Dimensional Sovereign - Bölüm 8: Savaşın Başlangıcı (3)

---

 

Çeviri: Renholm Düzenleme: Grandal

Boş Rüyaların dünyası?

 

Ah, bir şekilde Boş Rüyaların dünyasına girmişti. Bu bir rüyaydı gerçeklik değil. Ama normal bir rüya değil, Boş Rüyaların dünyası.

 

[Görev 1’i tamamladığınız için ödüllendirileceksiniz.]

[Boş Rüyaların gücü vücudunuzu yeniden yapılandıracak.]

 

Sonunda ödüllendirilecekti. Vücudunu yeniden yapılandırmak için acaba nasıl bir yöntem kullanılacaktı.

 

Hwiuuung!

 

Gizemli bir ışık, Kang-jun’a doğru yaklaştı. Baştan aşağı etrafını sardı sonra yavaşça ortadan kayboldu.

 

[Vücudunuz yeniden yapılandırıldı.]

O anda, Kang-jun kimliği belirsiz bir enerjinin vücuduna girdiğini hisseti.

 

‘Bana ne olacak?’

Bir şekilde vücudunun değiştiğini hissediyordu ama sonucun ne olacağını bilmiyordu.

 

‘Eh? Dur! Sağ ayağım bir garip hissettiriyor.’

O anda Kang-jun çok şaşırmıştı.

 

Duruşu değişmişti. Normalde bütün ağırlığını sol ayağına verir sağ ayağını zorlamazdı. Ama artık sağ ayağına da biraz ağırlık veriyordu. Çok normal hissediyordu.

 

‘Acaba?’

Sakın bana ayağımın iyileştiğini söyleme?

 

Ama daha fazlası da vardı.

 

Kang-jun titreyen elini içgüdüsel olarak kafasına götürdü.

 

‘Ah’

 

Şiddetli saç kaybından kelleşen kafasındaki bütün saçlar yeniden çıkmıştı.

 

Mucize gibiydi. Bu sadece bir rüya olsa da hayır sadece Boş Rüyaların dünyası olsa da, yinede böyle muhteşem bir şey oluyordu.

 

[Boş Rüyaların gücü statünüzü gösterecek.]

 

Lee Kang-jun

 

Seviye.1 (Deneyim 00.00%)

[Savaş Kabiliyeti] Acemi

Can: 150/150

Kara Büyü Enerjisi: 0/100

‘Seviye 1?’

Bir oyuna bakmak gibiydi. Ama statü ekranı bir oyun karakterinin değil Kang-jun’un statüsünü gösteriyordu.

 

Savaş kabiliyeti acemi seviyesindeydi, Canı tamamen doluydu, Kara büyü enerjisi ise tükenmişti. Büyük ihtimalle 100 puan enerji Boş Rüyalara kapı açmak için kullanılmıştı.

 

‘Statlar yok mu?’

 

Statü ekranındaki bilgi çok azdı. Tam bunu düşünürken yeni bir mesaj belirdi.

 

[Boş Rüyaların gücü başlangıç statlarınızı rastgele olarak belirledi.]

Güç: 7

Çeviklik: 8

Zekâ: 9

Şans: 1

Karizma: 0

[Güç, çeviklik ve zekâ her seviye arttığında artacaktır.]

[Şans ve karizmayı arttırmak için özel durumların oluşması gerekiyor.]

[Bu statlarımı seçiyorsunuz? Yoksa Boş Rüyaların zar atıp rastgele yeni statlar mı oluşturmasını istersiniz?]

[3 defa zar atma şansınız var.]

 

‘Hrmm. Bu?’

 

Kang-jun kafasını iki yana salladı. Şansı ve karizması çok düşüktü.

 

‘Biraz daha fazla.’

Güç, çeviklik ve zekanın her seviyede artıp karizma ve şansın artmadığını aklında bulundurması gerekiyordu.

 

‘O zaman yüksek karizma ve şansa ihtiyacım var.’

 

Güç, çeviklik ve zekânın düşük olması ilk başlarda seviye atlamayı zorlaştırabilirdi ama yüksek şans ve karizmaya sahip olmak uzun vadede çok daha faydalı olurdu.

 

‘Değiştirmeliyim.’

 

Eğer zar atıp statlarını değiştirme şansı varsa denemesi gerekiyordu.

 

‘Zarı Atın.’

 

[Boş Rüyalar zarı atacak.]

[Yeni statlar oluşturuldu.]

 

Güç: 6

Çeviklik: 12

Zekâ: 4

Şans: 2

Karizma: 1

[Tekrar zarı atmak ister misiniz? Evet/Hayır]

[2 Tane zar atma şansınız daha var.]

‘Çeviklik çok fazla.’

 

Çeviklik artmıştı, güç ve zeka düşmüş, karizma ve şans ise sadece 1 artmıştı.

 

2 Şansı daha vardı.

 

“Zarı Atın.”

Güç: 8

Çeviklik: 8

Zekâ: 1

Şans: 8

Karizma: 0

[Tekrar zarı atmak ister misiniz? Evet/Hayır]

 

[1 Tane zar atma şansınız daha var.]

‘Hrmm.’

 

Şansı 8 olmuştu! Ek olarak güç ve çeviklikte 8’di!

 

Ama sadece buraya kadar iyiydi. Problem karizmasının 0 olmasıydı.

 

Kang-jun kafasını sallamadan önce biraz düşündü. Karizma nadirdi o yüzden şimdi durursa pişman olacağından emindi.

 

Son Şansım! Lütfen! Bu sefer yüksek şans ve karizma gelsin!

 

“Zarı at.”

Kang-jun derin bir nefes aldı ve umutsuzca söyledi.

[Yeni statlar oluşturuldu.]

Güç: 4

Çeviklik: 5

Zekâ: 2

Şans: 6

Karizma: 8

 

[Boş Rüyaların zar şanslarının hepsini kullandınız.]

 

[Statlarınız bu kabul edilecek.]

 

“İşte bu!”

 

Kang-jun çok mutluydu. Gelebilecek en iyi statlar gelmişti.

 

Karizma 8 puandı! Şans da kötü değildi, 6 puandı! Sonuç olarak güç, çeviklik ve zekâ düşüktü ama bu tamda Kang-jun’un istediği şeydi.

Lee Kang-jun

Seviye.1 (Deneyim 00.00%)

[Savaş Kabiliyeti] Acemi

Can: 90/90

Kara Büyü Enerjisi: 0/160

Güç: 4

Çeviklik: 5

Zeka: 2

Şans: 6

 

Karizma: 8

 

Statüsü yeni statlarını gösterdi. Maksimum can azalırken, kara büyü enerjisi artmıştı.

 

Susususu.

 

Karanlık bir sis odayı doldurdu.

[Şimdi gerçeklik ve Boş Rüyalar birbirine bağlandı.]

[Eğer Boş Rüyalar güçlenirseniz, gerçeklikte de güçleneceksiniz.]

[Aynı zamanda, gerçeklikte kazandığınız para, Boş Rüyaları etkileyecek.]

‘Birbirlerini mi etkileyecekler?’

 

Boş Rüyaların seviyesini arttırmanın gerçeklikte onu güçlendireceğini tahmin etmişti. Ama gerçeklikte para kazanmanın Boş Rüyaları etkileyeceğini hiç düşünmemişti.

 

[Bu gerçeklikte 250,000 Won ile kiraladığınız 406 Nolu Oda.]

[Bu yüzden 406 Nolu oda Boş Rüyalar da sizin bölgeniz kabul edilecek.]

[Tabii ki, Bu gerçeklikte kiraladığınız sürece geçerli.]

 

‘Bölge mi?’

 

Goshiwonundaki oda kendi bölgesi olarak sayılmıştı.

 

Bu bir rüya gibiydi.

 

[Kendi bölgenizde bir üs kurabilirsiniz.]

 

[406 Nolu Odada bir üs kurmak ister misiniz? Evet/Hayır]

 

Elbette bir üs kuracaktı.

 

Kang-jun tereddüt etmeden kabul etti.

 

“Evet, Bir üs kurmak istiyorum.”

 

[Üs Yapımı Aşama 1’de.]

 

[Tamamlama Yüzdesi: 0%]

 

Mesajlar ortaya çıktığında odayı kara bir sis kapladı.

 

Kang-jun şaşırdı.

 

‘Kapı yok oldu!’

 

Kapı yok olmuştu ve kapının olduğu yer simsiyahtı.

 

[Üssünüzün yapımına başlanıldığında düşman sizi fark etti.]

[Saldırı başladı.]

 

O anda, kan donduran bir çığlık duydu.

 

“Kuahhhh!”

 

Bu seste neydi?

 

Karanlıkta bir şeyler inliyordu. ( yanlış anlamayın^^ )

 

‘Ne geliyor?’

 

Her neyse, şimdi boş boş bakma zamanı değildi.

 

Görev 2

-Üs tamamlanırken düşmanların 406 Nolu odaya girmesini engelle.

-Ödül: Deneyim

 

O anda 2. Görevi aldı.

 

Üssü korumak!

 

[Aşama 1 Üs Yapımı: 3%]

 

Kang-jun hemen odanın etrafına baktı. Kang-jun yürüdükçe onun etrafını gösteren 2m yarıçaplı bir ışık vardı.

 

Oda 405 ve Oda 407.

 

Her iki tarafta da odalar vardı. Kang-jun’un tanıdığı goshiwon’un yapısı böyleydi.

 

‘Karanlıkta bir yol bulmalıyım. Olay buysa tabi?’

Kang-jun olaya bir bilgisayar oyunuymuş gibi yaklaştı. Hemen goshiwon’un koridorundan bir alt kata inmeye başladı. Tanıdık bir binaydı o yüzden karanlık pek bir sorun değildi.

 

“Heok! Nefes nefese kaldım.”

 

Aslında, Kang-jun ayağı sağlam olduğu çok daha hızlı hareket etmişti. Ama vücudu düşüncelerini takip edemiyordu.

 

Ayrıca, Dayanıklılığı aynıydı. Çocukluktan beri egzersiz yapmıştı ama bir kat koşmakla nefes nefese kalmıştı.

 

‘Bu gücüm ve çevikliğim yüzünden’ diye düşündü.

 

Kang-jun’un fiziksel yetenekleri azalmıştı. Düşük güç ve çevikliğinin başlarda onu böyle etkileyeceğini tahmin etmişti.

 

Ama Kang-jun seçimlerinden pişmanlık duyuyordu. Seçerken endişelenmeyi kesmişti. Her ne kadar yavaş başlasa da seviyesi yükseldiğinde statları da yükselecekti.

 

Yine de, kısıtlı görüş can sıkıcıydı. Şimdi düşmanlarının nerede olduğunu bulması gerekiyordu.

 

Kang-jun aşağı inerken gergince etrafına baktı.

 

“Kuaaah!”

Aynı çığlığı tekrar duydu. O anda, bir kapının açıldığını duydu.

 

Oda 413.

 

Kwatang!

 

Bir şey hareket edip içerinin çökmesine neden oluyordu.

 

Kan kırmızısı gözler siyah saçlarının arasından parladı. Ağzından yapışkan bir sıvı akıyordu.

 

“Euh! Bu da ne?’

Yaklaşık 1 metre uzunluğunda

 

Maymun vücutlu fare kafalı bir canavar

 

Ç.N: Canavar dediğim şey rat head monkey: fare kafalı maymun ama ben canavar diye çevirdim.