Bölüm 684: İblis Kılıç Konferansı?
"Guying daha önce hiç korku hissetmedi çünkü bu dünya da Güneş Ay İlahi Salonumuza tehdit olabilecek bir şey yoktu. Ama o Yaşlı Adam Duotian'ın gücü sıradan şeyleri aşıp İlahi Aleme girmiş, tamamen farklı bir boyutta. Bizzat bizim Güneş Ay İlahi Salonumuzu yok etmenin elinin ters çevirmesi kadar kolay olduğunu söyledi... Ve salonumuzun bir Büyüğü olarak on bin yıllık mirasımızı korumak benim sorumluluğum olduğundan bunu hafife alamam."
"Yaşlı Adam Duotian dışında o Yun Che de benim kanımın donmasına neden oldu. Cennetsel Hükümdar'ın dönmesini beklerken tüm zamanımı Yun Che hakkında bilgi almak için harcadım. Ve bulduğum şeylere göre bu kişi aşırı kibirli ve boyun eğmez bir karakter. Üstelik en küçük düşmanlıkta bile intikam alıyor ve yöntemleri acımasız ve kısır şeyler. Onu gücendirenler veya onunla düşman olanların hepsi sefil sonları ile karşılaşmış kişiler. Geçmişte büyük İlahi Anka Tarikatının bölgesinde onların yüzlerine şiddetli bir tokat atmaya cüret etmekten bile kaçınmadı. Bu mizaç ile yeterli güce sahip olursa kesinlikle Genç Efendiden intikamını almak için gelecek ve bunu yaparken İlahi Salonumuza da felaket getirecek! Üstelik... Üstelik..."
Ye Guying derin bir nefes aldıktan sonra devam etti: "Cennetsel Hükümdar size yalan söylemiyorum. Onun öldürme niyetini bozmak istememesi Yaşlı Adam Duotian'ın bizi bırakma nedenlerinden sadece biri. Diğer... Ve daha önemli neden ise kendi öğrencisini azarlaması ve onun gücünü değil de kendi gücünü kullanarak sorunları çözmesi gerektiği yönünde öğütlemesi... Ve bizzat Yun Che'ye üç yıl sonra göğün altında rakipsiz olacağını ve altı yıl sonra ise Güneş Ay İlahi Salonumuzu ezecek güce sahip olacağını söyledi!!"
Ye Meixie, “…”
"Eğer bu sadece potansiyel bir tehdit olsaydı tamamen olgunlaşma şansı bulamadan onu temizlerdik. Ama arkasındaki kişi provoke etmeye cüret edemeyeceğimiz Yaşlı Adam Duotian. Yani sadece onun gelişimini izleyebiliriz. Onun akıl almaz hızlı gelişimi ile gerçekten birkaç senede göğün altında rakipsiz olması basit bir hayal değil! Buna ek olarak onun mizacı ve önceki davranışları da düşünüldüğünde salonumuza bir tehdit oluşturduğu... Kesinlikle hafifçe alamayacağımız bir şey!"
Ye Guying'in sözleri Ye Meixie'nin kirpiklerini hafifçe titretti ve kaşlarını daha da çatmasına neden oldu. Kısa sürre sonra aniden sakin bir ses tonu ile sordu: "Han'er bundan daha önce bana bahsetmişti. Üç sene önce kaynak arkınayken Yüce Okyanus Sarayının Yeşim yüzlü Şeytan Hükümdarı Ji Qianrou Yun Che'yi korumak için harekete geçmiş. Bu gerçekten oldu mu?"
"Gerçekten söylediğiniz şey doğru." Ye Guying başıyla onayladı. “Bu konuyu salonumuzun yarısından fazlası biliyor ve bunun nedeni Ye Xinghan İlahi Anka İmparatorluğundan döndüğünde günlerce öfkeli bir halde kalmıştı... Ve sövdüğü kişiler arasında Ji Qianrou da vardı.”
"Hm." Ye Meixie yavaşça konuşmadan önce sessizleşti: "Güneş doğmadan önce benim ismimi kullanarak Yüce Okyanus Sarayından Ulu Büyük Mo Chengeng'e ses iletimi yapın ve bir tane daha davetiye kartı göndererek Yun Che'yi de birkaç ay sonra yapılacak İblis Kılıç Konferansına katılması için davet etmesini isteyin! Ji Qianrou ve Yun Che aynı tarihe sahip olduklarından bu mesajı göndermek için en uygun kişi o olacaktır."
"İblis Kılıç Konferansı?" Ye Guying kafasını kaldırdı ve yüzü şüphe ile doldu ama bir anlığına düşündükten sonra konuştu: "Cennetsel Hükümdar'ın Yüce Okyanus Sarayını ziyaret etme nedeni İblis kılıç Konferansı ile ilgili meseleler miydi?"
"Aynen öyle." Ye Meixie konuşurken hafifçe kafasıyla onayladı.
"O iblis kılıç, yoksa..."
"Doğal Olarak Cennetsel Günah İlahi Kılıcı!" Ye Meixie cevaplarken soğukça burnundan soludu.
"Cennetsel Günah İlahi Kılıcı bin yıldır kayıptı ve bu sürede Üstün Okyanus Sarayının ellerinde miydi?” Ye Guying şok olmuş bir ifade ile sordu: "Bunun..."
"Hayır!" Ye Meixie soğuk, duygusuz sesi ile konuştu: "Yüce Okyanus Sarayı sadece İblis Kılıç Konferansını düzenliyor ama bu toplantıyı düzenleme önerisi Kudretli Cennetsel Kılıç Bölgesinden gelmiş."
"Ah, demek düşündüğüm gibi! Yani Kudretli Cennetsel kılıç Bölgesi yıllar önce Cennetsel Günah İlahi Kılıcını çaldıklarını kabul etti."
"Hmph!" Ye Meixie soğuk bir gülüş attı: "Gerçekten yaşlı tilki Xuanyuan Wentian'ın böyle bir şeyi kabul edeceğini bekliyor musun? Onun sözlerine göre bu kılıcı ıssız ve uzak bir yerde yakın zamanda bulmuş. Kılıcın Sonsuz Gece Kraliyet Ailesinin Cennetsel Günah İlahi Kılıcı olduğunu tanıdıktan sonra bu kılıcın sadece Kudretli Cennetsel Kılıç Bölgesinin tekelinde olmaması gerektiğini ve alemin kahramanları ile paylaşılması gerektiğini düşünmüş. Bu nedenle de bu İblis Kılıç Konferansını yapma önerisinde bulunmuş. Ve bunu dürüst şekilde yapmak ve bencil bir hırsı veya kötücül planlar olmadığını göstermek içinde konferansın Kudretli Cennetsel Kılıç Bölgesinde yapılması yerine başka bir kutsal bölgede yapılmasının uygun olduğunu söyleyip kılıcı bile Üstün Okyanus sarayına vermiş."
"Kudretli Cennetsel Kılıç Bölgesi bizi aptal yerine koyuyor!" Ye Guying kaşlarını çatıp konuştu: "Bin yıl önce dört kutsal bölge bir araya gelerek Sonsuz Gece Kraliyet Ailesini ortadan kaldırdı ama sadece bunu yaptıktan sonra Kudretli Cennetsel Kılıç Bölgesi tarafından kullanıldığımızı fark ettik! Sonsuz Gece Kraliyet Ailesi unutulurken Cennetsel Günah İlahi Kılıç da kayboldu. Büyük İhtimalle o çoktan Kudretli Cennetsel Kılıç Bölgesinin ellerine düşmüştü! Yani bu sözde 'İblis Kılıç Konferansı'nı düzenlemek açıkça Kudretli Cennetsel Kılıç Bölgesinin bin yıldır kılıcın sırlarını açığa çıkarmakta başarısız olduğunu bu nedenle gücümüzü kullanmaktan başka şansları olmadığını gösteriyor."
"Aynen dediğin gibi. Ama bu İblis Kılıç Konferansının arkasındaki numara herkesin dikkatini çekmek için yeterli." Ye Meixie devam ederken sesi de yumuşadı: "Xuanyuan Wentian bizzat Cennetsel Günah İlahi Kılıcının aşırı yüksek ihtimalle ilahiliği elde etmenin sırlarını barındırdığını söyledi!"
"Bu..." Ye Guying kısa süreliğine sersemledikten sonra kafasını salladı: "Bunlar sadece Xuanyuan Wentian tarafından söylenmiş ucuz sözler, bu kesinlikle mümkün değil! Aksi halde bu kılıcın koruyucusu Sonsuz Gece Kraliyet Ailesi nasıl yok olsun?!”
"İlahiliği elde etmenin sırrı… Her ne kadar Xuanyuan Wentian'ın bizi yemlemek için söylediği bir şey olduğu açık olsa da yüzlerce yıldır ilerleyemeden Egemen Kaynak Aleminde duran kişiler için cezbedici olduğu da gerçek. Üstelik..." Ye Meixie'nin ses tonu değişirken göz bebekleri karardı ve devam etti: "Boş sözler de olmayabilirler."
"Cennetsel Hükümdarın demek istediği..."
"Bin yıl önce Sonsuz Gecenin Kralının gücü Beş Kutsal Bölge Yöneticisi arasında en zayıfıydı. Ama o çıldırıp iblisleştiğinde, on dört saatlik şiddetli bir savaşın sonunda dört liderin bir araya getirdiği gücü ve kutsal bölgelerden gelen on yedi büyüğün yardımı ile onu yenmeyi başarabildik! Ve derisi yok olsa da ruhu kaybolmadı. Sadece bu da değil, o tamamen korundu ve oluşturabileceğimiz tüm kudretle bile onu yok edemedik. En sonunda büyük bir bedel ödeyerek onu bir ruh tabutuna mühürledik ve doğal olarak dağılmasına izin verdik."
"Bugüne kadar çılgına döndükten sonra Sonsuz Gecenin Kralının sergilediği güç hala kalbimi korku ile titretiyor. Bedeni ölse de ruhu Egemen Kaynak Alemini aşan ilahi bir güce sahipti. Ne zaman bunu düşünsem bu yeteneğin iblisleşmenin bir sonucu olarak kolayca yok edilemeyeceğine dair derin duygulara sahip olurum... Ve eğer birisi bunun Egemen Kaynak Alemini aşarak İlahi Kaynak Alemine yarım adım atmış birinin gücü olduğunu söylese bile bu mantık sınırlarını aşmaz."
"…" ye Guying bir şey söylemedi. Sonsuz Gece Kraliyet Ailesi ile yapılan şiddetli savaşta orada değildi ve orada olmaya nitelikli de değildi. Bu nedenle Ye Meixiei'nin sözlerini gerçekten anlayamıyordu.
Ye Meixie döndü ve devam etti: "İblis KIlıç Konferansına davet edilenler kılıcın arkasındaki sırrı çözme yeteneğine sahip kişiler. Kıtadaki en güçlü bireyler orada olacak. Yun Che'nin salonumuzdaki koruyucuları öldürme yeteneği düşünüldüğünde o da katılacak nitelikler sahip. Onun mizacı ile en güçlülerin katılacağı bu toplantıya gelmeyi reddedeceğini düşünmüyorum. Ve o zaman..."
Ye Meixie devam etmedi ve Güneş Ay Toteminin parlaklığına rağmen göz bebekleri ışık belirtisi içermeyecek kadar karanlıktı. Ye Guying oturduğu yerden kalktı ve saygılı bir şekilde cevapladı: "Cennetsel Hükümdarın emirlerine uyacağım."
"Gidebilirsin... Han'er’e beni görmesini söyleyin."
"Emredersiniz." Ye Guying sessizce ayrılmadan önce iki adım geri çekildi.
Aynı anda: Mavi Rügar Ülkesi, Uçan Bulut Şehri.
Yun Che'yi biri ölümüne dövse bile rastgele düşündüğü 'Duotian' isinin aslında gerçek birine ait olacağını düşünmezdi! Ve bu isim on bin yıl öcne yaşayan yeryüzünü ve gökyüzünü sarsacak güce sahip mistik birinin ismiydi.
Üstelik bu planında kusura yol açmak yerine caydırıcılığını katlayarak arttırmıştı!
Öyle ki Ye Meixie bile ona karışmayın diye bizzat emir vermişti.
Ayrıca İblis Kılıç Konferansına davet edilme fırsatı da oluşturmuştu.
(Ç.N: Bu konferans turnuva gibi bir şey değil. Öyle düşünmeyin yani boşa^^ )
O anda Yun Che bu olanlardan habersiz bir şekilde dışarı uçmuş ve şehrin doğu bölgesine gelmişti. Yüzlerce metre yukarıda süzülürken soğukça aşağıya bakmıştı.
İki yüz bin Anka askeri aşağıdaki alanda yayılmışlardı. Onlar on, yüz ve bin kişilik bölüklere ayrılmıştı. Yaptıkları tüm hareketler zemini sarsıyordu ve sürekli her yerden gürleme sesleri duyuluyordu.
Xiao Lingxi ordu geldikten sonra şehre girmediklerini söylemişti. Gelişlerinin ikinci gününden itibaren bu hareketleri sürdürmüşlerdi... Bu sesler neredeyse altı aydır devam ediyordu. Şehirdeki insanların çoğu ordunun askerlerini bu yerde eğittiğini düşünüyordu.
Ama Yun Che doğal olarak ordularını gerçekten eğittiklerine inanacak kadar saf değildi.... Çünkü yenilmez Anka ordusun böyle gülünç bir yöntem ile eğitilmesine imkan yoktu.
Ama onları uzun süre gözlemlese de onların ne yapmaya çalıştığını anlayamamıştı... Kırık ve zarar görmüş zemin açıkça defalarca ters dönmüştü. Hareketler, mesafe ve sıklık tamamen tekdüze şekildeydi ve bu hareketlerin yarım yıldır 'eğitim' için yapıldığını açıklar nitelikteydi.
"Jasmine, onların ne yaptığını görebiliyor musun?" Yun Che kaşlarını çatarken sordu.
"Hmph, iş bu şeylere gelince bana sorman mı gerekiyor?" Jasmine kızgın şekilde cevapladı.
Yun Che'nşin ağzı eğrik bir açı oluşturdu ve 'Gizli Akış Yıldırımı'nı etkinleştirerek varlığını tamamen gizledi. Ardından sessizce indi ve kendisini ordunun kamp yaptığı bölgenin kenarında sakladı.
Çok geçmeden bir ilahi Anka ordusu askeri 'eğitim yerinden' ayrıldı ve Yun Che'nin saklandığı yere doğru yavaşça ilerlerken belinin çevresindeki zırhı gevşetip anlamsız bir şeyler mırıldandı. Uzun bir kayanın arkasında 'müsait' bir noktaya ulaştığında havada bir el parladı ve onun boğazına kitlendi.
Asker boynunun binlerce kilo ağırlığında demir bir kıskaç tarafından yakalandığını hissederken gözleri dışarı doğru çıktı ve kan damarlarının bazılar patladı. Tek bir ses bile şok ve dehşet nedeniyle çıkaramadı. Yun Che soğukça ona baktı ve kolunda kaynak ışığı parladı. Kaynak Kulpu anında askerin zihinsel savunmasını delip ruhuna işledi. Bunun ardından hatırları Yun Che'nin zihnine aktı.
Anında Yun Che kaynak kulpunu geri çekti ve elini sallayarak askeri yere attı. Askerin gözleri genişçe açıktı ama artık nefes almıordu.
Yun Che onun hatıralarını emdikten sonra şüpheleri temizlenmemiş ve kaşları daha da çatılmıştı. Çünkü askerden aldığı bilgilere göre bu yerde özel bir tür eğitim yapılacağına dair emirleri içeriyordu.
Bu eğitimin içeriği tüm enerjisini toplayıp zemine vurmaktı. Ne kadar yüksek sesle olursa ve ne kadar ağır olursa o kadar iyi oluyordu... Eğer biri bu eğitimi boşlarken yakalanırsa ağır cezalar alıyordu ve cezalar askerin oracıkta infaz edilmesine neden olacak kadar ağırdı.
Ancak Yun Che tamamen eli boş kalmamıştı. En azından artık bir kişinin ismini ve normalde nerede olduğunu öğrenmişti.
Feng Huwei iki yüz bin kişilik ordunun büyük komutanı olan, İlahi Anka İmparatorluğunun ünlü ve parlak Büyük Generali Hueri. O anka soyuna sahip ve aynı zamanda İlahi Anka Tarikatına ait biriydi.
En önemli şey ise ordu Uçan Bulut Şehrine geldiğinde Xiao Lingxi'yi ele geçirmeye çalışan oydu! Eğer Fen Juechen'in yardımı olmasaydı sonuçları düşünülemez olacaktı.
Yun Che'nin bakışları güney doğuya doğru atıldı... Orası Feng Huwei'nin büyük çadırının olduğu yerdi! Anında çıplak gözle zorlukla görülebilecek ardıl bir görüntüye dönüştü ve oraya doğru gitti. Gözlerinde buz gibi soğuk bir öldürme niyeti dalgalanıyordu.
-----------ÇEVİRMEN NOTU-------
Ve böylece bir toplu daha bitti. Eller pert hava çok soğuk. Bu hava neden bu kadar soğuk la her tuşa bastığımda parmaklarım yanıyor resmen...
Yun Che ne yapacak? Neler öğrenecek? Kılıç Konferansında neler yaşanacak? Kimler katılacak? Merak mı ediyorsunuz? O zaman... Bekleyin, okuyun ve öğrenin D:
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..