" Bana laf atıyorsun ama kendin sünger gibisin."
Bianca biranın da etkisiyle hafif çakır keyfi olmuştu. Kendisinin işi oldukça riskli olduğu için bedeninde özel olarak bazı değişikler yapmıştı. Bunlardan en ufak ama en işe yarayanı zehir direnciydi. Düşmüş meleklerin yardımı, bolca araştırma ve sağlam 3 tane şifacı ile Bianca bedeninin bazı noktalarını baştan yaratmıştı.
Bunlardan bazılarını Aaric’e de köyde hasta yatağında yatarken de yapmıştı. Sadece daha haber vermemişti ki kendisini rahatlık sarmasın. " Benim bedenim özeldir. Böyle bir kaç bardakla sarhoş olsaydım, kendime nasıl yüksek kademe büyücü derdim ! " Aaric gülerek yılan balığının son lokmasını ağzına attı ve içi pirinç dolu, fırınlanmış yeşil biberini yeme başladı.
"Cidden haklı çıktın. Buranın yemekleri bir başka."
"Tabi ki öyle, sen ne sandın?"
Tüm birayı annesi bitirmeden önce hemen bardağı kafasına dikti ve sürahinin dibinde kalan son yudumları da kendisine aldı. Annesi hala ona buradaki pazarda nereden, ne alınacağından bahsediyordu.
Aaric dinliyormuş gibi yaparak biberlerini bitirirken şişmiş karını ovmaya başladı. Günlerdir böyle tıka basa yemek yememişti. " Günlerdir verdiğin o az parayla geçineceğim diye kuru ekmek yiyordum bu ziyafet iyi geldi."
" Para konusu açma artık o işi halletim. Yaklaşık bize 10 yıl yetecek kadar paramız var artık. Eh hâlâ sana verdiğim parayı az buluyorsan, git okuldan sana görev vermesini iste."
Aaric okuldaki görev sistemini duyunca susarak karnını ovmaya devam etti. Okul bazen sıradan halktan gelen istekleri duyuru panolarına asarak yapmak isteyenleri çağırırdı. Bu görevleri hocalar dahil herkesin alabilme hakkı vardı ama para edenlerin tehlikesi genelde o kadar çok oluyordu ki son sınıf savaşçı öğrencileri bile 6 kişi ekip olarak deniyorlardı.
Tabi ki tek sorun görevlerin zor olması değil, aynı zamanda ölüm riski içeriyor olmasıydı ve okul kesinlikle ölümlerden kendini sorumlu tutmuyordu. Görevi kabul ettiğin andan itibaren, başına ne gelirse, sen sorumluydun.
"Boş versene. 1.sınıf şifacı öğrencisini kim ekibine alır he ? Üstelik daha mührüm bile yok, ne yapacağım ki orada? Bandaj sarmayı onlarda biliyor. Kimse bana bandaj sarayım diye para vermez."
Sanki bu konuşmayı bekliyormuş gibi Bianca usulca kafasını Aarice yaklaştırdı ve ona fısıldamaya başladı. O kadar çok içmişti ki ağzından bira kokusunu almak hiç de zor olmuyordu.
"Kendi bedenime yaptığım gibi senin bedenini de değiştirebiliriz. Eh zaten ben bazı ufak değişikler yapmaya başlamıştım, sadece devamını getirmemiz gerek. İstersen şimdi gidip koluna en kaliteli kandan yapılan mühürlerden 1 tanesini yapabiliriz, ister misin ? "
Hangi salak böyle ender ve mükkemmel bir teklifi reddederdi ki bağırarak "EVET" dedi.
" Hadi yürü o zaman. Almamız gereken malzemeler var." Masaya içi altın dolu keseyi bırakarak mekandan ayrıldılar. Hızlı hızlı hafif eğimli yokuşları çıkarak 2 katlı, tabelasında kendi okullarında ki rütbelerde kullanılan “+” işaretini gördü. Bu evrensel dilde burada şifa bulabilirsin anlamına geliyordu.
Not: Artık karakterlere özellikle Aarice ve annesine yeterince temel hazırladığımı düşünüyorum o yüzden giriş kısmı bitti denebilir. Bundan sonraki bölümler umarım biraz daha Aaricin çevresine okul hayatına ve yaşadıklarına odaklanacak şekilde gelir. Umarım diyorum çünkü kendimden o kadar emin değilim ki fikrimi değiştirmem çok olası. Neyse sizlere iyi okumalar.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..