Bölüm 0: Öz

avatar
512 2

Düşüş - Bölüm 0: Öz


Kafes Adası’nı koruyan düzenin kırılmasının üzerinden binlerce yıl geçmiş, düzenin fazla tüketimi nedeniyle düzensizleşen ''Dünya Özü'' dengeye kavuşmuştu.  Bazı istisnalar hariç dünyanın her yerinde öz yoğunluğu sabitleşmişti. Artık insanlar hikâyelerde geçen ''Tanrıların Güçlerini'' uyandırabiliyordu.  


Tabii ki bu uyandırma işlemini gerçekleştirmek için çok büyük ön koşullar vardı. Tanrıların Güçlerini uyandırmak için çok yüksek ve belli miktarda öz biriktirilmeliydi. Bu belli miktarda özü biriktiren insanlara Uyanmış deniyordu. Uyanmak için gerekli özü hızlıca toplamak için birçok destekleyici ilaç bulunuyordu ancak bunların maliyeti çok yüksekti ve kişi uyanmış olduktan sonra işlevlerini yitiriyorlardı. Çoğu insanın ömrü ya da finansal durumu gerekli öz miktarını biriktirmeye yetmiyordu ve Uyanmış olamadan ölüyorlardı. Bu yüzden kişinin Tanrıların Güçlerine kavuşması için gereken ilk ve temel koşul öz soğurma hızının çok yüksek olmasıydı.  


Yeterli öz soğurma hızına sahip olan insanların Tanrıların Güçlerini uyandırmak için önlerinde sadece bir engel kalıyordu: Doğuştan gelen yetenek. 


Yeteneği olmayan bir insan Uyanmış olabilirdi ama Tanrıların Güçlerini kullanamazdı. Diğer insanlardan tek farkları uzun ömürleri ve tonlara ulaşan ağırlıkları kolaylıkla kaldırabilecek bedenlere sahip olmalarıydı. 


Oysa yeteneği olan insanlar sadece kendilerine has olan veya soylarından gelen Tanrı Güçlerini uyandırıp kullanabilirken uzun bir ömre ve güçlü bedenlerde sahip olabilirlerdi. 


Birçok krallık yüksek soğurma kapasitesine sahip insanları daha doğar doğmaz bulur ve kendi saflarına katardı. Ardından yetenekli olmalarını umarak bu kişileri eğitmeye başlarlardı.


 

Ancak en büyük krallıklarda bile böyle insanların sayısı bini geçmezdi. Bunun nedeni kalabalık nüfus içinde yetenekli insanların bulunmasının zorluğu ve bulunan insanların çoğunun erken yaşta başladıkları eğitime fiziki ya da zihinsel olarak dayanamamalarıydı. 


Tüm eğitimleri başarıyla geçip yeterli öz birikimine ulaşan insanların yeteneklerinin savaşa uygun olup olmaması da ayrı bir problemdi. Krallıkların asıl amacı askeri güçlerini arttırmaktı bu yüzden bu çocuklar askeri eğitimlerden geçerek büyürdü. Eğer yetenekleri savaşa uygun olmazsa eğitim yarardan çok zarara neden olabilirdi. Asker olarak yetiştirilen bir insanın başka bir alana adapte olması çok zordu.  Bu da yeteneklerinin boşa gitmesi anlamına geliyordu. Ordular için bir destek kuvveti olmanın ya da önemli insanların korumalığını yapmak kaderleri olurdu. 


Bu durumun bazı istisnaları vardı tabi. Bazı insanların yetenekleri az çok tahmin edilebiliyordu. Bu tahmin işlemi kişilerin soy ağaçlarına bakılarak yapılıyordu. Soyları Uyanmışlara dayanan kişilerin, atalarının yeteneklerini ya da öz soğurma hızlarına sahip olma olasılıkları çok yüksekti.  


Krallıkların asıl güçleri de bu kişilerden oluşurdu. Belirli bir güce sahip olma olasılığı kesin olan insanlar üzerinden plan yapmak planın başarısını doğal olarak arttırırdı. Çoğu krallığın hanedan aileleri de Uyanmışlara dayanırdı zaten. Doğal olarak birçok kralda Uyanmış olurdu. 


Zamanla Uyanmışların ailelerinin önemi artmış, atalarından kazandıkları güçler sayesinde krallıklar için önemli bir güç haline gelmişlerdi. Birçok krallığın ekonomisinde ya da politikasında etkin güç haline gelmişlerdi.  


Bu aileler soylarındaki saflığı bozmamaya çok özen gösterirlerdi. Böylece Uyanmış atalarından gelen yeteneklerini yeni nesillere aktarma ihtimalleri artardı. Bu konuda en başarılı olmuş aileler her nesilde beş ila on arası yetenekli çocuğa sahip olurdu.  


Ortalama bir Uyanmışın ömrü 200 yılı kolaylıkla geçerdi ancak çoğu en fazla altmışlı yaşlarına kadar yaşardı. Bunun sebebi savaş durumunda ya da barış durumunda sürekli hedef olmalarıydı. Zaten başka krallıklar öldürmezse belli dönemlerde olan İblis Akınları yüzünden ölürlerdi. 


Bu yüzden krallıkların Uyanmış asker sayısı genelde sabit kalırdı. Her düşen Uyanmış nesliyle birlikte yeni bir nesil yükselirdi. Roi Kıtasında güç dengesi işte bu Uyanmışlar tarafından sağlanırdı.  


Bir tanesi hariç tüm Krallıklar Uyanmış sayılarını gizlerdi. Uyanmış sayısını gizlemeyen daha doğrusu gizleme şansı olmayan Krallığın adı Kızıl Dağ Krallığı idi. Bu Krallık adını baş ve tek kentinin etrafında kurulduğu dağdan alırdı. Bu dağın çevresi çorak, insanları da çok akıllı değildi ama yine de Roi Kıtası’nın en büyük üç krallığından biri burada yükseliyordu. Bu krallığın asıl gücü yüksek insan nüfusundan ve dışının aksine içi çok bereketli olan Kızıl Dağ'dı. 


Kızıl Dağ Krallığı'nın temel geçim kaynakları dağdan çıkan değerli madenler ve paralı askerleriydi. Verimsiz toprakları ve düşük zanaatkâr sayısı olan krallık, halkı asker olmaları için teşvik ediyordu. Krallığın asker sayısı yaklaşık sekiz yüz bindi ki bu sayı yetişkin halkın -kadınlar da orduya katılabiliyordu- yüzde ellisine yakınını oluşturuyordu. Kızıl Dağ Krallığından sonra en büyük asker sayısına sahip olan Ateş Krallığı'nın sürekli ordusu ise beş yüz bin kişiden oluşuyordu.  


Kızıl Dağ Krallığı'nın askerleri genelde Krallık dışında olurdu. Yani ordu sürekli olarak sabit değildi. Bu yüzden Krallığı koruyan asker sayısı iki yüz bin civarındaydı. Tabi savaş durumunda bu sayı dışardaki askerlerin çağırılmasıyla kolayca artardı ancak bunun için zaman gerekirdi. 


Krallığın, ordusunu bu kadar büyük tutması çok zordu ama aynı oranda zorunluydu. Halkta ordunun büyük olmasını istiyordu çünkü ordu krallığın sahip olduğu birkaç geçim kaynağından biriydi. Ancak Kızıl Dağ Krallığının Kralı'nın bunu isteme neden farklıydı. Kızıl Dağ Krallığı çok fazla insana sahipti ama Uyanmış sayısı diğer krallıkların çok altındaydı. Aslında bunun temel nedeni ülkenin idari sisteminin çok kötü olmasıydı. Uyanmış olma potansiyeli taşıyan çoğu kişi fark edilmeden ömrünün sonuna geliyordu.  Diğer krallıklara yem olmamak için ordu büyük tutuluyordu. Uyanmış sayısının ifşa olma nedeni de az olan Uyanmışların olabildiğince güçlü olması için sürekli Paralı Askerlerle birlikte seferlere katılmalarıydı. 


Kızıl Dağ Krallığındaki Uyanmış sayısı azdı ama aldıkları korkunç eğitim ve katıldıkları yüzlerce savaşın verdiği tecrübe sayesinde bu Uyanmışlar aynı anda birkaç Uyanmışla baş edebiliyorlardı. Buna büyük ve yine aynı oranda savaş deneyimi olan ordu da katılınca Kızıl Dağ Krallığı ucu ucuna en güçlü üç krallık arasına adını yazdırabiliyordu. 


Kızıl Dağ Krallığı’nın en büyük kozu ise Kral ve Altı Duvardı. Altı Duvar olarak adlandırılan kralın yakın korumaları ataları Uyanmış olan Altı Kızıl Aileden seçilirdi. Diğer ailelerin aksine bu altı aile ve kralın ailesinde doğan Uyanmışlar atalarının güçlerinin neredeyse aynısına sahip olurdu çünkü soylarını saf tutmayı başarmışlardı. Atalarının tecrübelerine ve yeteneklerini bilen bu yedi aile diğer ailelerin aksine yetenekli çocuklarını yeteneklerine göre eğitebilirdi. Bu sayede güçleriyle yapabileceklerini bilen ve buna göre eğitilmiş kusursuz savaşçılara sahip olurlardı. 


Krallığın en büyük gücü olan bu yedi kişi çocukluktan itibaren birlikte yetişirdi. Altı aileden gelen yetenekli altı çocuk hanedan ailesinden gelen varisi daha çocuk yaşta korumaya başlardı. Böylece bu yedi Uyanmış arasında hem güven ilişkisi sağlanmış olurdu hem de olası bir savaş durumunda birbirleriyle senkronize hareket edebilirlerdi.  Sürekli Kralın çevresinde olan Altı Duvar sayesinde hem kralın hem de Altı Duvarın güvenliği sağlanırdı. 


Kızıl Dağ Krallığı’nın en büyük sorunları ise fazla bağlı oldukları gelenekleri ve her şeyin güç olduğunu düşünen toplumdu. Eğitim sadece askeri anlamda gerekli görülüyordu. Üretim tüketimden az kalıyordu. Kızıl Dağ’dan çıkartılan değerli madenler diğer büyük krallıklara satılıyor karşılığında gıda ürünlerinden askeri malzemelere kadar olan her şey alınıyordu. 


Diğer krallıklar her geçen gün büyürken Kızıl Dağ Krallığı paralı askerleriyle sağa sola saldıran bir krallıktan öteye gidemiyordu. Takvimler Kırık Kafes Çağının 1703. Yılının Bahar’ını gösterirken uzun süredir yerinde sayan krallığı yükselişe geçirecek olan kral doğdu. 


[Düzenlendi]








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46894 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr