Bölüm 234: Sınırsız Yıldız Suyu (2)

avatar
8434 21

Emperor’s Domination - Bölüm 234: Sınırsız Yıldız Suyu (2)


 

Bölüm 234: Sınırsız Yıldız Suyu (2)

 

Li Qiye arabasını cennetin yolunda sürerken gözleri dikkatliydi, kimse bu yolun sonunda ne olacağını bilmiyordu. İlahi tabut veya başka bir şey olabilirdi.

 

Yeraltı Dünyası ortaya çıkar, yeniden doğuş başlar; cennetin yolu gözükür; ilahi taş ön ayak olur. İlahi tabuta girerek sonsuz yaşam elde edilir. Uyanmış ceset toprakları, sonsuzluk getirir.  Li Qiye bu sözleri düşünüyordu. Bu ilahi tabut gerçekten de cennetin yolunun sonunda olmayabilirdi!

 

Li Qiye arabasını uzun süre sürdükten sonra cennetin yolunun sonuna ulaştı.

 

Burası dikkate değer bir endamdan yoksun bir dağ idi ve bu defin bölgesindeki tahta tabutun asılı olduğu devasa dağ ile kıyaslanamazdı.

 

Ancak bu görkemli olmayan dağa güneş ve ay arkadaşlık ediyordu ve yıldızlar ile galaksiler onun etrafında dönüyordu; sanki bu dağ dünyanın merkezinde veya yer ile göğün başlangıcındaydı.

 

Li Qiye dağa tırmandı ve orada bir su göletinden başka bir şey olmadığını fark etti. Bu dağın ortasında yavaşça akan suya sahip büyük bir gölet vardı.

 

Bu göletin ortasında fışkıran bir kaynak vardı. Çok yükseğe fışkırmıyordu ve sadece bir metre yüksekliğe ulaşıyordu.

 

Li Qiye göletteki suyu gördüğü an sarsıldı Bu su sıradan sudan çok da farklı değildi ama dikkatli bakıldığında bu suyun sıradan olmadığı fark ediliyordu. Bu sakin su hafif bir pırıltıya sahipti ama dikkatli bakıldığında bu hafif parıltı ışıktan değidli; on güneş ve ayın yanı sıra yıldızlardan kaynaklıydı. Parıltılara Büyük Dao eşlik ediyordu ve bu sanki kendi yeri ve göğüne sahip gibiydi.

 

Bu parlak ışıkların içinde toz tanesinden yüzlerce kat daha küçük bu ilahi bedenler bulunuyodu. Bu da ilk bakışta hafifçe parıldıyor gibi gözükmesinin nedeniydi.

 

"Sayısız Yıldız Suyu!" Li Qiye bile bu gölete bakarken şaşırdı. Uzun süre yaşadıktan sonra hangi hazineyi görmemişti? İnsanlık tarafından dünyanın bir numarası olarak görülen hazine bile bakışları ile birlikte bahşedilmişti.

 

Li Qiye Sayısız Yıldız Suyunu sadece bir kez görmüştü ve bu çok uzun bir zaman önceydi. O zamanlar sadece tek damla Sayısız Yıldız Suyu vardı ama bu Dokuz Dünyaya bir savaş getirmişti. O anda Ölümsüz İmparatorlar ve büyük tamamlanıştaki Ölümsüz Fizikler bu tek damla Sayısız Yıldız Suyunu ele geçirmeye çalışmıştı ve bu bir Ölümsüz İmparator seviye savaşa neden olmuştu.

 

Li Qiye göletteki kaynağa bakarken derin nefes aldı. Bu kaynak sadece bir metre yüksekliğinde olsa da sanki bir hazine metali parçası yükseltiyordu!

 

Bu hazine metali sanki yerin ve göğün oluşması sırasında doğmuş gibiydi ve ilkel kaos ile doluydu. Sesi oldukça belli belirsiz olsa da sanki Gerçek Tanrılar için kutsal yazıtlar okuyan bir Ölümsüz Kral gibi duyuluyordu. Görkemli davulların seslerini yayılıyor ve mükemmel bilgelik ile birlikte dinleyenlerin aydınlanmasını sağlıyorlardı.

 

Daha korkutucu kısım ise bu hazine metal parçasının üzerinde dokuz rünün olmasıydı. Onlar bir araya gelerek üstün bir gerçek mantra oluşturmuşlardı. Bu tek gerçek mantra kendi dünyasını oluşturmuştu  ve emsalsiz bir ilahi vasiyatnameye dönüşmüştü! Ancak bu vasiyatnamenin sadece ilk formuydu, henüz büyük tamamlanışta değildi!

 

L Qiye'nin gözleri parlarken metaldeki altın rünleri analiz etti ve bunun sonucunda bedeni sarsıldı! Bir anda metal parçasındaki altın rünleri açıkça okudu!

 

"El Değmemiş Dünyevi Metal!" Şok olmuş bir ifade ile Li Qiye soğuk bir nefes aldı ve mırıldanmadan edemedi.

 

Çağlar boyunca çok fazla hazine görmüştü. Doğuştan rünik sözlere sahip olup Yaşam Hazineleri oluşturmak için kullanılan büyük dao hazine metalleri arasında dokuz büyük dao altın rün metalleri en değerlileriydi!

 

Ancak dokuz büyük dao altın rünleri olan bir büyük dao hazine metali paha biçilemez şey değildi. Gelişimciler arasında bir söz vardı: dokuz rünlü hazine metalleri üç rünü ve bir gerçek mantrası olan hazine metalleri kadar harika değil!

 

Eğer bir büyük dao hazine metali dokuz büyük dao altın rünü barındırıyorsa ancak bu altın rünler sadece parçalanmış parçalarsa bu sadece altın rünler açısından kendi limitine ulaşmış bir hazine metali olarak görülürdü! Ancak eğer bir gerçek mantra haline gelebilen bir üç büyük dao altın rününe sahip bir büyük dao hazine metali ise... çoğu kişinin gözünde onun değeri dokuz runikli büyük dao hazine metalinden çok daha büyüktü.

 

Nedeni ise oldukça basitti. Bu büyük dao altın rünleri gerçek mantra oluşturabildiğinde güçleri katlanıyordu! Üç rünlü gerçek mantranın gücü dokuz runlü büyük dao hazine metalinden az değildi!

 

Üstelik bazı kişiler bu gerçek mantra oluşturabilen altın rünleri Mantra Hazine Metali veya Gerçek Metal olarak adlandırıyorlardı ve onları Ölümsüz Metal'in üzerine bile yerleştiriyorlardı!

(Ç.N: Kısacası Gerçek Mantra Metalleri > sıradan Runik Metaller.)

 

Hatırlanamayan zamanlardan beri Li Qiye birçok Gerçek Mantra Hazine Metali görmüştü ve bunlara üç rünlü gerçek mantra metali ve hatta altı rünlü gerçek antra metali de dahildi.

 

Ancak şu an karşısındaki bu hazine metali dokuz rünü gerçek bir mantra haline getirmişti. En korkutucu kısmı ise bu dokuz rünik mantranın yerin ve göğün ilk üstün gerçek mantrası olarak düşünülebilecek olmasıyd!

 

Ve dahası bu dokuz rünlü gerçek mantralar birleşerek üstün bir ilahi vasiyatname haline gelmişlerdi.

 

Altın rünler dokuz dünyayı oluşturmuş ve dokuz dünya gerçek mantraya dönüşürken bu gerçek mantra da ilahi bir vasiyatname haline gelmişti! Bu onun en korkutucu özelliğiydi.

 

Gerçek ilahi vasiyatname olmaktan çok uzak olup daha ilk formunda olsa da bu aşırı korkutucu bir şeydi!

 

Dünyada bir söz vardı: yer ve gök oluşmadan önce evrenin ilkel kaosu gelmişti. İlkel kaostan büyük başlangıç oluşmuştu. Büyük başlangıç Dokuz Dünyayı doğururken Dokuz Dünya Dokuz Hazineyi oluşturmuştu ve Dokuz Hazineden de Dokuz Yazıt gelmişti. Bu dünyanın efsanesi buydu.

 

Önündeki El Değmemiş Dünyevi Metal Dokuz Hazine ve Dokuz Yazıtın ilk halindeydi. Tabii ki eğer bir İlahi Yazıt veya bir İlahi Hazine olmak istiyorsa bu başlangıç formunun çok uzun süreye ihtiyacı vardı.

 

Ancak şu an Li Qiye için bu önemli değildi. Bu El Değmemiş Dünyevi Metalin İlahi Hazine veya İlahi Yazıt haline gelmesini bekleyemezdi. O kadar zamanı yoktu.

 

Bu El Değmemiş Dünyevi Metali ele geçirdiği sürece gelecekte ondan bir üstün Yaşam Hazinesi oluşturabilirdi. Aynı zamanda Cennetin İradesini taşıyıp Ölümsüz İmparator haline geldiğinde bu Yaşam Hazinesi bu dünyada yenilmez olacaktı. Ölümsüz imparator Gerçek Hazineleri bile onunla yarışamayacaktı!

 

El Değmemiş Dünyevi Metal sadece yerin ve göğün ilkel kaosu sırasında var olmuş bir efsaneydi. Li Qiye bir gün onu görebileceğini hiç düşünmemişti!

 

"Boom.... boom... booom...." Şaşkınlığı sırasında gök gürültüsü benzeri sesler duyuldu ve Li Qiye anında döndü.

 

Önündeki boşluğa bakarken Li Qiye bile afalladı ve gözleri genişledi. Karıncalar dağdan bir tabutu boşluğa doğru taşıyordu!!

 

"Tabutu harekt ettiren antik karıncalar!" Li Qiye transa girmiş gibi mırldandı. Bundan çok uzun olmayan bir zaman önce bu karıncaların defin bölgesinin en derin bölgesine doğru tahta bir tabut taşıdığını görmüştü. Ve böyle bir fenomeni ilk kez görmüyordu. Ancak bu yerde bu karıncaları bir daha görmeyi beklememişti.

 

Li Qiye bu antik karıncaların çok uzun zaman önce gördüğü karıncalar ile aynı olduklarına emindi. Bu durum birçok şey görmüş olan Li Qiye'yi afallattı.

 

Gid,p tahta tabutu açmak istese de kendini sakinleştirdi çünkü farklı bir efsane daha biliyordu ve bu efsane oldukça kötü bir sona sahipti!

 

Antik karıncalar ve tabut boşluğun içinde kaybolduğu an Li Qiye'ye kendine geldi ve gölete baktı. Derin bir nefes aldı, bir eşya çıkardı ve onu gölete doğru uzatırken bağırdı: "Gel..."

 

Ancak göletteki su en ufak bir şekilde hareket etmedi. Li Qiye'nin elindeki yeşim şişe bir Evren Kesesi idi. Sadece bir gölet suyu değil tüm nehri bile tutabilirdi ama o anda en ufak bir hareket olmamıştı.

 

Sınırsız Yıldız Suyunu yeşim şişesine çekmeyi nasıl denerse denesin boşaydı. O anda Li Qiye bu suyun bu yeşim şişe tarafından taşınacak bir şey olmadığını fark etti. Bu suyun her bir damlası güneşi, ayı ve yıldızı taşıyordu. Nasıl olur da sıradan Evren Keseleri böyle bir şeyi taşıyaiblirdi?

 

O anda bir eşya düşündü ve... Sonsuz İlahi Kazanı çıkardı. Onu çıkardıktan sonra bi şey yapmadı. Sonsuz İlahi Kazan elinden uçtu ve yüksek sesli bir patlama ile birlikte şiddetlice Sınırsız Yıldız Suyunu yutmaya başladı.

 

Ancak kazan Li Qiye için saklamak adına bu büyük miktarda suyu içmiyordu; o suyu hazmetmeyi deniyordu. Göz açıp kapayıncaya kadar hafif bir parlaklık yaydı ve birçok küçük yıldızlar ortaya çıktı! Bir dönüşüm geçiriyordu.

 

Ancak neredeyse yarısını hazmettikten sonra kazan bir sarhoş gibi ileri geri hareket etti ve en sonunda yere düştü.

 

"Lanet olsun, çok fazla heba ettin, sen böyle bir hazineyi kendin için hazmediyorsun." Li Qiye sessizleşti ve kazanı geri çağırmaktan başka şansı yoktu. Bu çocuk gerçekten güvenilir değildi. Büyük miktarda suyu tüketmişti ve bu esasında Li Qiye için değildi.

 

Kazana güvenmek imkansız olduğundan Li Qiye başka bir eşya düşündü. Bir Ölümsüz Buyruğu çıkardı ve onu küçük bir kap haline getirdi ve ardından suyu içine çekmeyi denedi.

 

"Ölümsüz Buyruk olarak anılmaya gerçekten layık; antik çağlardan beri kesinlikle eşsiz, ah." Li Qİye Ölümsüz BUyruğunun suyu aldığını görünce kendinden geçti.

 

Bir kez daha başka bir buyruğu katladı ve daha fazla su depolamak istedi. Ama bu sefer su hiç hareket etmedi.

 

"Görünüşe göre bu suyun kendi farkındalığı var!" Ölümsüz Buyruk bile sadece tek sefer suyu almıştı ve bu sadece küçük bir kaptı. Bu Li Qiye'nin suyun kendi farkındalığı olduğunu anlamasını sağladı.

***************ÇEVİRMEN NOTU**************

Li Qiye neler yapacak? L i Qiye suyu alabilecek mi? Su ne kadar kıymetli? Metalden nasıl hazineler üretilecek? Metali elde edebilecek mi? Tabutta ne var? Merak mı ediyorsunuz? O zaman... Bekleyin, okuyun ve öğrenin :D

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr