35.Bölüm

avatar
678 0

Brian - 35.Bölüm


Brian kendine doğru gelen kurda karşı önlem almak için tüm gücünü mızrağına aktardı ve beklemeye başladı. Kurt çalılıklara ulaşmak üzereyken Brian birden sıçrayarak kurttaki en büyük yaraya yönelmişken Pars, yandan saldırıya geçmişti. Üstünden gelen Brian'a atılan kurt attığı pençe ile onu uçururken kendi pençesine de büyük bir hasar almıştı. Bu sırada Pars yaraya dişlerini geçirmiş ve birkaç kez daha deşmişti. Yarasına aldığı büyük zarar yüzünden hızla kan kaybeden kızıl kurt Pars'ı boğazını ısırarak savurmuştu. Bu sırada Brian savrulmanın etkisiyle yıktığı birkaç ağacın arasından çıkıp tekrar saldırıya geçmiş ve mideye yakın büyük yaraya mızrağını saplamayı başarmıştı. Aldığı darbe ile daha fazla ayakta duramayan koca kurt yere yığılmıştı. Brian kurdun yanına gelip yüzüğündeki tonlarca sıkıştırılmış malzemeyi çıkardı. Hepsini bir araya toplayıp büyük bir uğraş ile basit görünümlü kafası, elleri ve ayakları hariç her yerini kaplayan kapşonlu kahverengi bir kıyafet yaptı. Üzerine giydiği kıyafet ile son güne kadar orada oturup meditasyon yaparak tüm canavar cesetlerini kıyafetine işleyecekti.

--------------------

"Bunu babam gönderdi. Yıllar önce dedemden kalmış." İç katmanın en iyilerinden olan çocuk üzerindeki kürklü ve gösterişli zırhı herkese gösteriyordu. "3.seviye zirve gücünde bir canavarın postu." Her kelimesini gururla söyleyen çocuk etrafındakileri kendine hayran bırakıyordu. Orta ve dış katmandaki kişiler de farklı değildi. Babalarından aldıkları veya kendi öldürdüğü canavarların kürkleri ile yaptırdıkları zırhlar ile hava atıyorlardı. Son güne kadar herkes yapabildiği kadar göz korkutmuştu. Kılıçları ve zırhları gereksiz düzeyde gösterişli haldeydi.

--------------------

Bağdaş kurmuş oturarak tüm cesetleri üzerindeki kumaş kıyafete işlemeyi bitiren Brian işlerken gösterdiği özen ve yetenek sayesinde 4.seviye başlangıcı düzeyinde bir zırha sahip olmuştu. Görünüşü hâlâ basit bir kıyafetten fazlası olmasa da gücü son derece yeterliydi. Pars bir mağarada meditasyon yapmak için giderken Brian okula doğru yürürüyordu. Kıyafetin verdiği hafiflik ve rahatlık hissini tadıyor ve mükemmel hissediyordu. Kapşonu kafasına geçirmiş bir şekilde ilerlerken 3.seviye savaşçı ve 2.seviye zirvesindeki büyücülüğü ile neler yapabileceğini düşünüyordu. Bir kaç saat sonunda okula enerjisini tamamen doldurmuş bir şekilde ulaşmıştı. İç katmandaki herkes orada bulunan arenada bekliyordu. Brian içeri girip dış katmanın en zayıfları arasına giderken herkes ona bakıyordu. En zayıflar bile 1.seviye canavarların kürkünü giymişken Brian'ın üzerindekine herkes sessizce gülmüştü.

"Her yıl düzenlenen musabaka bir saat içinde başlayacak. Kurallar basit öldürmek ve enerji alışını sakatlamak harici her şey serbest. Sıralamada 1. olan kişi şehirdeki okula gönderilecek 2.kişi güçlü bir kılıç kazanacak ve 3.kişi güzel bir zırh alacak. Son 5 kişi ise okuldan atılacak. Başlayın." Brian anlamamış bir şekilde etrafına bakıyordu. Herkes aniden savaş düzeni alıp birbirine girmişti. Anlaşılan en çok kişiyi yenen kazanacaktı. Birden yüksek düzeyin arasına koşan Brian yoldaki birkaç orta düzeyde çocuğa rastlamış fakat birşey yapmadan kazanmıştı. Hepsi kumaş kıyafete vurduğu gibi kolunu kırarak yere düşmüştü. Tüm görevliler önce kumaş kıyafeti ve cahilliği yüzünden Brian için endişelense de bu uzun sürmedi. Kumaş kıyafetin 4.seviye bir zırh olduğunu anlamışlardı.

Enerjisinin büyük kısmını mızrağına aktaran Brian iç katman düzeyine girip önüne gelenin kolunu veya bacağını kesiyordu. Saldıran herkes acı yüzünden bayılıyor ya da acı ile bağırarak düşüyordu. Bazı kılıçları bilerek engellemeyen Brian üzerindeki kumaş zırha zarar veremeyen çocukların yüzündeki ifadeyi eğlenerek izliyordu. Kısa süre sonra 50 kişiye dahip iç katmanda yalnızca 5 kişi kalmıştı. Orta ve dış katmanlar hâlâ savaş sürüyordu. Brian karşısındaki 4 kişiden 3'ünün yüzünü hatırlamıştı. 4.kişiye dönen Brian "Bu üçü ile görmem gereken bir iş var bekler misin?" Dedi. İç katmanin 1.si olan çocuk Brian'ın kaybedeceğine emin bir şekilde kabul etti. Rakipleri azalacaktı ve bu onun yararınaydı. Brian'ın mızrağı birden ateş ile doldu ve sırıtarak hırsızların üzerine yürüdü. Çocuklar gülerek "küçük zengin bebeği bize karşı çıkıyomuş." Diyorlar ve hazırlanıyorlardı. Brian hiç karşılık vermeden mızrağı ile 6 tane kesiği havaya doğru savurdu ve bekledi. Birden kolları yere düşen çocuklar bağırmaya başladı. "Hırsızlığın karşılığı bu. Bir daha hırsızlık yaparsanız nerede olursam olayım kollarınızı bir kez daha keserim." İç katmanın 1.si dehşet içinde bu sahneyi izlerken geri geri gidiyordu. "Pes ediyorum!" Birden bağırarak sahneden kaçan çocuk Brian'ı üzmüştü. 3.seviye zirve zırhı merak ediyordu.

Bir süre sonra diğer 2 katmanda da birer kişi kalmıştı. Brian savaşlarının bitmesini bekledikten sonra tüm hızıyla kazanan orta katmandaki çocuğun önüne geldi. "Bö" korkudan dili tutulan çocuk pes bile edemeden hemen arenadan kaçmıştı. Son zafer herkesi gülümsetmişti. "Kazananlar ödüllerini almak için iç katman binasına gidebilir." Sunucu konuşmayı yapıp arenayı terk etti. Brian zafer kutlaması istemediği için uzuvları kopan herkese hızla yardım edip gitti. Savaşın bitmesini bekleyen onca doktor parasını alamayacağı için sinirlenmişti. İç katman binasına giren Brian ödülü almak için bekleyen 2 kişinin yanına gitti. Bu okuldaki her görevliyi görmüş olan Brian içeri gelen kadını tanımamıştı. "1. olan çocuk sizsiniz sanırım. Benimle gelin." Brian kadının peşine takılıp müdürün odasına girdi. "Okuluma gelir gelmez dış kademenin sonlarından iç kademenin birinciliğine kadar gittin. Bu mükemmel bir başarı. Tarihte ilk oldu ve sanırım tekrarı olmaz. Benimle şehirdeki ikinci kademe olan gümüş kademesi okuluna gelmeni istiyorum. O okul sayesinde altıncı seviyeye gelebilirsin. Altın kademede dokuz ve elmas kademede onuncu seviye olabilirsin. Yaşlının anlattığına göre bu gezegene yabancı olman garip fakat pek umursadığım bir şey değil. Senden isteğim diğer okullarda buradaki gibi bilgisiz olmaman olabildiğince uyum sağlamanı istiyorum." Müdür bir süre daha şehirdeki işleyişi anlatırken odasından çıkıyordu.

Brian müdürün üstündeki büyük kürkü inceliyor ve hayran kalıyordu. Gösterişten uzak basit görünümlü fakat tüm elementlere karşı büyük bir savunma sağlayan güçlü bir kürktü. Bir süre ilerledikten sonra Brian uzun bir ıslık çaldı. Müdür Brian'a garip bir bakış attı fakat bir süre sonra ileriden gelen yaklaşık 2 metre boyundaki kurdu görünce hemen önüne geçti. "O benim arkadaşım korkmanıza gerek yok." Dedi tebessüm ederek. Müdür yavaşça yoldan çekilince Brian kurdun üzerine atladı ve sürmeye başladı. Müdür kurt süren bir öğrenci hiç görmemişti. Hatta bunu yapabilen pek fazla insan da tanımıyordu. Ya imparatorlar ya da prenslerin yapabileceği bir işti bu. "O kurdu nerden buldun?" Müdür korku ile soruyu yöneltmişti. "Ormanda kendim eğittim. Bu yüzden 4 gün okula dönmemek istemiştim." Müdür biraz daha rahatlamıştı fakat hâlâ bu çocuk için endişeleniyordu. İşlenmeyi bekleyen bir elmeastı. "Hava kararmadan şehirde olmamız gerek hızlanalım." Müdür birden havalanıp uçmaya başlamıştı. Brian'da kurduna tüm enerjisini verip hızlanmasını sağlamıştı. Saatler sonunda güneş batmak üzereyken şehre vardılar. Brian kimsenin dikkatini çekmemek için kurdu tekrar meditasyona gönderip şehre girdi.

İstediği şey dikkat çekmemek değildi. Sadece bunu kurdu ile yapmak istemiyordu. Herkese doğa ile aralarındaki uyumu göstermek istiyordu. O bilmiyordu ama bu boyutta çok az kişi kendisi gibi enerjisini bu kadar saf bir şekilde taşıyordu. Şehirde adımlarını uyumla atan müdür ve Brian hızla ahşaptan yapılma basit görünümlü bir okula gidiyordu. Brian'ın adım attığı beton yolun her yerinden otlar fışkırıyor, çiçekler açıyordu. Gün batımında gök yüzü kıpkırmızı kesilmişken bu görüntü gören herkesin içini ısıtıyordu. Yoldaki üç kişilik muhaffız ekibinden biri durdurmak için hareketlenecekken diğer iki muhaffız onu tutup yoluna devam ettirmişti. Belki aydınlık yolda yürüyen neredeyse kimse yoktu fakat aydınlık yola saygı duyan çok kişi vardı. Kim güzel bir aura ve hoş bir manzara oluşturabilecek birini reddederdi ki?

Sonunda okula varan ikili müdür odasına girdiğinde Brian çoktan ayağına gönderdiği enerjiyi kesmişti. Brian'ı getiren müdür bir süre işlemlerini hallettikten sonra oradan gitti. Bu sırada Brian müthiş bir hisle dolmuştu. Basit bir kağıt işlemi ile enerjisi bambaşka bir boyuta girmişti. "Hoş geldin yeni öğrenci. İsmim Sray, bu okulun kurucu müdürüyüm. Memnun oldum." Brian Sray'ın bu kadar sıcak davranmasından hoşlanmıştı. "Ben de memnun oldum. Okulu gezmeden önce sizden bir isteğim var." Sray çocuğun bu kadar açık sözlü olmasına şaşırmıştı. "Dinliyorum." Brian tebessüm ederek söze girdi. "Bu okulun kütüphanesini 1 ay için kullanmak ve ardından kendi köyümü kurmak istiyorum izin verirseniz." Sray çocuğun bu yaştan paragöz biri olacağını düşünmemişti. "Peki kabul ederim fakat kütüphane ücreti olarak 20 gümüşünü alırım." Brian yüzüğünden gümüşleri çıkartıp verdi. "Bilgi benim için en büyük hazinedir." Son parasının buna gitmesi üzerine biraz üzülen Brian gayet net bir şekilde bunu söylemişti. Sray gümüşleri aldıktan sonra 1 altın parayı masaya koydu. "Bunu özrüm olarak kabul et. Kütüphane aslında ücretsiz sadece tepkini görmek istemiştim." Brian gayet memnun bir şekilde "Önemli değil altın sizde kalabilir. Bunun yerine merkezdeki okul kütüphanesini kullanmak istiyorum." Dedi. Brian planını gayet iyi bir şekilde kurmuştu. Sray ağzı açık düştüğü tuzağa üzülüyordu. "Kabul..." dedi istemsizce ve yenilgisini kabullenerek. Brian tebessümünü göstererek hemen müdür odasını terketti ve merkeze doğru yürüdü. Okulun merkezi dış katmanından tam 20 kilometre uzaktaydı ve bu yol boyunca her yer şehirler ile doluydu.

Yolu koşu için yapılmış güzel bitkiler ile dolu patikadan koşarak giden Brian orta, iç ve merkez kapılarına geldiğinde müdürün verdiği kartı göstererek nöbetçileri geçti. Merkezde bir süre dolaştıktan sonra kütüphaneyi buldu ve görevlinin yanına gitti. "Müdür Sray bana burayı kullanabilmem için izin verdi. Sizden rica etsem sabaha kadar burada kalabilir miyim?" Görevli kartı görünce düşünmeden kabul etti ve birkaç dakika sonra kütuphaneyi kapatıp gitti. Brian eline ne geçse okuyor ve bu bölgenin siyaseti hakkında bilgi ediniyordu. Tarihi, teknolojideki durumu ve daha birçok şeyi kitaplardan hızla öğreniyordu. Kütüphane iki katlıydı, alt taraf tamamen okumak için ferah bir odayken üst kat sayısız kitaba sahip büyük bir odaydı. Brian yüzüğüne atabildiği kadar kitabı atıyor, alt kata inip ferah odada rahatla okuyor ve geri gidip kitapları yerleştirdikten sonra yenisini alıyordu. Rahat okumak için tasarlanmış odadaki sandalyeye ilk defa oturduğunda eski gezegenindeki kralın rahat yatağı aklına gelen Brian o yatağın bu koltuğun yanında sert bir kayadan farkı olmadığını düşünmüştü. Saatler hızla akıyor, o ise durmadan kitapları karıştırıyordu. Zihin düzeyi, çakralarının durumu ve kitaplara olan düşkünlüğü hesaba katılınca kitapların hepsini 1 haftaya kalmaz bitireceğinden emindi.

Sabah olduğunda görevli gelip kütüphaneyi açtı fakat Brian umursamadı bile. Saatler sonra kitap okuduğu odaya birkaç kişi gelip teknik kitaplarını incelemeye başladı. Bir süre daha sonra zayıf bir vücuda sahip kısa çocuk gelip Brian'ın yanına oturdu ve Brian'ın daha yeni bitirdiği meditasyon için teknik kitabını okumaya başladı. "Eğer istersen 1 hafta sonra beraber çalışabiliriz. Bu kitaptaki tüm teorik bilgiyi özümsedim." Çocuk üzerinde çuval gibi bir kıyafetle oturan Brian'ı gözünü kısarak iyice inceledi. Bu fakir görünümlü çocuğu hiç görmemişti fakat kim olursa olsun merkez katmana gelene kadar en azından 6.seviye güçlü bir zırh giyerdi. Karşısındakini iyice süzen çocuk çuval gibi duran kıyafetin 4.seviye olduğunu görünce dahi bir dikiş uzmanının yanına oturduğunu farketmişti. Duruşunu düzelterek "Olabilir fakat seni burda hiç görmemiştim. İsmin nedir?" "İsmim Brian, okula yeni geldim ve müdür Sray burda kütüphaneye gelebilmem için izin verdi." Çocuk tebessüm ederek "Ben de Layr memnun oldum. Müdürün iznini alman garip. Güçlü bir ikna yeteneğin var anlaşılan asıl bölgen neresi?" Brian tereddüt etmeden "Dış katmana yeni girdim." Dedi. Layr bir süre dalga geçtiğini düşünse de Brian'da bir tebessüm göremeyince ürktü. "Ailenin yardımı ile mi geldin?" Brian tepkiyi gayet normal bularak "Hayır bu boyutta kimsem yok. Müdür beni fazla sevdi anlaşılan." Layr daha fazla konuyu uzatmak istemedi. Onun için ürkütücü bir konuşmaydı bu. "Tamam ben kitabıma dönüyorum 1 hafta sonra buluşalım." Brian uzatmadan kafasını eğerek okumaya devam etti.

--------------------

1 hafta sonunda tüm kitapları bitiren Brian kazandığı tüm bilgileri harmanlayarak bir köy planı oluşturabilmek için kütüphanenin alt katında bulduğu bölmeden girip güzel bir göletin bulunduğu sessiz çimenlik alana oturdu. Hoş çimenler ile dolu gölette birkaç balık yüzüyor, sessizliğe hoş bir hava katıyordu. Brian ilk defa bu kadar derin bir meditasyon deneyimi yaşıyordu. Layr işlerinin olduğunu ve 2 hafta kadar gelemeyeceğini söyleyince Brian daha da mutlu olmuştu. Bu huzuru hiçbir şey bozamazdı.

--------------------

2 haftalık süreçte Brian ilk önce çok iyi bir köy planı çıkartmış ardından sadece meditasyon yaparak büyücülüğünü 3.seviyeye çıkartmıştı. Büyücülük ve savaşçılığı 3.seviyeye girdiği için tekrar damarları büyümüş ve şekillenerek enerjiyi daha rahat kontrol edebilecek hâle gelmişti. Bunlar bittikten sonra kütüphaneye gelen Layr'ı Brian karşılayıp tekniklerdeki meditasyonu öğretti. Bir hafta kadar da onunla beraber zaman geçirdikten sonra iyi arkadaş oldular. Layr, Brian'daki huzur verici enerjiyi çok sevmişti.

İkili beraber müdür Sray'ın odasına vardıklarında Brian müsade istedi ve müdürün teklif ettiği parayı kabul ederek oradan ayrıldı. Layr ve Brian uzun süre yol kat ederken Brian'ın her an arkasındaki yoldan otlar fışkırıyor ve çiçekler çıkıyordu. Yolun bir kısmından sonra onlara zararsız canlıların bulunduğu ormandaki kuşlar ve kelebekler eşlik etmeye başlamıştı. Layr çok garip hissediyordu. Normalde zararsız hayvanlarla ve çiçeklerle pek arası yoktu fakat şuan onları çok sevmişti. Hayvanlar sanki onların yanında huzur buluyor gibiydi. Saatler, ardından günler geçti. Layr hiçbir zaman Brian'ın arkasından ayrılmak istememişti. 2 metre boyunda bir kurt onlara eşlik etmeye başlayınca daha ilerisinin olabileceğini düşünemek istemiyordu.

Sonunda bataklığa varan ikili orada buldukları bir köye girdi. Buradaki köy hiçbir krallığa ait olmadığı için çok büyük tehlikedeydi. Her an haydutlar tarafından köylüler toplanıp köle olarak satılabilirdi. Brian köye girince dışarıda kimse kalmamıştı. Layr'ın üzerindeki kıyafetler ve 2 metre boyundaki kurt herkesi korkutmaya yetmişti. Brian ikisinin orads beklemesini söyleyip köy yaşlısının evi olduğunu düşündüğü küçük çirkin kokulu odunlardan yapılma evin kapısını çaldı. Kapıyı genç bir adam açtı. "Ne istemiştin?" Brian tebessüm ederek "Uzun yoldan geliyorum. Köy yaşlısı nerede söyler misin?" Dedi. Adam içeri gidip yaşlı bir adamla döndü. "Kulakları pek çalışmıyor. Ne istersen söyle de gidin burdan." Brian adamın konuşmasına kırılmamıştı. Korkuyor olmaları gayet doğaldı. Elini yaşlıya uzatan Brian birden beyaz ışıklar saçmaya başladı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46886 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr