Bölüm 666: Ani Kriz
Gece ilerlerken toplanan Asgard kadınları da dağılıp gerginliklerini dondurmak ve altı ay sonunda rahatlamak için kendi buz odalarına döndü. Ama akıl almaz derecede yorgun olsalar da o gece uyuyamamışlardı... Yun Che'nin sözleri kulaklarında yankılanıyordu... Birkaç aylık zaman içinde İmparator Kaynak Aleminin altında olanlar Taht ve zaten Taht olanlar ise Derebeyi olacaktı. Dört Büyük Kutsal Bölgenin liderleri bile bunu bir tür masal olarak düşünür ve gerçekçi olmayan bir şaka olarak karşılardı. Ancak dalgalanmaz gözlerini gördüklerinde onun sözlerine inanmadan edememişlerdi... Her ne kadar Yun Che kullanacağı 'yöntem'i söylemese de bu böyleydi.
Eğer bunu gerçekten yapabilirse Asgard sadece iki bin öğrenciye sahip olsa da tüm Kaynak Gökyüzü Kıtasındaki en yüksek güç seviyeli kuruluşlardan biri haline gelirdi ve Dört Kutsal Bölge ile İlahi Anka Tarikatına karşı güç bakımından kaybederdi.
Ses İletişim Yeşimi hala bir iletim göndermediğinden Yun Che biraz şaşırmıştı... İlahi Anka, ana ordusu ile iletişimi kaybettiklerinde diğer orduların durumunu öğrenmek için buraya gelmeleri gerekiyordu... En yakın ordu çok uzakta olabilir miydi veya belki de bir gün içinde şehre yetişememişlerdi?
Daha fazla düşünmeden Yun Che çoktan zar zor yaşama tutunan ve soğuktan bayılmış olan Ye Qingsheng'e baktı. Soğukça burnundan soludu ve elini sallayarak yumruğu kadar büyük Altın Karga Alevlerinin canlanmasını sağladı... Tam gücü ile Ye Qingshan beş nefesden daha fazla bu alevlere karşı koyamıyordu ki şu anda tek bir saniye bile kül olması için yeterliydi.
"Bekle!" Yun Che altın karga alevlerini serbest bırakacağı sırada Jasmine'nin bağırışı tarafından engellendi. Hızlıca avucunu geri çekti ve sordu: "Ne oldu? Onun hala kullanılabilir bir şeyi mi var?"
"Onun işe yararlığı bitmiş olmasına rağmen onu öldürmeden önce bir şey hakkında seni uyarmalıyım..." Jasmine acelesiz bir şekilde konuştu: "Bu iki kişiye yerleştirilmiş bir ruh damgası var yani onlar öldüğünde ölmeden önceki hatıraları bu ruh damgasını yerleştiren kişiye iletiliyor. Onlar Ye Xinghan'ın yalakalarıydı yani ölmeden önceki anıları ona gidecektir!"
"…" Yun Che olduğu yerde yüzündeki boş ifade ile durdu. Bunun ardından ifadesi hızlıca değişti.... Ye Qingsheng ölmemişti ama Ye Ziyi çoktan öldürülmüştü. Yani durum bu noktaya geldiğinden... Ye Xinghan neler olduğunu çoktan öğrenmiş olmalıydı... O hem Yun Che'nin hayatta olduğunu hem de gücünün boyutunu biliyordu!!
Yun Che elini alnına vurdu ve kızgın bir ton ile konuştu: "Sen... Neden bunu daha önce söylemedin?!!"
"Hmph!" Jasmine küçümseyici bir şekilde burnundan soludu: "Aceleci davranmana rağmen beni mi suçluyorsun? Ye Ziyi isimli o adamı anında öldürdün ama bu en fazla Ye Xinghan'ın senin hayatta olduğun gerçeğini öğrenmesini sağlar. Ama aceleci davranmaya devam eder ve aptal bir şekilde bu Ye Qingsheng'i de öldürürsen... O zaman bunu unutma, ona demin Kaynak Kulpu Ruh Aramasını yaptın ve eğer Ye Xinghan senin bir Kaynak Kulpuna sahip olduğunu öğrenirse seni bir şeytan olarak gösterir ve adalet adına senin peşine düşer!! O zaman geldiğinde tek yapabileceğin Hayali Şeytan Ülkesine kaçmak olur!"
Jasmine'nin sözleri Yun Che'nin kalbinde şok yarattı... Hayali Şeytan Ülkesi Kaynak Gökyüzü Kıtası tarafından şeytan gibi gösterilen bir yerdi. Eğer Ye Xinghan onun Kaynak Kulpunu öğrenirse bu şeytanlaştırma sadece kendisine yönelmeyecek... Onunla ilişkili olan her şeyi içerecekti ve bunlara Mavi Rüzgar İmparatorluk Ailesi ve Asgard gibi son yıllarda kaldığı her yer dahildi. Ye Xinghan onun bir şeytan olduğu bahanesini kullanarak tüm Güneş Ay İlahi Salonunun gücü ile onu yok edecekti.
"Onu öldürmeden önce, Kaynak Kulpunu kullanarak onun üzerindeki ruh damgasını kaldır." Jasmine soğuk bir sesle konuştu.
Yun Che sol elini uzattı ve Kaynak Kulpu dışarı çıkarak anında Ye Qingsheng'in bedenine girdi ve ruhundaki tüm damgaları doğrudan yok etti... Ruh damgasını silmekle kalmayıp hatıralarını da temizledi. Ardından avucunu açtı ve bir Altın Karga alev kümesi serbest kalarak onu doğrudan küle çevirdi.
Kaynak Kulpunu çeken Yun Che'nin ifadesi ciddileşti... Asgard’daki kişilere durumun çok kötü olmadığını söylemişti ve Güneş Ay İlahi Slaonu kısa sürede onlara gelmemeliydi ama... Eğer Ye Xinghan onun hala hayatta olduğunu bilirse bu durum tamamen değişirdi!!
Üç yıl önce Ye Xinghan'ın Xue'er'e karşı düzenlediği komployu yok etmişti ve iki kadını olan Yue Ji ve Mei Ji'yi öldürmüştü ve şimdi de onun on yalakçısını ve iki koruyucusunu öldürmüştü.
Güneş Ay İlahi Salonunun Genç Efendisi olarak ona karşı konuşmaya cüret edebilecek çok kişi yoktu. Öte yandan Yun Che bundan çok daha fazlasını yapmıştı! Ye Xinghan ondan kesinlikle kemiklerine kadar nefret ediyor olmalıydı ve onun yaşadığı haberini de aldığında kesinlikle onu yok etmek için hiçbir çabadan kaçınmayacaktı... Makul olmayacak noktaya gelinceye kadar düşünmeden bile hareket edebilirdi.
"Görünüşe göre yaklaşan birçok sorun olacak." Jasmine yavan bir ses ile konuştu: "Eğer tüm kadınların ölmesini istemiyorsan hepsini Kaynak arkına killeyerek en kısa sürede buradan uzaklara kaçmanı öneririm."
"Güneş Ay İlahi Salonuna karşı olduklarını bilseler de açıkça kaçmak istemediler... Çünkü kaçtıklarında bu yer kesinlikle yok olacaklardı ve bu da Asgard'ın bin yıllık kökünün ve temelinin de yok olacağı anlamına geliyordu." Yun Che konuşurken iç çekti: "Üstelik eğer Ye Xinghan burada beni bulamazsa sıradaki gideceği yer kesinlikle Mavi Rüzgar Başkenti olacaktır... Ardından Prenses eşimin elinden geldiğince koruduğu şehir İlahi Anka İmparatorluğunun yerine onun tarafından yok edilecek..."
Ye Xinghan sadece yaşadığını değil gücünü de biliyordu. Yani geldiğinde getirdiği kişiler en azından Egemen Kaynak Aleminde olacaktı... Ve onlardan birden fazla da olabilirdi! Eğer başkenti yok etmek isterlerse bu parmaklarını kaldırmaları kadar kolay olacaktı.
Kaçmak... Sorunları asla çözmezdi.
"Hmph, başka ne bekliyordun? Şu anki gücün ile Güneş Ay İlahi Salonuna karşı savaşmaya nitelikli değilsin!! Hayali Şeytan Ülkene giderek İmparatoriçeyi getirmediğin sürece kazanman imkansız. Çünkü İmparatoriçenin şu anki gücüyle Güneş Ay İLahi Salonu şöyle dursun Dört Büyük Kutsal Bölge bir araya gelip güçlerini birleştirse bile onu yenmeyi başaramazlar, umabilecekleri en iyi sonuç beraberlik olacaktır."
"Kesinlikle olmaz!" Yun Che kafasını sallarken tereddütsüzce cevapladı: "Onun statüsünü görmezden gelsek bile Dük Ming'in tehdit oluşu gerçeği hala herkesin kafasında ve o Dört Kutsal Bölgeden nefret ediyor. Buna ek olarak onun kişiliği ile eğer gelirse kesinlikle gökyüzünü ters döndürebilecek bir zarara yol açacaktır! Ben bile onu böyle bir durumda kontrol edemem."
"Üstelik onun gücünün bedeli hayatı! Eğer gücünü o derecede kullanırsa orijinalde kalan üç senelik hayatı daha da azalacak." Yun Che kaşlarını çattı. Tabii bundan daha önemli bir sebep vardı... Eğer Hayali Şeytan Ülkesine kaçıp daha yeni Kaynak Gökyüzü Kıtasına dönmüşken İmparatoriçenin arkasına saklanırsa... Bir erkek olarak gururu böyle bir şeye el vermezdi!
Jasmine çok daha küçümseyici bir nefes alarak dudak büktü: "Yani ne yapacaksın? Onların ölümlerine bizzat şahit olmaya mı hazırlanacaksın? Yoksa onlarla ölmeyi mi düşünüyorsun?!"
"… Plan yapmak için en azından on iki saatim var." Yun Che derin düşüncelere dalarken konuştu.
"On iki saat?"
"Ye Qingshen'in hatırları içinde Güneş Ay İlahi Salonunun en hızlı kaynak arkının bu yere on iki saatte ulaşabilecek bir hızı olduğu bilgisi vardı.” Yun Che gökyüzünün rengine baktı: "Ye Xinghan hemen harekete geçip kaynak arkını etkinleştirse de gelmeden önce on iki saattim var. Eğer bu sürede plan yapamazsam herkesi kaynak arkına koyup buradan ayrılacağım."
"Konusu açılmışken, onların kaynak gücünü yükseltme konusunda... Derebeyi Haplarını mı kullanacaksın?” Jasmine konuyu değiştirip sordu. Bu dünyada kimse Yun Che'nin düşündüğü tedbirleri ondan iyi bilemezdi.
"Evet." Yun Che onaylarken konuştu: "Onların kaynak gücünü bu kadar hızlı arttıracak tek yol bu."
"Derebeyi Haplarının tesiri onların dayanabilecekleri bir şey değil. Eğer hızlıca onu tüketmeye çalışırlarsa ölecekler. Budanın Büyük Yolunu Kullanarak onlara teker teker yardım etmeyi mi düşünüyorsun?"
"Tabii ki kullanabileceğim tek yol bu." Yun Che çaresiz bir tonda cevapladı... İki bin öğrenci gerçekten büyük bir rakamdı. Derebeyi Hapı Hayali Şeytan Ülkesinin yüksek seviyeli kişileri arasında bile aşırı değerli bir hazine idi, onun tıbbi gücü kesinlikle küçük olamazdı. Ve Yun Che'nin kaynak gücü ve Budanın Büyük Yolunun Dördüncü Seviyesi ile onlara hapları rafine etmeleri çin yardım etmek kesinlikle kolay olmayacaktı.
Ama Asgard'ın gücünü hızlıca yükseltmek için, en azından kendilerini Güneş Ay İlahi Salonunun gücünden koruyacak ölçüde güçlendirmek için, tek düşünebildiği yöntem buydu.
"Ayrıca, şu an yanında sadece otuz yedi Derebeyi Hapı var ama burada iki bin öğrenci var. Hayali Şeytan Ülkesine gidip daha fazla malzeme mi toplayacaksın?"
"Buna gerek yok." Yun Che kendine güven ile konuştu: "Derebeyi Hapının arıtılması için gerekli malzemeler, Araf Taşları, Yanan Şeytan Sarmaşıkları, Rakshasa Kalp Yok Edici Meyve ve yüksek seviyeli güç içermeyen diğer malzemeler ama onları kontrol etmesi çok zor. Bu kıtadaki en iyi eczacılar bile bu malzemelerin her birini arıtmayı aşırı zor bulur ve onlarcasını arıtmaları ise göğe çıkmaktan daha zor olur. Hayali Şeytan Ülkesinin her yüz yılda sadece iki tane Derebeyi Hapı yapabilmesinin nedeni de işte bu. Her ne kadar bu malzemeler aşırı yüksek seviyeli olsa da uçuculukları nedeniyle fazla yüksek bir fiyata satılmıyorlar. Bu nedenle onları Kaya Ay Tüccar Loncasından alabilirim..." Yun Che'nin sesi hafifçe derinleşirken devam etti: "Her şekilde yakın gelecekte İlahi Anka İmparatorluğuna bir ziyarette bulunmam gerekecek!"
"İki Bin Derebeyi Hapı ve sen Budanın Büyük Yolunu kullanarak onları teker teker rafine etmelerini sağlamak mı istiyorsun. Sen bu Asgard'a gerçekten gönül vermişsin, değil mi?" Jasmine sönük bir gülümseme ile konuştu.
"Sonuçta Asgard'a bir iyilik borçluyum... Üstelik Gong Yuxian ölmeden önce Asgard Efendiliği pozisyonunu kabul ettim yani bir tarikat lideri gibi davranmalıyım." Yun Che hevesle konuştu.
"Tch..." Jasmine soğuk bir nefes verdi: "Bunun nedeni açıkça Chu Yuechan'a olan pişmanlığın. Bu dünyada senin gibi büyük bir zamparayı hevesli hale getirebilecek tek şey... O kadın!"
"…" Jasmine'nin sözleri doğrudan Yun Che'nin ruhuna girerek nefes almasını zorlaştırdı.
Üç sene daha geçmişti... Küçük Peri, nereye gittin...
Kara Ay Tüccar Loncasından seni aramalarını istemiştim... O zamandan beri üç sene geçti, acaba bir sonuç bulabildiler mi.
Ye Ziyi öldüğü an Ye Xinghan'ın zihninde bir tepki ortaya çıktı... Aynı anda ölmeden önceki son otuz nefes zamanında olan her şey hakkındaki hatıralar zihnine aktarıldı.
"Yun… Che...." Ye Xinghan yavaşça kalktı ve ellerini kaldırdı, parmaklarını açarken ifadesi karanlık ve korkunç hale geldi.
Aurasındaki değişiklik yanındaki koruyucularından çoğunun şok içinde donmasına neden oldu... Ye Xinghan'ı uzun yıllardır takip etseler de onun bedeninden bu kadar ölümcül bir kızgınlık ve öldürme niyeti yayıldığını ilk defa görüyorlardı.
"Babam Yüce Okyanus Sarayına gitti... Hangi kaynak arkını kullandı?" Ye Xinghan yavaşça sordu, sesi bir şeytanın iniltisi kadar derindi.
Kimse onun neden böyle bir soru sorduğunu bilmese de ana hizmetçisi titreyen sesi ile cevapladı: "Gökkuşağı Güneş Arkını... Aldı."
"Yani demek ki Güneş Ay Kutsal Arkı hala salon içinde!” Ye Xinghan'ın gözleri odaklanırken eski nefreti canlandı ve hayatı boyunca hissetmediği bir öldürme arzusu bedeninden yayıldı. Tüm sağduyusunu kaybettiğini biliyordu ama kendini sakinleştiremiyordu. Döndü ve inanılmaz derin bir ton ile konuştu: "Hemen Dokuzuncu Büyük, On Birinci Büyük, On Beşinci Büyük ve On Yedinci Büyüğe haber verin, beni görmeye gelsinler!"
(Ç.N: Dört Egemen!! Vay anasını satayım )
"Ayrıca Güneş Ay Kutsal Arkını hazırlamanız için size bir saat veriyorum. Bizzat... Düşük seviyeli Mavi Rüzgar Bölgesine bir ziyarette bulunmak istiyorum!!"
---------EVİRMEN NOTU--------
Yun Che ne yapacak? Bir Plan bulabilecek mi? Yaklaşan tehlike nelere sebe polacak? Dört hükümdar mı gelecek? Merak mı ediyorsunuz? O zaman... Bekleyin, okuyun ve öğrenin ????
Useless notu: Toplu at at diyordunuz atsaydım buralarda kalacaktık. İyi ki atmamışım di mi ????
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..