Aldıklarını masanın üstüne dizen Alastair gözlerini eşyaların üzerinde gezdiriyor ve nasıl başlaması gerektiği konusunda düşünüyordu.
Aldığı eşyaların ne olduğunu ve nasıl kullanılması gerektiklerini biliyordu ancak hayatında ilk defa bir büyülü yaratığın bakımını üstlenecekti. Heyecanlanmasına ve yanlış bir şey yapıp tamamıyla batıracağına dair bir endişenin içinde türemesine sebep oluyordu.
Böylesine büyük bir sorumluluk anılarının gün yüzüne çıkmasına sebep oluyordu. O tavşan ve kuşun kendisine olan sevgilerini ve onlara karşı duyduğu sevgiyi hatırlattı. Lakin onların sonunu düşündükçe içinde pişmanlık ve öfke dalgaları oluşmaya başlıyordu.
“Hoot?”
Baykuş masanın üzerindekilere baktı, gagasıyla hepsine yavaşça dokundu ve ardından Alastair’in düşüncelere dalmış yüz ifadesiyle masaya bakan duruşunu inceledi. Kafasını hafifçe yana eğmiş, ne olduğunu anlamaya çalışıyor gibiydi.
Kuluçka yatağı, Alastair’in bilmediği bir materyalden yapılmaydı. Kırmızı renkte olan kuluçka yatağı gösterişsiz ve sıradandı. Göz yoran ekstralara sahip değildi. Sağ tarafında serçe parmağı boyutunda küçük bir kol bulunuyordu. Kuluçkanın altında da dört köşesinde kalın ama küçük olan ayaklar bulunuyordu ve bu ayaklar, kuluçkanın hafifçe havalanmış bir pozisyon almasını sağlıyordu.
Kuluçka yatağının hemen yanında, aynı materyalden yapılmış dikdörtgen şeklinde kapak görevi gören bir öge bulunuyordu. Ögenin sağ ve sol uzun kenarlarında küçük çıkıntılar bulunmasının yanı sıra, üstünde küçük, kare bir boşluk bulunuyordu.
Öge yatağın üstünü kapatmak için kullanılan kapak idi. Tamamen gerekli olan bir öge değildi ama lazım olduğu zamanlar da bulunduğundan ötürü yatağın yanına bulundurulması gerekiyordu. Kişi bakılacak yumurtanın bakımı konusunda bilgiliyse kapağı satın almadan kuluçkayı satın alabiliyordu.
Kuluçka yatağının kenarında bulunan küçük kol, içindeki gizlenmiş küçük çubukları yükseltmeye ve yatağın kapalı bir kutu hâlini almasını sağlıyordu.
Bu, Alastair'in şu anki bakmakla görevli olduğu yumurta için oldukça gerekli bir özellik olacaktı.
Yatağın bir diğer yanında ise üç farklı boyutta ve şekilde olan fırçalar ve iki de küçük sarı bez bulunuyordu.
Fırçalardan birinin ucu oldukça sivri ve keskinken bir diğerininki gayet geniş ve düzdü. Sonuncu olanın ucu da yatay bir şekilde düz ama keskin idi.
Yatay olan fırçanın amacı yumurtanın üstünde bulunan pullarını teker teker olacak şekilde temizlemekti. Geniş olanınkiyse yumurtayı etraflıca temizlemekti ama bu fırçayla bu işi ne kadar kolay bir şekilde yapılacak olsa bile bazı yerlere ulaşılamıyordu. Sivri olanın ise görevi burada başlıyordu ve diğer ikilinin giremediği yerlere girip kalan temizleme işini bitirmeye yarıyordu.
Bezler ise kurulama için kullanılan sıradan bezlerdi.
Yumurta bakımında kullanılacak son eşya ise, iğneydi.
İğnenin ucu inceydi ama yumurtanın kabuğunda minik bir delik açacak kadar sağlamdı.
İğne, Alastair'in almış olduğu yiyecekleri yumurtaya enjekte etmek ve içindeki yavruyu beslemek için kullanılacak olan aletti.
'Gölge Kedileri...'
Düşünceleri yavaşça toparlanmaya başlarken masasının üstündeki rastgele koymuş olduğu eşyaları düzenlemeye başladı.
Hızlı bir ayarlamanın ardından kuluçka yatağını eline aldı ve ardından banyoya ilerledi. Küvetin musluklarını açıp ılık su için ayarlamaya başladı ve kısa bir sürenin ardından başarıyla sonuçlandırdı bu eylemini.
Yatağı eline aldı, küçük kolu çevirerek duvarlarının yükselmesini sağladı. Ardından ılık suyun içinde daldırdı yatağı ve geri çıkardı ama içindeki suyun birazını yere dökmüş ve taşkın görüntüsünden kurtulmuştu.
Masasının başına döndükten sonra havlusunun üstüne koyduğu yumurtayı dikkatlice içine yerleştirdi. Sonrasında da üstüne kapağı koydu, son adımında ise de kapağın küçük çıkıntısını ittirerek üstündeki kare açıklığı da kapattı.
Buraya kadar işleri sıkıntısız bir şekilde halletmişti ancak şimdi elinde tek bir problem kalmıştı.
"Profesör yumurtanın durumu hakkında bize hiçbir bilgi vermedi. Bu da demek oluyor ki yumurtanın durumunu kendimiz bulacağız ve bakımına ona göre başlayacağız," dedi sesli bir şekilde düşünürken, suratında hoşnutsuz bir ifade vardı. "Yumurtadan çıkmaları toplam altı ay ila on bir ay arasında değişkenlik gösteriyor, tamamen şansa bağlı. Yumurtanın bu süreç içerisinde aldığı değişiklikleri göze alarak bulmaya çalışırsam... Oh, bir dakika… Bir dakika!"
Sözlerinin devamı bir anda aklına gelen bilgiyle birlikte kesilmiş ve kanının damarlarında heyecanla ve coşkuyla hareket etmesine sebep olmuştu. Mutluydu ve kendisine olan güveni büyük ölçüde artmıştı.
Hızlıca notlarına göz gezdirdi ve oraya not aldığından emin olduğu bilgiyi buldu.
Gölge Kedi yumurtası ilk altı aylık süreç boyunca büyü enerjisine ve annelerinin sıcaklığına muhtaçtırlar. Büyü enerjisini annelerinden çekerler ve bu, aynı zamanda annelerinin de bu zamanlar da oldukça zayıflamasına sebep olur.
Almış olduğu nota bakarken derin bir nefes aldı ve yatağın ağzını tekrar açıp sahip olduğu büyü enerjisini yumurtaya yönlendirmeye başladı.
Zımm!
Önceki karşılaşmış olduğu durumun sonucunda aldığı yüksek sese karşın, bu seferki denemesinde daha az bir ses elde etmişti ama deneyinin sonucunda istediğini elde edebilmişti.
"İlk altı aylık sürecinde olan bir yumurta!” deyip gülümsedi ancak anında kaşları çatıldı. “Ve benim şansıma altı aylık sürecin sonunda çatlayacak olan bir yumurta denk geldi! Şansım cidden iyi değil.”
Acemi 1. Seviye olmasından dolayı büyü enerjisiyle besleme işlemine yaklaşık beş dakika kadar devam edebilmişti.
'Yumurtanın ne kadar büyü enerjisine lazım olduğunu bilmiyorum ve bu beni oldukça kötü bir duruma sokuyor. Kitaplarda ne kadar büyü enerjisinin verilmesi gerektiğine dair bir bilgi bulunmadığını da düşünürsek tam anlamıyla riskli bir işin içindeyim,' diye düşündü gelecekte oluşabilecek olası bir sıkıntıyı ve derin bir nefes aldı ardından.
"Beş gün..." diye tekrarlardı sesli bir şekilde, sanki geçmek bilmeyecek bir cehennem işkencesiymiş gibi düşünmüştü.
---
Beş gün göz açıp kapayıncaya kadar geçmiş, karar anının verileceği gün gelip çatmıştı. Bugün, Alastair’in en gergin olduğu anlardan biriydi.
Yumurta bakımı ilk gün onu oldukça zorlamış ve hatta bundan dolayı bıkkınlığını defalarca kez onu dinlemekle işi olan bir insanmış gibi yanındaki baykuşa anlatı durmuştu.
Oldukça sıkıcı ve acı dolu bir tecrübe olmuştu ilk gün.
Zorlanmasının sebebi, beslerken yaşadığı zorluktan kaynaklanıyordu. Çekirdek tozu eklenmiş süt bütün yumurtaların gelişiminde kullanılan temel besin maddesiydi ve Alastair bunu çok iyi bilse bile bilgi tek başına işine yaramamıştı.
Beslemek için aldığı iğneyi ne zaman üst ile doldurup enjekte etmeye çalışsa süt bir şekilde yumurtanın dışına tekrar çıkıyordu ve bu da yumurtanın içindeki canlının yemeği reddettiği anlamına geliyordu.
Alastair ilk gün boyunca sadece bunun için uğraşmış ve ne yapabileceği konusunda düşünüp durmuştu. Şanslıydı ki acı biberi yeşil üzüm suyu ile karıştırıp verdiğinde yumurta afiyetle yiyeceği kabul etmişti.
Alastair bunu şaşırtıcı bulmuştu çünkü böyle bir şeyin olmaması gerekiyordu.
Gölge kedileri üzüm suyunu sadece elma kabuğu tozuyla birlikte yerlerdi. En azından Alastair'in bildiği şey buydu ama bildikleri tamamen yanlış çıkmıştı.
Bundan dolayı Alastair birkaç kere farklı şekillerde kombinasyon yaparak vermişti yemekleri ve bu sayede kendisine düzgün bir beslenme programı çıkartabilmişti. İlk gününü tamamen buna harcamıştı ama mutluydu. Kendisine daha fazla sorun çıkarmamış olduğuna şükrediyordu.
Bu aslında oldukça tehlikeli bir deneydi. Nihayetinde yumurtanın içerisindeki canlının hayatıyla oynamaktan başka bir şey değildi bu. Belki onun ölümüne bile sebep olabilirdi sonunda ama şans kendisinden yanaydı.
İkinci gün ise büyü enerjisiyle yumurtayı beslemek konusunda oldukça sıkıntı çıkmıştı.
Sabah derse gitmeden önce normal besleme işini halletmiş, büyü enerjisiyle beslemek için işe koyulmuştu ama sıkıntı şuydu ki bunu becerememişti. Daha doğrusu, beslemeyi denediğinde büyü enerjisi yumurtadan geri sekiyor ve yok olup gidiyordu.
Alastair bunun ne olduğunu anlamamıştı ve düşünecek vakti de yoktu. Derse geç kalmak istemiyordu. Ücretsiz bile olsa ders her türlü işine yarıyordu.
Derslerden zaman bulup gelebildiğinde tekrar büyü enerjisiyle beslemeyi denedi ve bu sefer başarıyla tamamlanmıştı ama nedenini hâlâ bilmiyordu.
Kitaptaki Temel Yumurta Bakım bölümünde büyü enerjisiyle yumurtayı beslemek yapılması gereken ilk şeydi ve aynı zamanda bakımın temeliydi.
Büyü enerjisinin yumurta bakımında temel olmasının nedeni, evrimlerinin temel yapıtaşı olmasından kaynaklıydı. Her canavar yumurtası büyü enerjisiyle beslenmek zorunda olup evrimleri doğrultusunda kazandıkları bu yeni mühim özelliği kullanmalıydılar yoksa ölüm onların iki sonuçtan biriydi. Diğeriyse sakat bir şekilde doğmaktı ve bu da ölüm demekti.
Büyünün hayati değer taşıdığı bu dünyada evirilerek büyücülerle benzer yerlere gelebilmişler ve zayıflıklarından kurtulmuşlardı.
Bundan dolayı Alastair neden yumurtanın büyü enerjisini kabul etmediğini anlayamamıştı ama o günün sonlarına doğru ne olduğunu çözebilmişti: iki tür sindirimi aynı anda yapamamak.
Alastair o gün anlamıştı ki içindeki yavru aynı anda hem normal sindirimi hem de büyü enerjisini sindiremiyordu. Alastair bunu öğrendiğinde oldukça şaşırmıştı.
İlk iki gün bundan dolayı oldukça rahatsız ve sıkıntılı geçmişti ama sonunda zaferle ayrılan kendisi olmuştu.
'Sonunda her şey belirlenecek. Ya galip ayrılıp büyücülük hayatımı daha kolay bir şekilde yaşayacağım ya da muhtemelen yepyeni yollar düşünüp sıkıntılı bir sürecin içinde kendimi mücadele ederken bulacağım.'
"Girin!"
Alastair derin bir nefes aldı ve yanındaki diğer iki öğrenciye aldırış etmeden içeriden gelen profesörün sesiyle adımını attı.
Odaya daha önce de girmiş olsa da dikkatli bir şekilde incelememiş olduğundan dolayı şu an oda gözüne daha bir farklı gözükmüştü.
Odanın tam ortasında Damasis'in boz kahverengisi masası bulunuyordu. Ona özel olarak verilmiş olmasının yanı sıra, masa oldukça sade ve sıradan bir görünüme sahipti ama işlevini yerine getiriyordu ve bu Damasis'in için yeter de artardı.
Masanın önünde aynı renkte sehpa ve iki tane sandalye bir takım olarak duruyordu. Sehpanın üzerine gül pembesi renginde hafif transparan bir örtü serilmiş ve onun da üstüne çeşitli renklerde papatyalın bulunduğu şeffaf, pembe renkte düz bir cam vazo serilmişti.
Masanın bulunduğu bölümün arka tarafında birçok çeşit yem, bitki ve kurutulmakta olan iplere asılmış meyveler bulunuyordu.
Görüntü oldukça şaşırtıcı ve merak uyandırıcıydı.
Odanın geri kalanıysa kafesler veya kare şeklinde ayrılmış birçok küçük toprak alanıyla doluydu.
"İİİK!"
"ROOAR!"
"SSSS!"
"WURRRRR!"
Çeşit çeşit hayvan sesleri yükselmiş ve odaya giren öğrencilerin dikkatini anında odanın yapısından kendilerine çekmişlerdi.
"Evet, final anına hoş geldiniz!" diyerek karşıladı ve eliyle yumurtaları işaret etti.
Damasis önündeki potansiyel öğrencilerine birer bakış attı ve ardından dikkatini yumurtalara çevirdi.
Yumurtaların hepsi dışarıdan bakılınca göz alıcı gözüküyor olabilirdi ama onun işi içindeki yaşamın ne durumda olduğuydu.
Damasis ilk yumurtayı eline aldığında Alastair'in yanındaki Acemi 2. Seviye olan çocuk yumruklarını sıkmaya başladı. Diğer ikili gibi o da heyecanlıydı ve telaşlıydı.
Damasis ilk yumurtayı bıraktı. Yüzünden bir ifade okunamıyordu. İkinci yumurtayı eline aldı ve aynı şekilde inceledi. En sonunda üçüncüyü aldı, inceledi ve yerine koydu.
"İncelemelerim doğrultusunda şunu söylemem lazım," dedi ve ardından düş kırıklığıyla Acemi 2. Seviye büyücüye baktı. "Bu 2. yılın olmana rağmen pratik alanda yine batırmış bulunmaktasın Alen. Yumurtanın içindeki Gölge Kedi kendi yaşamı için zorlu bir mücadele veriyor. Oldukça sıkıntılı bir durumda. 3. Yumurta ise tam anlamıyla bir hayal kırıklığı. İçinde hiçbir yaşam yok. Pratik alanda böylesine bir facia hiç görmemiştim. İkiniz de ayrılabilirsiniz."
Hayal kırıklığı ve kıskançlıkla ayrılan çocuklar Alastair'e keskin bir bakış attılar, Alastair onları her ne kadar göremiyor olsa da.
"Ve sen, 2. yumurtanın sahibi..." dedi ve Alastair'in önünde kollarını bağlamış bir şekilde durdu. "Yumurta konusunda oldukça iyi iş çıkardığını söylemem gerekiyor. Tabii ki bu senin hata yapmamış olmadığını göstermez. Büyü Enerjisi konusunda biraz yetersiz kalmışsın. Bu Acemi 1. Seviye olan biri olduğundan dolayı gayet normal. Besleme konusunu iyi yapmışsın ama temizleme konusunda azıcık daha çalışman lazım. Bunların dışında gayet iyi durumdasın."
"Teşekkürler, efendim."
'Hahaha! Sonunda! Ben seçildim!' diye içinden sevinç çığlıklarını atmaya başlamıştı bile.
"Bu, kazanan için söz verdiğim 30 büyü kristali. Ayrıca bunlar da her gün burada yapacağın görevlerin."
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..