Greya "Gidin o gezegeni temizleyin. Sayenizde kısa zamanda benim türüm arasında yükseleceğim." Brian herkesi toplayıp hızla gezegenine gitti ve büyüdüğü köyüne girdi. Kocaman şehir yukarıdan karanlığa bürünmüş duruyordu. Brian neden halkının ışıkları kullanmadığını merak ederek aşağı inmişti. Herkes Brian'dan kaçıyor, saklanacak yer arıyordu. Brian bunların sebebini bulabilmek için eskiden köy yaşlısı olan kişilerin yanına gitti. Bu şehrin yöneticileri onlar idi. Eski enerji ile birleşmemiş hallerine göre çok daha gençlerdi. Her biri en fazla 30'lu yaşlarda gözüküyorlardı. "Neden herkes benden kaçıyor ve neden elinizdeyken elektriği kullanmıyorsunuz? Bana karşı bir kininiz mi var?" Yöneticiler birden içeri girip konuşmaya başlayan Brian'a korku ile bakmışlardı. Söyleyeceklerini korku yüzünden dillerine getiremiyorlardı. "Bunca zaman sizin için neler yaptığımı en iyi siz bilirsiniz. Kendimi yaptığım şeyler için övmekten hiç hoşlanmam fakat çok ileri gittiniz. Nedenini açıklayın!" Brian öfkelenmişti ve bunu açıkça belli ediyordu. Yöneticiler bir araya toplanıp konuşma kararı aldılar. Brian'dan kolay kolay kurtuluşları olmayacaktı. "Biz yöneticiler sizin yani bu güzel imparatorluğu kuran güçlü imparatorun kötü biri olmadığından kesinlikle eminiz fakat uzun süredir hakkınızda dedikodular yayılmış durumda. Büyük İmparator'un sevdiği bir insanı kızınıza zarar vermekle suçlamış ve o kişi tarafından hapse atılmışsınız. Gerekçe ise sizin ona zarar vermenizden korkmasıymış. Kısa süre sonra ise siz kendi enerji özünüzü yakarak tanınan adıyla Krinu'yu ölmek uğruna öldürmeye çalışmışsınız. Krinu ise Büyük İmparator'un verdiği en büyük hazine ile hayatını kılpayı kurtarabilmiş."
Brian'ın zihninde tüm parçalar yerine oturmuştu. "Hemen imparator ile konuşmalıyım." Dedi ve hızla oradan ayrıldı. Arya ve ejderhası Yetu ve Brian'a yetişmekte zorlanıyordu. Her ne kadar Brian, Yetu ve Arya yaptıkları son parşömen olayı ile birbirlerine eşitlenip aynı güce ulaşmış olsalar da Yetu ve Brian'ın ek olarak duyguları da birleşmişti. Bu yüzden ikisinin birden hissettiği bu yoğun duygu onları çok daha hızlandırmıştı. Dakikalar sonra İmparator'un topraklarına giren 4'lü arkalarına baktıklarında tüm aydınlık auralı halkın geldiğini görmüştü. Birden aralarından biri bağırarak konuşmaya başladı. "Siz aydınlığı terk mi ettiniz?" Bir diğeri söze atladı. "Kızdan eski yoğun aydınlık hissedilmiyor." Herkes aynı anda bu şekilde düşünürken bir de Brian'ın son saldırı olayı da üzerine eklendiğinde korku ve öfke arasında kalan halk sonunda saldırmaya karar vermişti. Brian'ın yaşam özünü yaktıktan sonra ölmüş olması gerekirdi. Biraz bile mantıklı düşünmeyi reddeden bunca kişi Brian ve arkadaşlarına hücum etmişken birden herkes olduğu yerde kalakalmıştı. Brian ve arkadaşları yoktu.
"Bunu neden yaptın? O kızına hiçbir şey yapmamış." İmparator Brian'ı odasına getirttiği gibi sorusunu sormuştu. Bu süreç Brian için basit geçmişti. Hem bu durumun yaşanacağını biliyordu hem de kavrama gücü öylesine iyiydi ki kendini alan kişiyi tamamen görebilmişti. Hatta karşı koyacak zamanı bile vardı ki eğer bu olsaydı kimsenin Brian'a güveni kalmazdı. Bu kadar kısa sürede en güçlü imparatorun yardımcısı kadar bile güçlü olamayacağını herkes biliyordu. "O adam bir yer altı tarikatına sahip ve kızımı kötülük için kullanmak istedi. Onu kaçırdı ve bir sandalyeye bağlayarak günlerce işkence etti. Bunların hepsini gözümün önünde yaptı. O süreçte bizi gözetleyeme diye bir canavar baskını düzenledi." Tam konuşması bittiği anda Brian, İmparator'un zihnine girdi. "Biliyorum ona çok güveniyorsunuz fakat onun şuan ki düşüncelerini kontrol etmenizi rica ediyorum." Brian mesajı verir vermez imparatorun zihninden çıkıp olacakları izlemeye başladı. İmparator Krinu'nun şu anki hissini görünce öfkesine hakim olamayıp Brian ile yaşadıkları olayı izlemek istedi. Krinu ağır bir dille reddedince imparator hayatında ilk defa birinin zihnine zorla girerek bilgi edinmişti.
Her şeyi gören imparatorun yüzü bembeyaz kesildi ve yavaş yavaş geri çekildi. Brian işareti almıştı. "Arya, bunu sana bırakıyorum." Dedi ve o da birkaç adım geri çekildi. Arya'nın yüzü düştü fakat bu adam düzeltilemezdi. Elinden geleni yapabilmek için ağızından içeriye 5 elementi'de gönderen Arya o anda Krinu'nun bayılmasına sebep olmuştu. Krinu'nun tüm bedeninde karanlık elementi bırakmayana dek 5 elementi içinde gezdiren Arya tüm elementleri dışarıya çıkardığı sırada karanlıkta onlarla beraber çıkmış ve sahibine saldırmıştı. Arya elinden geleni yapmıştı fakat sonucun bu olacağı çok belliydi. Karanlık sadece zarar getirirdi...
Yüzünü düşüren Arya Brian'ın arkasına geçip gözlerini sildi ve çatallaşmış sesiyle "Neden karanlığın bu kadar iğrenç olduğunu bile bile insanlar bunu seçiyor? Sadece kendilerinin mi kötü şeyler yaşadıklarını zannediyorlar? İntikam kadar saçma hiçbir şey yok!" Dedi. Bulundukları oda karanlık elementin yönettiği koca bir imparatorluğun sarayı olsa da ve içeride eski yaşamında kötülüğüyle ün salmış acımasız bir imparator olsa da Arya hiç korkmadan bunları söylemişti. İmparator birden başını yere eğerek Brian'ın yanına geldi. Aurası öylesine katılaşmıştı ki etrafındaki her bir nesne erimeye başlamıştı. Brian'da aurasını en az imparatorunki kadar katılaştırarak Arya'nın önünde siper aldı. Ejderha ve ejder formuna geçiş yapan Yetu Brian'ın iki yanına geçerek her an saldırabilecek bir duruma girdi. İmparator Brian'a saldırabilecek kadar yaklaştığı sırada birden gözünden bir yaş damladı. Brian, Yetu ve ejderha siperlerini bir anda düşürdü. Arya'da arka safhada beklettiği büyük saldırı tekniğini bir anda yok ederek oraya odaklandı. "Yaptığım bunca kötü şey yüzünden çok üzgünüm. Lütfen... lütfen bir yolu varsa ben de sizin tarafınıza geçmek istiyorum." Brian bu isteği duyduğunda neredeyse ağızı kulaklarına değecekti. "Tabii ki bir yolu var. Sadece iste ve geri kalanını bana bırak." İmparator kapı korumasının aydınlığa geçerken nasıl bir acı çektiğini çok iyi hatırlıyordu. Bu yüzden korkusu hiç de az değildi. Tek başına milyarlarca kişinin öldüğü canavarları küçücük bir korku bile yaşamadan katleden koskoca imparator gezegendeki en küçük imparatorluğa sahip bir imparatorun yapacaklarından korkuyordu.
"Hazır mısın?" Brian tebessüm ile yönelttiği sorunun cevabını büyük bir heves ile bekliyordu. "Evet" dedi titreyen fakat kendinden emin sesiyle imparator. Bu kişiyi aydınlığa geçirmek için tek şarttı. Oldukça basit gözüken fakat ne yazık ki herkesin başaramadığı tek şart... "Arya, Yetu bana tüm gücünüzü verin." Brian ellerini imparatora yönlendirerek tüm aydınlık enerjisini imparatorun etrafına doldurdu. Beynini tam kapasitede çalıştırıyor, tüm çakralarını kullanıyordu. Yetu ve Arya arkadan Brian'a tüm enerjilerini vererek yardım ediyorlardı. Kendi güçlerini ve hislerini bile aktarabiliyorlardı. İmparator'un bedeni ve ruhu etrafında dönen aydınlık yüzünden her saniye iyileşiyorsa da içerideki karanlık yerinde durmuyordu. Tüm karanlık dışarıya çıkmaya çalıştığı sırada bedende açtıkları küçük deliklerden aydınlık enerjisi girmişti. Tam bu anda bu gezegenin en büyük karanlık enerji kaynağı ile aydınlık enerji kaynağı savaşa girmişti. Her şey Brian'ın elindeydi. Ya kendisi, Yetu ve Arya ölecekti ya da İmparator daha sonra tüm dünya iyileşecekti.
3 ay geçti...
Brian'ın tüm vücudu kurumuştu. Arya ve Yetu her şeyini Brian'a verdikleri için kendilerine bir şey olmamıştı. Her ne kadar Brian'ın kendi sağlığını hiçe sayarak yardım etme çabasını takdir ediyor ve onun gibi yapabilmeyi istiyor olsalar da bunu başaramıyorlardı. Sonunda merkezi de kurutmayı başarabilen Brian işi bittiği anda kendini geri çekerek büyük acıdan kurtulmuştu. Bu süreçte Brian'dan daha fazla acı çekmiş olan biri varsa o da İmparator'du. Hâlâ acının verdiği hisle yerde kıvranarak titriyor olsa da çok hızlı iyileşiyordu. Sonuçta bu gezegendeki en güçlü kişi oydu. Arya ve Yetu meditasyon yaparak sadece Brian'ın iyileşmesine uğraşıyorlardı. İmparator ise kendi kendine yerde titreyen vücudunu sakinleştirmeye ve enerji çekerek eski ihtişamına kavuşmaya çalışıyordu.
1 hafta sonra...
Brian tekrar eski vücuduna kavuşmuş ve rahatlamıştı. İmparator'a biraz yardım etmiş ve onu da ayağa kaldırmayı başarabilmişti. Yüzü biraz daha aydınlanmış olan İmparator Brian'a minnetle bakıyordu. "Aydınlığa geçmek istediğim sırada vücuduma büyük bir yük binmişti. Şimdi yani aydınlık tarafa geçtikten sonra üzerimdeki yük katlarca arttı. Bunca insana çektirdiğim acılar gerçekten beni çok kötü hissettiriyor." Dedi acıyla. Brian, İmparator'u aydınlık tarafa geçirdiği için herkesi geçirebileceğine inanıyordu. "Lütfen benimle gelin." Brian nazikçe konuştuktan sonra birden hızla ileriye atıldı. İmparator peşinden gitti ve gökyüzünün en tepesinde durdu. Küçükken bu gökyüzünde bu kadar yükseleceğini hayal bile edemezdi fakat şuan yanında bilinen en güçlü insan ile beraber buradaydı. "Herkes beni dinlesin." Brian altında bulunan topraklarda yaşayan herkesi bir cümle ile susturmuştu. "Ben karanlık yola geçmedim ve İmparator bana, aydınlık yola katıldı. Herkesin bize katılmasını istiyorum." Brian rica ederek konuşmuş olsa da herkes bunu emir gibi algılamıştı. Brian aydınlık elementini aşağı yayarken İmparator vücudunda değişim geçirmiş olan yüklü miktarda aydınlık enerjiyi Brian'a yönlendirmişti. Ardından aydınlık elemente sahip herkes Brian'ın yanına yükseldi ve herkes yardım etti.
Birkaç saat sonra...
Dünya üzerinde bulunan herkes aydınlığa kavuşmuştu. İmparator'un aydınlığı kabulu tüm insanları etkilemişti. Hatta öylesine etkilemişti ki Brian'dan aldıkları hafif bir aydınlık hissi bile yetmişti. Koskoca gezegende herkes bir görev üstlenmişti. Askerler ve güç yolunda ilerleyebilecek herkes eğitilecek ve diğer dünyalara barışı götürmek için çabalanacaktı. Askerler hariç tüm nüfus ise sadece bilime yönelerek yeni icatların keşfi için sıradışı yöntemler uygulayacaktı. Brian ise yoldaşları ile olabildiğince üst bir boyuta giderek şuanki güçlerine güç katmak istiyordu. "Biz hazırız." Brian kızına ve Yetu'ya baktığında herşeyin güzel olacağına emin gibiydi. Tam boyut kapısını açmak için doğrulmuştu ki doğa ruhu herkesi kendi boyutuna farklı bir kapının çekim kuvveti ile zorla getirdi.
"Brian, bana bunca zaman yardım ettiğin için gerçekten çok teşekkür ederim. Hiç olmadığım kadar güçlüyüm ve konseyde artık sadece benim sözüm geçiyor. Bu mükemmel bir duygu fakat sana üzücü bir haberim var. Baban, senin kızını ve arkadaşını yanında götürmene karşı. Torununa çok değer verdiği kesin lütfen anlayışla karşıla ve kızını askerlere yardım edebilmesi için geride bırak." Brian Greya'nın söylediklerini biraz düşündükten sonra hak verdi. Gideceği boyut hakkında hiçbir şey bilmiyordu. Daha boyutu açmak için gerekli enerjiyi bile zar zor karşlayabiliyordu ki kapıyı açabildiği yer enerjinin en az olduğu basit bir çamur birikintisiydi. "Babam haklı onlar burada kalacak." Sakin bir şekilde konuşan Brian kızına ve yoldaşına baktı ve "Elinizden geleni yapın." Dedi. Yetu ve Arya kafalarını onaylar şekilde sallayarak geri çekildiler. O anda Greya onları toprağa geri döndürdü ve Brian'a gideceği gezegen hakkında bilgi vermeye başladı. "O gezegenin ruhu iyi değil. Üzerinde yaşayan insanlar o kadar kötü ki ruhta onlarla birlikte kirlenmiş durumda. İşin çok zor. Orada kademe farkı kayıtlı olduğun okulun kalitesine ve senin o okuldaki statüne göre değişir. Bir okulda yükseldikçe parşömen ve farklı enerji topları kazanırsın ve tekniklerin yanında güç edinirsin. Daha fazla bilgiye gerek yok sanırım. Kolay gelsin." Greya Brian'ın enerjisini burada bitirirse çok zora gireceğini bildiği için ona bir kapı açarak gitmesini sağladı ve işine geri döndü.
Etrafına bakınan Brian çamurlar ile dolu arazideki enerji yoğunluğu karşısında ağzı açık kalmıştı.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..