Buradaki enerjinin yoğunluğu kendi dünyasında en güçlü canavarların yaşadığı dağlardakinden çok daha üstündü. Burada yaşayan şeylerin gücünü çok merak ediyordu.
Tam arkasını dönüp köy aramaya gidecekken arkasından küçük bir şeyin kımıldadığını hissetti. Hızla arkasını dönen Brian yerde küçük yeşil bir tabaka gördü. İçinde bir tane çekirdek birde küçük yuvarlak garip bir cisim vardı. Hemen yanındaki sopayla almaya çalışsa da sopa yeşil tabakaya etki etmiyordu. Üstüne hızla basan Brian yeşil tabakanın bir kısmını dağıtmıştı. Eğer enerjisini yönlendirerek dağıtmaya çalışsaydı canavarlar gelebilirdi. Diğer yarısına da aynı şekilde bastı ve çekirdek ile yuvarlak paraya benzeyen bronzu aldı. Birini kendi dünyasında boşalttığı yüzüğüne koydu diğerini ise hemen özümsedi. Özümsemek, eskiden babasının verdiği kolye sayesinde saniye bile sürmüyordu. Çekirdeğin enerjisini biraz araştırdıktan sonra ani bir şekilde yükseldi ve çamurlu yerleri incelemeye başladı. Tahmin ettiği gibi burada sadece o yeşil saydam yapıda canlılar ve biraz daha büyük olan mavi saydam canlılar vardı. Bu gezegen o kadar güçlüydü ki bu kadar büyük bir enerjiden bu küçük canlılar yararlanıyordu.
Brian'ın özümsediği çekirdek bugüne kadar özümsediği en güçlü çekirdekti. Kendi kendine zaman harcamak değil de bir okula yazılmak en iyisi diye düşündü ve hâlâ yere inmemişken bir bina görme umuduyla etrafa bakındı. Çamurun orman ile kesiştiği yerde küçük bir klube vardı. Hızla oraya gitti ve yere indi. Çok gerekli durumlar hariç asla uçmayacaktı. "Kim var orda?" Brian adamın dilini duyar duymaz kendi diline çevirmişti. Beyni tam kapasitedeyken inanılmazdı. "Bir okul arıyorum. Buralarda yeniyim siz bir yer biliyor musunuz?" Adam dışarıya çıkıp Brian'ı biraz süzdükten sonra üzerinde kumaş kahverengi basit kıyafetler olsa da, kısa ve kaslı olduğunu görünce hemen eli ile işaret yaparak evden çıktı. Brian adamın boyu karşısında afallamıştı. Kendi gezegeninde kendinden daha uzun kimse yoktu. "Sanırım çok uzaktan geliyorsun. Enerjin çok yabancı ve zayıf." Brian enerjisine zayıf denmesine şaşmıştı. Aydınlık enerjisinin hiçte zayıf olduğunu düşünmüyordu. "Evet yeniyim fakat uzun süre antrenman yaptım. Okullar hakkında bilgi verir misiniz?"
Adam bir süre sessiz kaldıktan sonra "Bu kadar yabancı olacağını düşünmezdim. Okullarda hiyerarşi sistemi vardır. Üç bölmeden oluşur dış katman, orta katman ve merkez. Bu değişiklik gösterebilir tabii. Her katmanda da sıralama vardır. Sıralamada senden bir üst kişinin bile sözünü ikiletemezsin. Hiyerarşideki yerin ilk önce alım yapılan yerde gücüne göre belirlenir. Daha sonra sadece duellolar ile yülselebilirsin. Enerji tanımada pek iyi olmasam da senin çok büyük bir şifa gücün olduğu ortada. Ayrıca savaşçılıkta da pek geri olduğunu söyleyemem. Yani en azından dış katmanda sonuncu olmayacağına garanti verebilirim." Uzun konuşmanın ardından okul gözükmeye başlamıştı. Brian'ın düştüğü çamurla dolu yerin hemen bitişiğindeydi. İçeriye yaşlı adamla birlikte girerken "Her şey için teşekkür ederim." Dedi ve alım yapılan yere girdi. "Selam genç adam kayıt için mi geldin?" Yaşlı sakalları bembeyaz olmuş uzun boylu fakat her şeye rağmen kaslı adam samimi bir şekilde konuşmuştu. "Evet kayıt için geldim." Brian'da aynı samimi ses tonuyla karşılık vermişti. Brian'ı buraya kadar getiren adam daha ismini bile söylemeden elini sallayarak binadan çıkıp gitti. "Tamam buraya gel de güç ölçümü yapalım." Brian tezgaha yaklaşınca adam eskimiş metal bir cihazı masaya koydu. Brian'dan elini üzerine tutmasını istedi. Hemen söyleneni yapan Brian birden enerjisinin çekildiğini hissetti. Cihaz bozuk bir ses tonuyla konuşmaya başladı. "İsim Brian, büyücülük düzeyi 2.seviye, savaşçılık düzeyi 1.seviye zirve. Şifacı." Hızlıca biten konuşma Brian'ı tanımlamaya yetmişti.
Bu sırada etrafa ışık saçmaya başlayan Brian yere düştü ve bedeni çıkan ışıklar yüzünden görünmez hâle geldi. Işıklar söndüğünde ayakta duran koca adam gitmiş yerine bir çocuk gelmişti. "Gene mi ya!" Brian öfkeyle isyan etmişti. "En önemli gelişim çocuk çağında olur. Bu güzel bir hediye. Merak etme negatif bir etkisi olmaz." Ses zihninden yankılanmıştı ve Brian kime ait olduğunu bilmiyordu. "Sen kimsin?" Hızla soruyu yöneltmiş olsa da kimse cevap vermemişti. "Az önce ne oldu?" Yaşlı adam hâlâ bembeyaz olmuş suratıyla Brian'a bakıyordu. "Ben çok uzaktan geldim. Enerjim buradakine uyum sağlamak için değişirken bedenimde değişti. Kaçıncı sıradayım söyler misin?" Brian daha kendine gelemeden soru sorunca sesi kaba çıkmıştı. "Dış katmanda sondan 8.sin bu arada terbiyeli konuşmaya çalış. Gidebilirsin kalacağın yeri gösterirler." Brian özür diledikten sonra yaşlı adamı tekrar yumuşatıp dışarı çıktı.
Tahtaların üzerinde yatan bir sürü kişi gördü. Yanlarından geçip bir süre daha etrafı gezdi. Her yer çamurdu ve çimler ile aralarında bir sur vardı. Çamurun en kirli kısmında birisi isyan ediyordu. "Neden burada kalmak zorundayım ki. Bu iğrenç kokuyu çekmek istemiyorum. 'Sonuncu olan 5 kişi burada kalacak' pislikler." Konuşmasının bir kımında taklit yapan çocuk komik dursa da söyledikleri gerçekten üzücüydü. Brian toprak elementini öğrendiği gün burayı daha güzel bir hâle getirmek istiyordu. Enerjisi bu dünyaya uyum sağlarken sadece aydınlık elementi güçlü kalmıştı. O çocuğun kaldığı yer son 5 kişininse hemen yanında son 10 kişinin yeri olmalıydı. "Sondan 8.yim bana yerimi gösterir misin?" Brian kendinden en az 3 basamak zayıf olan birine rica ederek konuşmuştu. Çocuk ona biraz baktıktan sonra "Buraya yeni geldiğin çok belli. Senden zayıf olana rica etmen çok güzel fakat garip. Kendine eşit olan kişiler bile birbirine emir verir. Her neyse şurası 6. ile 10. Kişilerin yeri."
Brian pis kokunun pek değişmediği sözde 6.ile 10.kişlerin kaldığı yere biraz bakındıktan sonra "Peki dışarı nasıl çıkabilirim biliyor musun?" Dedi. "Şurda bambudan klubede dışardaki şeyleri öldürmek için çıkacağını söyleyeceksin. Zaten buradaki çoğu kişi şuan dışarda. Dikkatli olmalısın dışarda o sümük gibi canavarlardan daha tehlikeli kişler de var. Herkesten topladıkladını çalan öğrenciler..." "Dikkat ederim." Diyip hemen oradan uzaklaşan Brian klubeye gitti. "Dışarı çıkabilir miyim?" Görevli kadın çocuğun kaydının yeni olduğunu onun için yaptığı kimlik kartından biliyordu. "Bu kimlik kartın ve evet çıkabilirsin. Topladığın çekirdek kadar ödül kazanacaksın." Brian teşekkür ederek kimlik kartını inceledi. Üzerinde ismi, sınıfı, komumu ve okulun ismi yazıyordu. "Çamur kabilesinin kutsal okulu ha?" İsim üzerinde düşünmeden hızla klubeden çıktı ve karşısındaki kapıdan çıkıp sola saptı.
Koşarak herkesten yeterice uzaklaşınca 2.seviye büyücülüğünün ve 1.seviyenin zirvesindeki savaşçılığının verdiği aura gücüyle çamuru oynatmaya başladı. Düşündüğü gibi çamurdan onlarca yeşil canlı çıktı. Hepsine aurasıyla teker teker saldırıp eriten Brian çekirdekleri yüzüğüne atıyordu. Yüzüğü de kendiyle beraber değişim geçirmiş ve boyutu küçülmüştü. Eski yüzüğü, o kadar fazla enerjiye dayanamaz ve parçalanırdı. Her on canavarda bir bronz para çıkıyordu ve Brian şimdiden 2 bronz paraya sahip olmuştu. Yüzüğu dolana kadar saatlerce canavarları oturduğu yerden öldüren Brian yüzüğünü doldurmayı başarmıştı. Ayağa kalktığında ilk defa kıyafetlerine dikkat etmişti. Sadece bir kilodu vardı. Bu kadarı fazla gibi düşünerek hızla okula geri döndü. Yolda kimsenin olmaması herkesin sağ tarafa ve öne giderek bol sayıda gördükleri canavarlara saldırmasından dolayıydı. Brian güzel bir açık bulmuştu.
Okulda hemen bambu klubeye giren Brian yüzüğün içindeki çekirdekleri masaya çıkardı. Bol sayıda çekirdek masada bir sıraya giriyordu. "Bu kadar çekirdeği nasıl kazanabildin?" Brian aurasını çok iyi yönlendiriyor olmasaydı asla bu kadar ileri gidemezdi. "Sır olarak kalsa olmaz mı?" Brian görevli kadına yalvarır gibi bakıyordu. Eğer öğrenilecek olursa yakasını bırakmazlardı. Kadın onaylar gibi kafasını sallayıp yüzükleri saydı. "Tam 120 tane var. İlk defa dış katmandan biri olarak 100'ü geçtiğin için tebrik ediyorum ve en yüksek ödül olarak bir gümüş veriyorum." Brian çok mutlu olmuştu. Bunca zahmete değmişti. "Ve kartını gümüş karta yükseltiyorum. Artık istersen ormanda avlanabilirsin." Brian sonunda garip yeşil şeylerden kurtulduğuna sevindi ve çekirdekleri yüzüğüne atıp ormana gideceğini söyleyerek oradan ayrıldı. Güneş daha yeni öğlen saatlerini geçtiği için bolca zamanı vardı.
Ormanda bir süre ilerledikten sonra 1.seviye olarak adlandırılan canavarlara pek uzak olmadığını hissetti ve tüm çekirdekleri yere serdi. Hepsini birkaç dakikada özümsemişti. Çekirdekler 1.seviye bile olmayan zayıf canlılardan geldiği için hiçbirini büyücülüğünü güçlendirmek için değil elementlere olan yatkınlığını arttırmak için kullanmıştı. Tüm elementlerde başlangıç noktasına girebilmeyi başarmıştı. Yerden bir sopa alıp üzerindeki fazla dalları çıkaran Brian su elementi ile sopayı düz bir hâle getirdi. Yerde duran büyük bir odundan elde ettiği sopa çok sağlamdı. Hızla ormana girip karşısına birinin çıkmasını beklerken bir kurtla karşılaştı. İlk seviye canavarlar ile karşılaşmayı çok özleyen Brian sopasına ateş elementi yükleyip sopasını hızla soldan sağa çekti ve ateş yay şeklinde ilerleyip kurdu vurdu. Yerde bir süre yuvarlanan hayvan büyük bir yara ile ayağa kalkıp saldırmaya çalıştı. Çöpe dönüşen sopayı yere atan Brian kurdun yanından geçip tüm gücü ile bir yumruk indirdi. kurdun karnındaki zayıf bölgesine yüksek güce sahip bir savaşçı vurduğu için nefesi kesilen kurdun ateş yüzünden kapanmış yarası parçalandı ve büyük bir kan kaybı yaşayan kurt orada öldü. Kurdun en sağlam kemiğini alarak üzerine kurttan aldığı uzun dişi bir sarmaşıkla geçirdi. "Dejavu..." kurdun postunu giymek zorundaydı. Hava soğuktu ve Brian'ın hiç savunması yoktu. Aldığı toprak elementine sahip çekirdeği özümsedi ve yoluna devam etti. Karşısına defalarca kez kurbağalar, garip kartallar, kurtlar ve yaban domuzları çıktı. Her birinin çekirdeğini hemen özümsedi ve 2.seviye ormana giriş yaptı.
"Tüm elementlerim 1.seviyeye geçiş yaptı. Hepsini aydınlık elementim ile aynı düzeye getirirsem sınıfım şifacıdan gerçek büyücüye değişecek ve büyücülük seviyem arttıkça elementlere olan hakimiyetimde doğru orantılı olarak artacak." Zaman geçirmek için düşüncelere dalan Brian bu sırada hâlâ zorlanmadan karşısına çıkanı mızrağına geçirmeye devam ediyordu. Bir süre daha ilerledikten sonra karşısına 2 metre boyunda bir ayı çıktı. Hızlı olduğu kesindi ve Brian gerçekten zor durumda olduğunu hissediyordu. Mızrağa tüm elementlerini işlerken 2.seviye kurtlardan aldığı postuna da hava elementini veriyordu. Bu sayede saldırı almamaya çalışacaktı. Enerjisinin çoğunu buna harcarken ayı saldırıya geçti. Brian ise vücudundaki kalan tüm enerjiyi ayaklarına verip hızla gelen saldırıyı atlattı. Ardından mızağını önceden öğrendiği yüksek anatomi bilgisiyle belirlediği noktaya saplayarak ayının tüm dengesini kesti. Enerjisinin yüksek çoğunluğunu 2.seviye kurt dişinin keskinliği için vermemiş olsaydı bu saldırı hiç işe yaramazdı. Kurt dişi hâlâ inatla parçalanmamak için dayanırken ayı hızla ayağa kalkıp öfkeyle bir kez daha saldırıya geçti.
Brian bir süre bekledikten sonra ayı tam olarak yaklaşıp koşmaya devam ederek pençe attığı anda havaya sıçrayarak saliselerin getirdiği üstünlük ile mızrağı ayının ensesinden geçirdi. Yere yığılan hayvan son nefeslerini veriyordu. Acı çekmesini hiç istemeyen Brian son saldırıyı da yapıp ayıyı öldürmüştü. Bunca küçük ayrıntı eğer Brian'ın gözüne çarpmasaydı sonu kesin ölüm olurdu. "Savaşçılığım 2.seviyenin ortalarına yaklaştı!" Çok mutlu olan Brian hemen ayının çekirdeğini çıkardı. 4 elementinde bulunduğu çekirdek mükemmel gözüküyordu. Satmaya kalksa çok nadir bir parça olarak yüzlerce altın bile edebilirdi. Hızla özümsemeye kalkan Brian dakikalarca uğraştı ve sonunda tüm elementleri 2.seviyeye ulaşırken kalan kısmı da büyücülüğünü güçlendirdi. Bu sırada etrafa yeşil ışıklar saçtı ve kanında akan enerjinin yoğunluğunun değişimini hissetti. Çekirdek hâlâ Brian'ın elindeydi ve içinde yeşil bir öz vardı. Brian bu özü tanıyordu. Kılıçların sapının en üst veya en alt kısmında bulunan önemli bir parçaydı. Elinde bulunan bu parça kesinlikle zehirliydi.
Mızrağıyla ayının postunu alan Brian yüzüğünü tamamen boşaltıp postu yerine koydu. Pençeleri ve dişleri çıkarttı ayının etini ve yüzüğün boş kalan kısmına diğer hayvanların postlarını koyduktan sonra etrafa bakındı. Ayının mağarası yakında olmalıydı. Kısa süre sonra mağarayı bulan Brian içeri girip biraz araştırdı. Önceden buraya gelmeye çalışan öğrencilerin cesetleri ve başka hayvanların çekirdekleri ile doluydu. Bir yere oturup ölen öğrencilerin ve hayvanların düşürdüğü çekirdekleri özümsemeye başladı. Yaklaşık bir saat sonunda hepsini bitirebilmişti. Ayının gücü 3.seviyeye bile yetmiş olması çok ürkütücüydü.
Dışarıdan dal toplayan Brian ateş yaktıktan sonra ayının yenebilir kısmını pişirmeye başladı. Diğer kısmınıysa dışarıya attı. Olurda diğer hayvanlar kokuya gelirse oradaki etleri yiyebilirlerdi. Et çok güzel bir şekilde pişerken Brian ormandan özel otlar toplamak için mağaradan çıktı. Kapıya doğru bakarak topladığı için yemeği tehlikede değildi. Baharat olarak aldığı onlarca bitkiyle mağaraya hızla dönüp etin yanında baharatı hazırladı. Baharat bitince ette pişmişti. İkisini güzel bir şekilde birleştiren Brian soğumasını beklemeden hızla yemişti. "Savaşçılık gücüm 2.seviyenin ortasına geldi. Bükücülüğümde aynı şekilde 2.seviyenin ortasında." Hava yavaş yavaş kararıyordu. Hızla mağaradan çıkan Brian her adımında onlarca metre geride bırakarak dakikalar içinde okula vardı. Birkaç öğrenci yanından geçen Brian'ı görünce bu kadar hızlı koşabilmesini bişeyden korkmasına bağlayarak bir yerlere saklanıp ormana doğru bakmaya başladı. Brian ise bu hallerine gülüp geçmişti. Direk olarak bambu klubeye giren Brian "bakar mısın?" Dedi işi ile uğraşan kadına. Kadın işni bırakıp Brian'a döndü. "Dikiş için malzeme alabileceğim bir yer biliyor musun? Bir de duellolara nasıl katılacağım?" Kadın biraz tebessüm etmiş fakat dikişin erkeklerinde yapabileceği bir şey olduğunu iyi bildiği için pek abartmadan "1 gümüş verirsen senin için lazım olan her şeyi merkezden alıp getirebilirim. Ayrıca bir hafta sonra tüm katmanlarda yarışma düzenlenecek. Eğer yeterliysen bu seni en hızlı şekilde yükseltecektir." Brian gümüşü kadına verip kendine ait olan çamurlu yere gidip oturmaya başladı. "Burada kalmak istemiyorum."
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..