Dimensional Sovereign - Bölüm 19: Kışlanın İnşası (3)

---

 

Çeviri: HaSiRWaRa Düzenleme: Otakunovelreader

 

‘Bu ne?’

Hareket eden bir taş heykel. İlk bakışta, iki metre yüksekliğe sahipti ve dev Ratian’a benziyordu. Ancak, vücut zırhı vardı ve bir kılıç tutuyordu.

 

“Kukukuku!”

 

Boğuk bir kahkaha attı ve Kang-jun’a doğru hareket etti.

 

‘Lanet! Patron canavarı? “

 

Bir patron canavarı olduğuna emindi. Kaçınılması imkansız bir şey! Koşulsuz olarak kazanmak için savaşması gerekiyordu.

 

Kang-jun heykele ok ile vurmaya çalıştı.

 

Ping! 

 

Ok, taş heykelin başına isabet etti. Ancak, bir çizik bile yoktu. Taş heykel, Kang-jun’a doğru hızla sıçradı.

 

Swiik!

 

Taş kılıç inerken, ürkütücü bir ses vardı.

 

Kwakwang!

 

Kang-jun hızlı bir şekilde kaçındı, ancak zemin bir deprem olmuşcasına şiddetle sallandı.

 

“Ugh!”

 

Büyük bir şok dalgası!

 

Kang-jun acı çekerek geriye çekildi. Tüm vücudu zonkluyordu.

 

Bu besbelli şok dalgası saldırısından kaynaklanmıştı. Uzaktan bir saldırı mıydı?

 

Bu normal bir rakip değildi.

 

Can: 102/150.

 

Canı sadece bir saldırı almasına karşın, yaklaşık 50 puan düştü. Kang-jun hızla bir iksir içti ve 40 puanını doldurdu.

 

Can: 142/150.

 

İksirleri olması içini rahatlatmıştı.

 

“Kuaaaah!”

 

Bu arada heykel kükredi ve kılıcı tekrar savurdu.

 

Aynı anda, şok dalgaları her yerde meydana geldi! Ancak Kang-jun uzağa çekilmişti.

 

“İkinci kez vurulmayacağım”

 

Taş heykelin korkunç bir görünümü ve gücü vardı. Yine de dev Ratian kadar hızlı hareket etmiyordu. Uzun menzilli saldırılara dikkat ettiği sürece, onun saldırılarından kaçınabilirdi.

 

Kwaang!

 

Bir kez daha tekrarladı, ancak bu mesafeden kaçmak zor olmadı.

 

‘Basit bir saldırı modeli var.’

 

Sanki zaferi şimdiden kazanmış gibiydi. Kang-jun kazanacağı konusunda emindi. Odaklanması ve dikkatsizlik yapmaması yeterliydi. Bir saldırı bile olsa ona çarparsa, bu onu mahvedebilirdi.

 

Piing!

 

Kang-jun yayı gererek bir kez daha oku heykele doğru fırlattı.

 

Pak!

 

Ok heykele çarpmasına rağmen zarar vermedi fakat bir anlığına da olsa onu sinirlendirmeyi başardı.

 

Piing! Piing!

 

Kang-jun, taş heykele ok fırlatmaya devam etti.

 

“Kuooh!”

 

Sswiing! Hwing! Hwing! Hwing!

 

Taş heykeli, Kang-jun’a doğru hareket etti ancak Kang-jun’un hızına yetişemedi. Kang-jun’u kovalamaya çalışırken tökezledi.

 

Kang-jun o anı/açığı kaçırmadı tabii ki.

 

Hemen içeri girdi ve heykelin göğsünü tekmeledi. Sonra kafasına öfkeyle vurdu.

 

“Geber!”

 

Pak! Pak! Paak!

 

“Ugh!”

 

Heykele vurduğu sırada kolu titredi. Sopa da kırıldı. Ancak heykel büyük bir şok geçirmiş gibi görünüyordu.

 

“Kukukuku!”

 

Heykel etrafında bocaladı/tökezledi ve iyileşmeye çalıştı.

 

‘Buna fırsat tanımayacağım!’

 

Pak! Pak!

 

Taş heykel sağ eline aldığı darbeden dolayı kılıcı tutamadı ve yere düşürdü. Kang-jun sopayı attı ve anında o kılıcı aldı.

 

“Hiyahh!”

 

Kang-jun, kılıcı geri salladı ve saldırının gücünü arttırmak için ona tüm ağırlığını verdi. Gerçekten tüm gücünü içeren bir vuruş!

 

Swiik!

 

Saldırı, taş heykelin kafasına doğru yapıldı.

 

Kwajak!

 

Jjejejejeok!

 

Sonra vücut tam anlamıyla çatladı ve kırıldı.

 

Pusususu!

 

Kang-jun gözü önünde taş heykel toz haline dönüştü.

 

“Phew!”

 

Zar zor kazanabilmişti. Kang-jun rahatlamayla bir iç çekti ve etrafına baktı.

 

‘Bitti mi şimdi?’

 

Yakınlarda başka canavar yoktu. Kang-jun, zindandaki tüm canavarları öldürmüştü.

 

‘Ah! Bir parşömen var. ‘

 

Kang-jun kırık taş parçalarının arasından yanıp sönen parşömeni buldu.

 

[Ratian Zindanı’nın koruyucusu olan bir taş heykel. Güçlü bir güce sahiptir ve menzilli saldırılara karşı dikkatli olun …]

 

Aynı anda, parşömen toza dönüştü ve kayboldu.

 

[Golem Ratiger’leri hakkında düşük seviye bilgiye sahipsiniz.]

 

Ratiger mi?

 

Taş heykelin adı, Ratiger’di anlaşılan.

 

[Saldırganlara karşı mücadele/dövüş gücü% 10 arttı.]

 

[Ratiger’ler den itemler/öğeler kazanma olasılığı % 5 arttı.]

 

Bilgi. Ratian’lar dan sonra, şimdi Ratiger’leri öğrenildi.

 

[Oda 413’te ki bütün engeller kaldırıldı.]

 

Aynı zamanda sunağın üstünde boş bir kutu belirdi.

 

‘O ne?’

 

Kang-jun oraya varana kadar kutu kendiliğinden açıldı.

 

İçinde bir kitap, iri bir kahverengi boncuk ve parlak mavi paralar/coin vardı.

 

[Yetenek Kitabı – Dünyanın Aura’sı elde edinildi.]

[Dünyanın Bir Özü elde edinildi.]

[100 Node kazanıldı.]

 

‘Ah! İnanılmaz! “

 

İnanılmaz! Bu bir hazine sandığıydı.

 

Özellikle, bir yetenek kitabı! Sonunda bir yetenek kazanabilecek miydi?

 

Kapak üzerinde Dünyanın Aura’sı yazılıydı.

 

Kang-jun aldı onu.

 

Hwaaack!

 

O anda, Kang-jun’un vücudunu parlak bir ışık sardı.