HAYATTA KALMA 3.GÜN PART 2
<Lily pov>
Bir sabah uyandım ve kahvaltı yapmaya gitmeden önce elimi ve yüzümü yıkamak için banyoya gittim.
“günaydın anne, günaydın baba”
Mutfakta her sabah yaptığım gibi neşeli bir şekilde ailemi selamladım. Ama kapıdan daha yeni girmiştim ki gördüklerim karşısında gözlerim büyüdü ve olduğum yerde dondum.
“raaaar *krack*”
Her yerde kan vardı. Babam koltuğun üzerinde hareketsiz bir şekilde yatarken annem babamın göğsünden parçalar koparıp yiyordu.
“aa..aaahhh”
O kadar korktum ve şok oldum ki sesimi yükselttim. Sesimi duyunca annem kan gibi olan kıpkırmızı gözleriyle ban döndü ve üzerime koşmaya başladı. Çığlık atarak koşmaya başladım ve sonunda beni yakalayamadan banyoya girip kapıyı kilitledim.
Annem kapıya vurmaya başladı. O kadar korktum ki nefesimi tuttum.
Nihayet annem bir süre daha kapıya vurduktan sonra gitti.
‘anneme ne oldu? gözleri kırmızıydı ve babamı yiyordu. Korkuyorum lütfen yardım edin?’ içimden dua ederken zaman geçmeye devam etti.
...
Hava kararmış ve akşam olmuştu. sabahtan beri bir şey yiyemediğim için çok acıkmıştım bu yüzden banyodan su içerek açlığımı biraz bastırmaya çalıştım.
Hava çok karanlık olmasına rağmen gözüme tek damla bile uyku girmemişti. O kadar çok ağlamıştım ki artık gözlerim ağrıyor ve gözyaşlarım çıkmıyordu.
‘lütfen birisi beni kurtarsın. Lütfen’
Sonunda yavaşça göz kapaklarım artık yorgunluğa dayanamadı ve uyudum.
...
Sabah bir gürültüyle uyandığım için korktum ve nefesimi tuttum. ’olamaz beni buldu mu?’
Ama bir süre geçmesine rağmen kapıma gelen hiç bir şey olmadı. Tam rahat bir nefes alıyordum ki odadan bir ses geldi.
“aaaarrrgggh”
“yardım-yardım edin lütfen birisi yardım etsin”
Birinin yardım için bağırdığını duydum ama çıkamayacak kadar korkuyordum.
‘ne yapmalıyım?’ korktum ama bu fırsatın kaçmasına izin veremezdim. Kararlılığımı güçlendirdim ve kapıyı açıp odaya koştum ve babamın yerde benden büyük bir çocuğun üzerinde yattığını gördüm.
Babamı görünce bi an sevindim ama gözlerinin annem gibi kırmızı olduğunu görünce korktum. Altında ki çocuğa baktım.
15 yaşlarında, beyaz saçlı, mavi gözlü ve esmer bir teni vardı. Biraz daha dikkatli bakınca biraz yakışıklı görünüyordu.
Babama bir kez daha baktım ve onun babam olmadığını anladım. O artık babama benzeyen bir canavardı.
Bu yüzden hemen hemen yakındaki vazoyu elime aldım ve babamın kafasına sertçe vurdum.
“çat.....rooooaaar”
Vazoyu vurunca babamın çocuk üstündeki baskısı azaldı. Bu yüzden çocuk hızla ayağa kalktı ve elindeki baltasıyla babamın başını kesti ve yere uzandı.
“sende kimsin?”
çocuk yerde bir süre dinlendikten sonra bana sordu.
“benim adım Lily”
Soru karşısında biraz titredim ve kısık sesle devam ettim. ”be-ben bu evde yaşıyorum annem ve babam onlar ”annem ve babamdan bahsedince sesim biraz titredi.” dü-dün sabah kalkıp odaya gittiğimde annemin babama saldırdığını gördüm. Her yerde kan vardı çok korktum bu yüzden hızla odadan kaçtım ve tuvalete girip kapıyı kilitledim.”
“hick uuuuu abi anneme ve babama ne oldu? Korkuyorum lütfen bana ne olduğunu söyle?” sonunda dayanamadım ve ağlamaya başladım. Ağlamaya başlayınca çocuk beni kucakladı ve başımı ovuşturmaya başladı.
“merak etme her şey yoluna girecek” nazik sesini dinlerken yavaşça yorgunluk yüzünden uyumaya başladım.
...
Uyandığımda koltuğun üzerinde yattığımı fark ettim. Etrafımda kimse olmadığını görünce yalnız ve korkmuş hissettiğim için ağlamaya başladım.
Ağladığımda daha önce ki çocuk hızla geldi.
“sorun nedir?”
Nazik sesini ve endişeli yüzünü görünce iç güdü sel olarak koltuktan kalktım ve hızla ona sarıldım.
“abi beni bırakıp gittin sandım” ona abi diye hitap edince kendim bile şaşırdım.
“merak etme hiç bir yere gitmiyorum. Dünden beri bir şey yememiş olmalısın. Hadi gel ve bir şeyler ye”
Nazikçe başımı ovuşturdu. Sanki az önceki korku ve yalnızlık yalanmış gibi hissetim ve yemek için masaya oturdum.
...
Yeni tanıştığım çocukla yani abimle birlikte evden ayrıldık. Eve son bir kez daha bakarken geçirdiğim güzel anıları hatırladım ve üzüntüden göz yaşlarımı durduramadım.
Bir süre sonra abimle birlikte bizim ev gibi tek katlı bir eve geldik. Abim bana yemek teklif etti ama daha az önce yediğim için aç değildim bu yüzden tek başına yedi.
Onun yanında kaldım çünkü yapabileceğim başka bir şey yoktu. Yemeğini yedikten sonra yatma vakti gelene kadar film izledik ve yatmaya gittim.
Yatakta yatarken bu bir kaç gün olanları düşündüm ve sessizce ağladım. Açıkçası bu çocuğa güvenmiyordum. Bu yüzden zayıf biri olduğu düşünmesin diye önünde sert davranıyorum.
Zaman geçtikçe yavaşça uykuya daldım.
...
Ertesi sabah kalktığımızda kahvaltı yapıyoruz ve beraber erzak aramak için başka evlere gireceğiz. Açıkçası annem başkalarının evine izinsiz girmemi söyledi ama bu durumda yapmaktan başka çarem yok. Özür dilerim.
Yolda giderken abim bir anda benle sohbet etmeye başladı. Annem ve babamı hatırlayınca birlikte geçirdiğim anılar yine aklıma geliyor bu yüzden üzülüyorum. Abimde üzüldüğümü anlamış gibiydi ve konuyu hemen değiştirdi.
Sohbet ederken kendimi daha iyi hissediyorum. Biraz sonra karşımıza iki katlı bir ev çıkıyor abim sessiz olmamı işaret edip sessizce eve yaklaşıyor bir süre sonra beni çağırıyor ve evi arıyoruz.
Abim evde bir silah bulunca birden bağırdı bu yüzden korktum ama o özür diledi ve başımı ovuşturdu.
Neden bilmiyorum ama başımı ovuşturunca (bundan sonra ‘okşayınca’ olarak değiştiriyorum) kendimi rahatlamış ve mutlu hissediyorum.
Evden çıkıp biraz daha ilerliyoruz ama bir şey bulamayınca geri dönüyoruz.
...
Sabah kalktığımızda yine kahvaltı ediyoruz ve yola çıkıyoruz. Biraz ilerledikten sonra önümüze bir otoban çıkıyor ve abimle birlikte otoban boyunca yürüyoruz.
Önümüze bir araba çıkıyor yavaşça yaklaşıyoruz ve içine bakıyoruz içini görünce biraz korktum çünkü koltukta çok kan vardı. Ama abimin sakin olduğunu görünce kendimi sakinleştiriyorum.
Abim arabanın arka tarafına gidiyor ve bana burada kalmamı söylüyor. Memnun olmasam da dediğini yapmaktan başka çarem yok.
Abim bagajı açınca hemen yüzünü ekşitiyor ve geri çekiliyor. Sonra tekrar bagaja bakıyor ve yüzünün hafiften solduğunu görüyorum. Ne olduğunu merak etsem de yaklaşmıyorum. Bagaj dan bir bavul çıkartıp hızla ormana doğru gidiyor. Muuuu içinde ne olduğunu merak ediyorum.
Bir süre sonra abim geri geliyor. Ama yüzü bembeyaz olmuş ve alnından aşağı ter akıyordu. Gelir gelmez gitmemizi söylüyor. Şikayet etmek istememe rağmen başımı salladım ve onunla yürümeye başladım.
“rooooaaaar”
Ama fazla yürümemiştik ki arkadan bir şey bağırdığını duyuyoruz bu yüzden arkamızı dönüyoruz. Karşımda ki zombi sürüsünü fark edince o kadar korkuyorum ki donuyorum.
“Lily koş! Hadi çabuk ol”
Abimin sesi beni transtan çıkarıyor ve koşmaya başlıyoruz.
“ahh abi!”
Koşarken ayağım takıldı bu yüzden düştüm ve bacağımı yaraladım. Abime seslenince dönüp bana ve zombi sürüsüne baktı. Zombi sürüsüne bakınca bir an kalbim hızlanmaya başladı. ‘ya beni bırakırsa. Ya tek başına kaçarsa. Burada ölecek miyim?’
Ama beklediğim gibi kaçmadı ve beni sırtına alıp koşmaya başladı. Şaşırmıştım.
...
Bir süre koştuktan sonra çok yorulduğunu gördüm. Bu yüzden ona beni bırakması ve kaçmasını söyledim onun da benimle birlikte ölmesini istemiyorum. şimdi daha iyi anladım uzun zaman geçirmesek te onun bana olan nezaket ve iyiliğinden dolayı onu zaten abim olarak görüyordum. Yine ailemi kaybetmek istemedim.
Beni duyunca sinirlendi ve bana bağırdı. İlk defa bana dorudan kızmış ve bağırmıştı bu yüzden başımı salladım ve sustum.
...
Önümüze bir nehir çıktı abim hızla nehri geçti ve beni yere indirdi. Endişelendim ve ona bakmak için başımı kaldırdım ama “endişelenme” bana gülümsedi ve hızla nehre doğru koştu. Onu artık göremeyince gözlerimden yaş akmaya başladı.
Biraz sonra peş peşe silah sesleri gelmeye başladı. Bu yüzden daha çok korktum ve kulaklarımı kapattım.
Tam silah sesleri geçmişti ki ileride insan şeklinde birini gördüm. İlk başta abim sandım ama yaklaştıkça yabancı olduğunu gördüğüm dahası gözleri kan gibi kırmızı renkteydi.
Çığlık atarak topal bir şekilde koşmaya başladım. Koşmaya devam ederken bunca zamandır kucağımda olan oyuncak ayıyı elimden düşürdüm. Almak istedim ama zombinin yaklaştığını görünce koşmaya devam ettim.
Bir süre koştuktan sonra yorgunluk ve bacağımdaki ağrıdan dolayı koşamadım ve yere düştüm. Yaklaşan zombiye baktım ve yavaşça yaklaşan ölümü gördüm.
Gözlerimden yanaklarıma bir yaş aktığını hissettim. “demek buraya kadardı. Oysaki abimle biraz daha sohbet etmek isterdim, film izlemek, gülmek, yemek yemek.”
İçimde oluşan umutsuzlukta bile abimi düşündüm. “her şey için teşekkürler abi. Umarım mutlu olursun”
Gözlerimden yaş akarken yumuşak bir şekilde gülümsedim. Zombi çoktan yanıma gelmiş ve beni ısırmak için yavaşça yaklaşıyordu. Gözlerimi kapadım ve ölümün gelmesini bekledim.
.
.
.
“paat”
Silah sesiyle birlikte yüzüme gelen ılık bir sıvı hissettiğim için gözlerimi açtım. Karşımda yerde yatan kırmızı gözlü ve kafasında delik olan zombiye baktım. Ve uzakta nefes nefese kalmış, yüzü kızarmış ve her tarafı titreyen tanıdık kişiye baktım.
“ABİ!”
Ona doğru ağlarken bağırdım hızla bana koştu ve beni kucakladı. Beni kucaklayınca bir güvenlik ve mutluluk dalgası hissettim.
<Leon pov>
Ormanda her tarafa bakmama rağmen Lily’i bulamadım. Bu yüzden daha da endişelendim ‘hayır allahım lütfen onu kaybedemem tekrar olmaz’.
Çılgınca koştururken yerde tanıdık bir şey keşfettim ve hızla ona yaklaştım. Lily’nin oyuncak ayısıydı. Ayının etrafına iyice baktım ve yerde ayak izleri gördüm bu yüzden hızla ayak izlerinin yönüne doğru koştum.
Sportif bir bedenim olmasına rağmen sürekli olarak koştuğum için yorulmuştum. Yine de duramazdım bir kez daha kaybetmek istemedim bu yüzden ne kadar yorulsam da devam ettim.
Sonunda onu bulduğumda yerde yatıyordu ve bir zombi onu ısırmak için yaklaşıyordu. Hızla silahımı çıkardım ve zombiye doğrult tum ama yorgunluk ve endişeden dolayı tüm vücudum titriyordu bu yüzden silahla düzgün bir şekilde nişan alamadım.
Titrememi bastırmak için derin bir nefes aldım ve tuttum. Zombiye ve silaha odaklandım sonra hiç düşünmeden tetiği çektim.
Gürültülü bir silah sesiyle birlikte zombiden kan çıktı ve vücudu yere düştü. ‘lanet olsun başardım. Ahahaha onu kurtarmayı başardım’ zombinin ölümüyle birlikte derin bir nefes aldım ve hızla Lily’e koşup ona sarıldım.
“merak etme her şey geçti artık güvendesin”
Gözlerimden yaş akarken yavaşça başını okşadım.
“korktum. Seni bir daha göremeyeceğimden korktum abi” Lily kucağımda ağlarken bana fısıldadı.
“sana seni sonsuza kadar koruyacağa mı söylemedim mi? Artık geçti hadi eve geri dönelim tamam mı?”
“unn” başını salladı ve gülümsedi. İlk defa gerçekten gülümsediğini gördüm bu yüzden ona daha sıkı sarıldım ve bir süre sonra başka bir olay yaşamadan eve gittik ve birlikte yemek yedik ve film izledik.
“abi bu gece seninle uyuya bilir miyim?”
Lily’nin sorusunu bir süre düşündüm ve kabul etmeye karar verdim.
Birlikte rahat ve huzurlu bir uyku geçirdik.
... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... .
10 katlı, pencereleri parçalanmış ve uzun zamandır kullanılmadığı ilk görüşte anlaşılacak bir binanın tepesinde siyah bir deri ceket, siyah bir T-shirt ve siyah pantolon giyen siyah saçlı, beyaz tenli ve gözleri kırmızı renkte olan bir genç adam belinde asılan simsiyah iki kılıcı tutarak gecenin karanlığında paralayan aya bakıyordu.
“keşke o zamanlara geri dönüp onunla bu şekilde daha fazla zaman geçirebilseydim”
Genç adam açıkçası alçak ve hüzünlü bir sele mırıldandı ve bir pişmanlıkla iç çekip binadan inmek için merdivenlere yöneldi.
yazar notu:
arkadaşlar okuduğunuz bölüm hakkında yorum yapmayı unutmayınız. hatalar olabilir zamanla daha iyi yazmaya çalışacağım. okuduğunuz için şimdiden teşekkür ederim.
keyifli okumalar.
twitter hesabımdan benimle iletişime geçebilir veya yeni seriler ve bölümler hakkında bilgi alabilirsiniz
https://twitter.com/BozKurT94567184
patreonumdan bir sonraki bölümü daha hızlı okuya bilirsiniz.
https://www.patreon.com/user?u=47179871
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..