An söylenenlere inanmıyordu ve inanmak istemiyordu çünkü bu bütün hayatının bir yalan üzerine kurulu olduğu anlamına gelecekti, bunu kabul edemezdi. An sinirlerine hakim olamayarak “Benim ailemin büyücülerle hiçbir alakası yok. Ne asil bir soydan geliyoruz ne de büyü gücümüz var, sana da saçma gelmiyor mu neden büyücü kökenli bir aile böyle bir evde böyle mütevazı bir hayat yaşasın. Ailemin büyücülerle bir yakınlığı olabilir geçmişten gelen fakat büyücü olmadıklarına yemin edebilirim.”.

McGregor An’ın omzuna elini koydu: “Evlat anlıyorum zor bir durumdasın ailen kaybolmuş şuan mantıklı düşünemiyorsun sadece. Kaçırılma vakalarının nesnesi tamamen büyücü kökenli insanlardan oluşuyordu. Eğer böyle bir istisna olduysa bile ailen muhtemelen bu örgütün önüne taş koyuyordu veya koyulmasını destekliyordu bunu zaman gösterecek. Şuanlık aileni büyücü kabul edip buna uygun olarak hareket edeceğiz. Ailenin neden bu şekilde yaşadığını ben de isteseydiler muhtemelen toplumun sosyete sınıfına mensup olabilirlerdi.” dedi. 

“Sadece ailemi geri almak istiyorum büyücü olup olmadıkları umurumda bile değil. Sadece… sadece ölmediklerine emin olsam bile bana yeter.”

“Ailenin büyücü olup olmadığını anlamanın bir yolu var aslında.” ufak sırıtışıyla muhabbete dahil olmuştu Yaşlı Amir. Önlerinde duran masaya cebinden çıkardığı saydam piramit şeklinde olan nesneyi bıraktı. An bunun ne olduğunu çok iyi biliyordu bu büyü kontrol taşıydı. 

Genelde 15 yaşından önce kullanılması pek sağlıklı sonuç vermezdi o yüzden okullar genelde lisenin sonunda bu testi yapıyordu. Zaten kişide herhangi bir büyü gücü bulunuyorsa tarafsız gözlemciler tarafından büyü kontrol taşının parlaklığına göre sınıflandırıp büyü gücüne göre diğer üniversitelerden farklı olan askeri okullara alınıyorlardı. Üst seviye akademilere girmek çok önemliydi çünkü iyi bir akademi demek iyi bir gelecek demekti. 

An elini masanın üzerindeki büyü taşının üzerine koydu. Büyü taşı ilk başta tepki vermese de yaklaşık beş altı saniye sonra odayı baştan başa kaplayan beyaz ışık huzmeleri yayılmaya başladı. Işık gözlerini kör etmişti gerçek anlamda ; arı bir beyazdı bu saflıktan geliyordu.

Yaşlı Amir An elini büyü kontrol taşından çektikten sonra biraz kendine gelebilmişti. Gözleri fal taşı gibi açılmıştı McGregor’un da ondan pek bir farkı yoktu. An’a inanılması güç olan gerçeği kimin açıklayacağını ikisi de bilemiyordu en sonunda McGregor düşünceli halinden sıyrılıp An’a :

“An üç ana büyü elementinin olduğunu biliyorsun değil mi, iki elemente bile yatkın olan sayılı kişi varken senin üç elemente de yatkın olman inanılmaz bir şey. Artık kendin hakkında endişelenme buna sıra bile bulamamış olabilirsin zaten ama krallık seni tam burslu olarak okutacaktır muhtemelen. Exley Büyü Akademisi evet ondan bahsediyorum.” dedi.