" Yani, tepki göstermemi mi bekliyorsun ? "
"Evet ! Bana duygusuz bir yosma olmadığını göster, insan olduğunu hissettir." Daha yeni bitirdiği hatta bitiremediği cümleyle beraber Aaric yere sertçe Aurora tarafından itildi. Ellerini sağ ve sol omzunun üstüne koymuş onun üstünde göz göze, saçları yüzüne dökülürken bakışıyorlardı. Ani atağa hazırlıksız yakalanmıştı ve Aurora aralarındaki mesafeyi cesurca kapatıyordu ne yapabilirdi? Biri ona -bu deneyimsiz, birazdan kendini rezil edecek zavallıya- yardım etmeliydi.
" Geldiğimizden beri orospu kelimesi ağzından eksilmiyor. Eğer onlarla bu kadar sıkı fıkıysan böyle durumlarda ne yapman gerektiğini de biliyorsundur Aaric ! " Evet ne yapması gerektiğini biliyordu fakat deneyimi yoktu. Sadece sözlerle duyduğunu hiç yönlendirilmeden yapmak nasıl sonuçlar doğuracaktı. " Elbette biliyorum. Bana bu kadar yakınlaştığın için kendimi geri tutmayacağım." Aurora sözleri duyunca hafif hafif akşam rüzgarı eşliğinde güldü. Bu gülüş zaten kafası güzel olan Aaric’i daha da şehvetlendirdi ve daha fazla kendini geri tutamadı. Omuzlarından tutup onu kendine çekerek dudağından sertçe öptü. Daha 14 yaşına bile girmemiş biri için köylerinde evlenmek ve çocuk sahibi olmak normalken başkentte bu pek normal karşılanmıyordu. Buralarda bu iş için en az 1-2 sene daha beklenirdi kısaca Aaric sonunda yaşıtlarını ilk defa bir konuda geride bırakmayı başarmıştı.
"Benim ilk seferim olacak o yüzden soruyorum emin misin ? "
"Çok büyütüyorsun. Emin olmasam, elin şuan rahatça bedenim üstünde geziyor olmazdı."
Madem şikayetçi değildi, o zaman kafasında hiç soru işareti kalmasına gerek yoktu. Bir eliyle kafasını kavradı ve öpüşmeye devam etti. O sırada diğer eliyse önce kızın üstündeki kıyafetin düğmelerini çözdü, sonrada göğüslerini tutan bandajın kancasını çekerek iki tane güzelliğin doğmasına vesile oldu. " Bu kadar heyecanlanma Aaric, daha gece uzun ve yeni başladık." Başıyla ufak ufak onaylarken öpüşmeyi bıraktılar. Aurora altındaki uzun eteği çıkardı ve hiç beklemeden Aaric’in üzerindeki beyaz gömleğin düğmelerini de açarak kenara fırlattı. Aaric en azından pantolonunu kendi çıkarmak istemişti ama karşısında duran dominant, şehvet canavarına karşı hiç şansı yoktu.
"Sen çok güzelsin Aurora... Belki tavernalardaki ozanlar kadar güzel şiirler ve sözler dizemeyebilirim önüne ama şu an söylediğim basit sözlerde ciddi olduğumu bil."
"Ağzın iyi laf yapıyor. Bak, elini koy hissediyor musun kalp atış sesimi? Senden önce böyle değildi... daha önce başka erkeklerde denemek istedim ama hiçbirinde böyle atmadı, ritmi değişmedi. İçimi hareketlendirip kafamı allak bullak etmedi Aaric. Sende ne var bilmiyorum ama bana iyi geliyorsun." Sözlerinin bitimiyle ikisi de yarım bıraktıkları işlerine devam ettiler. Kendisinin ilk seferi bu olacağı için karşısında bulunan kadınında ilk seferi olmasını isterdi ama şuan itiraz edecek hali de yoktu. Eğer olurda böyle sebepten yarıda keserse, hakkında oğlan sevici diye bile dedikodu yayılırdı. Durmadılar, öpüşmenin devamını yiyişme ve elleşme getirdi. Aaric bir yandan kızın boynunu emerken diğer eliyle alt taraf da güzel bir ritim tutturmuş anın tadını çıkarıyordu ve Aurora dur diyerek itiraz etmese daha devamda ederdi. Bu sefer sıra Auroraydı. O da göğüslerini Aaric’e iyice sokarak bir yandan onun boynunu emmeye diğer yandan eliyle ufak ufak git-gel hareketi yaparak küçük Aaric’i göreve hazır hale getirdi. İkisi de anlık duraksayıp gözlerinin içine bakarak hazır olduklarının sinyalini verip esas olaya; önce Aaric altta Aurora üstte sonra Aaric üstte Aaurora alta olacak şekilde geçtiler.
---------------------------------------------------------
Sabah vakti yıkık harabe evinin çatısında iki genç öğrenci birbirlerine sarılmış üstlerinde örttükleri kilim tarzı örtüyle uyuyorlardı. Dün gecenin hırçınlığı yansıtan izler ise hala geçmemiş denebilirdi. Yerlerde oluşmuş şarap lekeleri, bazı kısımları yırtılmış kıyafetler ve insan genetiği ile lekelenmiş örtü. Bunlar çevrelerinde olan izlerdi kendilerinde ise özellikle boyun ve dudak çevrelerinde bolca morluk ile kurumuş kan lekesi gecenin tekrardan kolay geçmediğini vurguluyor ve onaylıyordu. Güneş biraz daha tepeye çıkıp ikiliye iyice vurunca Aaric dikilerek hala uyuyan Aurora baktı. Kendisinde ne bulmuştu da böyle istekli bir şekilde sevişmişti ? Sanki bir aylık ücreti peşin ödenmiş bir orospu gibi karşısındakini memnun etmeye çalışıyordu.
"Hey benim gitmem gerek. O yüzden giyiniyorum. Annem artık eve gelmiş olmalı, uzun süredir yoktu, gidip selam vereceğim tamam mı ? "
" Peki keyfin bilir, ben biraz daha uyuyacağım. Hâlâ belim ağrıyor da..."
" Şey... kusura bakma. O kadar sert olmak istememiştim."
" Sadece dalga geçiyorum bu kadar ciddiye alma ya! Hadi, giyindiysen git. Bende giyinip evime gideceğim, banyo yapıp dinlenmeyi düşünüyorum."
" O zaman tamamdır, gidiyorum. Sonra yine görüşürüz."
"Evet, evet hadi görüşürüz."
Merdiveni kullanmadan aşağıya indi ve hızlıca yürüyerek varoşlardan meydana çıkan en kısa yolu takip etti. Aurora ise onun arkasında bakarak ince ince gülümsedi. Aaric yolda bir terzinin aynasının önünde durup güzelce kendine baktı boynundaki morlukları kapatabilirse genel hali o kadarda kötü değildi.
"Lanet olsun annemin geleceğini biliyordum bunu nasıl açıklayacağım ? Ne yapayım, artık direkt derim. Zehir gibi aklı var saklamak zararıma olur." Terzideki kısa duraksamasından sonra adımlarına daha da hız vererek evine, fırıncıları Charles'e bile selam vermeden, girdi. Kapıyı yavaşça kapattı. Annesi uyuyorsa uyandırmamak için sessizce, parmak uçlarıyla odasına doğru yöneldi. Tam odasının kapı eşiğinden geçmişti ki içeriden -salondan- annesinin o kudretli sesi yükseldi.
"Aaric, oğlum annen uzun yoldan gelmiş selam vermeden merhaba demeden direkt odana gitmen yakışıyor mu? Gel buraya ! "
Şimdi sıçtık edasıyla çakma ninja hareketlerini bırakıp annesinin yanına gitti.
Not: İleride böyle sahnelerde sizce daha detaya inmemi istermisin yoksa bu kıvamda iyimi ?
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..