Bölüm 126: Öfkeyle Bin Düşmanı Katletmek (2)

Ancak Nantian Hao bu kurbağanın kökenini bilmiyordu. Onu yakalamak için herhangi bir teknik veya yöntemden de habersizdi. Adlandırılmış Kahraman seviyesindeki gelişiminin onu yakalamak için fazlasıyla yeterli olduğuna inanıyordu.

"Croaakk~~"

Ancak eli ona doğru uzandığında kurbağadan bir ses çıktı. Işığın ortasında kurbağa yıldırımdan hızlı bir hız kullanarak kayboldu. O kadar hızlıydı ki kimse onu göremedi.

Yakalamayı başaramayan nantian Hao afalladı. Sıradan bir kurbağanın bu kadar hızlı olabileceğini düşünmemişti.

"Hayırr......"

Uçurulan Li Qiye bu manzarayı gördü ve öfkelendi. O kadar çabalamasına rağmen tüm bunlar başkaları nedeniyle bir hiç olmuştu.

"Oh, haal ölmemişsin, çok iyi."

Kurbağa kaçtığı için Nantian Hao da elini çekti. Li Qİye'ye bakarken şaşırsa da umursamadı ve konuştu:

"Güzel, kemiklerinin ne kadar sağlam olduğunu görmek istiyorum. Bu sefer kalkamayacağın kadar kemiklerini kırıp sana bir ders vereceğim."

Nantian Hao soğukça dudak büktü ve öğrencilere emir verdi. Düzinelerce öğrenci vahşi şekilde güldü ve bir anda Li Qiye'yi sardı.

"Kraliyet Asili tarafından saldırıya uğramasına rağmen hayatta mı?"

Li Qİye'nin hayatta olduğunu şaşıran birçok kişi şaşırdı. İçlerinden biri konuştu:

"Çok saf. Kaçabilirdi ancak bunu yapmadı. Ölmek mi istiyor?"

O anda Güneyin Cennetsel KRallığından bir öğrenci vahşice gülümsedi:

"Küçük şeytan derinin ne kadar kalın olduğunu görmek istiyoruz. İşkence yöntemlerimiz ile sana güzel şeyler yaşatacağız. Çelikten yapılmış olsan bile haykırıp af için yalvaracaksın!"

O anda Li Qİye'nin ifadesi aşırı ürperticiydi. Sanki bir fırtına gelmek üzereydi. Soğukça konuştu:

"Hepiniz ölmeyi hak ettiniz!!"

Kaçan kurbağayı bir kez daha yakalamak istemek imkansızdı. Bunu düşünmek bile Li Qiye'yi aşırı öfkelendiriyordu.

"Dövün onu! Kollarını ve bacaklarını kırın, ardından onu buraya getirin!"

Nantian Hao'nun ifadesi soğudu ve acımasız şekilde konuştu.

"küçük şeytan gücendirmemen gereken birini gücendirdiğin için sadece kendini suçlayabilirsin. Sıradaki yaşamında bir adam olarak reenkarnasyona uğradığında GÜneyiN Cennetse Krallığı ile düşman olmamalısın."

Güneyin Cennetsel Krallığının öğrencileri vahşice konuşurken Li Qiye'ye kendi Hayat Hazineleri le saldırdılar.

"Kaybolun!"

Kudretli öfkesiyle birlikte Li Qiye kükredi. Silüeti parladı ve ilerledi. Karşısındaki öğrenci ise acımasız bir gülümseme ortaya çıkardı. Hayat Hazinesini kendi bedeni ile karşılamak ölümü arzulamak ile aynıydı.

"Bang..."

Hayat Hazinesi parçalandı.

"Bam~"

Kan yağmuru akmaya başladı. Öğrenci sanki devasa bir çekiç tarafından ezilmiş gibi oracıkta et yığınına dönüştü. Kemiklerinin parçaları kan yağmurunun arasında uçuştu.

"Hayır..."

Diğer öğrenciler korktu. Cesaretlerini toplayıp kükrediler ve Hayat Hazineleri ile Li Qiye'ye doğru saldırdılar.

“Boooom…”

O anda Li Qiye gürleyen bir fırtına gibiydi. Herhangi bir teknik kullanmıyordu, sadece güçlü bedeni ile saldırıya geçmişti. Kader Sarayının tepesinde Kun Peng hareket ediyordu. Gökyüzü Dönüşümünün altında hızı aşırı yüksekti. Cehennemei Bastıran İlahi Fiziği bedenini en tehlikeli silah haline getirmişti. Bedeni gürleyen bir ejderhadan çok daha korkutucuydu!

"Ahhh...."

Kısa sürede son öğrenci de acı içinde haykıracak şans buldu. Ancak haykırdığı an kafası parçalandı ve beyni taze kan ile birlikte havaya sıçradı

Hayat HAzineleri veya deriler fark etmeksizin Cehennemi Bastıran İlahi Fİziğin tarafından parçalanıyordu. Milyonlarca jinlik ağırlık hazinelerin veya bedenlerin dayanabileceği bir şey değildi.

Daha önce, Göğü Sırtlayan Taklitçi Maymun bile Lİ Qİye'nin fiziğine kaybetmişken Güneyin Cenentsel Krallığının öğrencilerinden bahsetmeye bile gerek yoktu.

BU ani değişiklik herkesi şok etti. Herhangi bir teknik, fiziksel yöntem, büyük daonun gücü, evren kanunları kullanmıyordu, sadece derisinin gücüydü. Ancak yine de yolunu engelleyen tüm düşmanları ezebilmişti.

"Siz... ölmeyi hak ettiniz!!"

Li Qiye Nantian Hao'ya baktı. Gözleri dehşet verici hale geldi, bir iblsiten daha korkutucuydu. Nantian Hao'ya baktı ve adım adım ilerledi. Her adımı yeri sarsıyordu. Fiziğinin altında yerin kendisi bile kağıt parçası gibiydi.

"Öldürün onu!"

Li Qiye'nin bakışları tarafından hedef alınan Nantian Hao haykırdı ve aniden ürperdi.

İki Kraliyet Asili de rengini kaybetti Birlikte kükrediler ve Kraliyet ASili silahları Li qiye'ye doğru hareketlendi.

Li Qiye gök gürültüsü gibi kükredi:

"Kaybolun!"

Silahlar ile çarpışmak için doğrudan ilerledi.

“Bang… Bang”

İki Kraliyet ASilinin silahları Li qiye'yi durduramadı. Onlar gerçekten de güçlülerdi ve Li Qiye'yi yaralayıp kanını ortaya çıkarabilmişlerdi ama İlahi Fiziği çok sağlamdı ve silahları onu öldüremiyordu.

BU etkinin şoku altında iki Yaşam Hazinesi çatlamaya başladı; Kraliyet Asillerinin kalbinde de acı ortaya çıktı. Bu Hayat Hazinelerini arıtabilmek için büyük çabalara katlanmışlardı.

"Geber!!"

Li Qİye'nin durdurulamaz momentumunu gören Nantian Hao yüksek selse haykırdı ve bir Uzun Ömür Hazinesi çıkardı. O çıktığı an devasa bir bileme taşına dönüştü ve rüzgarların potansiyellerini taşırken Li Qİye'ye doğru ilerledi.

"Bang..."

Li Qİye'ye dokunduğu an yüksek sesli bir patlama oluştu. Uzun Ömür Hazinesi oracıkta parçalandı ve Li Qiye de Nantian Hao'ya ilerlemeye devam etti.

Nantian Hao'nun ifadesi büyük ölçüde karardı. Bir Yaşam Aynası çıkardı ve Li Qİye'yi durdurmak istedi. Bir patlama sesi yankılandı. Birisi bu karşılaşmanın sonucunu kolaylıkla tahmin edebilirdi; Yaşam Aynası parçalandı ve Nantian Hao kan tükürerek uçuruldu. Kemiklerinin parçalanma sesleri havada yankılanarak diğerlerinin ürpermesine neden oldu. Eğer Yaşam Aynası Li Qiye'yi engellemeseydi kesinlikle ölecekti.

"Genç Efendi, şimdilik gidelim..."

İki Kraliyet Asili rengini kaybetti. Avuçlarını hareketlendirerek daha fazla Yaşam Hazinesi çağırdılar. Ortaya çıkan bu iki Yaşam Hazinesi bir Cennetsel Egemenin göğü delen gücünü içeriyordu. Dalga dalga evrensel kanunlar aşağı doğru döküldü. Cennetsel Egemenin baskısı dağları ve nehirleri yok edebilecek kadar güçlüyken görkemli sesle oluştu. Bu ani baskı nedeniyle yer bile çatlamaya başladı.

"Cennetsel Egemen Hayat Hazinesi..."

İki Kraliyet Asilinin bu hazineleri çıkardığını gören birçok kişinin ifadesi değişti. Onlar Cennetsel Egeme Hayat Hazineleri idi, onlar ile Aydınlanmış Varlıklar bile öldürülebilirdi!

"Boom...."

Lİ qiye'nin güçlü bedenine yukarıdan aşağıya doğru gelen evrensel kanunlar çarptı. ANiden iki hazine durmadan sallanmaya başladı, sanki her an düşebilirlermiş gibiydi.

Bunu gören sadece iki Kraliyet Asili değil herkes korktu. Bu nasıl bir fizikti. Cennetsel Egemen Hayat Hazinelerini bile sarsabiliyordu! Bu çok dehşet vericiydi!

Nantian Hao'ya gelince, bu manzarayı gördüğünde rengi soldu ve dönüp kaçmaya başladı.

"Yok edin onu..."

Kraliyet Asilleri korku içinde titrerken kulak delici şekilde kükrediler. İki Hayat Hazinesi birleşti ve evrensel kanunlar devasa bir kazan haline gelerek Li Qİye'yi içine hapsetmek istedi. Bir anda gerçek alevlerini yaydı ve Li Qiye'yi arıtmayı denedi.

Nantian Hao'nun kaçmaya çalştığını gören Li Qiye nasıl olur da onu bırakabilirdi? Yüksek sesle haykırdı:İ

"Geber..."

Bağırmasının ardından iki Görünmez Çift Bıçağını çıkardı.

“Zhenggg…”

Görünmez Çift Bıçaklar aniden titreşti, sanki Li Qiye'nin ateşli öfkesini hissetmişlerdi. Göz açıp kapayıncaya kdar iki, imparator bıçağı harekete geçerek imparator aurası yaydı.

"İmparator gücü..."

İmparator bıçakları ileri doğru patladığı an iki Kraliyet Asili de akıllarını kaybetti. Onlar bıçaklara yakınlardı ve açık bir şekilde baskın bir his hissediyorlardı... Ölüm1!

“Xshhh…”

İmparator bıçakları parladığı an imparator gücü ortaya çıktı ve hemen kayboldu ama bu bile yeterliydi. İkiz imparator bıçakları evren kanunlarını yok etti. Cennetssel Egemen Hayat Hazineleri bile ortadan ikiye ayrıldı.

İki kraliyet asilinin kafaları havada uçtu ve bedenleri doğrudan yere düşerek gayzer gibi kan fışkırttı.

İmparator bıçakları bir anda kaybolmuş olsa da ruhları ürpertmek için yeterliydi. Aniden izleyenler bir bıçak ile ruhları kesilmiş gibi titremeden edemedi. Tüm bedenleri soğudu ve zayıflaştı!

“Xshh….”

O anda Li Qiye ellerindeki bıçaklar ile havada dans ediyordu. Nantian Hao şaşkın şekilde kaçıyordu ancak her şey o kadar hızlı olmuştu ki çok uzaklaşamamıştı.

"Açıl..."

Nantian Hao yüksek sesle haykırdı ve bedenini koruyan ilahi zırh ortaya çıktı. Ancak bir 'Whoosh' sesiyle birlikte ilahi zırh kullanılamadı ve tüm evrensel kanunlar da dağıtıldı. Adlandırılmış Kahraman gücündeki Nantian Hao imparator aurası taşıyan görünmez çift bıçakları engelleyemezdi.

Nantian Hao'nun bedeni yere düştü. Sırt üstü şekilde hareketsizce yatıyordu. Bedeni kanlıydı ve her yeri acıyordu. O noktada sadece son nefesi kalmıştı.

Herkes sarsılmıştı. Bu beklenmedik olayı fark eden Shuangyan ve Niu Fen uzaktan geldikten sonra hayrete düşmüştü. Harekete geçmeye cüret edemiyorlardı. Li Qİye'nin öfkesi gökleri deliyordu

Nantian Hao'nun grubunu bizzat öldürmek istiyordu, onlar onun planlarını bozmaya cüret etmişlerdi!!

Li Qİye öfkeli bir hiddet taşıyan kötü bir tanrı gibiydi ve diğer herkesin ürpererek titremesine neden oldu. Kimse böyle dehşet verici bir auranın on beş yaşındaki bir çocuktan yayıldığına inanamıyordu ve ona doğrudan bakmaya cüret edemiyordu.

Li Qİye Nantian Hao'ya giderek yaklaştı, ona soğukça baktı. En sonunda öfke ile konuştu:

"Düşmanım olsan bile hayatını bağışlayabilirim. Ancak işlerime burnunu sokarsan... bir Ölümsüz İmparatorun oğlu bile olsan merhamet etmeden seni öldürürüm!"

"S... Sen beni öldürmeye cüret edersen... benim krallığım senin dokuz soyunu katleder ve tüm tarikatını... yok.."

Nantian Hao orada yatarken acı içinde konuştu.

“Crkkk crkkk”

Ancak daha sözlerini bitiremeden Lİ Qİye tek eli ile kafasını söktü ve kanlı bir manzara yarattı. Nantian Hao'nun gözleri hala açıktı. Acı içinde haykırma şansı bile bulamamıştı.ş

Li Qiye onun kafasını gelişigüzel bir şekilde fırlattı ve yavaşça konuştu.

"Güneyin Cennetsel Krallığı beni tehdit edecek niteliğe sahip değil!!"

O noktada herkes sessizleşmişti. Hepsi nefesini tutmuştu, yüksek sesle nefes almaya bile cüret edemiyordu. Uzaktaki gelişimciler bile korkudan omurgalarının ürperdiğini hissediyordu.

-----------ÇEVFİRMEN NOTU---------

Li Qiye neler yapacak? Kimler ölecek? Merak mı ediyorsunuz? O zaman... Bekleyin, okuyun ve öğrenin ????