che son çabasını yaptı.
Ejderha... Ruhu... Etki... Alanı...
ROAR!!
Şiddetli bir ejderha haykırışı Yun Che'nin ruhunda yankılandı. Yun Che'nin ruhunda Anka damgasını arayan Altın Karga alevleri anında kaos içinde sarsılmaya başladı. Bunun ardından, devasa, gök mavisi bir Ejderha yüksek sesli bir kükreme ile alevleri kesip attı ve göğe uçtu... İlkel Gök Mavisi Ejderhadan gelen ilahi ruh baskısı öfkeli Altın Karga alevlerinin anında yayılmasını durdurdu ve onları bile hafifçe titretti.
"Ne?! Ejderha Tanrısı Ruhu?” Altın Karga ruhu sesini kaybedecek kadar şok oldu: "Neler oluyor... İlkel Gök Mavisi Ejderhanın ona böyle zengin bir Ejderha Tanrısı soyu bahşetmesi zaten sıra dışı... Ona ruhunun kökenini bile verdi mi?!"
"Soy miras ile yayılabilir... Ama ruhunun kökeni bir ilahi ruhun bu dünyadaki son iradesi ve varlığıdır! Onun birazının bile kaybolması varlığının hafifçe kaybolmasıyla eş değerdir! Üstelik, İlkel Gök Mavisi Ejderha, İlkel İlahi Canavarların lideri... Bu insan da onun bu kadar ileri gitmesine değecek ne var!!"
Fullbringer Notu: Çünkü o şans Tanrısının gayrimeşru çocuğu… Çünkü o Jon Snow… Çünkü o bir piç… Altın Karga, belki o senin gözünde bir hiç, ama kusura bakma o zaten bir piç. Game of Thrones göndermeli postu spoilersız attım, mutluyum. Vizem var, çok bakamıyorum buralara. Ama ardımdan demişler öldü, merak etmeyin reyis Osmanlı Tarihini verip döndü ????
Yarım Saat Sonraki Fullbringer Notu: Lan bu gün doğum günümmüş. Buradan bu günün anlam ve önemini bildirmeden önce doğum günüme 2 tane sınav koyanları başladıkları noktadan bittikleri noktaya kadar…
-----------ÇEVİRMEN NOTU-----------
Olaylar kızışıyor. İlahi Canavarlar vs mi atacak acaba. Bam güm bam güm ????
Yun Che neler yapacak? Anka'ya neler olacak? İlkel Gökmavisi Ejderha durumu halledebilecek mi? Merak mı ediyorsunuz? O zaman... Bekleyin, okuyun ve öğrenin ????
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..