Sabahın ilk ışıkları silik bir tonda evin içine doluyordu ve yatağı kutsarcasına aydınlatıyordu. Işığın gözüne vurmasıyla birlikte Ejder sakince gözlerini açtı ve oturur pozisyona geldi.
(Ejder)-Gece gündüz döngüsü koymuş muyum lan ben buraya?
Aniden oluşturduğu bir boyutun içinde oldukları için bir şeyleri unutmuş olabilir diye düşünüyordu ancak gece gündüz döngüsünü bile ayarlamıştı. Gece gündüz döngüsü tamam olduğuna göre başka bir şeyi unutmuş olamazdı.
Bütün gece tüm şehvetleriyle birbirlerini mest etmişlerdi ve özlemlerini gidermişlerdi.
Ejder oturur pozisyona geçtikten sonra Medusa’ya baktı ve saçlarının dağılmış olduğunu gördü. Uyuyor halde olsa bile hala inanılmaz derecede güzeldi. Medusa’yı o şekilde gören Ejder yine onu arzuladı ve o uyurken dudaklarından bir öpücük aldı.
Ancak daha ileriye gitmedi ve yataktan çıktı. Tamamen çıplak olduğu için giysilerini fırlattığı tarafa yöneldi ve sakince giyinerek evi terk etti. Ağır adımlarla ilerledi ve gidip şelalenin dibine oturdu. Tek bacağını karnına çekti ve diğer bacağını da uçurumdan aşağıya sarkıttı.
Şelalenin ve rüzgarın sesi Ejder’i rahatlatıyor olsa da aynı rahatlık aklı için geçerli değildi. Düşünüyordu. Ragnarok zamanı olanları düşünüyordu. Yaptıklarını. Hatalarını. Öfke patlamalarını. Dengesizliklerini.
Söylediği şeyi başarmış ve bütün tanrıları yok etmişti. Hem de istisna bile olmadan. Ama sorun da burada başlıyordu. Hiçbir istisna yoktu. Medusa’yı bile öldürmüştü. Hem de yalnızca bir defa değil. İpleri koparmadan önce milyarlarca defa geçmişe dönmüştü.
Kimseye acımamıştı.
Her şeyden çok sevdiği Medusa’yı ve kendi çocuğunu bile öldürmüştü.
Rose’yi öldürmüştü.
Kendisini öldürmüştü.
Hepsini kendisi yapmıştı.
Kendi elleriyle.
(Ejder)-Kibirli canlılardan nefret edip yaşayan en kibirli varlık olmam. Hahaha. Gerçekten gülünç. İstediğimi elde etmeme rağmen nedense için rahat değil. Medusa’yı hak ettiğime inanamıyorum.
***
Ejder yataktan çıktıktan birkaç saniye sonra Medusa’da uyanmıştı. Medusa gözlerini ovuşturup kendisine gelene kadar Ejder çoktan evi terk etmişti bile. Ejder’in gittiğini anlayan Medusa hızla yataktan çıktı ve elbiselerine yöneldi.
Bütün gece uyumamış olsalar da yorgun hissetmiyordu. Aksine enerjik bile hissediyordu. Elbiselerini giydikten sonra ayakkabılarıyla vakit kaybetmedi ve yalınayak dışarı çıktı.
***
(Ejder)-Öyle bir kadını kesinlikle hak etmiyorum ben. Hayır. Ben hiçbir şeyi hak etmiyorum.
Derken bir çift narin kol Ejder’in boynundan aşağı indi ve yumuşak bir beden Ejder’in sırtına temas etti.
(Medusa)-Ejder.
(Ejder)-Ne kadarını duydun?
Ejder sakinliğini hiç bozmadı ve bu soruyu sordu. Medusa’nın bir şeyler duyduğundan emindi. Ama onun yanındayken gardını indirdiği için yanına geldiğini hissetmemişti.
(Medusa)-Hepsini, sanırım.
(Ejder)-Hepsini ha? Ne düşünüyorsun peki? Eğer benden nefret etmek istersen…
(Medusa)-Bu konuşmayı kaç defa yaptık ya da daha kaç defa yapacağız bilmiyorum Ejder ama, her zaman söylediğim gibi. Bana ne yaparsan yap daima seni sevmeye devam edeceğim. Yani, sende kendine değer vermeye başlasan iyi edersin.
Medusa Ejder’in konuşmasını bölerek onu susturmuş ve kendi düşüncelerini dile getirmişti. O, ne yaşanmış olursa olsun gerçekten onu seviyordu ve sevmeye de devam edecekti. Pekala ondan nefret etmesi için bir sürü neden olabilirdi ama ondan nefret edemezdi. Medusa’nın Ejder’den nefret etmesinin hiçbir yolu yoktu.
(Ejder)-Değer vermek ha?
“Seni kimse sevmeyecek Ejder. Sen yalnızca çevresine sorun getiren birisin. Sen, kendini bile sevmeyeceksin. Sevemeyeceksin. Kendi kalbinde sana bile yer olmayacak.”
O anda Ejder’in zihninde abisinin söylediği bu sözler yankılandı.
Abisi, Ejder’in en büyük travmasıydı. Çok sevdiği abisi öldükten sonra Ejder tam anlamıyla yoldan çıkmıştı ve aklını yitirmeye başlamıştı. Belki de o gün Ejder’in abisi ölmeseydi her şey çok farklı olabilirdi.
Gelecek bambaşka bir şekilde şekillenebilirdi.
Ejder hafifçe Medusa’ya döndü ve…
(Ejder)-Gerçekten… gerçekten de kendimi sevmemde bir sorun yok mu?
Ejder sonsuza kadar kendisinden nefret edecekti. Bu kesindi ve asla değişmeyecekti. Ama yine de kendisinde seveceği bir şeyler bulabilirdi. En azından bu kadarını deneyebilirdi.
(Medusa)-Neden bir sorun olsun ki? Sevgiyi bu kadar hak eden birinin kendisini sevmesi neden yanlış olsun. Başaramasan bile, denemiş olursun. Her denemen seni daha da ileriye götürür. O yüzden denemekten asla vazgeçme.
Ejder bu sözlere karşı cevap vermedi ve dönerek Medusa’ya sıkıca sarıldı. Birkaç saniye sıkıca sarıldıktan sonra Medusa’nın gözleri aniden büyüdü ve yüzünde şaşkın bir ifade oluştu.
(Medusa)-Ejder!?
(Ejder)-Bakma!
Medusa Ejder’den ayrılıp kendini doğrulamak istedi ancak Ejder buna izin vermedi. Yine de Medusa daha fazla güç kullandı. Ejder’den ayrıldı ve onun…
… ağladığını gördü.
Ejder ağlıyordu.
Doğduktan sonra bile, ailesinin ölümünden sonra bile, abisinin ölümünden sonra bile ağlamayan Ejder, sonunda, en sonunda kendisini serbest bırakmıştı ve ağlıyordu. Medusa hemen Ejder’e sarıldı ve başını okşamaya geçti.
(Medusa)-Geçti Ejder. Geçti. Ben buradayım ve hiçbir yere gitmeyeceğim.
O sözlerden sonra Ejder’in ağlaması şiddetlendi ve…
(Ejder)-Medusa! Medusa! Medusa!
Ejder deliler gibi Medusa'nın adını haykırıyordu.
“Seni kimse sevmeyecek Ejder. Sen yalnızca çevresine sorun getiren birisin. Sen, kendini bile sevmeyeceksin. Sevemeyeceksin. Kendi kalbinde sana bile yer olmayacak.”
“Seni kimse sevmeyecek Ejder. Sen yalnızca çevresine sorun getiren birisin. Sen, kendini bile sevmeyeceksin. Sevemeyeceksin. Kendi kalbinde sana bile yer olmayacak.”
“Seni kimse sevmeyecek Ejder. Sen yalnızca çevresine sorun getiren birisin. Sen, kendini bile sevmeyeceksin. Sevemeyeceksin. Kendi kalbinde sana bile yer olmayacak.”
“Seni kimse sevmeyecek Ejder. Sen yalnızca çevresine sorun getiren birisin. Sen, kendini bile sevmeyeceksin. Sevemeyeceksin. Kendi kalbinde sana bile yer olmayacak.”
“Seni kimse sevmeyecek Ejder. Sen yalnızca çevresine sorun getiren birisin. Sen, kendini bile sevmeyeceksin. Sevemeyeceksin. Kendi kalbinde sana bile yer olmayacak.”
“Seni kimse sevmeyecek Ejder. Sen yalnızca çevresine
sorun getiren birisin. Sen, kendini bile sevmeyeceksin. Sevemeyeceksin. Kendi
kalbinde sana bile yer olmayacak.”
“Seni kimse sevmeyecek Ejder. Sen yalnızca çevresine sorun getiren birisin. Sen, kendini bile sevmeyeceksin. Sevemeyeceksin. Kendi kalbinde sana bile yer olmayacak.”
“Seni kimse sevmeyecek Ejder. Sen yalnızca çevresine sorun getiren birisin. Sen, kendini bile sevmeyeceksin. Sevemeyeceksin. Kendi kalbinde sana bile yer olmayacak.”
“Seni…”
“Kimse…”
“Sevmeye… SEVECEK!”
“Medusa benimle. Beni seviyor, bana değer veriyor. O her zaman benim yanımda kalacak.”
Ejder’in düşünceleri ve abisinin sözleri resmen kavga ediyorlardı. Ejder Medusa’yı giderek daha fazla sıkıyor ve gözyaşları şiddetlenmeye devam ederken Medusa’nın zarif sevgisi ve şefkati tarafından sarmalanıyordu.
Medusa’nın kokusunu içine çekerek rahatlamaya ve sakinleşmeye çalışıyordu.
(Ejder)-Seni seviyorum! Seni seviyorum! Seni seviyorum! Seni bu hayattaki her şeyden daha çok seviyorum. Yalnızca seni seviyorum.
Ejder haykırdıkça haykırıyor ve aklından geçen her şeyi söylemek istiyordu. Medusa ise Ejder’i bu halde gördüğü için duyguları karmakarışık bir haldeydi. Üzülse miydi yoksa sevinse miydi bilemiyordu.
Ejder daha önce de duygu patlamaları yaşamıştı ancak hiçbiri bu kadar ağır ve yoğun olmamıştı. Sanki o zamanlarda söylediği şeyler Ejder’in gerçek duyguları değil de sadece bunlar gerçek duyguları gibiydi.
Medusa ağlamamak için kendisini zor tutarken Ejder hala onun adını sayıklıyor ve “Seni seviyorum!” diye haykırıyordu.
(Ejder)-Seni seviyorum! Seni istiyorum! Seni arzuluyorum! Bana ait olmanı istiyorum! Sana ait olmak istiyorum!
O anda Medusa Ejder’i bıraktı ve birazcık geri çekildi. Elini Ejder’in göğsüne koydu…
… ve onu uçurumdan aşağı itti.
Kendisi de arkasından atladı.
İkisi birden aşağı düşerken Ejder kollarını açmış bir şekilde Medusa’yı bekliyordu.
Medusa hızla düşmeye devam etti ve birkaç saniye sonra Ejder’in, erkeğinin kollarına iniş yaparak şehvetle dudaklarına yapıştı. Birkaç saniye sonra da şelalenin dibinde oluşmuş olan göle çakıldılar ve hızla yüzeye çıktılar.
Aşk dolu bakışmaları yüzeye çıktıktan sonra da devam etti ve Ejder saçlarını geriye yatırarak bir kez daha Medusa’nın dudaklarına yapıştı. Çok sürmeden Medusa’dan ayrıldı ve suyun içinde tek dizine çöktü.
(Medusa)-Ejder?
Ejder’in elinde siyah bir kutu belirdi. Ejder yavaşça kutuyu açtı, Medusa’nın gözlerine odaklandı ve…
(Ejder)-Medusa. Sonsuza dek benim olur musun?
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..