8.Bölüm Başkent (2)

avatar
821 2

Beyaz Yazgı - 8.Bölüm Başkent (2)


Daha önce çok da dikkatini vermemişti fakat burası keskin ekmek ile ballı çikolatalı çöreklerin kokusuyla, şekerin mayhoşluğu altındaydı. Adımlarını daha da hızlandırdı, karnında bir ordu isyanına benzer seslerle, ufak fırına, kapıyı açarken bile yavaşlamadan resmen tek adımda hızlıca daldı.


" Merhabalar, 1 gümüşe ne kadar ballı şekerli çörek oluyorsa o kadar çörek istiyorum." Ufak tahta tezgahın arkasında para sayan adamın dikkatini; içeriye giren çocuk dağıtmıştı. Kafasını kaldırıp iki kere baştan aşağı Aaric’i süzdü: saçları ve yüzü temizdi, kaliteli kıyafetler giyiyordu...


" Ah, bu arada ben üst katınıza taşınan yeni ailenin çocuğuyum Adım: Aaric, Aaric Bell"


Elini uzatarak; şişman, alnı ter ile dolu, uzun kollu, dar omuzlu, tahminen 30'larında olan bu adamla el sıkıştı.


" 1 gümüşe 2 çörek alabilirsin ama madem yeni taşınan komşumuzun çocuğusun fazladan 1 tane bizden olsun evlat. Ben de Charles, tanıştığımıza memmun oldum." Alnındaki teri elinin tersiyle silerek gülümsedi. Tezgahın altından kağıt kese çıkartıp sohbete devam etti.


" Buralara nereden geldiniz peki ? " Aaric için ufak keseye 3 tane dumanı üstünde çörek koyarken konuşmasını kesmedi. Onun, zengin tüccarların metresinin çocuğu olduğunu tahmin ediyordu.


"Şeyyy, aslında taşradan buraya taşındık. Yol yaklaşık 6 aylık mesafede ve köyüm, yerel haritaların çoğunda gösterilmez bile." Aaric'in dediği doğruydu, at arabasıyla gelseler en erken 6 ya da 7 ay sürerdi ama annesi kendilerini ve eşyalarını şehre 1 günlük mesafeye sahip bir kasabaya ışınlayarak bu yolculuğu oldukça kısaltmayı başarmıştı. Belki annesini onu bu konuda uyarmamıştı ama daha yeni taşındığı birine bunları anlatamazdı.


 


 


 


--------------------------------------


 




 




"Al anne aşağıdaki fırından ballı çörek, senin için ayırdım." Bianca evin tüm temizliğini bitirmiş koltukta ayaklarını masaya uzatmış çay içip dinlenirken çöreği aldı. Aaric de hemen annesinin yanına oturdu.


" Aşağıdaki fırıncı oldukça iyi bir insan. Onunla tanıştım, pazar alanını defalarca turladım sonra gördüğün üzere kendime yeni bir takım kıyafet aldım oldukça güzel değil mi ? " Çayı bitene kadar Aaric’in günlük macerasını dinledi başkent hakkında onun da bilgisi olağanüstü değildi.


" Güzel, burayı sevmen hoşuma gitti. Korktuğum olmamış, iyi uyum sağlamışsın. Lucy'e takıntılı kalıp içine kapanmandan korkuyordum ama anlaşılan bu olmayacak. Şimdi gel benimle bakalım, seninle üst kata çıkalım." Çöreğinin son kısmını ağzına atıp boş çay bardağını da masaya bıraktı.


" Tamamdır geliyorum." Lucy hakkında dedikleri biraz canını sıksa da görmezden gelmeyi öğrenmeye başlıyordu. Şimdi çatı katı benzeri bir yere çıkmışlardı. Burası tahta kuklalar ile kılıçlara; evlerinin altında gördüğü o taş kapıya sahipti ve kesinlikle fare leşi ile pislik içindeydi.


" Sana burada, kendini fiziksel olarak savunmayı; taş kapının ardında ise düşmüş melekler hakkında ayin ve anlaşma yapmayı öğreteceğim. Aldığın savunma eğitimi ile okulda kendini ezdirmeyeceksin. Bu taş kapıyı ise biliyorsun, odayı da buraya taşıdım artık düşmüş meleklerle nasıl anlaşma yapılır, onlar nasıl tespit edilir, anlaşma bozma ve daha niceleri... Bunlar hakkında da seni eğiteceğim."


Bianca kendini kaptırmış Aaric’e;  bi’ dövüş teknikleri bi’ düşmüş melekler hakkında kabaca bilgiler veriyordu onu kendisinin bir kopyası varisi yapacaktı.


" Ha bu arada yarından itibaren 1 aylığına yokum, paramız azaldı, para bulmam gerekecek. Sana okul ve günlük ihtiyaçların için biraz para bırakacağım, düzgün harcarsan aç kalmazsın. Bu kata gelince; ilk eğitimin burayı temizlemek. Aşağı kattaki gibi olacak; fare ve böceklerden arınmış, tozları gitmiş, anladın mı ? "


Aaric’in galiba annesinin böyle sık sık ortalıktan yok olmasına da alışması gerekecekti. Onu seviyordu ve daha önce hiç bir zaman ondan 1 aylığına kadar ayrı kalmamıştı ve evde tek başına koca katı kendi temizleme fikri hoş değildi.


" 1 ay çok uzun ama 1 hafta içinde dönsen?  Hatta 3 gün nasıl?” Suratına biraz acınma ifadesiyle, belki diyerekten şansını denemişti. Buraya yabancıydı ve yanında birini istiyordu


" Aaric çocuğum endişelenme eğer işler beklediğim gibi giderse zaten 2 hafta içinde döneceğim sadece geç kalırsam endişelenme diye süreyi uzun tutuyorum. "


Bianca cidden Aarice acımıştı ama bu durum bildiği en hızlı para kazanma yoluydu aynı zamanda becerikli olduğu tek işti.


Aaric daha fazla İtiraz etmedi. Para; okulu ve başkentte yaşamak için lazımdı kaldıkları evin aylık kirası bile 3 altın 50 gümüştü. Normalde bu miktarla köyde 7-8 ay her gün et yiyerek geçinebilirlerdi hayat burada, taşradaki gibi değildi. Üst katın kapısını kilitleyip aşağıya indiler. Bianca Aaric’e de bir anahtar verdi. Aaric anahtarı çok önemsemeden masaya koydu. Bacağını eliyle işaret ederek annesine döndü en azından bacağındaki sorunu çözmek istiyordu.


" Bacağım anne, gitmeden önce iyileştirebilir misin peki ? "


Bu okula gitme nedenlerinden biri olan bacağı için tedaviyi artık annesi de yapabilirdi, sonuçta o da neredeyse şifacıyım demişti. Okulda artık tedavisi ile uğraşması gerekmezdi.


" Şu anlık hayır. Bacağını eskisi gibi yapmak benim için 2 günümü alır, hayır hatta 3 günümü. Ne yazık ki şuan o kadar zamanım yok."


Bu durum Aaric’den çok Bianca’nın canını sıkıyordu, çocuğu sakat kalmıştı ve onu eski haline çeviremiyordu. Cebinden, biraz sinirle bir kutu krem çıkarttı.


" Bu kremi al, her ağrıdığında sür ağrısını kısa süreliğine geçirir."


Avuç içi boyundaki bu krem: Felç bırakan zehir etkisine sahip bir sarmaşığın zehrini, su ile seyreltilerek biraz da haşhaş sütü katılarak oluşturulmuş oldukça basit bir kremdi, tabi içinde büyü gücü ve başka ufak ufak öz ile esanslar da barındırıyordu.


" Teşekkür ederim anne. Bacağımın iyileştirmeyi sen gelinceye kadar bekleyeyim mi yoksa okulda halledebilirsem halledeyim mi ? " Bunları derken kremi açıp koklamayı hatta tatmayı denedi.


" Fark etmez, yalnız hocalardan birine tedavi olabilirsen iyi olur. Üst sınıflarından sakın bunu yapmalarını isteme, paranı alırlar üstüne bi’ de seni iyileştirmezler." Sert bir tonda Aaric’i uyardı, sadece hocalardan yardım alacaktı az ve zor kazanılan paralarını sağ sola atmaya niyeti yoktu. Kendisi okulunda büyücülük eğitimi alırken 1 altın para için birbirlerini bilerek sakat bırakacak iksirler ve zehirler yapan büyücüleri yeterince görmüştü.














Not: Diğer bölüm geç gelecek






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 47022 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr