Bölüm-223 Geçmişe Dair Anılar

avatar
258 0

Ejderha İmparator - Bölüm-223 Geçmişe Dair Anılar


Çocuğa ismi verildikten sonra Kaplan derince bir nefes alarak dışarı çıktı ve dışarıda bekleyenlere güzel haberi verdi. Kapının açılmasını fırsat bilen minik Kuzgun ise hemen içeri koştu ve annesinin yanına gitti.


(Kuzgun)-Anne. Anne. Anne. Bakabilir miyim? Görebilir miyim? Kardeşimi görmek istiyorum.


Kuzgun o kadar heyecanlıydı ki yerinde duramıyordu. Kırmızı gözleri tatlı bir parıltıya sahipti. Durmadan yerinde zıplıyordu.


(Alberta)-Elbette görebilirsin.


Annesi Kuzgun’u büyük bir gülümsemeyle karşılarken Kuzgun aniden koltuk altlarından tutuldu ve havaya kaldırıldı.


(Doktor)-Hobbala. Şimdi istediğin gibi bakabilirsin.


Doktor, Kuzgun’u kucaklamıştı ki kardeşini daha rahat görebilsin. Kuzgun kaldırılmayı umursamamıştı bile çünkü bütün odağı kardeşindeydi. Kardeşinin parlak gözleri çok tatlı görünüyordu. Gözleri kendisinin aksine kırmızı değil gümüştü. Saçlarıyla aynı renkti. Ejder’in daha saçı yoktu ama saçlarının renginin gümüş olacağını zaten biliyordu.


Gözlerine yeterince baktıktan sonra odağı vücuduna kaydı. Elleri, parmakları, gövdesi…


(Kuzgun)-Küçücük.


Kardeşinin vücudunun minicik olması onu öylesine etkilemişti ki hep böyle küçük ve tatlı kalmasını istemişti. Ona sarılmak istiyordu ama bu kadar minik olduğu için ona zarar vermekten korkuyordu.


(Alberta)-Sende küçücüktün bebeğim.


(Kuzgun)-Hıh. Hiçte bir kere. Kocaman adamım ben.


Kuzgun burnunu dikleştirdi ve göğsünü gere gere bu sözleri söyledi.


(Kuzgun)-Abiyim ben abi.


Kuzgun bu sözleri söylerken o kadar tatlı görünüyordu ki yanaklarını sıkmayı istemekten başka çareniz kalmıyordu.


***


Kaplan dışarı çıktıktan sonra gözleri özellikle birini aradı ve çok geçmeden aradığı kişiyi buldu. Baktığı kişi tabii ki de kardeşi BioDrago’ydu. BioDrago her zamanki gibi sakindi. Aslında heyecanlıydı ama dışına vurmuyordu.


(Bio)-Tebrikler.


Bio ağır adımlarla Kaplan’ın yanına giderken kısa bir tebrik sunmuştu. Kaplan’da kardeşinin huyunu bildiğinden bu tavrına çok takılmamıştı.


(Bio)-İsmini ne koydunuz?


(Kaplan)-Ejder.


(Bio)-Ejder demek. Safkan bir ejderhaya verilebilecek en güzel isim.


Bio hafifçe gülümsemişti. Kaplan ise aynı gülümsemeyle kendisine karşılık vermiş ve elini boynuna dolayarak…


(Kaplan)-Ejder’in şerefine bugün içiyor muyuz?


(Bio)-Elbette içiyoruz. Ben ısmarlıyorum hatta. Ee, ufaklığı görme iznim ne zaman veriliyor.


Bio’da kendi kolunu Kaplan’ın boynuna dolamıştı ve içkileri ısmarlayacağını belirtmişti. Sonra da şakayla karışık bir şekilde yeğenini görmek istediğini belirtmişti. Kaplan, Bio’nun kolundan kurtulup bir anda önüne geçmiş ve…


(Kaplan)-Gel hadi.


***


Kaplan hala Alberta’nın yanına gelmemişken hiç kimsenin beklemeyeceği bir şey yaşanmıştı. Kuzgun annesine Ejder’i tutmak istediğini söylemişti ve annesi bunun için çok küçük olduğunu dile getirmişti. Fakat ondan sonra Kuzgun “anne” diye diye Ejder’i tutmak istediğini üstelemişti. İşte beklenmeyen şey de tam olarak bu zamanda yaşanmıştı ve…


(Ejder)-Anne.


… Ejder konuşmuştu.


(Doktor)-Ne?


(Alberta)-Ha? Ne?


Doktor ve Alberta şok geçirmişlerdi ki tepki bile vermekte zorlanmışlardı.


(Alberta)-Haaaaa!?!?!?


Alberta şaşkınlığına hâkim olamayıp bağırmıştı. Kuzgun ne olduğunu anlamadığı için boş boş onlara bakıyordu. Doktor’un ve annesinin neden bu kadar şaşırdığını merak ediyordu. Şaşkınlık nedenleri çok belliydi ama Kuzgun bunu algılayacak seviyede değildi.


Daha birkaç dakika önce doğmuş olan kardeşi konuşmuştu. Birkaç dakika. Yalnızca ama yalnızca birkaç dakika. Bu tarihte bir ilkti.


Bunun üzerine ise Kaplan ve Bio eve girmişlerdi.


(Kaplan)-Sesiniz dışarı kadar geliyor. Bir şey mi oldu?


Diye sakince sorarak merakını yatıştırmak istemişti.


(Alberta)-Ah, ha..? Şey… E-Ejder… konuştu.


Alberta ne tepki vereceğini bilemediği için konuşurken bayağı bir afallamıştı. Ama afallamakta haklıydı. Kim birkaç dakika önce doğmuş olan bir çocuğun konuşabileceğini düşünür ki? Alberta şu anda tamamen alt edilmiş durumdaydı. Geçirdiği şok zaten yorgun olan bedenini iyice hareketsiz kılmıştı.


Kaplan ise Alberta’nın dediklerini duyduktan sonra bir anlığına durulmuştu fakat hemen kendini toparlamıştı.


(Kaplan)-Konuştu derken? Şaka yapmıyorsun değil mi?


(Doktor)-Yapmıyor Kaplan. Ben de duydum.


Kaplan doğal olarak bunun bir şaka olabileceğini düşünmüştü ve bu sorusunu açıkça dile getirmişti ancak doktor devreye girmiş ve bunun bir şaka olmadığını söylemişti. Bunun üzerine Bio derin bir nefes almıştı ve bu nefes alma olayı nedensizce Kaplan’ın dikkatini çekmişti.


O yüzden de Kaplan Bio’ya döndü ve…


(Kaplan)-Bir şey mi oldu?


(Bio)-Aylar önce sana dediğim şeyi hatırlıyor musun?


Bio’nun bu sözleri üzerine Kaplan hafızasını yoklamaya başladı ama işe yarar bir şey konuşma hatırlayamadı.


(Kaplan)-Hayır. Neyi hatırlamam gerekiyor?


(Bio)-Sana Alberta’nın karın kısmından oldukça temiz fakat bir o kadar da baskıcı bir aura hissettiğimi söylemiştim ya. Sende bebek yüzünden Alberta’nın aurası etkileniyordur demiştin.


Bio söylediklerini açıklarken o konuşma Kaplan’ın aklında belirmişti. Ve o anda Kaplan’ın yüz ifadesi aydınlanmış gibi değişmişti.


(Bio)-O an emin olamadığım için sana hak vermiştim ama görüyorum ki düşüncelerimde haklıydım. Alberta… bir “canavar” doğurmuş olabilir.


Bio’nun burada canavardan kastı elbette ki kötü değildi. Ejder’in bir dahi olduğunu belirtiyordu. Tabii bunu söyleyiş şekli yüzünden kötü bir şeymiş gibi algılanabilirdi ama oradaki herkes Bio’yu iyi tanıdığı için kötü bir şey kast etmediğini biliyorlardı.


Gerçi yanlış anlasalar da bir sorun yoktu ama…


(Bio)-Alberta izninle.


Bio birkaç adım atıp Alberta’nın yanına geçti ve elini Ejder’in alnına koydu. Ejder ise sanki odada neler döndüğünün farkındaymış gibi Bio’ya bakıyordu. Bakışları, “Elini niye üzerime koyuyorsun?” der gibiydi.


(Alberta)-Ne yapacaksın?


Alberta Bio’ya izin vermişti ama ne yapacağını da merak ediyordu. Kötü bir şey yapmayacağı kesindi ama yine de ne yapacağını merak ediyordu.


(Bio)-Ruhuna ve zihnine bakacağım. Neden öyle hissettiğimi öğrenmem gerekli?


Bio birkaç saniye boyunca Ejder’i inceledikten sonra “Hmm” şeklinde mırıldandı ve kendinden emin bir şekilde elini Ejder’in alnından çekti.


(Bio)-Lafımı şöyle düzeltmeme izin verin. Alberta… bir “canavar” doğurdu.


(Kaplan)-Bu ne demek oluyor şimdi?


(Bio)-Şu demek oluyor kardeşim, belki de dünya üzerindeki en güçlü canlı az önce Alberta tarafından dünyaya getirildi. Çünkü Ejder’in ruhunda bir sınır görünmüyor. Ya da benim göremeyeceğim kadar yüksek bir seviyede.


Bio sakinliğini korumaya çalışarak bu sözleri dile getirmişti. Bugüne kadar köyde doğmuş bütün çocuklarda ve hatta köydeki herkeste bu yaptığını denemişti ama Kaplan hariç kimsede bu kadar geniş bir potansiyel görmemişti.


Kuzgun’un potansiyeli de inanılmazdı ve hatta Ejder doğmamış olsaydı dünyadaki en güçlü kişi kesinlikle o olurdu. Ancak işler şu anda çok farklıydı. Bio, Kuzgun’da bir sınır hissetmişti. Ama bu sınır çok yüksekteydi.


Kuzgun yeterli çalışmayla bütün güneş sistemini yok edecek seviyeye kadar çıkabilirdi ama bu onun sınırı oluyordu. Ejder’de ise hiçbir sınır hissedememişti. Bu da yetmezmiş gibi onun zihnine baktığında…


(Bio)-Ve şunu da eklemeliyim. Yanılma ihtimalim de var tabii ama… Ejder’in ıq seviyesinin 1000’in üzerinde olduğuna inanıyorum.


(Ejder)-1093.


Ejder yüzünde küstah bir gülümsemeyle Bio’ya seslenmiş ve bir sayı dile getirmişti.


(Bio)-Seni minik küstah.


Ejder bu sözler karşısında sadece aynı şekilde gülümsemekle yetindi. Bio’yla dalga geçiyordu.


(Kaplan)-Gerçekten de konuşuyor.


Kaplan oğlunun konuştuğuna inanmakta zorlanıyordu. Şu olanlar ona hala bir şakaymış gibi geliyordu.


(Kuzgun)-Amca. Ne oluyor?


Kuzgun hala olanları anlamaya çalışıyordu. Aslında olanların farkındaydı ancak sadece emin olmak istiyordu. Kendi ıq’su da 300’den fazlaydı ve farkındalığı çok yüksekti.


(Bio)-Bir şey olmuyor Kuzgun.


Bio, Kuzgun’u kucağına aldı ve bir şey olmadığını dile getirdi. 6 yaşındaki bir çocuğun kafasını karıştırmak istemiyordu.


(Bio)-Sadece kardeşin biraz farklı.


(Kuzgun)-Anladııım. Kardeşim diğerlerinden farklı. İşte benim kardeşiiim.


Kuzgun mutlulukla kollarını kaldırmıştı.


(Bio)-Size şimdiden söylüyorum. Alışılmadık şeyler görmeye hazır olun.


***


--- 3 gün sonra ---


(Kaplan)-Alışılmadıktan kastın gerçekten de bu muydu?


Kaplan Ejder’i izlerken yanında oturan Bio’ya bu şekilde seslenmişti.


(Bio)-Neden farklı bir şey kast edeyim ki?


(Kaplan)-Hayır yani Ejder doğalı sadece 3 gün oldu ve çocuk koşuyor. Ayrıca 1 yaşında bir çocuk gibi görünüyor.


Kaplan gözleri önünde koşturan Ejder’e bakarak bu sözleri dile getirmişti. Ejder 3 günlükken bırakın yürümeyi koşmaya başlamıştı. Ve tek yaptığı şey bu da değildi. Bir önceki gün, yani 2 günlükken yetişkin bir birey kadar iyi konuşabiliyor hale gelmişti. İlk doğduğunda sadece 1 kelime olarak konuşmuş olsa da sonraki gün bir yetişkinle aynı seviyede diksiyona sahip olmuştu bile.


(Bio)-Bu daha başlangıç diyebilirim. Sahip olduğu ruhun herhangi bir sınırı yoktu. Yani neler yapabileceğini ve nasıl bir gelişim göstereceğini tahmin edemem.


***


--- 4 gün daha sonra ---


Aradan 4 gün daha geçtikten sonra yani Ejder tam 1 haftalık olduktan sonra…


… ilk kavgasını gerçekleştirdi. 







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr