4.Bölüm

avatar
842 2

Brian - 4.Bölüm


1 ay olmasına kısa bir süre kaldığında kurdun bedenini tamamen kullanan Brian sonunda 3.seviye olmuştu. Son anlarda başarmış olsa da 75 bronzu boşa gitmediği için çok seviniyordu.

Gerçekten küçüklüğünden beri aç kalmayı defalarca deneyimlemişti. Paranın değerini çok iyi biliyordu.

Köydeki diğer aç yatan insanları düşündüğünde en azından bir kaç insanın karnını doyurabilirim ümidiyle hana koştu.

Zaten daha yeni sabah olmuştu ve 3.seviyeye ulaştığı için örümcek bedenini sonrada kullanabilirdi. Oraya ilk geldiği zamanlarda kendini sarhoş adamlardan korumaya çalışan adamın yanına gitti.

"Benimle beraber köyüme kadar gelebilir misin?" dedi kibarca. Adam ona bir süre baktıktan sonra "Neden oraya gitmek istiyorsun?" dedi. O da olabildiğince kibar olmaya çalışarak; "Oradaki bir çok kişi açlıktan kıvranıyorken ben burada tok yatamam..." dedi.

Bunun aklına 2 yıl sonra gelmesi içini o kadar acıtıyordu ki ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Fakat bunu önceden düşünmüş olsaydı da zaten kimseye yardım edemeyecekti.

"Tamam seninle oraya kadar gelirim. Yanıma bir kaç kişi alıyorum burda buluşuruz." dedi tebessüm ederek. Çocuğu her türlü tehditten korumak istediği için yanına bir kaç arkadaşını daha çağıracaktı.

Hemen handan ayrılan Brian ilk olarak ekipman dükkanına gitmeden önce yol üzerindeki kütüphaneye girdi. Öğretmeninin yanına gidip herşeyi tek tek anlattı ve onunda onayını istedi. Bunu onaylayarak kaldığı handaki herkese güvenebileceğini ekledi.

Oradan hızlıca çıkarak ekipman dükkanına girdi. Alt kata inip yüzlerce çiftlik malzemesinden en kalitelilerine bakmaya başladı. Köyde çok fazla kişinin ekipmanları eskimişti ama kimse yeni ekipman alamıyordu.

Herkese yeteceğinden emin olmak için fazla fazla alan Brian 10 gümüşünü harcamıştı. Kalan 7 gümüşünü de Köy Yaşlıları Konseyi'ne verecekti. Köydeki insanlar yaşlıların tecrübelerine güvenerek onların dediğini yapıyor ve o şekilde yaşamlarını sürdürüyordu.

Hana geri dönerek annesiyle vedalaştı. Aşağı inerek karnını doyurdu ve onu bekleyen kişilerin yanına gitti. Beraber yola koyulduklarında daha güneş tepedeydi. Çocuk bu fırsatı da değerlendirmek isteyerek yaptığı enerji karışımlarını çıkardı. Birini yiyerek tüm gücüyle koşmaya başladı. Biraz sonra yorulmaya başladığını hissederek hemen bir tane daha yedi.

Bu şekilde köye kadar beraber koştular. Köye ulaştıklarında Yaşlı Konseyi'nin yanına gittiler. Yaşlı Konseyi'ne küçüklüğünden beri bir çok kez gitmişti Brian. Parası yetmediği için annesiyle beraber defalarca kuru ekmek istediğini hatırlıyordu. Her ne kadar onların da durumu olmasa da onları açlıktan ölüme terk etmeyen insanlara karşı minnettardı.

Yaşlı Konseyi'nin bu saatte ilerideki küçük takta kulübede olacağından emin olan çocuk yavaşça kapıyı tıklattı. İçeriden yaşlı bir adam çıkarak küçük çocuğa baktı. Gözlerini biraz kısıp düşündükten sonra çocuğu hatırlayarak tebessüm etti ve içeri aldı.

İçeride tahta eski dikdörtgen bir masa ve on iki tane sandalye vardı. Tüm konsey içerideydi ve hepsinin yüzü bembeyazdı. Bunu gören Brian biraz korkarak masanın yanına gitti ve oturmadan kibarca "Neden bu kadar korktuğunuzu sorabilir miyim?" dedi. Bir süre cevap gelmedikten sonra gözünü silen bir yaşlı ağlamaklı bir sesle "Dün açlıktan yirmi beş kişi öldü. Onlar için yaptığımız törende bile gelenlere yetecek ekmeğimiz yoktu. Elimizdeki son gıdaları da çok aç kalan kişilere verdik. Çok büyük bir gıda kervanı köyümüze girdi ama bizim hiçbirini alacak gücümüz yok..." dedi.

Yüzünün rengi atan çocuk yüzüğünden tüm çiftlik ekipmanlarını odanın bir köşesine çıkardı. Ardından yüzüğünden 7 gümüşü çıkararak masaya bıraktı. Hiçbirinin bir şey söylemesini beklemeden hızlıca orayı terk etti ve koşarak kimsenin onu göremeyeceği otluk bir alanda ağlamaya başladı.

Onun yanına gitmek istemeyen han görevlileri bir süre beklediler. Sonunda ağlama sesi kesildiğinde Brian'ın yanına gittiler. Çocuk ayağa kalkarak onlara daha iyi olduğunu söyledi. Şehre doğru geri yürümeye başladılar.

Bir süre ayakta zor durarak yürüyen çocuk üzülerek hiç bir yere varamayacağını düşünerek daha fazla insana yardım etmeyi kendine amaç olarak belirledi. Bunun için kendini gelişimine daha fazla adamalıydı.

Yarısı bitmiş enerji karışımlarından birini yiyerek koşmaya başladı. Onu gören han görevlileri tebessüm ederek çocuğa ayak uydurdular. Hana kadar bu şekilde koştuktan sonra sonunda akşam olmuştu. Hiç haydut saldırısına uğramamaları giyinimleri yüzünden olmalıydı.  Dışarıdan köylülere benzemiyorlardı ve köy yolundaki haydutlar güçsüzlerdi.

Fazla iştahı olmayan Brian biraz yemek yedikten sonra annesine geldiğine dair haber verdi. Gözleri ağlamaktan şiştiği için annesine görünmeden hemen banyoya girdi. Üzerindeki terli kıyafetleri bir yere atarak yıkandı. Banyodan çıkması 3 saat sürmüştü. Bu süre boyunca zihinsel yorgunluğunun ve üzüntüsünün büyük kısmını atmıştı.

Hava karardığı için kütüphaneye gidemezdi. Uyuyarak gözlerini de dinlendirmek isteyen çocuk yatağına girdi ve yavaşça gözlerini kapadı.

Sabah olduğunda yatağından sakince çıkarak aşağı indi. Kahvaltısını ederek kütüphaneye doğru yola çıktı. Amacı seviyesinin yettiği tüm bitkileri kullanarak yapabileceği kadar fazla karışım oluşturmaktı. Tabii bazı karışımları kendine bırakacaktı.

Öğretmenine "Günaydın!" dedikten sonra laboratuvara indi. Örümceğin bedenini çıkararak 2 saatte 10 tane sıvı zehir karışımı oluşturdu. Bu kadar uzun sürmesinin sebebi:  Zehirlerin en az 3.seviye istemesi ve kendisinin yeni 3.seviye olmasıydı.

Tam 1 ay boyunca uykusuna minumum zaman ayıran Brian sonucunda neredeyse tüm bitkilerini bitirmişti.

Karışımlarının hepsini alarak pazara gitti. Bu kadar çok şeyi satarken kimseden yanında durmasını isteyemezdi. Soranlara ticaretle ilgilendiğini söyleme kararı alan çocuk ilk olarak en basit karışımlarını çıkardı. Öncekinden yüksek bir seviyede olduğu için bu en basit karışımlar bile 2 gümüşten aşağı olamazdı.

Sabahın ilk saatlerinden akşama kadar çok kişi gelmişti ve bazıları önemli miktarda fazla almıştı. Daha yarısı ancak bitmesine rağmen elinde 15 altın vardı. Evine giden çocuk sabah erkenden çıkarak aynı şekilde hava kararmaya başlayana kadar devam etti.

Sonunda tüm karışımlarının bitmesinin ardından Brian 25 altınıyla evine gidip mutlu bir şekilde uyudu. Bu kadar çok para başına bela getirebilirdi.

Sabah olur olmaz kütüphaneye koştu. Öğretmenine ekipmanlar alarak uzak ve yakın dövüş eğitimleri yapmak istediğini söyledi. Çocuğun bu isteği karşısında şaşkına dönen adam içinden "Zihnini mi yoksa bedenini mi geliştiriceksin karar ver çocuk!(?)" dedi kıskançlıkla. Bunu dışa vurmadan kibarca "Bunu yapamayız. İlk önce dantianını oluşturmalısın." dedi.

"Dantian nedir ve eğitim almak için neden ona ihtiyacım var?". Kütüphanenin ilk iki katında dantiana hiç önem verilmemiş olsada 3.katında sadece onunla ilgili bilgiler vardı. Öğretmeninin isteğiyle oraya hiç çıkmamış olan çocuk masumca öğretmenine bakıyordu.

"Dantian insanların çok güçlenmesini sağlar. Dantianın içerisinde ne kadar çok enerji varsa kişi o kadar güçlü olur. Normalde dantianını 12 yaşından erken kullanamazsın. Tabii eğer istersen bunu deneyebiliriz. Korkma herhangi bir yan etkisi olmayacaktır." Çocuğun zekasına, yeteneğine ve hırsına defalarca kez şahit olmuştu.

Brian "Ben ilk önce Dantian hakkında kitaplar varsa onları araştırmak istiyorum. Daha sonra da söylediğiniz gibi deneyebiliriz." dedi kibarca. Öğretmeni kafasını hafifçe sallayarak 3.kata çıktı. Peşinden giden Brian yeni kitaplara baktı ve hemen ilk sıraya giderek ilk kitapla okumaya başladı. Bu kitap Dantian hakkında temel bilgiler veriyordu. Nerede bulunduğu, işlevleri vb. bir sürü temel bilgi içeriyordu.

Sonunda 5 ay olmuş ve Brian'ın 10.yaş günü gelmişti. Parasından küçük bir miktar bile harcamadan 5 ayını geçiren çocuğun Dentian hakkında bilmediği hiç bir şey yoktu artık. Arada bir annesini ziyarete gitmişti ama çoğunlukla kütüphanede sabahlamıştı.

Öğretmenine her şey için teşekkür etti ve hanına gitti. Annesinin yanına giderek sımsıkı sarıldı. Annesi ona "10.yaş günün kutlu olsun yakışıklım." dedi. Tebessüm eden Brian uzun zamandır doğru düzgün uyku çekemediğini hatırlayarak kendini yatağına bıraktı.

Sabah uyuyup sabah kalkan Brian uyandığında rahatlamış bir ifade ile oturma odasına girdi. İçeride babasını görünce şaşıran çocuk biraz sonra kendisini toparlayarak babasının üzerine atladı. Babası, uzun zamandır görememenin özlemiyle sımsıkı sarılan çocuğu üzerinden zor da olsa çekti. Ona bir kolye uzattı. "Bu senin hediyen oğlum. Bunu boynuna tak ve kıyafetinin içinde iyice sakla."

Babasının verdiği kolye uzunluğu 10 santim genişliği 3 santim olan iki tarafı üçgen orta tarafı 5 gen prizmayı andıran mor renkli bir mücevherdi. Uzun süredir kitaplar okuyan çocuk bunun hakkında hiç bir bilgi hatırlamıyordu.

Babasına bakarak "Bugün Dantian oluşturmak istiyorum baba. Benimle beraber çalışır mısın?" dedi.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46885 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr