Abisinin sesini duyan Ejder yavaşça arkasına döndü ve Kuzgun Ejder’in suratını görünce Ejder’in raydan çıkmaya başladığını gördü.
(Kuzgun)-Ne yapıyorsun sen dedim!? Yine mi insanlara zarar vermeye başladın!? Sana böyle bir şey hissettiğinde gelip benimle halledeceksin demedim mi lan ben!?
Kuzgun bu şekilde haykırdıktan sonra Ejder’in ayakları yerden kesildi ve birkaç metre yükseldikten sonra vücudu dönmeye başladı. İki tarafa çevrilen plastik bir şişe gibi ezilmeye başladı ve daha sonra da mermi gibi yere çakıldı.
Ejder’e olan bu şeyin sorumlusu tabii ki de Kuzgun’du. Telekinezisini kullanarak Ejder’i bu hale getirmişti. Ama Ejder hiçbir şey olmamış gibi sakince ayağa kalkmıştı. Üstündeki tozları çırptı ve boş gözlerle abisine bakmaya başladı.
(Kuzgun)-Neden böyle bir şey yaptın?
(Ejder)-Bizden zayıflar çünkü. İşe yaramazlar. Hayatta kalmaları için bir neden yok. Bizi yavaşlatmaktan başka bir işe yaramıyorlar.
(Kuzgun)-EJDER!!! BU İNSANLARA ZARAR VERMEN İÇİN GEREKLİ BİR SEBEP DEĞİL!!! BİZ ONLARDAN ÜSTÜN DEĞİLİZ!!! ONLARDA BİZDEN ÜSTÜN DEĞİL!!!
(Ejder)-Reddetme beni abi.
(Kuzgun)-BİR DAHA SENDEN BÖYLE ŞEYLER DUYMAYACAĞIMI SÖYLEMİŞTİM DEĞİL Mİ!?!?!?
Diye haykıran Kuzgun gerildi ve tüm gücüyle Ejder’in suratına bir yumruk attı. Yer parçalandı ve bazı evler çatladı. Ejder ise yüzlerce binlerce kilometre geriye uçarak kıtanın diğer tarafına çakıldı ve yeri parçalayarak itilmeye devam etti.
Sonra da kara parçası bitti ve okyanusun üzerinde sürüklenmeye başladı. 20 kilometre kadar da suyun üzerinde sürüklendikten sonra Kuzgun gökyüzünde belirdi ve avına kilitlenmiş bir kartal gibi dalış yaparak Ejder’i suyun içine gömdü.
Ardından da uçarak gökyüzüne yükseldi ve Ejder’i suyun dışına çekti. Telekinezisi böyle durumlarda da işe yarıyordu.
(Ejder)-Bu köydeki herkes bir zamanlar ya kahramandı ya da savaşçı bir soydan geliyordu. Hallerine bir bak abi! Hepsi yaşlı ve işe yaramaz birer çöpten ibaretler artık. Kendileri bile bakmaktan acizler! Böyle çöplerin arasında sen ve ben birer elmastan bile daha değerliyiz! Sence de bizim üstünlüğümüzü kabul etmeleri gerekmiyor mu!?
Ejder’in tanrı kompleksi net bir şekilde kendini gösteriyordu. Sanki var olan bütün kötü özellikler tek bir bedende toplanmıştı.
Sadizm, mazoşizm, şiddet bağımlılığı, narsisizm ve tanrı kompleksi.
Ejder bunların hepsine sahipti ve yetmezmiş gibi iğrenç bir felsefesi de vardı. “Güçlü insanlar her şeyi yapma hakkına sahiptirler.”
Ejder’in bu mantığı Kuzgun’u gerçekten deli ediyordu. Hiçbir anlamı olmayan mantıksız bir şeydi. Tamam, güçlü insanların birçok şeyi elinde bulundurduğu doğruydu ama bu onlara insanların hayatına hükmetme şansı vermiyordu.
Dünya bu kadar acımasız olamazdı. “Hayat” denen şey dünyadaki en değerli şeydi. Ve Ejder’in bu kadar değerli bir şeyi çöpe atmakta bu kadar rahat olması hoş değildi.
(Kuzgun)-Biz onlardan üstün falan değiliz! Onlarda bizden üstün değil! Yapmaya çalıştığın şey mantıksız! Hiçbir anlamı yok! İnsanların yaşayıp yaşamayacaklarına sen karar veremezsin!
Kuzgun haklı olarak Ejder’e bağırıyordu ama Ejder hiçbir tepki vermeden onu dinliyordu. Muhtemelen söyledikleri bir kulağından gidip diğerinden çıkıyordu. Yani Kuzgun boş yere konuşuyordu.
(Ejder)-Nedenmiş o? Onlar bana nasıl lakaplar takacaklarına ya da evlerine gittiklerinden benden ne şekilde bahsedeceklerine karar verebiliyorlar da ben neden onların yaşamlarının değerine karar veremiyorum?
Ejder kendisi için mantıklı bulduğu bu şeyleri söylemekten hiç çekinmiyordu. Şu anda abisi kendisine sinirli bile olsa çok fazla umursamıyordu. Nasıl olsa abisi kendisine ölümcül bir zarar vermezdi. Vermeye çalışacak kadar delirirse kaçıp kurtulurdu. Kendisi bunu saklıyor olsa da abisinin seviyesini geçeli çok oluyordu.
(Kuzgun)-Aynı şey değil Ejder! Aynı şey değil. Olaylara sadece kendi pencerenden bakıyorsun. Bir düşün. Yolda öylece yürürken birinin gelip senin babanı öldürdüğünü düşün.
Kuzgun Ejder’in empati yapmasını umarak konuşmuştu ama bu sözlerinden sonra Ejder hafif bir gülümsemenin ardından gözlerini devirmişti.
(Ejder)-Güzel bir örnek abi. Ama kaçırdığın bir nokta var.
(Kuzgun)-Öyle mi? Neymiş o?
(Ejder)-Yapabilecek olsalar zaten bunu yaparlardı. Köydeki herkesin için karanlıkla dolu. Çok geniş bir duyma yetisine sahibim. Köyde konuşulan her şeyden haberim var. Ben doğduktan hemen sonra konuşmaya başlayınca köydeki herkes babamın daha da kibirleneceğini, ondan nefret ettiklerini ve her durumda patronluk taslamasından bıktıklarını söylüyorlardı. Ellerinde olsa zaten babamı öldürmeye çalışacaklar. Ben sadece onları ailemden uzak tutuyorum.
“Aslında söyledikleri tek şey babamın daha da kibirleneceğiydi. Gerisi tamamen yalan. Kim babam hakkında böyle konuşacak kadar cesarete sahip olabilir ki? Ama abi, bana sonuna kadar güvendiğini biliyorum. Yani… ben kazandım.”
(Kuzgun)-Ne dedin sen!?
Kuzgun ailesine çok değer verdiği için Ejder kolayca bu sevgiyi suistimal edebilmişti ve abisinin hedefini bir anda değiştirmişti. Şimdi ise sırada en can alıcı kısım vardı.
(Ejder)-Gidip onlara saldırmayı düşünme bile abi. Bırak bütün nefreti toplayan kişi ben olayım. Sen sevilen dahi çocuk olmaya devam et.
Ejder yaptığı rol için kendisini tebrik ediyordu. Abisinin öfkesini bir anda köy halkına çevirmişti ve abisinin sevgisini kendi üzerine almıştı.
***
(Kuzgun)-Yav çocuk! Beni manipüle etmeseydin bari lan! Hani en sevdiğin bendim?
(Ejder)-Kusura bakma abi ama kanımda var.
(Kuzgun)-Senin kanına… neyse.
***
(Kuzgun)-Bekle bekle. Babam hakkında ne diyorlar dedin sen!? Bunu görmezden gelemem!
(Ejder)-Maalesef geleceksin abi çünkü artık çok geç. Bütün nefreti üzerime çektiğim için babamla ilgili tek kelime edilmiyor.
Ejder’in rolü başarılı bir şekilde devam ediyordu. Ama sorun şuydu ki Kuzgun, Ejder’e anne babasından bile fazla değer veriyordu. Yani hala köy halkına nefret duyabilirdi. Çünkü Ejder’den nefret ediyorlardı. Ama Ejder bununda farkındaydı ve basit bir çözüm yolu vardı.
(Ejder)-Ve abi, sakın ama sakın köy benden nefret ediyor diye onlara taraf olayım deme. Bu tamamen kendi isteğimle yaptığım bir şeydi. O yüzden lütfen onlardan nefret etme. Onlar beni seveceklerken ben düşüncelerinin değişmesini sağladım.
Ejder bütün suçu kendisine alarak abisini sakinleştirmeyi planlıyordu. Normalde olsa Kuzgun bu sözlerden sonra sakinleşmezdi ama bu istek küçük kardeşinden geldiği için sakinleşmemiş bile olsa sineye çekecekti.
Ejder böyle diyorsa daha fazla üstüne gitmenin bir anlamı yoktu. Ama yine de babası hakkında öyle şeyler söylenmiş olması hoşuna gitmemişti.
(Kuzgun)-Sokayım.
Kuzgun Ejder’i yavaşça yere indirdi ve yanına giderek kocaman bir şekilde kucakladı. Bu ani sarılmayı beklemeyen Ejder önce abisine karşılık vermemiş olsa da birkaç saniye sonra o da sarıldı.
(Kuzgun)-İnsanların senden nefret etmesini istediğinden emin misin?
Kuzgun insanların kardeşinden nefret etmesini değil herkesin sevmesini istiyordu. Ama artık böyle bir şey mümkün değildi. Ejder çoktan köydeki herkesin nefretini üzerine toplamıştı bile.
(Ejder)-Sorun değil. Hala size sahibim.
(Kuzgun)-Of Ejder of. Ne yapacağım ben seninle?
***
(Kuzgun)-Ne yapacağım belli. Bir güzel dövmem gerekli seni. Ayakta uyutmuşsun beni ya.
Kuzgun Ejder’in saçlarını dağıtırken bu sözleri söylemişti. Gülüp geçmekle yetinmişti, ki zaten daha fazlasına da gerek yoktu. Üstünden yıllar geçip gitmiş bir olaydı bu.
(Ejder)-Sanırım bunun için sana bir özür borçlu olmalıyım.
(Kuzgun)-Ama dilemeyeceksin çünkü artık bir anlamı yok. Bir ölüden özür dilemenin anlamı yok.
(Ejder)-Aynen öyle. Her ne kadar şu anda yaşıyor olsan da aslında ölüsün. Sanırım evreni bozdum. Ama kimin umurunda. Gerçekten o kadar da önemli bir durum değil. Her şeyi düzeltmek için bir kez daha bozacağım nasıl olsa.
Ortamın havası aniden değişerek karamsarlaşmıştı.
(Kuzgun)-Geçmişe mi döneceksin?
(Ejder)-Sayıl… Evet döneceğim. Ama çok geriye değil. Ragnarok’un yaşandığı güne dönmeyi planlıyorum. Bütün tanrıları 1 kez daha yok edeceğim ve sonra da…
(Kuzgun)-Saligia ile savaşacaksın.
(Ejder)-Evet. En başından beri yok etmek istediğim asıl kişi o’ydu. Sadece o bütün tanrılardan daha güçlü olduğu için önce bütün tanrıları yok etmek istedim. Hedefime ulaşmak için yok etmem gereken tek kişi o kaldı.
Ve şu anda beni dinlediğini biliyorum Saligia. Sadece bekle. SADECE... BEKLE!!! Senin için geliyorum!
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..