Bölüm 6 | Maximum güç

avatar
500 4

Apathe - Düşmüş Tanrı - Bölüm 6 | Maximum güç


“Statü penceresi”

Oyuncu : Apathe      Irk: ???          Durum :Mutlu      Seviye: 1

Güç : 99

Mana : 11

Çeviklik : 99

Sağlık : 22

Algı : 10

Karizma : 21

Pasif Yetenekler

??? : Max. Level

Aktif Yetenekler

???: Max. Level

Uzun süren döngüden sonra nihayetinde gücünü ve çevikliğini sınırlarına kadar çıkarmıştı. Daha fazlasını yapmak istiyordu ama nedense ne kadar koşarsa koşsun veya ne yaparsa yapsın 99 üst limitini aşamıyordu. En sonunda bu kadarının yeterli olacağına kanaat getirdi. Bu sefer hiç ağırlık kaldırma taktiği ile falan uğraşmadan dümdüz orka saldırdı ve orku birkaç vuruştu öldürdü.

[ Oyuncu “Apathe”, “Güçlü Orku” öldürerek (E-Düzey Zorluk) testini tamamlamıştır.]

[ Oyuncu “Apathe” +5 serbest istatistik puanı kazanmıştır.]

[ Oyuncu “Apathe” Dünya Gezenine gönderilecektir.]

[ Oyuncu “Apathe” dışarı çıkmak için yeterli gereksinimleri karşılamamaktadır.]

[ Oyuncu “Apathe” dinlenme süresi için bekleme odasına gönderiliyor.]

Uzun bir süre sonra yeniden aynı odaya gelmişti. Sevinse mi üzülse mi bilmiyordu.

[ Oyuncu “Apathe” dışarı çıkmak için yeterli gereksinimleri karşılamamaktadır.]

[ Oyuncu “Apathe” nin karşılaştırmasının zorluk düzeyi bir üst düzeye geçirilecektir.]

[ Oyuncu “Apathe” (D-Düzey Zorluk) testine girecektir.]

[Sonraki karşılaşma için bekleme süresi 01:00:00. Lütfen hazırlanın.]

Bu duruma artık alışmıştı. O yüzden gerginlik hissi yavaş yavaş geçiyordu.

“ Serbest istatistik puanlarımı gücümü yükseltmek için kullanmak istiyorum.”

[ Gücü 5 puan değerinde yükseltmek istediğinize emin misiniz ? ]

“Evet.”

[ Hata : Oyuncu “Apathe” nin gücü daha fazla arttırılamaz.]

‘Böyle diyeceğini biliyordum…’

Sınırlarına ulaşmıştı. Dolayısıyla artık daha fazla arttırmasının mümkün olmadığını hissediyordu.

Daha bir saati vardı , dolayısıyla yapabilecek bir şeyler düşünmesi gerekiyordu. Bir saat boyunca odada boş duvara bakamazdı değil mi ? Bunun üzerine odaya zarar verip veremeyeceğini merak etmeye başladı. İlk önce duvara tüm gücüyle yumruk attı.

*Pat

Ancak duvarda hiçbir iz belirmemişti. Aksine birkaç kemiğinin kırıldığını hissedebiliyordu.

Şaşırtıcı bir şekilde kemikleri beş saniyeden daha kısa bir süre içinde iyileşti ve eski haline geri döndü.

Charles bunun bekleme odasının bir özelliği olduğuna kanaat getirdi çünkü süper iyileşme gibi bir yeteneği yoktu. Olsaydı daha önce bunu fark edebilirdi değil mi ? Sonrasında 360 derece görüş alanında duvarlardan başka olan tek eşyaya yöneldi.

Yatağa.

Tüm gücüyle yatağın bazasını yandan destekleyen tahtaya – daha doğrusu tahta benzeri maddeye – tekme attı. Bunun üzerine tahtanın üzerinde ufak bir çatlak meydana geldi. Ancak beklentilerinin aksine yatakta oluşan hasar otomatik olarak yenilenmedi.

Bunun üzerine Charles’ın vardığı yargı düzeltme işlevinin sadece ‘oyuncular’ üzerinde işe yaradığı yönündeydi.

Daha beş dakika geçmemişti ki odada yapabileceği hiçbir şey kalmamıştı. Bunun üzerine içine bir can sıkıntısı çöktü. Şuan o canavarlarla savaşmanın bu odada bulunmaktan daha eğlenceli olduğunu düşünmeye başlamıştı. Çaresiz bir şekilde yatağa uzandı ve dinlenmeye çalıştı ancak hiçbir yorgunluk hissetmiyordu.

‘Galiba bu da odanın işlevlerinden birisi…’

Sıkıcı bir bekleme süresinin ardından beklediği mesaj nihayet ortaya çıkmıştı.

[ Dinlenme süresi dolmuştur.]

[ Test alanına gönderiliyorsunuz. Lütfen bekleyin. ]

[ (D-Düzey Zorluk) olarak rakibiniz “Zırhlı Kertenkele” olarak belirlendi. Lütfen “Zırhlı Kertenkeleyi” öldürün. ]

Gözlerinin tekrar görme işlevi kazanmasının ardından bu sefer bataklık gibi bir yerdeydi.

Etrafına daha dikkatli baktığında bulanık yeşil renginde ağaç gövdelerinden uzanan çok fazla sayıda kurumuş dallara sahip sık ağaçlardan oluşan ve hemen ortasında geniş bir göle benzeyen bir bataklığa sahip bir ormanda olduğunu fark etti.

Ortam çok boğucuydu , sanki lanetli bir yere gelmişti.

Aksi gibi bir de ışınlandığı yer bataklıktı. Kıyıya yaklaşık olarak 20 metre kadar bir uzaklığı vardı.

‘Sanırım önce kıyıya çıkarsam daha iyi olur.’

Kıyıya doğru yürümeye başladı ama attığı her adımda biraz daha dibe girdiğini fark ediyordu. Öyleyse şimdi ne yapmalıydı ? Eğer burada boğularak ölürse korktuğu döngünün gerçekleşmesi işten bile değildi.

Kendisini yukarı doğru itmeye çalıştı ama bu daha fazla derine batmasına sebep oldu. Artık bacakları tamamen batmıştı. Bunun üzerine çaresizce beklemeye başladı.

Garip bir şekilde herhangi bir harekette bulunmadığı sürece bataklığa batmıyordu. Normalde hareket etmediği zaman bile yavaş yavaş batması gerekirdi değil mi ? Ama bu durumdan rahatsız olacak bir halde değildi. Aksine bu durum ona avantaj sağlıyordu. Hala kıyıya 10 metre kadar bir uzaklığı vardı o yüzden normal şekilde çıkmaya çalışırsa başarılı olamayacağı kesindi.

Charles etrafını gözlemeye ve bir çıkış yolu düşünmeye başladı. Kıyı tarafında herhangi bir çözüm yolu yok gibi görünüyordu o yüzden bataklığın merkezine doğru bakmaya başladı. Belki oradan bir şeyler bu tarafa sürüklenirse bir şekilde ondan destek alabilirdi.

Ancak bataklığın merkezine bakmaya başladıktan kısa bir süre geçmişti ki bir ürperti hissetti. Aceleyle yüzünü kıyıya çevirdi ve orada onu bekleyen bir yaratık gördü. Bu yaratık 2 metre boyundaydı ve iki ayağı üzerinde duruyordu.

Derisi ağaçlarda olduğu gibi bulanık yeşil rengindeydi ve gözleri sarı renkle parlıyordu. Gözlerini kapatıp açtığında göz kapaklarının insanların aksine yukarıdan ve aşağıdan birleşmediği , sağdan ve soldan birleştiği görülebiliyordu.

Elinde kendisinden daha uzun bir mızrak tutuyordu. Mızrağın sapı olan tahta kısım belli ki ağaç dallarından elde edilmişti çünkü düzgün bir yüzeye sahip değildi. Bıçak olarak kullanılan ucu ise parlak bir metalden oluşmuştu ancak oldukça çıkıntılıydı. Normal mızrakların aksine delerek zarar vermektense parçalayarak daha fazla acı çektirmeye odaklanıyor gibiydi.

‘Hepiniz sadist misin a*k !!’






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46917 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr