Bölüm 904: Bölgenin Yaratılışını Çalmak

Ölümsüz ilaçlar gizli hazine odasını ararlarken Li Qiye de Ölüm Faslını kontrol ederek ölüm enerjisini geri çekti. "Boom!" İlahi canavarlar göğü yardı ve anında kayboldu Geldikleri yer olan atasal mezarlara geri döndüler

Kalabalık Li Qiye'nin bu kadar ilahi canavarı nereden bulduğunu bilmediğinden hem şok hem de kıskançlık doluydu. Bu sıra dışı bir olaydı, iskelet bile olsalar bu değişmezdi.

Daha korkutucu olan şey ise Li Qiye'nin bu tür tarikat yok edici bir erdem kanununa sahip olmasıydı. Hiçbir şey yapmaya ihtiyacı yoktu. Sadece düşünerek bu kadar ilahi canavarı çağırabiliyordu. Bu istediği zaman bir imparatorluk mirasını yok etmek için fazlasıyla yeterliydi.

Li Qiye canavarları gönderdikten sonra Ağaç Ata ile konuştu: "Ağaç Ata'nın büyümesi için hala yer var. Diğer Tanrı Krallara kıyasla senin avantajın çok büyük. Her ne kadar Büyük Çağ Yolunu seçsende gelecekte hala büyük bir potansiyelin var."

"Genç Asil tamamen haklı. Dünyaya çıkmadan biri yerin ve göğün enginliğini anlayamaz. Geçmişte yalnız bir köşede sıkışıp kaldım ve görüşüm sınırlıydı. Şu anki zirvem ve yeni aydınlanmam tamamen sizin sayenizde." Ağaç Ata başıyla onayladı.

Şu anki dünyada önceki nesilden olan Tanrı Kralların çoğu yaşlıydı. Bazıları ölümün eşiğindeydi, bu nedenle onların ilerleme göstermeleri zordu.

Ancak Ağaç Ata için durum farklıydı. Ana kökünü kesmek tekrar başlamakla aynıydı. O Alp Dağını terk etmeyi başarmıştı. Her ne kadar ebedi hayatından vazgeçmiş olsa da bu nesilde fazlasıyla yaşayabilecek kadar bol kan enerjisine sahipti. Bu konuda Ağaç Atanın diğer Tanrı Krallara göre mutlak avantajı vardı

Geçmişte Ağaç Ata dağda hırstan yoksun bir şekilde duruyordu. Tek bir yerde kalmaktan memnundu, bu nedenle dao kalbi sınırına ulaşmıştı. Ama şu an dünyada mücadele etme arzusu ile ortaya çıkması, dao zihnini temizleyip onu kısıtlayan zincirlerden kurtarmıştı.

Gelecek potansiyeli kan enerjisi nedeniyle inanılmazdı. Gelecekte bir Ölümsüz İmparator Saldırganı olamazsa bile Tanrı Kralların en yüksek zirvesinde bulunabilirdi!

Aynı zamanda savaş gücü de şu an sahip olduğu Kıvrılan Ejderha Flaması sayesinde oldukça artmıştı. Eğer flaması ile iyi çalışabilirse savaşı gücünü birkaç seviye yükseltmesi sorun olmazdı.

"Gümbürtü!" Yer parçalandı. Ölümsüz ilaçlar yer altı mühürlerini kırdı ve büyük bir hazine odasını dışarı attı.

O ortaya çıktığında hava ölümsüz enerji seli ile doldu; açıkça içinde çok fazla büyük hazine vardı. Bu gizli hazine odası Taşlı Kenar Krallığınınkinden çok daha iyiydi.

İmparatorlu mirasları için sıradan bir hazine odası hazineler ve erdem kanunları için bir depoydu. Gizli hazine odaları ise ataları tarafından bırakılanların olduğu yerlerdi. Üstelik gelecek nesiller bu odaları kolayca açamazdı!

Bir tarikat gizli hazinesini açmak istediğinde bu tarikatın açıkça düşüşte olduğunu ve canlanmak için hazinenin yardımına ihtiyaç duyduğu anlamına gelirdi. Tabii ki bu da zaten gizli hazinelerin zamanında oluşturulma amacıydı.

“Onu bulduk!” Ölümsüz İlaçlar bunu yaptıktan sonra iyi şeyler kazanacaklarını bildiklerinden çok heyecanlıydı.

Herkesin gözü açgözlülükten kızardı. Tarikatlar iki imparatorlu br mirasın gizli hazinesi için açgözlülük ile doluydu. Bunlar kolaylıkla birinin kendi tarikatını kurmasını sağlayabilecek inanılmazlıktaki şeylerdi. Bu malzemeler ile devasa bir hanedanlık kurulabilirdi.

"Güzel!" Li Qiye başıyla onayladı ve gülümsedi. Yüksek sesli bir şekilde hazineyi Kader Sarayının içine sakladı ve ardından ilaçlara söyledi: "Herkes, şimdilik geri dönsün.”

İlaçlar sarayına geri döndü. Simya alanından kutsal bölgeye gitmek hakkında konuşmaya başlarlarken Yang Asması için de tam tersi gerçekti.

Bunun nedeni iki yerin birbirini tamamlamasıydı. Bu sadece ilaçlar için iyi değildi, aynı zamanda iki bölge için de faydalıydı.

Li Qiye Dağ Geçidinin atasal bölgesine girdi. Biraz ölçtükten sonra sonunda bir tepenin zirvesinde durdu.

"Benim için açıl!" On üç sarayı göğe yükselirken haykırdı. Bir şeyler oluşturmak için sıraya girmeye başladılar. Aynı zamanda yüksek göklerin üzerindeymiş gibilerdi.

Bir sarayını açtı ve Terra Kökü içinden çıkarak kendini atasal bölgenin zeminine işledi. 

(Ç.N: Bölüm 364 deki kök.)

"Boom!" İlahi bir şelale yukarı doğru yükseldi. Hayır, bu bir şelale değildi, bu pınar gibi fışkıran sıvılaşmış bir düneyevi enerjiydi. Açılmış Kader Sarayı bu sonsuz dünyevi enerji kaynağını yuttu

Terra Kökünü kullanarak Li Qiye çılgınca sarayına bu bölgeden dünyevi enerji çekti.

Birçok büyük karakter bunu gördükten sonra sessiz kaldı. Dağ Geçidi bu bölgede milyonlarca yıldır varlığına devam etmişti. Öncülleri Ölümsüz İmparator Qilin'in bu yeri tarikat olarak kurmak için seçmesinin bir nedeni vardı.

Bu yerin altında okyanus gibi geniş bir dünyevi enerji vardı. Bazıları bu yerin üç atasal damardan biri olan Canavar Damarı ile bağlantılı bir yer altı büyük damarı olduğunu söylüyordu.

Tarikat nesiller boyunca güçlü kalmıştı ve buradaki doğal özü tekelleştirmişti. Çok sayıda kişi bu bölgeyi arzulamıştı ancak kimse Dağ Geçidine karşı hamle yapmaya cüret edememişti.

"Boom! Boom! Boom!" Bölge Li Qiye'nin emmesinin altında sürekli sallandı. Atasal bölge kurudu ve çatlamaya başladı; önceki gibi enerji dolu gözükmüyordu.

Aynı zamanda Li Qiye'nin on üç sarayı da bu yeni dünyevi enerji akışı ile değişmeye devam etti. Aniden kaybolup hiçliğe dönüştüleri.

“Neler oluyor?” Birisi sarayların kayboluşunu gördüğünde mırıldandı.

Ağaç Ata gibi bir Tanrı Kral veya Jianlong Klanındaki kız kardeş-abi çifti ile eşsiz dahi olan Jian Wushuang ve Long Jingxian bile olanları izlerken nefeslerini tuttu.

Dört saray bir etki alanı, sekiz saray bir krallık ve on iki gökleri oluştururdu, peki ya on üç ne yapardı? Simya İmparatorunun derinliklerindeki Yüz Yaşam Simya İmparatoru bile merak içindeydi.

Sarayların dönüşümlerini tüm gelişimciler biliyordu. Tek istisna on üçüncüydü.

Tarihin başlangıcından beri kimse on üçüncü sarayın varlığına inanmamıştı. On ikinin sınır olduğu bilinir bir şeydi.

Ama şu an Li Qiye sarayları ile bu sağduyuyu kırıp geçmişti. Bu nedenle birçok kişi on üç sarayın neye dönüşeceğini merak ediyordu.

Bu eşi benzeri olmayan bir olaydı, Li Qiye tarafından yeni bir sistem, yeni bir sağduyu yaratılıyordu! Gelecekte gelişimcilerin sınırı, Li Qiye'nin on üçüncü saraya sahip olması nedeniyle on iki olmayacaktı!

Geniş boşluk tüm bölgeyi lekeledi. En sonunda bu hiçliğin ortasında bir figür belirdi. Bu Li Qiye'ydi. Zaman durdu ve sonsuz kanun onun ortaya çıkışıyla birlikte yerinde kaldı. Yıldızlar ve göksel varlıklar parlaklıklarını kaybetti.

O anda Li Qiye bir Ölümsüz İmparator değildi, ondan daha yüksekti. Yüksek göklerin üzerine sanki ilkel kaostan önce yükselmiş gibi duruyordu. O zamanın kendisini çoktan aşmış gibiydi.

Bu geniş boşluğun içinde Li Qiye'nin bir dünya açtığının hafif manzaraları vardı. Güneş ile ayı yaratıp tüm varlıklara yaşam vermişti; yaratıcının kendisi oydu!

Onun yüzünden dünya doğmuştu. Onun yüzünden her şey vardı. Onun yüzünden yaşam vardı...

Her şeyin merkezinde gururla duruyordu ve tüm varlıkların nedeni oydu. Her şey özünde onun için var oluyordu. O dünyaydı, o sonsuz varlıktı...

Bu duyguyu o anda tarif etmenin bir yolu yoktu!

"Bu Li Qiye mi?” Genişliğin içindeki Li Qiye'ye bakan Jian Wushuang mırıldandı.

“Bilmiyorum.” Ağaç Ata bile bunu net şekilde göremedi. Nazikçe kafasını salladı ve ekledi: "Bu o olabilir… Gelecekteki hali veya on üç saray tarafından oluşturulan bir yorum bile olabilir!"

"Nirvana Gökler!” Li Qiye boşluğun içinde nazikçe iç çekti. İç çekişi ebedi bir mantraya, sonsuz bir melodiye dönüştü.

Nirvana Gökler! Bu unvan on üç saray için her şeyi ortaya koyuyordu. Şu andan itibaren bu dünyada başka bir kanun olacaktı. On üç saray Nirvana Gökleri oluştururdu!

En sonunda geniş boşluk, zalimane Li Qiye ile birlikte kayboldu. Dağ Geçidinin atasal bölgesi bir kez daha belirirken gerçek Li Qiye de aynı tepede duruyordu.

"Crakkk!” Atasal bölge birçok çatlağa sahipti. Nehirler kurumuş ve dağlar kırılmıştı. Bölgede sadece ölüm sessizliği vardı.

Li Qiye Terra Kökünü koydu ve enerji emme sürecini bitirip konuştu: "Bu bölgedeki vatandaşlar için biraz dünyevi enerji bırakacağım!"

Enerjiyi tamamen emmek yerine onun çoğunu geride bırakmıştı. Dağ Geçidi bölgesindeki vantaşlar etkilenmeyecekti.

Ancak Dağ Geçidinin gelecek gelişimcileri veya varisleri bu bölgede yeni bir tarikat kuramayacaklar ve eski tarikatlarını canlandıramayacaklardı.

"Şu andan itibaren, Gök Toynağı artık yok!” Biri atasal bölgenin tamamen çöktüğünü gördükten sonra mırıldandı.

Herkes hayatta kalanlar olduğu sürece Dağ Geçidinden olanların tarikatı yenileyebileceğini biliyordu. Ancak Li Qiye atasal bölgeden dünyevi enerjiyi emmiş ve bunu imkansız hale getirmişti. Dünyevi enerjinin yokluğu her şeyin yokluğu anlamına gelirdi!

Fullbringer Notu: Discord sunucumuzdaki FondipS arkadaşımıza teşekkürler. Bu bölümde emeği geçmedi, hatta arada beni trolledi ama buna rağmen sürekli destekledi. Teşekkürler ban bağımlısı insan <3