İlk soru: Kendini tanıtır mısın? Seni bu kadar heyecanlı yapan şey nedir?

Yazar: Ben Fahrettin Yiğit E** (soyadım belli olmasın qweqweqe) 17 yaşında, Sakarya'da yaşayan, 1,90 boyunda,120+ kilolu, anime izleyen, derslerine çalışmak istese de çok çalışamayan, arada bir de şiir yazan bir insanım. Kitap yazma işine beni iten Re Zero olsa da beni heyecanlandıran şey ise Harry Potter'ın yazarının hikayesi. Harry Potter hayranı değilim. Hiçbir kitabını okumadım ve filmlerini doğru düzgün izleyemedim. Elbette herkes bu kadar dipte iken yükselemez. Fakat bir kişi bile okuduğunda bana edeceğini teşekkür için çalışıyorum.

Yazma işine Sıfırıncı Dünya ile başladım. Hala bir kenarda durur. Sonra "Neden tüm farklılıkları kullanabileceğim bir şey yazmıyorum?" dedim ve şu anki serime yani Gizli Prensesin Maceraları'na başladım.

İkinci soru: Roman yazmak zor ve emek gerektiren bir iş, yapmak için motive olmak elzem bir konu. Peki seni motive eden şey nedir? Neden tüketici değil de üreticisin?

Yazar: Öhm... Elbette. Öncelikle bu iş aşırı kolay sanıyordum. Komposizyonun biraz daha uzunu diyordum. Fakat neye bulaştığımdan haberim yoktu. Sıfırıncı Dünya'yı telefonla yazdığım zamanlarda hatalarımı görmezdim. Şimdi okuyunca gerçekten amatörce geliyor. Fakat ilerledikçe daha az hatam olduğunu gördüm.

Yani gelişiyordum.

Dediğim gibi buradaki en büyük motive kaynağım az sayıdaki insan. Hayatımda belki hiç popüler olmayacağım fakat bu kitaba bakan bir iki kişinin seni hatırlayacak olması güzel bir his. İnsanlara dokunmak gibi bir tabir açıklayabilir. Neden mi üreticiyim? Çünkü hayatta sürekli bir şeyleri tüketiyoruz ve en azından bir şey üretmemiz gerektiğini düşünüyorum.

Üçüncü soru: Epik Novel'de yazılan bir çok serini ana karakteri erkek. Aynı zaman da oranlara bakılırsa, erkeklerin yazdıkları romanların ana karakterleri genellikle erkek olur. Peki, romanının ana karakteri neden kadın? Bunun arkasında bir sebep var mı?

Yazar: Güzel soru. Öncelikle son yıllardaki kadın cinayetleri sinirimi bozuyor ve hala haberleri bu yüzden sevmiyorum. Üstelik bizim ülkemizin kadınları seçme ve seçilme hakkını vs. kendi haklarını diğer ülkelere göre çok daha önce elde etmiş bir ülke. Sonra şu soruyu sordum? "Neden kadınlar? Erkeklere böyle yapsalar ne olur?" diye düşündüm. Hala bir cevap bulamadım. Fakat kadınlar her şeyi yapacak güçtedirler. Tıpkı bir "prenses" gibi birini beklemek yerine tıpkı size bir yoldaş, "hayat" dediğimiz kavramı sevmemizi sağlamalı. Belki de bu yüzden ana karakteri bir prenses olarak belirledim. Kavramlara, mesleklere, cinsiyetlere takılmamalıyız. Okuduğunuz kitap size zevk veriyorsa bu kavramların fazla önemi yok. Ortaya çıkan şey "kişilik" olmalı. Neden "kadın" olmamalı. Yine de kadınların kitaplarda biraz daha öne çıkması gerektiğini düşünüyorum.

Dördüncü soru: Oldukça güzel bir nedeni var. Türk Novel'leri arasına böyle güzel bir sebeple, güzel bir seri sokmayı başardığın için öncelikle tebrik, ardından teşekkür etmek isterim. Elizabeth ilginç bir karakter ve kitabın görmeye alışık olmadığımız şekilde 4. Duvarı aşıyor. Karakteri yaratırken ve kitabın konusunu belirlerken esinlendiğin bir şahıs, kitap veyahut olay var mı?

Yazar:  Aaa bu spoiler olacak fakat bunu açıklamak zorundayım. Bu yalnızca ilk bölümlerde geçerli bir illüzyon. GPM'de ilk kez birinci şahıstan yazıyorum fakat bildiğim bir şey varsa o da kendi varlığımı hissettirmemek olmalı. Bu yüzden ilk başlarda Elizabeth'in "yazar" deyip dalga geçtiği birisi aslında başka birisi ve kendisi ara sıra konuşup Elizabeth'in sinirlerini bozuyor. Bunu kasten yaptım ve seri ilk bölümlerdeki gibi değil. Size "Neden tüm farklılıkları kullanabileceğim bir şey yazmıyorum?" demiştim. Bu kitap deneysel bir kitap. Yapabileceğim şeyleri yapıp ve çıkarıp akışkan bir anlatım sağlamaya çalışıyorum. Hala çaylağım fakat elimden geleni yapıyorum.

Beşinci soru: Serinin geleceği hakkında bilgi alabilir miyiz? Tahmini olarak ne kadar sürecek? Devam etmek konusunda kararlı mısın?

Yazar: Gelecekte ilerleyebildiğim kadar ilerlemek istiyorum. Ne kadar sürecek onu da bilemiyorum. Devam ediyoruz bir şekilde. Bunlara bağlı olarak buraya da yavaştan bir "lore" kurma hazırlığı yapıyorum. Bizim gerçekliğimizin içinde başka şeylerin geçerli olduğu bir "lore" pek gözükmüyor. Tıpkı maskeli süper kahramanlar gibi bir şey. Ben de tam anlamıyla tanımlayamıyorum. Devam etmede de kararlıyım fakat ufak aralar verebilirim.

Son olarak: Roman yazmak isteyen birisine verebileceğin tavsiye veya uyarı var mı? (Şuraya dikkat edin gibisinden.)

Yazar: Hmm... Yine güzel bir soru. Tavsiyem kitap okuyun okuyun okuyun. Gerçekten faydasını görürsünüz. Çünkü ben gördüm ve görmeye devam ediyorum. Uyarım ise bir anda büyük şeyler yazmayın. Basit ve kısa hikayelerle başlayın ve hayal gücünüzü kullanabilmek için de şiir yazın. Şimdilik bu kadar. Tontiş bir dede olacak kadar yaşamayı Allah nasip ederse size daha fazla nasihat edebilirim.

***

Siftahı GPM ile açtık. Daha bir çok seri gelecektir elbette. Bu arada bölüme bot atan arkadaş. Solgun Taht’a birkaç milyon tane sallasana. Böyle yapınca bir şey kazanmıyorum ki, yapacaksan adam akıllı yap yav. Bir ATG bekliyorum J