Aaric yeni kıyafet almaya gittiği terziye bu sefer okul kıyafetlerini almak için gitmişti. Annesi ona kese içinde okul harcamaları için fena sayılmayacak miktarda para bırakmıştı. Elinde, içi üç farklı takım kıyafet ile dolu büyük çantayla önünü zar zor görüyor, merdivenleri körlemesine çıkmaya çalışıyordu. Torbayı odasına koyduktan sonra salondaki masada hesap yapmaya başladı. Kıyafetler tahmin ettiğinden daha fazla tutmuştu.
“Annem 3 aylık kirayı peşin ödedi o yüzden bu ay kira derdim yok. Mutfağa gitmeden önce 1 haftalık yiyecek almış idareli yersem beni 2 hafta götürür, üst katın temizlik malzemeleri için şu kadar para ayırırsam 5 gün sonra da okulun ilk günü olacak ve her gün at arabasıyla gidersem para suyunu çeker o yüzden sadece ilk günü kullansam....”
Giderlerine 1 saat boyunca vakit ayırdıktan sonra net bir sonuca vardı. Eğer az yer ve akşamları yürüyerek evine dönerse tüm para ona yetmeli hatta biraz gümüş bozukluk artmalıydı. Üzüldüğü yönlerse alkol veya çörek alamayacak olmasıydı. Yoksa cebinde bakır bozukluk bile kalmaz etrafta aç gezerdi. Tabi tekrardan o rulet oynatan kalpazanı kazıklamazsa.
“ Şimdi temizlik malzemesi almam lazım, umarım 5 günde bitirebilirim. “
Evden çıkmadan bacağına annesinin yaptığı kremden bir miktar sürdü. İşe yaramasını ummaktan başka şansı yoktu yoksa temizlik imkanı yok annesi gelmeden önce bitmezdi. Pazar alanından sabun ve güçlü bir leke çıkarıcı olan yeşil dut yaprağı özünü 4 gümüş 10 bakıra yaşlı bir kadından almıştı. İkisi de ucuz ve kolay bulunan şeylerdi ve rastgele dükkanların birinde bulması zor olmadı.
Canını sıkan tek şey bunları satan kadın onu temizlik yaparken malzemeleri karıştırmaması konusunda uyarısı olmuştu. Eğer karıştıracak olursa zehirli gaz çıkar ve zehirlenebilirdi. Aaric kadının dediklerini çok takmadan tekrar evine döndü. Yol boyunca dikkat etti. Sürdüğü krem ağrısını kaldırmıyor hafifletiyordu. Bacağını artık kılıçla bölmüyorlar da ufak bir çakıyla dürtüyorlardı ama ağrıyı hala net hissedebiliyordu oradaydı. Lanet gibi peşini bırakmama konusunda ısrarcıydı.
Evinden 3 kova su aldıktan sonra üst katın kapısını açtı. Annesiyle geldiğinde çok dikkatini çekmemişti fakat daha kapıyı açar açmaz yoğun fare dışkısı ile küf kokusu yüzüne vurmuştu. 5 günde temizliği bitirme hayalleri suya düşmek üzereydi. Daha fazla vakit kaybetmeden eline geçen ilk tahta kılıcı kumaş bezle silmeye başladı. 3 saat kadar aralıksız temizlik yaptıktan sonra dinlenirken o yaşlı kadının dedikleri aklına geldi.
“ İkisini ayrı kullan yoksa zehirlenirsin demişti demi o ?“
Üst katta kılıçların, kuklaların ve ismini bilmediği diğer düzeneklerin temizliğini bitirmişti. Yorgunluktan dolayı gördüğü ilk sandalyenin tekine kendini bırakmıştı. Yaklaşık otuz tane kadar kukla ve kılıcın leke ile tozlarını çıkartırken aşırı yorulmuştu. Sabun, toz ve basit lekeleri alıyordu ama kan lekesi, fare pisliği gibi şeyler için yeşil dut özü lazımdı. Yeşil dut özü de oldukça yoğun ve bir türlü diğer maddelere yapışmayan tuhaf jelimsi bir şeydi.
Yani temizlenmesi için iyice çitilemesi gerekiyordu ve bu oldukça yorucuydu. Eğer ikisinin de özelliklerini aynı anda kullanabilirse temizlik okul açılmadan önce biter, bu sayede Aaric sadece okuluna odaklanabilirdi.
Yerinden doğruldu ve bir metre kadar uzaktaki kovaya yeşil dut özü ile ufaladığı kalıp sabunu boca etti. İki madde temas ettiklerinde tuhaf sesler çıkartsalar da duman yoktu. Duman çıkar diye beklese de sesler dahi kesilince kendine bunları satan kadına kızdı ona yalan söylemişti. Belki de bunu komik bir şaka olarak algılamıştı !!!
“O aptal kadın ne anlar temizlikten, duman çıkarmış hani nerede?”
Keyifli keyifli işini yapmaya geri döndü. Bu hızını korursa annesinin gelmesinden önce burayı oldukça iyi bir şekilde temizleyebilirdi. En azından neden temizlemedin diye azar işitmez, okul açılınca da temizlik gibi basit ama can sıkıcı işlere odaklanmak zorunda kalmazdı.
-----------------------------------------------------------------
“Offf so-nun-daaaa“
Koltuğa elinde meyve likörüyle gömülmüş, ayaklarını masaya komple uzatmış yayıla yayıla dışarıyı, güneşin batmasını izliyordu. Yukarıyı neredeyse halletmişti sadece bazı ölü sıçanlar, hamam böcekleri ve ufak pislikler kalmıştı. Cebinden okulun mektubunu çıkardı, okul yarın sabah 09.00 da açılış töreni ile başlayacaktı. Ona yolladıkları mektupta okulda giyeceğini söyledikleri 3 takım vardı: biri komple beyazdı yazın tören gibi önemli zamanlarda giymek içindi. Diğeri ise şapkalı, oldukça havalı ve kesinlikle Aaric'in favorisi olan siyah takımdı. Onu kışın tören ziyaretleri gibi zamanlarda giyeceklerdi. Son olarakta kahverengi takım vardı. Bu takım normal zamanlarda giydikleri bir takımdı. Aralarından en rahatıydı ama aynı zamanda en kötü görüneniydi. Hepsinin de sağ kolunda kırmızı renkte I (1) işareti haricinde beyaz takımda beyaz ayakkabı şartı koşmuşlardı.
“Umarım o takımlar içinde iyi görünürüm. Lanet okul daha başlamadan bile tonla para harcattın bana! Hadi beni geçtim parası olmayan öğrenciler ne yapacak? Mesela Lucy, bunları nasıl karşılayacak ki?“
Kendisi annesinin bahsetmekten kaçındığı “işi” sayesinde iyi paralar kazandığı oluyordu ama Lucy’nın böyle bir birikimleri olmadığına adı gibi emindi ve ailesinin kazandığı para... Bahsetmeye bile değmez. Okulun çözümü git satın al demekten ileriye geçemiyorsa bu 6 sene onsuz hiç iyi olmayacaktı.
Not: Önceki bölümlere gelen ufak düzenleme ve sınavlarımın olması nedeniyle bölümler biraz gecikecek ve gördüğünüz üzere daha kısa olacak.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..