-Brian uykuya daldıktan 1 saat sonra-
Şehre girer girmez öfeyle kütüphaneye giren baba yüksek sesle "Oğlumu nasıl olurda köye gönderebilirisiniz! Yaptığınız çok tehlikeli bir şeydi ya-" sözünü yarıda kesen görevli "Oğluna yol boyunca handaki birkaç arkadaşın eşlik etti. Merak etme onu yalnız gönderecek kadar akılsız değilim." dedi.
Biraz daha rahatlayan adam "Peki oğlum neden köye gitmek istedi? gelmeden önce baktığımda tüm köy kaliteli eşyalarla tarlada çalışıyordu. Köy yaşlıları çocuğumun sebep olduğunu söylemişti." Tebessüm eden görevli herşeyi tek tek açıklayarak oğlunun nasıl bir dahi olduğunu anlattı.
Oğluyla çok büyük bir gurur duyan adam eski arkadaşı olan kütüphane görevlisine bunu misliyle geri ödeyeceğine yemin etti.
Eve gittiğinde çocuğu uyuyordu. Onu uyandırmadan karısıyla beraber sessizce hanı terkettiler ve şehirde dolaştılar. Sabah uyanan çocuk babasına özlemle sarıldı..
-Şimdi-
Babası hafifçe başını sallayarak oğlunun isteğini onayladı. Baba oğul bağdaş kurarak meditasyon yapmaya başladı. Meditasyonun her adımını ustaca bilen Brian nefes alma süresini, imaje etmeye çalışıcağı şeyleri ve nasıl enerjiyi yönlendireceğini teoride ezbere biliyordu.
Saatler geçti ama çocuk hala hiçbir şey hissedememişti. Üzüntüyle babasına baktı. Babası çok yüksek seviyelerde olduğu için kendine bakan acıkmış oğlunu gözlerini açmadan hissedebilmişti. Tebessüm ederek elini oğlunun saçına koydu ve saçını karıştırdı. Beraber karınlarını doyurmak için aşağı indiler. Doyana kadar ziyafet çektiler.
Bu sırada çocuk "Baba buraya gelirken köyede uğradın mı?" dedi gözlerini kocaman açarak. Oğlunun bu halini gören adamın içinde kelebekler uçuşuyordu. Bu kadar zeki ve çalışmaya istekli olan oğlu iyi biri olacak ve çok güçlü olarak mutlulukla yaşayacaktı. "Herkes güle oynaya yeni eşyalarını kullanıyordu. Onların nasıl o kadar pahalı ve kaliteli eşyalar aldığını biliyor musun?" Buna çok sevinen çocuk masumca omuzlarını kaldırıp indirdi.
Yemekleri bittikten sonra ormana doğru gittiler. Kendi gücüne fazlasıyla güvenen baba enerjiden fazlasıya yararlanabilmesi için oğlunu olabildiğince uzağa götürdü.
Birkaç günlük seyahatin ardından 50. katmana ulaştıklarında çocuk yavaşça yere oturmuştu. Zaten fazlasıyla ortalama-basit enerji karışımı olduğu için hiç zorlanmadan yol boyunca koşmuştu fakat üzeri çok kötü ter kokuyordu. Yerden kokusunu gidereceğine emin olduğu otu kopardı. Üzerine sürerek tüm ter kokusundan kurtuldu.
Babası eski dostunun söylediklerini düşünerek oğlunun gerçekten çok fazla şey bildiğine emin oldu. Ortalama-basit karışımı gördüğünde oğlunun tam anlamıyla bir dahi olduğuna emin olan adam mutluluktan havalara zıplıyordu.
Babasının bu halini gören çocuk şaşkın ve garip bir ifadeyle bakıyordu. Kendini hemen düzelten adam yere oturarak en ciddi ifadesine büründü. Oğlunun yanında böyle şeyler yapmamalıydı. Brian heralde bir böcek yüzünden oldu diye düşünerek meditasyon yapmayı denemeye başladı.
Gözlerini kapatıp hissetmeye çalıştığı an enerjiyi hissetmeyi başarmıştı. Ormanın 50.katmanı enerji bakımından çok zengin bir yerdi. Nefes alma sanatını kullanarak imaje etmesi gereken şeylere odaklandı.
Sabah olana kadar devam eden bu süreç sonunda çocuk içindeki inanılmaz güç artışıyla gözlerini kocaman açtı. Dantianı bu süreçte adeta aç vahşi bir hayvan gibi tüm enerjiyi içine çekmiş ve damarlar sayesinde vücuda yönlendirmişti.
1.seviyeye ulaşması onun için çok büyük bir başarıydı. Sonuçta diğer insanlar 12 yaşında ancak 1.seviyeye ulaşabiliyordu. Babası oğluna gurur duyan bir ifade ile baktı. Biraz sarılmak için yaklaşırken aniden geri atladı.
Oğlunun üzerinden inanılmaz derecede kötü bir koku geliyordu. Burnu kanayan adam korkluyla oğluna baktı. Çocuk yere düşerek tüm gücüyle bağırmaya başladı. Etrafta onlara doğru giden kaynak canavarları koku yüzünden bağırarak kaçışmaya başlamışlardı. Baba oğlunun acı çekmesini istemediği için kaynak enerjisiyle ona yardım etmeye çalıştı. Bunu yaptığında daha çok bağırmaya başlayan çocuğun içinden mor bir buhar tabakası yayılarak adamı metrelerce uzağa uçurdu ve oradaki tüm ağaçları çürürttü.
Kan kusarak zorla ayağa kalkan baba çaresizce uzaktan oğluna bakıyordu. Oğlunun içinden mor buharlar defalarca kez farklı tonlarda çıkmıştı. Her seferinde acısı ve kokusu azalan çocuk sonunda yere yığıldı. Çocuğu hemen kucağına alarak tanıdığı en iyi şifa bilen kişinin, eski dostunun yanına doğru koşmaya başladı.
Yolda çocuğunun durumunu inceleyerek ilerlerken andiden büyük bir şok yaşadı. Oğlu şuan yalnızca 1.seviyedeydi fakat içerisindeki güç çok daha yüksekti. Vücudunun hızına dayanabileceğine kesin emin olarak birkaç saatte şehre ulaştı. Henüz sabah olduğu için kütüphane açık olmalıydı.
Kütüphaneye tüm hızıyla girdikten sonra eski dostunun kendine korkuyla baktığını gören kütüphane görevlisi hemen çocuğu alarak beyaz odaya girdi.
Sonunda uyanan Brian tanıdık olan odada etrafına bakındı. Yine aynı şekilde sol tarafında babası sağ tarafında öğretmeni vardı. Sonunda kendine geldiğinde babası ve öğretmeni dikkatlice ona bakıyordu. Tebessüm eden çocuk "Artık 1.seviyedeyim" dedi sevinçle.
Çok sevinen adam oğluna mutlulukla sarıldı. Oğlunun bu şekilde sevinmesi hiçbir acı hissetmediği anlamına geliyordu. Bu da eski dostunun söylediğine göre çok iyi bir şeydi.
Eski dostu ciddiyetle "Bu yaşadığın büyük acıyı her 10 seviyede bir yaşamak zorundasın. Buna katlanabilir misin? eğer yapamam dersen kendini sadece simyacılıkta geliştirerek çok güzel bir yaşama sahip olabilirsin." dedi. Normalde babası buna kesinlikle izin vermezdi fakat oğlunun bu kadar acı çekmesine dayanamazdı. Brian'da aynı ciddiyetle öğretmenine bakarak "Acı çekmezsem güçlenemem. Ben kendimi hem simya hemde güç yolunda geliştirerek dünyada aç, susuz ve mutsuz insan bırakmayana kadar devam etmek istiyorum." dedi.
Bunu duyan baba ve öğretmen kısa süreliğine tebessüm ettikten sonra ayrıldılar. Hana giren baba oğulu gören anne oğluna özlemle sarılarak nasıl geçtiğini sordu. Annesinin hiçbir şeyi öğrenmediğini hemen anlayan çocuk rahat bir nefes vererek çok iyi geçtiğini ve 1.seviye olduğunu söyledi. Mutlulukla çocuğuna sarılan kadın onun ileride çok güçlü biri olacağına emin olmuştu. Kadın sarılırken oğlunun üzerindeki kötü kokuyu alamamıştı çünkü öğretmeni hala baygınken üzerine koku giderici karışımını sürmüştü. Ancak kokusu giden Brian annesi onu bırakır bırakmaz banyoya gitti.
İki buçuk saat sonra banyodan çıkıp kokusunu bir kez daha kontrol ederek yatağına girdi.
Sabah erkenden kalkarak aşağı indi ve birşeyler yemek istedi. Buraya ilk geldiği zaman yediği o müthiş etten söyledi. İlk tabağını yerken öncekinden daha yavaş doğduğunu hissetti. Diğer tabağını da yiyince ancak doydu. Biraz düşünen Brian okuduğu kitaplardan birini hatırladı. Dantianı güçlendikçe damarlarıda güçleniyor ve yediği yiyecekler daha az tuvalete, daha çok vücuduna giriyordu.
Yemeği bitince babasını uyandırmak istemedi. Öğretmeninin yanına doğru yola koyuldu. Babası onun için çok üzülmüştü biraz dinlenmesini istiyordu. Kütüphaneye varana kadar yürüdü. Kapıyı açıp neredeyse boş kütüphaneye girdi. Çok az kişi kitap okuyor, birkaç küçük çocuk öğretmeninden eğitim alıyordu. Bunu görünce tebessüm ederek çocukların yanına oturdu.
Yavaş yavaş okumayı öğrenmeye çalışan çocuklara öğretmenleri bir sayfayı açarak oraya çalışmalarını söyledi ve evlerine gönderdi. Onlar kütüphaneden çıkınca Brian "Günaydın" dedi mutlulukla.
"Günaydın neden bu kadar mutlusun?"
"Çok sevdiğim yemekten özgürce 2 tabak yiyebildiğim için." hala gözlerinde o ilk günkü kamaşma vardı. Biraz üzülen öğretmen çocuğu kolundan tutarak dışarı çıkardı. İçeri girip kütüphaneyi birine emanet ederek çocuğun yanına gitti.
Beraber ilk önce yüzük dükkanına girdiler. Bir görevliyle 1 kilometre karelik yüzüklerin yanına ulaştılar. Öncekinin aynısından beyaz bir yüzük aldı Brian. 1 altın verdi ve oradan çıktılar. Elinde 24 altını kalmıştı.
Oradan çıkıp ekipman dükkanına gittiler. "5 altınlık bir yay istiyoruz." dediler. Arkasına dönüp birkaç dakika sonra dönen adam 5 altına olan 6 tane yayı masaya koydu. "Bunların hepsinde 5 tane rün kullanabilirsiniz. Kişinin kol gücüne bağlı olarak 5 tonluk bir kuvvete kadar ulaşabilirler. Yanlarında 100 metre karelik alanı kaplayacak kadar fazla kaynak gücüyle sınırı olmadan güçlenebilen oklar hediyemiz." dedi.
Görevli söylememişti ama Brian biliyordu ki bu 6 yayın hepsi bir elementi ifade ediyordu. Kırmızı olanı ateşi, mavi olanı suyu, beyaz olanı havayı, kahverengi olan toprağı, Sarı olan ışığı ve siyah olan karanlık elementini ifade ediyordu. Kaynak gücünü kullanarak aktif ediliyorlardı. Brian bunu onlara söylemeyen görevliye çok sinirlenmişti. Kırmızı olanı seçerek yüzüğüne koydu. Sıra kılıçlara gelmişti.
10 altınlık bir kılıç almak istiyordu. Yakından savaşlarında daha avantajlı olmalıydı. Alt çekmecesinden 3 tane kılıç çıkaran adam "Bu kılıçlar üzerine 7 tane rün işleyebilirsiniz." dedi kısaca.
Brian bu bilgilerinde çok eksik olduğunu bilerek dahada sinirlenmişti. Beyaz olan kılıcı alarak 10 altını ödedi. Eğer bu kılıcı etkinleştirir ve o şekilde vurursa hem kılıcın ağırlığı azalır hemde hava kesişi adlı yeteneğini kullanmış olurdu.
Sinirini zorla bastırarak "5 altına zırh almak istiyorum." dedi. Tekrar bir süre giden adam geri geldiğinde iki tane zırhı masaya koydu. İkiside sıradan maceracı kıyafetlerine benziyordu. "Dışarıdan basit kıyafetlere benzeyen bu zırhlar çok sağlamdır. 5 tane rün kullanabilirsiniz." dedi umursamazca.
Artık sinirden yerinde duramayan Brian siyah olan maceracı kıyafetini alarak 20 altını masaya vurup çıktı. Kütüphaneye kadar öğretmeniye hiç konuşmadan gittikten sonra bir sandalyeye oturdu. Yüzüğünü henüz sahiplenmemişti. Yüzükler sahiplenilene kadar herkes tarafından kullanılabilir ama sahiplenildikten sonra o kişi ölene dek bir tek onun kullanabileceği şekle girerdi.
Parmağının ucunu keserek yüzüğüne damlattıktan sonra içine yayını ve kılıcını koydu. Laboratuvara inerek kıyafetlerini çıkardı. 5 altına aldığı zırhını giydi. Zırh üzerinde, siyah tişörtün üzerine giyilmiş siyah kapşonlu bir ceket, bol bir pantalon ve ayağı çok iyi korkuyabilecek gibi görünen bir çizme gibiydi. Çocuk ceketin kapşonunu kapayarak kaynak enerjisini kullandı.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..