Ejder, büyük bir hızla Medusa'ya yetişir yetişmez Medusa sakince kenara çekilerek Ejder'in yumruğundan kurtuldu. Gerçek bir tanrıça olarak gücü ve hızı Ejder'in katbekat üstündeydi.
Tabii Ejder'in güç sınırı şimdilik bilinmiyordu o yüzden kapışmanın ilerisini kestirmek tam olarak mümkün olmuyordu.
Medusa rahatlıkla Ejder'in yumruğundan kurtulduktan sonra Ejder bir anda sol bacağını çekti ve sol dizini Medusa'nın kafasına geçirdi.
Geçirdi geçirmesinede, Medusa bu harekettende etkilenmedi ve hatta Ejder'in dizini neredeyse güç bile harcamadan tutarak Ejder'in bu anlık gelişen saldırısını durdurmuş oldu.
Sonra da Ejder'i, tuttuğu bacağından kaldırıp yere vurdu.
(Ejder)-Uwa-gh..!
Yere çakılan Ejder'in omurgasından bir kemik kırılmıştı.
"Acıttı be. Ne olduğunu bile anlamadım. Eğer benimle sadece oynuyorsa ona dokunamam bile."
Ejder bunları düşünürken yavaşça ayapa kalktı ve aniden gülümsemeye başladı.
"Aksi takdirde hiç eğlenceli olmazdı değil mi!?"
"Gülümsüyor mu? Ahhh. Böyle korkutucu bir şekilde gülerken fazla seksi görünüyor. Aklımı bile kaybedebilirim."
Ejder keskin bakışlarını Medusa'nın üzerine çevirdi ve bir anda ortadan kayboldu.
Ardındanda devasa bir rüzgar patlaması oluşarak etrafı dağıtmıştı.
Bu kuvvetli patlamanın ardından oluşan baskı ise Medusa'yı yerinden bile kıpırdatamamıştı ayrıca Medusa, Ejder'in, yanından geçip gidişini rahat bir şekilde izlemişti.
Evet Ejder çok hızlıydı ama Medusa ondan çok ama çok daha hızlıydı.
(Ejder)-Tch! Kendi gücüme alışmam gerekecek, saçmalığa bak!
Ejder dilini şaklatarak Medusa'ya döndü ve bir kez daha gözden kayboldu.
Saldırısı bu kez daha isabetliydi ancak Medusa yalnızca kenara çekilerek bu saldırıdanda kurtulmuştu.
Ejder yeniden arkasına dönemeden omurgasında bir baskı hissetti ve aniden kendisini yerde buldu.
Medusa ezici bir tekmeyle Ejder'i yere kapaklamıştı.
(Medusa)-Aşık olduğum adam için fazla zayıfsın.
(Ejder)-Sapığın teki için fazla güçlüsün.
(Medusa)-Senin benden ne farkın var ki? Sadece hala kendini bulamadın. İkimizde iyi biliyoruz ki sen benden daha bile sapıksın.
(Ejder)-Bunu nereden bilebilirsin ki?
(Medusa)-Nereden mi bilebilirim? Ayağımın altında olmana rağmen gülüyorsun. Canının yanmasına rağmen zevk alıyorsun.
Gerçektende Ejder, Medusa'nın ayağının altında ezilmesine rağmen gülümsüyordu. Bu işten zevk aldığı kesindi.
(Ejder)-Hahahaha. Şuna bir kesinlik getirelim...
Bu sözleri söyleyen Ejder, Medusa'nın baskın gücüne karşı gelerek Medusa'yı üstünden defetti ve ayağa kalktı.
(Ejder)-Senin kadar ateşli bir kadının beni ezmesi gerçekten hoşuma gidiyor. Ama benden bu kadar güçlü olman...beni ciddi anlamda azdırıyor. Ne kadar uzun bir zamandır güçlü biriyle çarpışmıyorum biliyor musun?
(Medusa)-Biliyorum. Seninle ilgili her şeyi biliyorum. Seninle ilgili senin bilmediğin şeyleri bile biliyorum. Ailene olanları biliyorum. Abine olanları biliyorum.
Son cümle...
Son cümleyi duyan Ejder'in bakışları değişti.
Bakışlarındaki zevk silindi ve aniden soğuklaştı.
Bir anda yerinden fırladı ve Medusa'yla birlikte saniyeler içinde ormanın derinlerine savruldular ve Ejder, Medusa'yı suratından tutarak yere çarptı.
Yere çarpmanın etkisiyle birlikte ormanın büyük bir kısmı sallandı ve Ejder'in Medusa'yı çarptığı yerde 15 metre çapında bir göçük oluştu.
(Ejder)-Abimle ilgili...tek kelime bile edersen...seni parçalarına ayırırım! Anladın mı beni!?
Ejder'in sesindeki öfke anlatılamazdı. Medusa'dan gerçekten hoşlanmaya başlamıştı ama abisi işin içine girince her şeyi bir kenara bırakabilirdi.
Medusa'nın canı yanmıyordu ama oldukça şaşkındı.
Abisinden bahsedilince Ejder'in bu kadar büyük bir tepki vermesini beklemiyordu. Ayrıca 1 saniyede gücünün bu kadar üst bir seviyeye taşınmasına dahada şaşırmıştı.
Az önceki saldırılarını rahatlıkla görebilmişti ama bu saldırı...sert bir şekilde yere çarpılana kadar Ejder'i görememişti bile.
Kesinlikle önceki saldırılarından apayrı seviyede bir saldırıydı.
Ejder'in dikey elips gözleri neredeyse yok olacak kadar incelmişti. Bu da demek oluyordu ki Ejder'in gözleri şu anda sadece avını görüyordu.
Ufacık bir gerilme belirtisi bile olmayan Medusa derin bir iç çekti ve...
(Medusa)-Sanırım artık eğlence bitti.
Bunu demesiyle birlikte Ejder bir anda gökyüzüne savruldu ve ardından az önce kendisinin çıkarttığından en az 5 kat daha büyük bir rüzgar fırtınası patlak verdi.
Bu fırtınayla birlikte Ejder dahada yükseğe savruldu.
Ancak Ejder savrulduğu yükseklikte öylece süzülüyordu. Yarı ejderha olduğu için bu yükseklik onu hiç etkilememişti.
Ejder'in uçabiliyor oluşu onu hava dövüşlerinde yenilmez kılıyordu çünkü dünya üzerinde, rüzgar elementini kullanmadan öylece uçabilecek tek kişi kendisiydi.
Onun dışında herkes uçabilmek için rüzgar elementini kullanmak zorundaydı.
Tabii bir tanrı için uçmak ya da uçmamak pekte bir önem teşkil etmiyordu.
Ejder'in havada duruyor olmasına karşın Medusa zıplamak için eğildi, suratında birazdan yapacağı şeyden fazlasıyla zevk alacağını belirten koca bir gülümseme vardı.
İyice eğildikten sonra zıpladı ve o anda...
(Ejder)-Ağh-k..!
Ejder karnında daha önce hiç hissetmediği kadar büyük bir ağrı hissetti. Medusa'nın sağ dizi direkt olarak karnına oturmuştu ve bağırsaklarını ezmişti.
(Medusa)-Güldük eğlendik. Oyun zamanı!
Ejder acıyla kavrulurken omurgasında ölümcül bir ağrı daha hissetti ve kendisini yerde buldu.
Medusa karnını tekmeledikten sonra sırtına bir yumruk atarak onu yere fırlatmıştı.
Ardından da gökyüzünden üstüne düşmeye başlamıştı.
Medusa tüm gücüyle Ejder'in omurgasına inmişti. Ayakkabısının topuğu, sırtını delip geçerek Ejder'in etine saplanmıştı.
(Medusa)-Hala seni ezmemden zevk alıyor musun?
Medusa küçümseyici bir ses tonuyla bu soruyu sormuştu. Ejder'i küçük görmüyordu ama onun şu pozisyondaki düşüncelerini fazlasıyla merak ediyordu.
(Ejder)-Daha önce hiçbir şeyden bu kadar zevk almamıştım.
Diyen Ejder aniden ters dönerek Medusa'yı üstünden attı ve Medusa dengesini kaybedip geriye doğru tökezlerken Ejder kendisini ayağa fırlatarak Medusa'nın suratına çifte tekmeyi geçirdi ve onun kafasını yere çarpmak için ağırlığını vermeye başladı ancak...
(Medusa)-İşe yaramaz!
Medusa bağırdı ve Ejder'i bacağından tutup kendisine çekerek karnına bir yumruk geçirdi.
Bu yumruk tam olarak Ejder'in ezilmiş bağırsaklarının olduğu yere inmişti. Tabii şu anda Ejder savaşça arzusuyla yanıp tutuştuğu için bağırsaklarına vuran bu ölümcül ağrıyı hissetmedi bile sol yumruğunu gererek Medusa'nın suratına patlattı.
Ve Medusa'nın bir anlığına gevşeyen elini fırsat bilerek ayağını kurtarıp Medusa'nın göğsüne basarak kendisini geri ittirdi ve aralarına biraz mesafe koydu.
Geri çekilmişti ama bunu korkudan yapmamıştı. Şu anda insanlık dışı bir vahşilik hissediyordu. Ve bu vahşilik kendisinden yayılıyordu.
Vücudunun etrafı hafif bir karanlık aurayla kaplanmıştı.
Kambur bir duruşu vardı ve kolları boşlukta sallanıyordu. Suratından kanlar akıyordu ama yüzünde korkunç bir gülümseme vardı. Kanlanmış dudakları ve kanlanmış gözleri bu gülümsemeyi dahada korkutucu kılıyordu.
Medusa ise tuhaf bir şekilde gard almıştı.
"Hissediyorum. Eğer şu anda saldırırsam kesinlikle büyük bir hasar alırım."
Medusa bu düşüncelerinde haklıydı. Şu anda Ejder'e saldırırsa inanılmaz bir hasar alacağı kesindi.
Ejder şu anda tüm potansiyelini tek bir saldırıya vermeyi planlıyor olabilirdi ya da tahmin bile edilemeyecek bir şeyde yapabilirdi.
Ejder'in tırnakları normalde siyah renkte normal tırnaklardı ancak şu anda bir pençeyi andırıyorlardı. Medusa'yı meraklandıran bir konuda buydu. Bir insanın savaş sırasında değişime uğradığı daha önce görülmemiş bir şeydi.
Diğer bir yandan Ejder'in tüm gücü şu anlık bilinmediği için Medusa, fevri davranamayacağınında farkındaydı.
Kambur bir şekilde duran Ejder yavaşça bir adım attı ve tam o anda sağ kolu aniden yükseldi.
Medusa ne olduğunu anlamaya çalışırken aniden üstündeki cekette bir pençe izi belirdi ve ceket anında parçalanarak etrafa saçıldı. Medusa ise giymiş olduğu siyah sütyenle kalmıştı.
(Medusa)-Benden isteseydin ben zaten soyunurdum bunu yapmana gerek var mıydı ki?
Ejder'in bu hızlı hareketi Medusa'yı hiç germemişti. Pekala Medusa bu hareketin en ufak bir noktasını bile görememişti ama yine de mükemmel vücudu tek bir çizik bile almamıştı. Olan tek şey ceketine olmuştu. Ayrıca Ejder'in karşısında yarı çıplak durmaktanda utanmıyordu. Hatta Ejder'in karşısında tamamen çıplak bile kalabilirdi. Karşısındaki kişi Ejder olduğu sürece onun için hiçbir sıkıntı yoktu.
(Medusa)-Herneyse, bu işi bitirmenin zamanı geldi artık.
Medusa aniden hareketlenerek Ejder'in görüş açısından çıktı ve o anda Ejder havalandı.
Yediği darbeyle birlikte havalanan Ejder artık dayanamayıp kan kusmuştu. Medusa ise hala yerdeydi.
Daha doğrusu öyle görünüyordu.
Ejder havadayken karnında ezici bir baskı hissetti ve o anda Medusa kayboldu.
Aslında Medusa çoktan kaybolmuştu. Ancak o kadar hızlıydı ki hala yerinde duruyor gibi görünüyordu.
Buna tanrılar arasında "Hız Serabı" deniliyordu.
Hız Serabı bir tanrının kendi isteğiyle yaptığı bir şey değildi. Çok hızlı hareket ettikleri zaman insan gözleri bu hareketleri algılayamıyor ve kişiyi hala yerinde duruyormuş gibi görüyorlardı.
Yani tamamen pasif bir yetenekti.
Ejder karnına yediği sert darbeden sonra yere çakıldı ve Medusa yeniden Ejder'in üzerine çakıldı.
Ancak bu sefer boş boş beklemedi ve Ejder'i kafasından tutup kaldırarak bir ağacı hedefledi ve fırlattı.
Hareketsiz bir şekilde havada savrulan Ejder, direkt olarak kafasını bir ağaca çarptı ve çarpmanın etkisiyle pozisyon değiştire değiştire onlarca ağaca daha çarptı. Vücudu tamamen kanlar içinde kalmıştı.
Ejder hala ağaçlara çarparken Medusa ona bir tekme attı ve yeniden havalanmasını sağladı. Ardından da bir ağacı rahatlıkla kökünden kopararak düşmeye başlayan Ejder'e tüm gücüyle vurdu.
Ağaç paramparça olurken Ejder öylece savrulmuştu.
Kanlar içinde kalan vücudunda onlarca yeni yara açılmıştı ve Ejder'in vücudu önemli derecede kan kaybetmişti.
(Medusa)-Bu yeterli olur sanırım.
Ejder yüz üstü bir şekilde öylece yerde yatıyordu. En ufak bir hareket belirtisi bile yoktu.
(Medusa)-Hmm. Birkaç saate hiçbir şeyi kalmaz sanırım.
Medusa birkaç saniye boyunca Ejder'i dikkatle süzdükten sonra bunları söylemişti.
Medusa tam arkasını dönüp gidecekken aniden bir korku hissetti. Sanki bir anlığına devasa bir ejderha silüeti onu ısırmış gibi hissetmişti.
Bu hisle beraber Medusa hemen arkasını döndü ve gördüğü şeye inanamadı.
Ejder sanki az önce hiçbir şey olmamış gibi ayağa kalkmıştı. Yaraları hala deliler gibi kanıyordu ama Ejder ayaktaydı.
(Ejder)-Bugüne kadar yaptığım tek şey kendimi tutmaktı.
Ejder, Medusa'ya bakmadan bunları söyledi.
(Ejder)-Ama artık...
Ejder artık biliyordu. Kendisini tutmadan güç sergileyebilirdi. Kendisi bile gücünün üst sınırını bilmiyordu ancak ne olursa olsun Medusa'nın bundan zarar görmeyeceğini biliyordu.
Ancak yine de...
(Ejder)-Git buradan Medusa. Halletmem gereken bir şey var.
Ejder'in soğuk ve kararlı ses tonu Medusa'nın iliklerine kadar işlemişti.
(Medusa)-Ayağa kalkabiliyorsan dövüşe deva...
Ejder aniden Medusa'nın suratının önünde takla atar gibi belirdi ve yavaşça yere indi.
Ejder yere indikten sonra Medusa'nın alnında siyah renkte bir ışık belirdi ve Medusa kendisini yerde buldu.
Ejder muhtemelen kendisini tekmelemişti.
Ancak bunu az önce yaptığı pençe darbesinden bile hızlı yapmıştı.
(Ejder)-Sadece git.
Ejder arkasına bile bakmadan yürümeye başladı.
Medusa ise o anda bir şeyin farkına vardı.
Alnı kanıyordu.
Kanama çok azdı ancak kanıyordu. Ejder, ona, küçükte olsa bir zarar verebilmişti.
Ejder yavaşça ormanın içinde kaybolurken...
(Medusa)-Hahahahaha. Gerçekten sana aşığım ben ya.
Ejder'in ormanda kayboluşunu Medusa'nın kahkahası takip etmişti.
Şu anda Medusa'nın gözlerinde tarif edilemez bir bakış vardı.
Öylece yerde yatarken sol elini yavaşça vücudunun alt kısmına indirdi. Alt dudağını ısırdı ve sağ koluyla gözlerini kapattı.
(Medusa)-1 kere sevişseydik bari ya.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..