Bölüm 20: 7 Başlı Altın Kurt (II)

avatar
479 3

Cennet Hükümdarı'nın Günceleri - Bölüm 20: 7 Başlı Altın Kurt (II)


Bölüm 20: 7 Başlı Altın Kurt

 

GÜÜÜÜMMMMM!

 

Korkutucu bir ışık yayan, siyah renkli başka bir ok yoktan ortaya çıktı ve Aedrian’ın kafasını parçalara ayırdı. Lakin ok o kadar kuvvetliydi ki Aedrian’ın kafasını parçaladıktan sonra durmadı ve ondan fazla kurdu deldi ve sonunda düştü.

 

Kurtların saldırısı durdu.

 

Mr. Crazy elindeki kara yayı sakince indirdi ve elini silkeledi. Sağ elinin üzerindeki deri fazlasıyla aşınmıştı. Sırt kasları öyle kasılmıştı ki biraz daha zorlasaydı yırtılacaktı. Ayaklarının altındaki zemin ise göçmüş, ayak bileğine kadar batmıştı.

 

[Öfke’nin Hakimiyeti kullanıldı!]

 

[700 Öfke Puanı kullanıldı!]

 

[Öfke Puanı: 150!]

 

Crack!

 

“Hm?” Mr. Crazy şaşkın bir şekilde elindeki yaya baktı. Elindeki yay çatlamıştı. Kirişi ise yayın gövdesinden kopmak üzereydi. Kısaca artık kullanılamazdı.

 

“Her neyse… Yaydan daha fazla bir şeyim varsa; o da paradır.” Mr. Crazy yayı envanterine kaldırdı ve daha fazla umursamadı. Okçuların arasına karışmış olduğundan dolayı kimse onda özel bir şey görmemişti. Çünkü okunun diğerlerinden farkı, elementsiz ve çok güçlü olmasıydı. Onun dışında özel bir görüntü ortaya çıkmamıştı.

 

Mateo elini kirişten çekti ve yaptıkları katliama baktı.

 

Onlarca kurt yerde bir örtü oluşturmuştu. Kurtların arasında gümüş parıltılar güneş ışıklarınca parlıyordu. Farklı renklerdeki itemler ise kurtların arasına serpilmişti. Mateo o anda gök mavisi renginde bir yay gördü ve ona kitlendi.

 

Aslında Mr. Crazy’e hesap soracaktı; çünkü biraz önce ondan fazla uzman savaşçıyı feda etmişlerdi. Oyuncu öldürmek çok büyük bir tabuydu. Çok ciddi bir şey olmadığı sürece kimse birbirini öldürmezdi. Hatta çoğunlukla düello ya da taviz ile çözülürdü. Çünkü bu diğer oyunlara benzemiyordu. Öldükten sonra bir seviye kaybetmiyordunuz. Yaptığınız her şey siliniyordu!

 

Bu yüzden öldürmek yasaktı.

 

Ancak kimse bunun ile uğraşacak kadar sakin değildi. Büyük bir baskındı ve ekipman fazlasıyla boldu. Büyücüler ve okçular tereddüt dahi etmeden ileri atıldı. Geride sadece Mr. Crazy ve birkaç kişi kaldı. Bunlar ekipmanlara ilgi duymayan sadece öldürmek için gelmiş kişilerdi. Sadece enerjilerini doldurmak iksirler içtiler.

 

Mr. Crazy ise orada durmaya devam etti ve sakince eşya toplamaya giden avelleri izledi.

 

Mateo birkaç okçu ile birlikte yayı kapmak için yarıştı. Ancak ne yaparsa yapsın diğerlerinden önce davranamadı. Sadece gücünü ve güzelliğini daha da fark etti.

 

“Ah… Siktir!” Öfkeyle yönünü değiştirdi ve satabileceği başka şeyler aradı. Ancak ne kadar bakarsa baksın. O yay kadar dikkat çeken bir şey bulamadı. Ama bir şey almaktan vaz geçmedi. Alabildiği ne varsa almaya devam etti.

 

Kısa süre sonrasında birçok oyuncu aramalarını bitirdikten sonra arkasını dönerek geri gitti. Geri kalanlar ise kurtların altını aramaya devam etti. Onlarda en fazla üç yüz metre ötede olan savaşı unutmuşlardı.

 

Mateo aramaya devam edenlerden birisiydi. Adam akıllı bir şey bulamamıştı. Ta ki o esnada aklına bir kurt düşene kadar.

 

“Acaba Bay Aedrian nerede? En son bir kurt tarafından geriye fırlatılmıştı.” Mateo şaşkınlıkla etrafa bakındı ama Aedrian’ı göremedi.

 

“Ölmüş olamaz değil mi?”

 

Savaş sırasında kurtlar bir örtüden farksızdı. Dört metre yüksekliğinde bir duvar gibiydiler. Bu yüzden arkalarında ne olup bittiği gözükmüyordu. Aedrian’a ne olduğu bilinmiyordu.

 

Mateo içinden onun ölmüş olmasını dileyerek, onun en son gözüktüğü yere ilerledi. Bir süre ilerledikten sonra ölü kurt deniziniz sonlarında beş kurdun arasında sadece kemikleri kalmış bir insan cesedi buldu. O anda boğazı kurudu. Vücudunu bir ürperti sarmıştı.

 

“Nedense birden bire ürperdim.”

 

Aedrian’ın üzerinde zırhı yoktu. Birisi ondan önce davranmıştı, ya da kurtlar zırhı farklı yerlere dağıtmıştı. Mateo içindeki aç gözlüye yenildiğini kabullendi. Aedrian’ın cesedini bir kez daha inceledikten sonra saygısını sundu ve oradan ayrıldı.

 

“Saldıran şey her neyse kafasını atomlarına ayırmış…” Mateo, Aedrian’ın karşılaştığı şeyle karşılaştığını düşündü ve ona sempati duydu. Ancak bu kısa sürelik bir sempatiydi.

 

HRRRRRR!

 

Ani bir ses kulağına ilişti. Bundan daha öncede kurt tarzı hayvanlar ile savaşmış bir kişi olan Mateo hızla tepki verse de dünyası aniden karardı. Beş metre yüksekliğe erişen dev kurt, Mateo’nun bedenini tek hamlede yuttu. Mateo daha ne olduğu dahi anlayamadan, eşyaları ile birlikte kurdun midesine indiler.

 

Aniden ölen tek kişi Mateo değildi. Ölü kurt denizinin içinde hareket eden kişilerin tamamı bir anda altlarından fırlayan kurtların yemi oldu.

 

“İmdat!” Kimden geldiği belli olmayan bir yardım çığlığının ardı öncekinden daha kuvvetli kükremeler ile doldu.

 

O anda herkes anlamıştı neler olduğunu! Kurtlar ölü yoldaşlarının arasına saklanmış ve ölü taklidi yapmıştı. Tüm birliğin sırtı terle kaplandı. Gardlarını indirmişlerdi. Birçok büyücü çoktan tepki vermiş ve saldırıya geçmiş olsa da kurtlar bunu daha önceden planlamıştı. Elliden fazla kurt elli kişiyi anında yutmuş ve sadece çok daha güçsüz olan insanları geride bırakmıştı.

 

Arka saflar bir saniyede tamamen yerle yeksan olmuştu. Altın kurtlar bunu fırsat bilerek ileri atılmış, önüne geleni yutmaya başlamıştı.

 

Üç saniyede rahatlamış ve kendini bırakmış oyuncuların tamamı kurtlara yem olmuştu. Yerinden hiç ayrılmayan beş kişi bu olaya sakin bir şekilde bakıyordu. Bunlar arka safların en güçlü oyuncularıydı. Zaten böyle bir olayı tahmin etmişlerdi.

 

Mr. Crazy ise en başından beri bunu bilen kişiler arasındaydı. Sadece doğrulaması ve aptallardan kurtulması gerekiyordu.

 

Diğerleri ise…

 

Her şeye tek başlarına konabilmeleri için bir fırsat doğmuşken neden umursasınlar? Buradaki eşyaları satarak gerçek dünyada kristal milyoneri olabilirlerdi. Aptallar gerçekten muhteşem bir para kaynağıydı.

Karşılarında elli kurt olsa bile bu beş kişi saçma derecede sakindi.

 

Mr. Crazy sakince ondan birkaç metre ötede duran baygın bakışlı, züppe büyücüye baktı. Büyücünün üzerinde Mr. Crazy’in üzerinde bulunan tüm ekipmanlardan kat kat daha değerli bir asa ve cüppe vardı. Turuncu saçları kafasının arkasında bağlanmıştı. Turuncu gözleri kibrin kölesi olmuştu. Ancak Mr. Crazy biliyordu ki bu züppe, buradaki en güçlü üç büyücüden birisiydi. Aynı zamanda en güçlü ateş büyücüsüydü.

 

“Elias, bize gücünü göstermek ister misin?” Mr. Crazy gülümseyerek sordu. Ayakları hâlâ aynı yerdeydi, en ufak bir hareket göstermemişti.

 

“Neden yapacakmışım?” Elias kafasını eğerek sordu. Kimin öldüğü en ufak bir şekilde sikinde değildi. Ayrıca Mr. Crazy’in emrivaki tonu hoşuna gitmiyordu.

 

“Çünkü zorundasın gerizekâlı!” Aniden yan taraftan öfkeli bir ses geldi. Siyah kıyafetlerin içerisine bürünmüş bir okçu Elias’ın önüne geldi ve onun yakasından kavrayarak kurtlara fırlattı.

 

“Owen, seni orospu evladı! Benim babamın kim olduğunu biliyor musun?” Elias, Owen’in gücüne karşı koyamamıştı. Kavisli bir rota izleyerek havada uçtu ve bir kurdun önüne düştü. Öfkeli kükreyişi tüm savaş alanını sarstı.

 

Beş kişi arasında iki okçu ve üç büyücü vardı. Okçulardan birisi Mr. Crazy, diğeri ise Owen’di. Büyücüler arasında Elias, sessiz ve sakin olan itaatkar rüzgar büyücüsü Bryson, ve herkesi gülerek izleyen toprak büyücüsü Miles vardı.

 

Hepsi de saçma derecede güçlü alan etkili büyücülerdi.

 

Elias kurdun önüne düştükten sonra kurt daha ona atılmaya fırsat bulamadan ateş okları ile delindi. Elias’ın elindeki kızıl asa parladı ve ateş topları ile çevresinde bir kalkan oluşturdu. Elias kibirli olmasına rağmen çok güçlüydü. Bunu sadece kalkanından bile fark edebilirdiniz.

 

Ancak o kalkan oluşturmuşken ondan fazla kurt diğer dört kişiye atlamıştı.

 

“Rüzgar kalkanı.”

 

Sessiz ve sakin Bryson asasını yere vurdu. Onlara atılmış kurtları güçlü ve sert bir rüzgar dalgası karşıladı. Kurtlar geldikleri yöne doğru geri savruldu.

 

O anda garip bir şey oldu. Her zaman sakin olan dört kişinin yüzleri ekşidi ve aniden formasyon değiştirdiler. Owen ve Mr. Crazy tereddüt dahi etmeden yaylarını bir yöne çevirdi ve sırt sırta verdiler. Topraktan oluşmuş sert bir daire onlardan yirmi metre ötede duran Elias’ı korumaya almışken, Bryson hayatında oluşturduğu en güçlü kalkanı oluşturdu.

 

Aynı anda gökten demir mızraklar yağdı ve kurtları haşat ettiler. Mızrakların sadece 10/1’i kurtlara inmişti. Geri kalanlar Mr. Crazy ve Elias’ın çevresine iniyordu.

 

“Breyson!” Mr. Crazy kükredi.

 

Breyson onun ne demek istediğini anında anladı ve farklı bir rüzgar büyüsü oluşturdu.

 

“Rüzgar dalgası!”  

 

Farklı bir rüzgar akımı demir mızrakları havaya çiviledi ve geldikleri yöne geri fırlattı.

 

Mızraklar oldukça garip bir tasarıma sahipti. Uzun ve kıvrımlıydılar. Bir mızraktan çok, bir yıldırıma benziyordu. Göklerin cezasıymış gibi bir his veriyordu. Ancak buradaki herkes tanrıtanımazdı.

 

Breyson hiçbir şey olmamış gibi büyüsünü yaptıktan sonra bir rüzgar dalgası daha kullanarak, çevreyi araştırdı. Breyson, rüzgar elementinde bir dâhiydi. Rüzgârı birçok şekilde kullanma yeteneğine sahipti. Ayrıca rüzgâr büyülerine bağışıklığı vardı. Onunla temas eden rüzgar büyüleri bozuluyor, ya da ona güç katıyordu. Garip bir bedeni vardı yani!

 

Mr. Crazy ona bakınca kaşlarını çattı.

 

“Bir şeyler yanlış.”

 

Owen kafasını salladı ve kulakları ile çevredeki hareketleri duymaya çalıştı. Ancak çok uzakta olmayan boss savaşı bir perde gibi sesleri bastırıyordu.

 

“Haklısın. Bir suikast girişimiydi.” Owen katıldı.

 

İçinden bir ses ona son zamanlarda yaşanan gizemli katliamların suçlusu ile karşılaştığını söylüyordu. Sonuçta elli kişiyi iz bırakmadan öldürebilecek kapasiteye sahip bir saldırıydı. Ayrıca cinayet izlerine neden olabilecek türden bir saldırıydı.

 

“Lan! Lan! Bırakın lan beni! Öldüreceğim! Hepinizi öldüreceğim!” Elias’ın cırtlak sesi gerginliği bir anda bozdu. Herkes bu geri zekâlıya odaklanmışken, Mr. Crazy dudakları kavisli bir şekilde kıvrılmıştı. Görenler bunun Elias’ın davranışları yüzünden gülüşü olarak düşünürdü. Ancak gözlerinde garip bir beklentiyle, mutluluk harmanlanmıştı.

 

Sonunda sizi buldum orospu evlatları!

 

***

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46884 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr