Etrafında toprak manası iyice arttığından 4-4-4 nefes tekniğini bıraktı ve sadece manaya odaklandı. Ne oldu da bir anda etrafını bu kadar toprak manası sardı bilmiyordu ama bu şansı kaçırmaya niyeti yoktu. Elini gökyüzüne kaldırdı ve yumruk yaparak aynı istediği şekilde hatta daha fazla toprak parçasını yerden yükseltti ve metrelerce uzağa fırlattı. Bu onun için bir ilkti önceleri ufacık taşları dahi hareket ettiremeyen Aaric artık neredeyse yeni toprak bükmeye başlamış bir büyücü çırağı gibi toprak büküyordu. Şifacıların çoğunun bükme yeteneğini olmadığı düşününce gayet güzel bir performans sergilemişti. Sevinçle yerden kalkarak gözlerini açtı artık başarmıştı hatta hedeflediğinden daha fazlasını yaptığı için kat ve kat daha mutluydu. Gözleri hemen başının üstüne duran hocasına çevirdi elinde ufak bir kitapla sanki az önce yaşananları hiç görmemiş gibi davranıyordu ama içten içe o da Aaricden gayet memmundu.

"Hocam bu derslik izin veriyorsanız biraz köşeye çekilip dinlenmek isterim. Az önce yaptığım bükme işlemi benim gibi bir şifacıyı tahmin edebileceğiniz gibi oldukça fazla yordu."

Aaric eğilerek elleri önde sakince hocasından izin istedi. Hocası konuşma gereği duymadan tek eliyle 2 kere git git işareti yapınca kafasını kaldırmadan diğer öğrencilerin arasından hızlıca çıktı. Cidden istese o kadar mana etrafında toplayamazdı ve 1.sınıf öğrenciler arasında da o kadar mana toplayabilecek biri olduğunu düşünmüyordu hadi diyelim vardı neden Aaricin çevresinde toplamıştı ? Makine gibi çalışan beynin çarkları hızlıca dönüyor ve durum analizi yapıyordu. Çok değil 2-3 dakikalık bir düşünmeden sonra bu işte hocasının parmağı olduğunu anladı. İçinden hocasına karşı duyduğu minnet duygusu daha da kabardı ve büyücüleri izlemeyi bırakıp kısa süreli hocasına teşekkür eder gibi baktı. Hala havada bir elinde kitapla ufak ufak sağ sola süzülüyor bazen de kitabın sayfasını çeviriyordu. Onun daha fazla dikkatini dağıtmadan tekrar gözü şifacı ve büyücü çıraklarına döndü kimisi sesli sesli nefesler alıyor kimisinin de alnında boncuk boncuk soğuk terler oluşmuştu. Çok değil 10 dakika sonra bir büyücü çırağı aynı hocası gibi yerden bağdaş kurmuş halde yükseldi ve bir elinden alevler cümbüşü çıkartarak Aarici şok durumuna soktu. 

"OHAAA AŞIRI İYİ YA. Demek aramdaki fark bu kadar büyük he ! "

Kısa süreli bağırma ve şaşırma seansı bitince ne kadar çalışırsa çalışsın bir büyücü kadar element bükemeyeceğini anlayarak tekrar eski durumuna döndü. Yavaşça havalandığı yere inen kız öğrenci ise sendeleyerek ve birilerine çarpmamaya çalışarak kendisi gibi köşeye ayrıldı. Aaric onun yanına giderek başarısını tebrik etmek istedi. Yerinden doğruldu ve yavaşça kıza yaklaşttı. Kız kendisinden kısa, zayıf, saçlarının ucunu maviye boyamış, yeşil gözlü olduğunu gördü. Biraz daha yaklaşınca çarşıda satılan ucuz şekerli parfüm kokusuna karışmış ter kokusu burnuna geldi. Bu parfümü en çok genç kızlar tarafından uzun süren kalıcılığı ve ucuzluğundan dolayı tercih ediyorlardı. Artık dibine girince gayet samimi ve içten gülümseyerek kıza elini uzattı. Hem birileri ile arkadaşlık kurmalıydı hem de onunda yanlızlıktan dolayı ara ara canı sıkılıyor konuşacak birini arıyordu. Kitap oku oku nereye kadardı ?

"Az önceki bükme gösterin için tebrikler. Bu arada ben Aaric, kıyafetimden de görebileceğin üzere şifacılık bölümü öğrencisiyim ve sen sormadan söyleyeyim gerçekten de erkeğim."

Kız biraz şaşırmış olarak elini uzattı ve kendini tanıttı. Aaric sohbete böyle girince sersemlemişti.

"Adım Aurora. İltifatın için teşekkürler. Senin de yaptığın toprak bükme bir şifacı için hiç fena sayılmazdı."

"Oh teşekkür ederim. İstersen şu kayanın dibine geçelim daha rahat konuşuruz."

Aaric çok da uzak sayılmayan bir kayayı göstererek kızı daha da sohbet etmeye davet etti. Biraz yürüdükten sonra bağdaş kurarak oturup sohbetlerine devam ettiler.

"Sende güney aksanı var Aaric tam olarak nerelisin Antalia'lı filan mı ?"

" Orasının sadece güneyde bir krallığın bir şehri olduğunu biliyorum haritada göster de gösteremem. Ben biraz daha doğuda sınırdan bir köyden geliyorum ismini ise boşver söylesem bile bilmezsin çoğu haritalarda bile gösterilmeyen ufak kendi halinde bir köy işte. Peki sen ? Sen nerelisin aksanın olmadığına göre ya buralı yani başkentlisin ya da uzun süredir buraya evim diyebilecek kadar bir süredir burada yaşıyorsun haksızmıyım ? "

Kız sırıtarak Aarice döndü çocuk gayet zeki ve ince ince laf sokmayı iyi biliyordu şimdiden kafalarının uyuştuğunu anlayabiliyordu.

"Haklısın burada doğdum ve büyüdüm. Annem terzi babam ise emekli paralı asker bi görev sırasında ağır yaralanınca emekli oldu ve evde ev işleri yapıyor yada pazarda bazen ufak meyve tezgahları açıyor. Seninkiler ne işle uğraşır ? Beni yanlış anlama erkek şifacı görünce herhalde soyunun sürekli şifacılardan oluştuğunu filan düşündüm."

"Hahahaha. Sorun değil bana tip tip bakarak rahatsız etmektense gelip sorman daha iyiydi. Hayır soyum sıradan köylü soyu gibi bişey. Ailemde bir tek annem yetenekli, işinde gayet başarılı bir büyücü. Uzun süredir beni eğitti için emekli olmuştu ama şimdi tekrar işlerinin başına döndü. Babam ise orduda çavuştu, terfi alıp teğmen olmak üzereyken poff gün ortasında kayboldu ve yıllardır geri dönmedi. Ondan geriye bişey bulamayınca da öldü diyerek hayatımıza devam ettik."

"Oh, özür dilerim cidden seni üzdüysem kusura bakma cidden bunu-"

"Önemli değil uzun zaman oldu senin bunu kötü niyetle söylemediğini biliyorum."

Aaric gülerek kıza döndü. Aurora az önce söylediklerinde samimiydi yapmacık tavırlar takınmaktan kaçınmıştı. Zaten hayatta en az sevdiği insan çeşidi de yalan konuşup yalan davrananlar olduğu için asla düşündüğü söylemekten çekinmez hep düz bir insan olarak kendini belli ederdi.

"Ders bitmek üzere istersen biraz çarşıda gezmeye çıkabiliriz. Hızlı olursak çok güzel bir gün batımı manzarasına sahip yer biliyorum. Ne dersin ? "

"Olur hatta harika olur. Yeni geldiğimden az çok nerede ne var öğrendim ama böyle ufak güzel yerleri tam bilemiyorum. Bu gün başardıklarımızı biraz içerek kutlama yapmayı isterim."

" O zaman karar verildi bu gece bizim gecemiz olacak."

Not: Geliyor işte bi şekilde bölümler sonra ne zaman gelir artık ben bile bilmiyorum