Dimensional Sovereign - Bölüm 9: Yeni Başlangıç (1)

---

 

Çeviri: Renholm Düzenleme: Grandal

 

Bu şeyde neydi?

 

Gerçeklikte olamayacak kadar garip bir görünüş.

 

“Kuaaah! Kikikiki!”

 

Canavar elinde sopayla Kang-jun’a doğru koşmaya başladı.

 

Hwing! Hwiing!

 

Dar koridorda canavardan kaçınması gerekiyordu. Ama Kang-jun birden gülümsedi.

 

‘Kaçmama hiç gerek yok. Canavarın gücünü emebilirim.’

Gerçeklikte serserileri ve zorbaları hedefleyen güç doğal olarak burada da işe yarardı.

 

Kang-jun bu gücü direk fare kafalı maymunun üzerinden kullandı. Ama beklenmedik bir mesaj belirdi.

 

[Geçersiz Hedef.]

[Kara Büyü Enerjisi absorbe edilemedi.]

“Ne? Neden?”

 

Neden geçersiz bir hedefti?

 

Ama şimdi böyle şeyler hakkında endişelenmenin zamanı değildi. Sopa acımasızca Kang-jun’a doğru geliyordu.

 

Kang-jun aceleyle geri çekildi. Fare kafalı canavar, daha da hızlanıp üzerine atladı.

 

“Kiaaah!”

 

Canavar zıplarken sopayı aşağı doğru salladı.

 

O anda, Kang-jun’un ayağıyla yaratığın sopayı tutan bileğini tekmeledi sonra sağ ayağını yaratığın karnına geçirdi.

 

Peok-

 

“Kek!”

Canavar çığlık atarak geri çekildi.

 

‘Büyütülecek bir şey değil.’

 

Kang-jun vücudu halsiz olmasına rağmen hala tekvando üçüncü dan’dı. Ek olarak artık iki ayağı da sağlamdı bu yüzden cüce boylu bir canavara karşı rahatça savaşabilirdi. Kara enerji absorbe edemezdi ama hala savaşabilirdi.

 

“Kwaaaaah!”

O anda, başka bir fare kafalı canavar, 413 Nolu odadan çıktı.

 

Hwing! Sswiing!

 

Canavar, sopayla Kang-jun’u saldırı yağmuruna tuttu.

 

Kang-jun ise geri çekilip saldırılardan kaçındı.

 

Ona atlayan canavarda geri gelmişti.

 

2’Ye 1 bir durumdaydı!

 

Kang-jun paniklemedi. İlk başta sadece canavarların garip görünüşleri yüzünden paniklemişti. Sopaları kullanma şekilleri basitti bu yüzden çokta tehlikeli değillerdi. İki ilkokul öğrencisinin çubuk tutması gibiydi. Canavarlar zaten ilkokul öğrencisinin yapısına sahiptiler.

 

“Kuaahh!”

Bu sırada, canavarlardan biri zıpladı ve sopasını savurdu.

 

Swwik!

 

Sopa kafasına doğru geliyordu!

 

Kang-jun kafasını biraz aşağı eğip saldırıdan kaçındı. Aynı anda etrafında dönüp sol ayağıyla tekmeledi.

 

Peok-

 

Sol ayağı yaratığın karnına isabet etti.

 

“Keek!”

 

Bu sefer tekmeye tüm ağırlığını vermişti. Yetişkinlerin bile dayanmakta zorlanacağı bir tekmeydi.

 

Kang-jun sol ayağını tekrar döndürüp koşan diğer yaratığı hedefledi.

 

Pak!

 

“Kuwek!”

Biri 5 metre uçarken diğeri Kang-jun’un ayağındaydı.

 

‘Henüz ölmedi’

 

Kang-jun tekrar saldırmak için hazırlandı.

 

Bam! Bam Bam!

 

Kang-jun acımasızca yaratığın kafasını yumrukladı.

 

“Kuwaaaack!”

[Deneyim kazanıldı.]

 

[3 Node Kazanıldı.] (Ç.N: Node’un Türkçe karşılığını bulamadım. Eğer düzgün bir şey önerirseniz öyle çeviriyim.) ( Ç.N: Para birimi gibi bir şey Node kullanımını ileride göreceksiniz )

 

Kang-jun ne kadar deneyim kazandığını kontrol ettikten sonra hiç beklemeden diğer canavara doğru koşmaya başladı.

 

Bam bam bam –

 

“Kuweek!”

Birbirini takip eden birkaç vuruştan sonra oda yere yığıldı.

 

[Deneyim Kazanıldı.]

[4 Node Kazanıldı.]

 

Bir oyun gibi, canavar öldürdükçe deneyim kazanıyordu.

 

Lv.1 (Deneyim 20.00%)

 

Statü ekranındaki deneyimi 20% gözüküyordu.

 

Fare kafalı canavarların her biri %10 deneyim veriyordu. Bu 8 tane daha öldürürse seviye atlayacağı anlamına geliyordu.

 

‘Bu arada, Node’da ne?’

Kang-jun fare kafalı canavarları öldürmekten 7 Node kazanmıştı.

 

[Node’lar Boş Rüyalar dünyasında kullanılan para birimidir.]

[Daha fazla Node kazanmak savaş açmanıza imkân sağlayacak.]

‘Para’

 

Karışık bir şey olarak düşünmesine gerek yoktu. Bir oyun gibi, canavarlardan para ve deneyim kazanılabilirdi. 7 Node’un ne kadar ettiğini sonra öğrenecekti.

 

Suuk.

 

Kang-jun fare kafalı canavarın kullandığı sopalardan birini eline aldı.

 

‘Yorulmamı engellemek için bir silah iyi olurdu.’

 

Silah 70 cm uzunluğunda, bir sopa şeklindeydi.

 

‘Hafif ama oldukça sert’

 

Saldırılardan kaçmayı başarıp, hiç vurulmadığı için şanslıydı acıyı hissetmemişti.

 

“Kuaahhhh!”

“Kikikikiki!”

 

Bu sırada, 413 Nolu odadan iki tane fare kafalı yaratık çıktı.

 

‘Tekrar 413 Nolu odadan geliyorlar! Neden oradan gelmeye devam ediyorlar?’

 

Orası bir canavar yuvası mıydı?

 

Dur! Acaba hepsi yakın menzilli silahlar mı kullanıyordu?

 

Piing –

 

Havanın ayrılmasının korkunç sesi duyuldu.

 

‘Heok!’

 

Bir ok hemen yanına saplandı! Eğer Kang-jun kafasını yan tarafa çevirmeseydi, o zaman ok tam kafasına saplanacaktı.

 

Fare kafalı yaratıklar ellerinde yaylar tutuyorlardı.

 

‘Lanet olsun! Ok atıyorlar!’

 

Kang-jun gerçekten şanslıydı. Üzerine doğru gelen bir oktan sıyrılmayı başarmıştı. Belki de bu şans statının gücüydü. Eğer öyleyse, şans statını arttırmakla iyi bir seçim yapmıştı.

 

Ama şuan seçimlerinden memnum olma zamanı değildi. Bir diğer fare kafalı canavar daha bir ok atmıştı.

 

Piing-

 

Bu sefer Kang-jun kaçınmak için geç kalmıştı. Ok koluna saplanıp, kanamaya başladı.

 

“Ugh! Lanet olsun!”

 

Kang-jun acıyla titredi.

 

Neden böyle acı çekmek zorundaydı? Ok ile vurulmak aklına nereden gelebilirdi? Kılıç değil, bir ok.

 

Şansı arka arkaya iki defa işe yaramadı.

 

“Oooh…!”

 

Ok acıtıyordu. Normalde rüyalarda acı hissedilmezdi ama burası Boş Rüyalardı. Boş Rüyalarda acı gerçeklikteki gibi hissedilebilirdi.

 

“Kikikiki!”

“Kyakyaaah!”

Fare kafalı canavarla tekrar ok atmak için hazırlanırken, Kang-jun ileri doğru koşmaya başladı.

 

‘Euh! Bu canavarlar!’

Kang-jun dişlerini sıktı.

 

Tereddüt etmek için zamanı yoktu. Daha fazla ok tarafından vurulamazdı.

 

Kang-jun aniden bir söz hatırladı.

 

‘Eğer kaybedersen her şeyi kaybedersin. Özellikle Boş Rüyalar da kaybetmek demek kesin ölüm demek…!’

 

‘Unutma, benim gibi Boş Rüyaların gücüne muhtaç bir ceset olmak istemiyorsan bugünkü sözlerimi dinle ve sonsuza kadar hatırla…’

 

Bu doğruydu. Burası basit bir rüya değildi.

 

Burada ölmek, kesin ölüm demekti. Sadece düşünmekten tüyleri diken diken oluyordu.

 

“Oduk! Bunun olmasına izin veremem.”

 

Kang-jun koşarken sol kolundaki acıyı ihmal edip sopayı savurdu.

 

Bam! Bam!

 

“Kek!”

 

“Kuweek!”

Odada tek bir kişi kalmıştı.

 

Canavarların kafaları parçalanmıştı.

 

[Deneyim Kazanıldı.]

[4 Node Kazanıldı.]

[Deneyim Kazanıldı.]

[4 Node Kazanıldı.]

 

“Phew!”

 

Kang-jun derin bir nefes verdi.