Çevirmen:Ratelnim
Editör:Kurogane / Extacy12
“Şu dünyalılar gerçekteeeen can sıkıcı!! Sorunu ne bunların? Onlara öbür dünyada çocukken sorun çıkarmayı falan mı öğretiyorlar!?”
Ork Kraliçesi O’Luna ayağını şatonun zeminine sertçe vurdu, öfkesi her halinden belli oluyordu.
O gece Kraliçenin bağırış ve yere vuruş sesleri şato boyunca yankılanmıştı.
Kulaklarımı tıkarken, çok gürültülü, diye düşündüm.
“Oi Luna, sakinleş. Saatin kaç olduğundan haberin var mı? Hizmetkarları endişelendiriyorsun.”
Kraliçenin odasına toplanmış alt seviyeli Ork hizmetçiler, kraliçenin odanın içinde attığı sinirli voltaları bir NPC gibi izliyorlardı. Çok rahatsız edici ….
Ancak Kraliçe Luna, hizmetçilerin endişelerini görmezden gelerek gitgide daha da sinirleniyordu.
Luna’nın Elf-benzeri güzel yüzü etrafa lanetler savururken öfkeden kasılmış bir vaziyetteydi, “Dünyalılar, affedilemez … Onları kesinlikle öldüreceğim … Cidden onları öldüreceğim …
”
Dünyalılar yüzünden o kadar sinirlenmişti ki söylenen hiçbir şeyi duymuyordu.
Neden sinirli olduğu ortadaydı.
Daha demin, Schera dağının eteğindeki Ork kalesi Dünyalı bir yeniden-doğan tarafından yerle bir edilmişti..
Dünyalı bunu yarı eğlenmek için yapmıştı.
Onlar, yeniden doğduklarında Tanrıça'nın onlara hediye ettiği hileli güçlerle rastgele oynayan yıkım makinelerine benziyorlardı.
Bu dünyadaki yarı insanları[Canavarlar] hor görüyor ve onları eziyorlardı.
Neyse ki, bu sefer kimse ölmemişti; ancak hasar çok büyüktü.
Kraliçe Luna, gecenin bir yarısı uyanıp kalenin çöküşünün haberini almıştı. Öfkeden köpürüp odasında eline geçen ne varsa paramparça etmişti.
Sonra vahşi bir yaratık gibi kükremeye başlamıştı.
Diğer odalarda uyuyan hizmetkarlar sesleri duyup buraya gelmişlerdi.
…..
“Hepsine lanet olsun — … Şu anda çok sinirliyim — … Dünyalılar gerçekten sinir bozucu — … Sadece Ork’uz diye bize her istediğinizi yapamazsınız — …”
Luna gün ağarana kadar söylenmeye devam etti. Lüks yatağının üzerinde dizlerine sarılmış bir vaziyette hiç durmadan nefretle mırıldanıyordu.
“Biliyorum, biliyorum. Gerçekten biliyorum.”
Yatağın yanında oturmuş, onun öfkesine eşlik edecek şeyler mırıldanıyordum.
Zamanında birisi bana bir kadın öfkeliyse ilk önce onun tarafını tutmam gerektiğini söylemişti.
Bu arada, Düşük seviyeli Ork hizmetkarlar odanın zeminini kaplamış mışıl mışıl uyuyorlardı.
Efendilerinin odasında uyumak mı? Bu elemanlar gerçekten işe yaramaz...
.
“Biliyorum, neden sinirli olduğunu anlıyorum.” derken gözlerim onun göğüslerine kitlenmişti.
Luna’nın geceliğinin göğüs düğmesi açıldığından dolayı, yumuşak ikiz tepelerinin dışarı çıkmasına çoook az kalmıştı.
Sadece birazcık daha eğilirse göğüs uçları görülebilir olacaktı…
“Karar verdim!!”
Luna aniden yatakta ayağa kalktı. Yumruğu sıkılıydı, görünüşe göre bir karara varmıştı.
“Karar verdim… Dünya’dan buraya gelmiş her bir yeniden-doğanı öldüreceğim!”
“Hepsini mi? Hee. Yoksa beni de mi öldüreceksin?”
Geç giriş için özür dilerim, benim ismim Kato Tomoki.
Dünyalı bir yeniden-doğan.
Dünyada öldüm, Tanrıçadan belirli bir özel güç elde ettim ve bu dünyaya hileli bir yetenekle tekrar doğdum.
Irkım İnsan — yani tamamen normal bir adem evladıyım ancak bir şeyler bir şeyler oldu ve şimdi Ork Kraliçesi O’Luna’nın şatosunda bir misafir olarak kalıyorum.
Normalde, Dünyalı bir yeniden-doğan Orkların doğal düşmanı olarak kabul edilirdi; ancak Luna’yla yaşadıklarımızdan sonra arkadaş olmuştuk.
“Kato, bir Dünyalı olsan da sen benim arkadaşımsın! Sadece seni öldüremem. Evet, sen burada benim dengimsin!”
Görünüşe göre Luna’nın arkadaşı olduğum için ölüm-listesine dahil değildim.
Tanrıçaya şükür. Böylece bu seksi Ork Kraliçesiyle bir süre daha haşır neşir olabileceğim.
“Bu arada Kato. Senden bir arkadaşın olarak bir şey istemem lazım …”
Luna işaret parmaklarıyla birbirini itti ve bedenini utangaçça büktü.
“Benim yerime Dünyalıları öldürür müsün …? Şu Dünyalıların hepsi birbirinden güçlü. Onlara karşı kazanamam. Ama başka bir dünyalı olarak sen …”
Arkadaş olmak falan eyvallah, ancak Dünyalı dostlarımı mı öldürmeliyim? Kafa mı buluyorsun benimle!
Öfkelenmiştim ve neredeyse ona bağıracaktım — ama bekle bir saniye...
Eğer şimdi onun isteğini dinlersem — böylece onu elde etmem de kolaylaşır, yanlış mıyım?
“Tamam.”
Kabul ettiğimi duyunca, Luna mutlulukla gülmeye başladı ve zıpladı.
“Gerçekten mi!? Sadece deneme amaçlı sormuştum bilirsin! Harikasın Kato!! En iyisisin!! Whee! Çok havalısın! Şimdiye kadar gördüğüm en parlak parlayan yıldız sensin!”
“Ancak,” diye devam ettim. “Bir şartım var.”
“Ş, şart mı …?”
Yup. Dünyalı yoldaşlarımı sadece senin için öldüreceğim ve bunun karşılığındaysa — Luna, senden vücuduna ne istersem yapmama izin vermeni istiyorum.”
Her zaman Luna’yı istemiştim.
Şey, bilirsiniz, taş gibi...
//ÇN:Çük kafalı Mülayim’in maceraları başlıyor…
//DN:Evet arkadaşlar yeni serimiz hayırlı olsun bir abazanın maceraları vol 1 iyi okumalar;)
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..