Beelzebub’un ölü bedenini gören Lucifer bir anda öylesine çok öfkeyle dolmuştu ki aurası bedenine sığmayarak taşmaya başlamıştı.
(Lucifer)-Sen ne cüretle!?
Yumruklarını sıkıyor ve dişlerini gıcırdatıyordu. Kendisini sıkmaktan bütün bedeni titriyordu ve kana susamışlığı azgın bir boğa gibi artıyordu. Aurası ise sonu olmayan bir boşluğu doldurmak istercesine deliriyordu.
Fulgora, Beelzebub’un bedenini yere attıktan sonra Lucifer’e dönmüş ve dil çıkartmıştı. O hareketle birlikte de Lucifer’in aurası biraz daha delirmiş, yeri parçalamaya başlamıştı. Saçları havalanmıştı ve tırnakları uzayarak etini delip geçmişti.
(Fulgora)-Beklenenden daha güçsüzsünüz.
(Lucifer)-Anlamadım!?
Lucifer vahşi bir hayvan gibi davranmamak için kendisini zor tutuyordu. Kendisini öyle çok kasıyor öyle çok kasıyordu ki kasları bile parçalanmak üzereydi. İçinde yükselen acımasız öldürme içgüdüsüne karşı koymaya çalışıyordu.
(Fulgora)-Diyorum ki, şeytanlar olarak çöpten farksızsınız.
Lucifer’in aurası biraz daha kabardı ve ağır bir şekilde etrafa çökmeye başladı. Şeytan olduğu için aurası ölümcül derecede tehlikeli ve korkunçtu.
(??)-Ah. Bizden önce gelmişsiniz.
Tam o anda bir ses daha duyuldu ve hissettiği şeyle birlikte Lucifer’in bütün odağı sesin geldiği yere çevrildi.
Lucifer’in döndüğü yerde ise Set ve Fujin vardı. Fujin omzunda Leviathan’ın hareketsiz bedeniyle yavaşça yürüyordu. Leviathan ölmemişti ancak enerjisi neredeyse tükenmişti.
“SAKİN OL LUCİFER! SAKİN OL! SAKİN OL! SAKİN OLMALISIN! SAKİN OLMAK ZORUNDASIN! EĞER ŞİMDİ KONTROLDEN ÇIKARSAN BÜTÜN EVRENİ YOK EDEBİLİRSİN! ROSE VE MEDUSA’YI KORUMAN LAZIM! KENDİNE HAKİM OLMAN GEREKLİ! BU NOKTADA DELİREMEZSİN!!!”
Lucifer kendi kendisiyle derin bir savaş verirken Fujin’de Leviathan’ın baygın bedenini yere attı.
(Kral)-Görüyorum ki onu öldürme zahmetine girmemişsiniz.
(Fujin)-Çok fazla zamanı yok zaten.
(Set)-Bizi yenebilmek için deliler gibi enerji harcadı. Hah. Boşa çabalama konusunda oldukça iyi birisi.
(Zeus)-Ne o Lucifer? Kardeşlerin için bize saldırmayacak mısın?
Şerefsizliğin vücut bulmuş hali olan Zeus alçakça bir şekilde araya girmiş ve tüm öfkesine rağmen harekete geçmeyen Lucifer’i kışkırtmaya başlamıştı.
(Zeus)-Tüh tüh. Ne kadar yazık. Şeytan Kral’ımız iki tane kızı korumak için saldırıya geçmiyor.
(Lucifer)-Bakıyorum da Ejder burada olmayınca o sikik çenen iyi iş yapıyor. Hera’nın parmaklarını yemen yetmedi de daha fazlasını mı yemek istiyorsun!?
Lucifer dişlerini sıkarak konuşuyordu. Öfkesini bastırma konusunda hayatı boyunca hiç bu kadar ciddi olmamıştı.
(Medusa)-Lucifer.
(Lucifer)-Önemli değil Medusa. Benim öfkemin sonuçlarının geri dönüşü olacaktır. Ama Ejder’in öfkesinin geri dönüşü olmaz.
Lucifer yumruklarını biraz daha sıktı ve…
(Lucifer)-Sizi korumak…sizi korumak…
Kelimeler ağzından çıkmıyordu. Onları korumanın kardeşlerinden daha önemli olduğunu söylemek istiyordu ancak kalbi buna izin vermiyordu. O kelimelerin ağzından dışarıya dökülmesine engel oluyordu.
(???)-Haklısın Lucifer. Öğh…kızları koruman…öğh öğh…bizden daha önemli.
O anda zar zor anlaşılan bir ses bu sözleri dile getirdi.
Sesin sahibine bakıldığı zaman ise konuşan kişinin Leviathan
olduğunu gördüler.
(Lucifer)-Leviathan!?
(Leviathan)-Bi…öğh-puh-ğk…
Konuşmaya çalışan Leviathan midesinden gelen baskıya dayanamadı ve kan kustu.
(Leviathan)-Biz…kendi isteğimizle bu savaşa girdik ve kaybettik. Sinirlenmen için hiçbir sebep yok. Sadece ikisini korumaya odaklan.
Leviathan’ın amacı bu sözlerle birlikte Lucifer’i biraz sakinleştirmek ve düzgün düşünebilmesini sağlamaktı ancak işe yaramamıştı. Bu sözlerden sonra Lucifer’in aurası daha da hızlı artmaya başlamıştı.
“LANET OLSUNNN!!! ÖFKEME HAKİM OLAMIYORUM!!! BUNUN…BUNUN İNTİKAMINI KESİNLİKLE ALACAĞIM!!!”
(Kral)-İki kızı kardeşlerinden daha üstte tutman gerçekten güzel. Düşündüğümden daha sadık birisi çıktın Şeytan Kral Lucifer. Ancak, bu kadarla biteceğini düşünmedin değil mi?
Bu sözleri söyleyen Yeşim Taşı Kralı elini havaya kaldırıp parmaklarını şıklattı ve Lucifer’in gözleri korkuyla kocaman açıldı.
(Lucifer)-Hayır hayır hayır!
Lucifer korku ve endişeyle haykırmıştı çünkü Kral’ın arkasında bir kadın belirmişti ve omzunda birisini taşıyordu. Kadın koyu tenli ve alabildiğine güzel bir kadındı. Sırtındaki kişi ise…
(Kral)-Bir an için gerçekten yenileceğini düşünmüştüm Qetesh. Asmodeus’un seni yenebileceğine inandım. Buna inanabiliyor musun?
…Asmodeus’tu.
Seks tanrıçası Qetesh’i öldürmüş olması gerekiyordu ancak olaylar hiçte öyle görünmüyordu. Tıpkı diğerleri gibi Qetesh’in de bedeninde en ufak bir çizik bile yoktu. Bedeni her zamanki gibi pürüzsüz ve mükemmeldi.
(Qetesh)-Sadece beni yendiğine inanmasını istemiştim. Sanırım düşündüğümden daha iyi oynamışım.
(Zeus)-Hahahahahahahahahahaha!!!!!!!!! Bu gerçekten, gerçekten çok eğlenceli. Öz kardeşleri önünde ölüyor ya da acı çekiyor ama kendisi en ufak bir saldırma girişiminde bile bulunmuyor. Hahahahahahaha!!!!!!! Oh, uh, karnım ağrıyor. Gülmekten karnım ağrıyor.
Zeus biraz daha zorlasa yerlerde sürünerek kahkahalar atacaktı. Ama bilerek kendisini tutuyor ve yerlerde sürünmek yerine Lucifer’i kışkırtacak şeyler söylüyordu.
(Zeus)-Hey Lucifer. Söylesene, kardeşlerin gözlerin önünde acı çekerken hiçbir şey yapmadan oturmak nasıl bir duygu? Ejder beyciğinin emirlerine karşı gelmediğin için mutlu bir kuçu kuçu musun yoksa onun emirlerine karşı gelemediği için öfkeden kuduran bir adam mı? Ha? Sen bunlardan hangisisin!?
Zeus gözlerini kocaman açmış ve dediği hiçbir şeyi umursamıyordu. Lucifer’in psikolojisi umurunda bile değildi. Hatta elinden geldiğince onun psikolojisini daha fazla bozmak istiyordu. Eğer doğru düzgün düşünemezse dövüşemezdi ve dövüşemezse kolayca ölürdü.
O öldükten sonra da Rose ve Medusa kendisine kalacaktı. Sonuçta Lucifer öldükten sonra ona karşı koyabilecek kadar güçlü kimse kalmayacaktı. Ejder zaten Kral’ın dediğine göre uzun yıllar boyunca dünyaya dönemeyecekti.
(Zeus)-Dur da cevabını ben vereyim! Sahibinin sözünden çıkmayan aptal bir köpeksin sen!? Tek vasfın o değersiz kızları korumak. Hem de daha kendi aileni bile koruyamıyorken! Gerçekten işe yaramazın tekisin.
Lucifer başını yavaşça kaldırdı ve ölmüş gözlerle Zeus’a baktı. Onun bu bakışlarını gören Zeus ise direkt olarak lafa girdi.
(Zeus)-Bak ne diyeceğim. Hadi bu işe son noktayı koyalım ve psikolojini mahvedelim. Hoy Raijin! Senin sıran!
Zeus’un çağırmasının ardından Raijin omzunda Belphegor’un ölüsüyle ortaya çıktı. Onu gören Lucifer daha fazla dayanamadı ve dizleri üzerine çöktü. Gözlerinden yaşlar akıyordu.
Beelzebub ve Belphegor ölmüştü. Asmodeus baygındı ve Leviathan ise zar zor hayattaydı.
Bütün bunlar Lucifer’in akli dengesini mahvetmişti.
(Zeus)-Gahahahahahahahahaha!!!!!!!!!!! Gördünüz mü!? Gördünüz mü!? Sonunda yere yığıldı. Pes etti! Pes etti!
Zeus küçük bir çocuk gibi şendi ve içinde bulunduğu durumdan inanılmaz derecede zevk alıyordu.
(Kral)-Gördük gördük. Fazla uzatma. Ha bu arada Lucifer, Baphomet ve Mammon’u da getirmek yerine direkt olarak gömmüşler.
Öfkenin Baphomet’i ve Açgözlülüğün Mammon’u da öldüyse artık 4 ölü var demekti. 7 kardeşin dördü ölü 2’si ağır yaralı ve biri sağlamdı. Sağlam olan kardeş ise sadece fiziksel olarak sağlamdı. Aklen çoktan çökmüştü.
Düşünceleri birbirine giriyor ve ne düşündüğünü ya da düşüneceğini bilemez hale geliyordu.
“Neden böyle oldu? Nereden hata yaptım? Onları yeterince iyi yetiştirmiş olmam gerekiyordu. Bir abi olarak onları en iyi şekilde büyütmüştüm. Hepsi çok güçlülerdi. NEDEN BÖYLE OLDU PEKİ!? NEDEN!? NEDEN HEPSİ BU HALE GELDİLER!?” Bilmiyorum. Bilemiyorum. Kafam çok dağınık. Düzgün düşünemiyorum. Her neyse, artık bir önemi yok. Tüm evren yok olsa bile umurumda değil.”
Tam o anda Lucifer’in aurası patladı ve yeri parçalayarak inanılmaz bir rüzgar basıncı ortaya çıkardı. Hemen ardından ise bedeni kırmızı-siyah karışımı bir aurayla kaplanmaya başladı. Ve yavaşça ayağa kalktı.
Saçları uzamaya başladı ve alnında iki yükselti baş gösterdi. Sonra da o yükseltiler keskin uçlarıyla deriyi deldiler ve uzamaya başladılar. Bunlar boynuzlardı. Lucifer’in Zeus’a karşı kullanacak olduğu ancak son anda Ejder’in araya girmesiyle kullanmasına gerek kalmadığı boynuzlar.
Lucifer’in aurası insanlık dışı bir şekilde artarken, aniden Lucifer’in ağzından kanlar akmaya başladı. Başını hafifçe indirdiğinde ise Zeus’u gördü.
Zeus kolunu Lucifer’in kalbine saplamıştı ve adice gülümsüyordu.
(Zeus)-Aynı şeye iki defa izin vereceğimi mi düşünüyorsun!?
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..