23.Bölüm Karaborsa (3)

avatar
517 3

Beyaz Yazgı - 23.Bölüm Karaborsa (3)


Taş yollarda yürüyerek karaborsanın meydanı denilebilecek açık bir alana geldiler. Tekerlekli standlarda ürün satanlar en çok burada yoğunlaşmıştı. Aaric çevresine biraz daha bakınca nispeten daha ücra diyebileceğimiz noktalarda kafesler içerisinde insanları görünce onların köleler olduğunu anlamıştı.

Her yaştan, ırktan ve cinsiyetten vardı. Kendisi adalet savaşçısı yada yüksek ahlak sahibi değildi, hayatının sorunlarını alkolle çözmeye çalışan tam olarak nereye ait olduğunu bilmeyen biriydi, bu yüzden köleleri görünce kızamadı. Sadece kafasını öne çevirerek işine bakmaya devam etti. Belki ileride biraz parası olursa buraya gelip kendine bir tane işlerine yardımcı olması veya eve bakması için hizmetçi gibi kullanabileceği bir köle satın alırdı.


" Gel hadi, şimdi yiyeceğin yemekleri eminim daha önce tatmadın."


Tabelası olmayan küçük, yarı-açık, dükkana girdikleri anda suratına yemek buharı çarparak onu sersemletti. Duman çok fazla yoğundu. Daha tatmadan yemeğin tadı ağzına geliyor, boş midesindeki gurultuların daha da yüksek sesle çıkmasına sebep oluyordu.


" Hey evlat! Bak hele. Bize iki kase denizci çorbası, hani şu içinde istiridye ve yosun olandan. Sürekli gidip gelmemen için küçük bir fıçı bira getir bize en iyisi. Yanına da... Biranın yanına ne önerirsin, evlat ? "


" Peynir olur mu ? " diye sordu mutfağın başında duran genç erkek çocuk.


" Hayır." Bianca yüzünü buruşturdu. "Peyniri ana yemeğin üstüne yeriz. Biranın yanına şöyle ekşili ve acılı bir şey isteriz."


"Elimde tam size uygun iki yemek var. Zeytinyağı ve sirkenin içine oturtulmuş sarımsaklı yılan balığı yada terbiyeli yeşil dolmalık biber..."


" Tamamdır, ikisi de olsun. Birayı hemen şimdi getir, çorbanın ve yemeklerin pişmesini bekleme. Ortaya da açlığımızı bastırsın diye biraz kuruyemiş koy."


"Hemen efendim."


Ufak bir orduyu doyuracak kadar yemek söyledikten sonra maskelerini çıkartıp biralarını içmeye başladılar. Annesi ona karaborsa hakkında ilk izlenimi soruyor, diğer yandan da onun gözlemlerine dayanarak, kendisinin buraya ilk geldiğinde yaşadığı maceraları ve olayları anlatıyordu.

Annesi bir köle tüccarının elinden kaçma anısını anlatırken çocuk mutfaktan elinde iki tane kocaman kase çorbayla çıkarak onlara geldi ve boş kuruyemiş tabağını alarak çorbaları masa üstüne koydu. Annesinin altın paraları şakırtılar çıkardı. Çocuk paraya bakarak ağzını yayabildiği kadar yaydı.


"Avans değil bu," diye açıkladı Bianca "Bahşiş. Hadi şimdi yemekleri daha hızlı getirmeye çalış ve iki sürahi bira daha getir, bu fıçı tahminimden daha çabuk bitti."

 

Küçük dükkanın içi, sürekli yemek piştiğinden dolayı sıcaktı. Aaric üstündeki yeleği çıkardı, kemerini çözdü ve gömleğinin kollarını kıvırdı. Annesine kısaca "Afiyet olsun." diyerek bütün ekmekle tuzlu, susatan çorbasını kaşıkladı. 15 Dakika kadar sonra çorbası daha yeni bitmişken çocuk içeriden bu sefer, dört tabak yemek daha getirdi. Biraları annesinin sünger gibi içmesinden dolayı tekrar bittiği için Bianca tekrar bira istedi.


"Hey sen direkt fıçıyı getir, bu iş anca böyle çözülür."


"Abartma anne. Olsa olsa bir sürahi daha."


"Eh patronu duydun evlat, oradan bir sürahi daha getir bakalım."






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 47022 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr