Bölüm 670

avatar
16083 37

Against The God - Bölüm 670


Bölüm 670: Felaket Bir Kez Daha Geliyor



Yun Che ve Xiao Yun aynı çift elbiseleri giydiğinde eğer birisi yüz hatlarını kıyaslamıyorsa onların sırtları ve önlerinin yüzde doksanı aynıydı. Xiao Yun kıyafetlerini değiştirdikten sonra endişeli bir şekilde konuştu: "Ağabey, ne... Yapacaksın?"

 

Yun Che yavaşça ona bakıp süzdü ve ardından kafasıyla hafifçe onaylayıp cevapladı: "Güzel, ikimizin de benzer beden şekilleri var. Bizi çok iyi tanımadıkça birinin sadece figürlerimizden farkı anlaması zor."

 

Konuşurken Yun Che Gökyüzü Zehir Sedefinden bir tahta kutu çıkardı: "Otur, benim gibi gözükmene yardım edeceğim."

 

"Ah?" Xiao Yun afalladı, ağzı açıldı: "Senin gibi... Gözükmek mi?"

 

(Çocuğu yem yapıp kaçacak ipne. Millet Yun Che diye onu keserken o hatunları alıp üçyüs beşyüs yapacak.)



"Evet!" Yun Che onayladı ve kaşlarını sıkıca çattı: "Rahat ol, ben görünüş değişikliği için normal kaynak enerjisini değil de özel bir ilaç kullanacağım. Uzman olmadığı sürece birinin gerçeği görmesi imkansız olacak."

 

Yun Che'nin Kaynak Gökyüzü kıtasında kılık değiştirme sanatında en yetenekli olarak tanımlayacağı kişi Hua Minghai idi. Ama Hua Minghai bile kılık değiştirme sanatında Yun Che ile kıyaslanamazdı. Tek bir bakış ile Hua Minghai'nin kılık değişikliğini görebilmiş ama kendisininkini Hua Minghai kısa sürede fark edememişti.

 

"Ama neden ağabeyim gibi gözükeceğim ki?" Xiao Yun kafası karışık bir yüz ile sordu.

 

"Çünkü Güneş Ay İlahi Salonu geldiğinde... Eğer bir aksilik olmazsa kısa süreliğine benim kimliğimi kullanarak onların karşısında olman gerekecek." Yun Che ciddiyetle cevapladı.

 

(Dedim ben.)



"Ah?" Xiao Yun nefes aldı: "Ben..."

 

"Korkutun mu?” Yun Che hafifçe gülümsedi.

 

Xiao Yun kısa süreliğine afallasa da dişlerini sıktı ve kafasını güçlü bir şekilde salladı: "Hayır... Korkmadım! Ağabey, endişelenme. Hayatımı öne sürmem gerekse bile ben..."

 

"Hayatını öne sürmeyi unut." Yun Che gülümsedi ve onun konuşmasını böldü: "Yedinci Kız Kardeşe sana zarar gelmeyeceğine dair söz verdim. Eğer hayatını kaybedersen Yedinci Kız Kardeş bir bıçak ile her gün beni kovalamaz mı? Bu olursa hayatım boyunca huzurluca dinlenemem."

 

Konuşurken Yun Che'nin yüzü ciddileşti: "Ancak bu mesele büyük bir risk taşıyor. Çünkü Ye Xinghan benim ölmemi istiyor, kesinlikle en az üç tane Hükümdar getirecektir! Orta seviyeli… Ve hatta yüksek seviyeli bir Hükümdar getirme ihtimali bile var. Eğer başarısız olursak kaynak arkı ile kaçmayı başarsak da bu olduğunda nasıl sonuçlar ile karşı karşıya kalacağımızı düşündüğüne inanıyorum... Kılık değiştirdikten sonra ne yapman gerektiğini detaylıca söyleyeceğim. Bir süre boyunca her dediğimi sıkıca hatırlamalısın... Bu senin için büyük bir sınav olacak."

 

"Pekala... Anladım." Xiao Yun nefes aldı ve ciddiyetle başıyla onayladı.

 

Yu Che kaynak arkını terk ettikten sonra arkı olabildiğince küçük bir boyuta küçülttü... Ki bu avucu boyutundaydı. Ardından Asgard'ın ana kapısının önüne geldi ve kaynak arkını iki kalın buz bloğunun arasına yerleştirdi. Bir kaynak arkına kapısından girip çıkmak normal bir bilgiydi. İlkel Kaynak arkına da ark kapısından girilebiliyordu ama aynı zamanda başından beri Yun Che'nin kullandığı özel bir geçiş olan... Alan transferi de vardı!

 

Bu da Yun Che'nin bugün Güneş Ay İlahi Salonunun karşısında güvendiği şeydi... Tabii ki bunun için karşısındaki kişilerin İlkel Kaynak Arkının varlığını fark etmemeleri gerekiyordu. Ancak Kaynak arkının enerji kanalı kendisi değil Hong'er idi yani hareketsizken herhangi bir kaynak enerji dalgalanması yaymayacaktı. Kaynak arkının küçük veya büyük olabileceği gerçeği de eklendiğinde bir Hükümdar bile onun varlığını tespit etmekte zorlanırdı. Görseler bile onun sadece bir kaynak arkı modeli olduğunu düşüneceklerdi.

 

Gecenin ilerleyen saatleriydi ve Asgard çok sessizdi. Güneşin doğuşuna hala dört saat vardı... Bu dört saatte Güneş Ay İlahi salonu da gelecekti. Yun Che Donmuş Bulut Göksel Ruhunu kullanarak bir Asgard Efendisi Emri uyguladı... Çok geçmeden altı kar beyazı figür uçarak Yun Che’nin önüne indi. Donmuş Bulut Yedi Perisi içinde sadece Qingyue eksikti.

 

"Asgard Efendisi, önemli bir şey mi oldu?" Murong Qianxue kaşlarını çatarken sordu. Gecenin bu vakti çağırılmalarının nedeni bir tür baskıcı haber olmalıydı.

 

Yun Che sesini alçalttı ve sakince konuştu: "Gerçekten önemli bir şey oldu. Güneş Ay İlahi Salonundan kişiler şu an buraya geliyor... Yaklaşık dört saat içinde buraya gelecekler. Onlara liderlik eden kişi Genç Efendileri Ye Xinghan ve en az üç Hükümdar'ı da yanında getiriyor!"

 

"Ne?!" Murong Qianxue şok içinde soldu. Güneş Ay İlahi Salonun Genç Efendisi... Hükümdarlar... Onlar için bunlar kabuslardan bin kat daha korkunçtu.

 

İki Derebeyi bile Asgard'ı köşeye sıkıştırmıştı. Eğer Yun Che gelmeseydi Asgard çoktan yok olmuş olacaktı... En az üç Hükümdar ile tüm yedi kıtayı süpürecek güce sahipti. Asgard'ı yok etmek isterlerse ellerini hareket ettirmeleri yeterliydi!

 

"Nedene gelince, bunu size açıklamaya zaman yok. Hemen tüm öğrencilere haber verin. Bir saat içinde tüm önemli eşyalarını toplasınlar ve başka bir saat içinde burada toplansınlar!"

 

"Asgard Efendisi kaçacağımız bir yer mi buldu?” Jun Lianqie gergince sordu.

 

"Hayır, asla kaçmamız gerektiğini söylemedim." Yun Che sakince konuştu: "Rakiplerimiz Güneş Ay İlahi Salonu. Siz kaçsak bile geleceğimizi sürekli kaçarak onların gölgesi altında yaşayacağımızı biliyor olmalısınız. Buraya tüm öğrencilerin toplanma nedeni hep birlikte Güneş Ay İlahi Salonuna karşı gelecek olmamız."

 

Yun Che'nin sözleri onu ürküttü. Chu Yueli iç çekti ve karamsar bir şekilde konuştu: "Biz sonuçta Güneş Ay İlahi Salonundan bahsediyoruz. Bu bizim karşı koyamayacağımız bir şey. Eğer burada dururlarsa boşa ölmüş olacaklar... Sadece biz altımız kalalım ve Güneş Ay İlahi Salonu ile karşılaşalım. Onlara gelince.. Hala dört saat var, onların kaçması için yeterli bir zaman. Güneş Ay İlahi Salonunun şeytani ellerinden ne kadar fazla kişi kaçarsa Asgard'ın da o kadar hayat kıvılcımı kalır."



"Hayır! Sadece birlikte onlara karşı geleceğimizi söyledim. Sizin ölmenizi istediğimi söylemedim!" Yun Che ciddiyetle konuştu: "Güneş Ay İlahi Salonunun Genç Efendisi gelse de bu bizim yok olacağımız anlamına gelmiyor. Eğer bana güvenirseniz... Asgard'ı koruyabileceğime dair söz veremem ama kesinlikle herkesin canını koruyacağım. Kıdemli Ustalar, Küçük Ustalar, Kıdemli Kız Kardeşler veya Küçük Kız Kardeşler fark etmeksizin hiç kimsenin hayatı kaybolmayacak!"

 

"Ancak her şey planlandığı gibi giderse Asgard kurtulabilse de..." Yun Che hafifçe elini kaldırdı ve gözleri, karlı yüzleri ve parlak gözleri süpürdü: "O zaman geldiğinde Asgardımız bir nirvanic yeniden doğuş yaşayacak. Ardından ise en azından kısa süre için kimse bizi gücendirmeye cüret edemeyecek... Ta iki onların karşısına geçecek kadar güçlü oluncaya dek!"

 

Gecenin altında Murong Qianxue, Jun Lianqie, Mu Lanyi, Chu Yueli, Feng Hanyue ve Feng Hanxue Yun Che'ye bakarken afalladı ve uzun süre sessiz kaldı... Onlar Yun Che'nin neye güvenerek 'Güneş Ay İlahi Salonunun Genç Efendisi' ve 'en az üç Hükümdar'ın karşısında bu sözleri söylediklerini hayal bile edemiyorlardı.

 

Gece derinleşirken göğün rengi de gri-beyazdan koyu griye dönüyordu. Chu Yueli ilk konuşan oldu: "Pekala... Madem siz bizim Asgard Efendimizsiniz, biz de doğal olarak sözlerinize inanacağız."

 

"Hemen tüm öğrencileri toplamaya gidiyoruz." Murong Qianxer onaylarken konuştu. Konuşurken saçlarının uçlarında çoktan buz incileri oluşmuştu... İki Derebeyini öldürmek Asgard'ı yıkımdan kurtarmıştı ama hepsi felaketin sonlanmadığını biliyordu. Bu sadece başlangıçtı... Ancak daha büyük bir felaketin bu kadar kısa sürede geleceğini düşünmemişlerdi.

 

"Buna ek olarak, Donmuş Son İlahi Salonunda olacağım ve bir izolasyon bariyeri yerleştireceğim. Ben kendi başıma çıkmadığım sürece, Güneş Ay İlahi Salonundaki kişiler erken gelmedikçe kimse yakına yaklaşmasın." Yun Che aniden belirtti. Ardından daha fazla açıklama yapmadan uçtu ve Donmuş Son İlahi Salonuna doğru gitti.

 

Beş yüz kilometrelik soğuk bölgede gece rüzgarı da buz gibi soğuktu. Kimse fark etmeden gökyüzü soluk beyaz hale gelmiş... Ve ardından aydınlanmıştı. Dört saat bu şekilde sessizce geçmişti.

 

Asgard'ın tüm öğrencileri ana kapının önünde toplanmışlardı. Tüm Asgard gergin olsa da kararlı bir atmosferle kaplanmıştı.

 

Murong Qianxue ve diğerleri gökyüzünde süzülüyordu. Tüm güzel gözler güneye doğru bakıyordu ve bazen de Donmuş Son İlahi Salonunun olduğu yere doğru dönüyorlardı... Yun Che oraya girdikten sonra başka bir hareket olmamıştı.  Yun Che'nin bahsettiği 'dört saat' yaklaşmıştı. Sürekli Donmuş Kalp Sanatını kullanarak zihinlerini sakinleştiriyorlardı.

 

O anda, uzaktan kulak delici bir yırtılma sesi duyuldu. O hızlıca yaklaştı... Ardından yırtılma sesinin olduğu güney batı göğünde siyah bir nokta ortaya çıktı.

 

"Bu da ne... AH!!"

 

Bir öğrencinin çığlığının ardından bir anda... Bu hafif siyah nokta dehşet verici bir hız ile büyüyerek tamamen gümüş bir kaynak arkı silüetine dönüştü. Onun dehşet verici hızı Asgard kadınlarının kavrayışlarını fazlasıyla aşıyordu. Kaynak arkı o anda durdu... Onların üç yüz metre ilerisinde duruyordu.

 

Soğuk rüzgar kaotikleşti ve devasa, tarif edilemez bir kaynak enerji aurası tüm Aşırı Buzun kar Gölgesini kaplarken boşluk hafifçe dalgalandı. Bu, şu andaki en güçlü Asgard öğrencisi olan Murong Qianxue'nin tamamen nefessiz kamasına neden oldu. Bu kaynak gücü seviyesi sadece 'akıl almaz' olarak açıklanabilirdi... Güneş Ay İlahi Salonundaki kişiler... Sonunda gerçekten gelmişti!!!

 

"Bu kaynak arkının adı Güneş Ay Kutsal Arkı. Güneş Ay İlahi Salonundaki en yüksek seviyeli kaynak arkı. O çok hızlı ve onu her şekilde etkinleştiremezler. Ancak bu sefer Asgard'ımıza gelmek için onu kullandılar."

 

Arkadan hafif bir alay tonu duyuldu. Hızlıca kafalarını çevirdiler ve korkularına rağmen şaşkınlıkla seslendiler: "Asgard Efendisi!"

 

Yun Che rüzgara basarak geldi. Göz açıp kapayıncaya kadar Murong Qianxuenin önüne uçtu. Kimse dört saattir onun Donmuş Son İlahi Salonunda ne yaptığını bilmiyordu. Ancak Yun Che'nin bedenindeki ağır auranın öncesine göre zayıfladığını beli belirsiz bir şekilde hissedebiliyorlardı. O anda yaklaşan Güneş Ay Kutsal Arkının karşısında sakin bir aurası vardı... Biraz gururluluk olduğunu da söylenebilirdi. Tek eksik olan şey endişe ve korku idi!

 

Yun Che en önde dururken doğrudan henüz kapısı açılmamış olan kaynak arkına baktı. Yüzünde sakin bir gülümseme vardı: "Kıdemli, Ustalar, Küçük Ustalar, Kıdemli Kız Kardeşler ve Küçük Kardeşler, bu gerçekte Asgard'ımızın bin yıldır yaşamadığı kadar büyük bir felaket! Ancak Asgard'ın Asgard Efendisi olduğumdan ben, Yun Che, haysiyetimi riske atmaya hazırım... Asla Asgard'mızın düşman eline düşmesine izin vermeyeceğim! Kimsenin trajik bir son ile karşılaşmasına da için vermeyeceğim. Sizin yapmanız gereken ne olursa olsun panik yapmamak! Belki de..."

 

Kafasını çevirdi ve hafifçe genç kadınlara güldü: "Güneş Ay İlahi Salonunun düşündüğünüz kadar korkunç olmadığını keşfedersiniz."

 

Önlerindeki felaket ile birlikte onların her biri boğucu, buz gibi soğuk çaresizliğin kokusunu alabiliyordu. Ancak Yun Che'nin sözleri ve gülüşü böyle güçlü bir düşmanın karşısında korkularını ve çaresizliklerinin yarısını süpüren rüzgar gibiydi. Hepsi hafifçe titreyen göler ile önlerindeki figürünün sırtına güven ve bağlılık ile baktı. Tarif edilemez, aşina olmadıkları bir sıcaklık kalplerinde oluşup genişledi. Bu his önceki Asgard Hanımı Gong Yuxian için bile hissetmedikleri bir şeydi.

 

(Ç.N: Harem geliyor yavaştan ???? )

 

Chu Yueli sessizce Yun Che'nin sırtına bakarken güzel gözleri bir süre bulanıklaştı... Uçan Bulut Şehrinde herkesin dalga geçip ezdiği ve sadece Qingyue'nin isteği için koruduğu o genç adamın birkaç yılda tüm ülkeyi ve hatta tüm kıtayı sarsacağını ve en sonunda da... Asgard'ın bu büyük felaket karşısında güvenebileceği tek şey olacağını kim düşünebilirdi!

 

Ağır bir sesin ardından kaynak arkının kapısı açıldı. Dışarı yavaşça çıkan herbir figür enin kaynak enerjisine sahipti. Yun Che gözleri ile hepsini süpürdü. Ağzının kenarları küçümseyici bir şekilde kıvrıldı: "Ye Xinghan, sonunda geldin. Ve ben de hep senin Güneş Ay İlahi Salonunun kaynak arkının ne kadar harika olduğunu merak ediyordum ama görünüşe göre sadece bu kadarmış. Beni bu kadar uzun süredir bekletiyorsun!"

 

Arkdan çıkan herkesin adımları dururken ifadeleri hafifçe değişti.

 

Öfkelenmiş olan Ye Xinghan Yun Che'yi en kısa sürede öldürebilmek için Dört Hükümdar, On Beş Derebeyi ve Güneş Ay Kutsal Arkını beraberinde getirmişti. Bu Yun Che'ye herhangi bir tepki ve kaçma şansı tanımamak için yapılmıştı. Yol boyunca türlü türlü senaryoları düşünmüşlerdi... Güneş Ay İlahi Salonunun beklenmedik gelişi ile Yun Che'nin oracıkta korkudan aklını kaçıracağını veya belki de fare gibi kaçacağını düşünmüşlerdi... Veya belki de Asgard'ı bile çoktan tek etmiş olacaktı. Bu olursa da Asgard'ı yok edip onun çaresiz bakışını görmek adına Mavi Rüzgar Başkentine saldıracaklardı.

 

Ancak en vahşi hayallerinde bile gelir gelmez böyle bir manzara ile karşılaşacaklarını beklememişlerdi.. Sakin olan Yun Che onların gelişini bekliyor gibiydi. Onların geldiğini açıkça biliyordu... Ancak kaçmamıştı ve korku veya endişe de sergilemiyordu. Sesinde de gerginlik ve korku yoktu. Üstelik dudaklarını büküşü ile gözlerindeki bakış sanki yakalanmış avına bakan bir avcının sergilediği kibir ve alaycılık gibiydi!

 

'Avcılar' olarak Yun Che'nin bakışlarının karşısında anında sanki av haline geldiklerini hissetmişlerdi.




------------ÇEVİRMEN NOTU---------

 

Ye Xinghan neler diyecek? Yun Che neler yapacak? Hükümdarların tepkileri ne olacak? Merak mı ediyorsunuz? O zaman... Bekleyin, okuyun ve öğrenin ????

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr