Akhan arenaya girmeden karanlık koridorda duran silah duvarını gördü. Oradan sağlam bir deri eldiven aldı ve karanlık koridorun çıkışında duran görevliye kafasını salladı.
“Unutma! Eşlikçi Ruhu’nu kullanmak, öldürmek ve sakat bırakmak yok. Ayrıca ahlaksızlık yapmak; utanç verici duruma düşürmek yasak! Adil ve güzel bir maç olsun.” Görevli dikkatle kuralları basitçe anlattı. Akhan kafasını salladığında konuşmayı bıraktı.
Arena yüz metreydi ve binlerce kişi alabilecek bir koltuk kapasitesi vardı. Gerçi Akhan gibi acemi dövüşler kimsenin dikkatini çekmiyordu. Bu yüzden önceden olan iki yüz kişilik heyecanlı gruptan on kişi kalmıştı.
Akhan arenaya girdikten sonra biraz ilerisinde bulunan kırmızı çizgiye gidip duruşunu aldı. Bir saniye sonra onun rakibi de karşısında yerini aldı.
Rakibi de Akhan gibi bir maske takıyordu. Üzerinde bol bir cüppe olduğundan cinsiyeti belli olmuyordu. Ancak belinde soğukça ışıldayan kılıç kendini daha da belli edemezdi. Bu kişi Akhan’ın rakibi Beyaz Hükümdar’dı.
Beyaz Hükümdar; 170cm boylarında, Akhan’dan biraz daha ince bir figüre sahipti. Ayakların siyah savaş botları vardı. Bir eli kılıcındaydı, aynı zamanda Akhan gibi eldiven de almıştı.
Akhan rakibinin 1. Seviyede olduğunu gördü ancak herhangi bir şekilde telaş yapmadı. Şuanki kol gücü rahatlıkla 1. Seviye savaşçı ile aynı derecedeydi.
Akhan, Beyaz Hükümdar’a bakarken onun arkasındaki tribünlerde oturan Eymen’i fark etti. Yüzünde bir gülümseme ile Beyaz Hükümdar’ın sırtına bakıyordu.
“Onun tanıdığı galiba… Muay Thai kullanacaktım ama Wing Chun ile gireyim.” Akhan’ın saldırgan duruşu bir anda bir turnayı andırırcasına zarifleşti.
O sırada şişko hakem aralarında belirdi ve sadece bir şey söyledi: “Başla!”
Zemin kumdan olsa da yumuşak değildi. Hakemin işareti duyulduktan sonra Akhan tüm gücüyle geriye atıldı. O anda bir kılıç maskesinin üzerini sıyırarak geçti.
Beyaz Hükümdar kılıcını tekrardan kınına soktuğunda Akhan geri takla atarak dengesini sağladı. Şaşkınlıktan dili tutulmak üzereydi. Kılıcın geldiğini bile görememişti. Sadece zihnindeki tehlike çanları vücudunu harekete geçirmişti.
“Bu bir savaş tekniği mi?” Akhan, Beyaz Hükümdar’a sordu. Bunu sorduğunda tribünden izleyen Eymen’in yüzündeki gülümsemeyi fark etti. O anda kolay bir rakip karşısında olmadığını anladı.
Beyaz Hükümdar kılıcını kına soktuktan sonra Beyaz Kuğu’nun Zarafeti’nin duruşunu aldı. Anlaşılan kılıcı sadece bir destek için oradaydı.
“Owowo.” Akhan’da tekrardan duruşunu aldığında Beyaz Hükümdar saldırma insiyatifini aldı ve oldukça hızlı bir şekilde ileri atıldı. Sağ yumruğu düz bir şekilde Akhan’ın dudaklarının olduğu yere geldi. Ama Akhan onun sağ elini sol eliyle tokatlayıp, yıldırım hızında sağ yumruğunu vurdu.
Crack!
Beyaz Hükümdar bunu beklese de Akhan’ın bu kadar hızlı olacağını beklemiyordu. Ancak durumu daha düşünmeye fırsat bile bulamadan Akhan’ın sağ elini sol eli takip etti. Yumruk tekrardan aynı yere indiğinde maskede çatlaklar oluştu.
Ama bu son değildi. Akhan’ın yumrukları taramalı tüfek gibi aynı yere indi ve maskenin o kısmını parçalara ayırdı. Zincir yumrukları devam ederken sol ayağı ile alçak tekme gönderdi ve sıradaki eli olan sol eliyle Beyaz Hükümdar’ın göğsüne sert bir avuç gönderdi.
Avuç onun göğsüne indiğinde Beyaz Hükümdar’dan tiz bir çığlık yükseldi ve sert zemine sırt üstü düştü. Ama o anda Akhan ellerini kullanarak boğazını korudu. Çünkü Beyaz Hükümdar tam düşerken kılıcını Akhan’ın boğazında savurmuştu.
Peng!
Kılıcın keskin kenarı Akhan’ın eline çarptığında boğuk bir ses duyuldu. Akhan’ın elinde herhangi bir hasar oluşmadı ama kılıcın kenarı anında köreldi. Akhan sağ eliyle Beyaz Hükümdar’ın bileğini yakalayıp havaya fırlattı. Ardından o havadayken ardışık tekmeler savurdu.
Bam!
Bam!
Bam!
Bam!
Dört tekme birbirini takip etti ve Beyaz Hükümdar yere düşmeden dört kere yükseldi. En sonunda Akhan sağ yumruğunu gerdi ve o düşerken gücünü yumruğun ucunda topladı.
Lanetli Dokunuş!
Akhan’ın kolları bir anda metallerle yarışacak kadar sertleşti. Bu Lanetli Dokunuş’u çalışırken aldığı bir ekstraydı. Hâlâ enerji çalacak kadar gelişememiş olsa da kolları sıradan bir kılıcı köreltmeye yetecek kadar sertleşmişti.
Akhan yumruğunu savurduğunda Beyaz Hükümdar’ın gözleri aniden açıldı ve Akhan’ın ayakları yere sabitlendi. Buyan enerjisi patlak verdi. Yerdeki kumlar Akhan’ın etrafında toplandı ve ona kumdan bir hapis yarattılar. Aynı zamanda ayaklarının altından bir golem yükselerek onu sarmaladı.
Akhan’ın zihni hızla çalıştı. Bunun bir eşlikçi ruh olduğunu anında anlamıştı. Ancak kendi eşlikçi ruhunu çağırmasına daha vardı. Bu yüzden ona karşı koyamazdı. Tam kendini bırakacak ve hakemin müdahalesini bekleyecekti ama Gökalp ile olan savaşı aklına geldi.
“Tsk. Tüm gücümü kullanmak istemiyordum ama…” Akhan’ın aurası bir anda değişti. Kollarını gerdiğinde arkasındaki Toprak Golem’i kollarını daha da sıkarak onu kilitlemeye çalıştı. Akhan bundan kurtulmazsa kırıklar oluşacağını anladı.
“Kibir öldürür.”
Akhan kollarına buyan aktardıktan sonra golemin kolları bir anda parçalara ayrıldı. Golem ne olduğunu bile anlamadan Akhan’ın eli onun göğsünü delip geçti. Ama burada kalmadı. Akhan öfkeyle onun kafasına sertçe bir yumruk attı ve kum hapsini delebilecek kadar büyük bir kuvvet yarattı.
Beyaz Hükümdar maskesinden arta kalanları tutmaya çalışırken bir yandan ağzını siliyordu. Akhan’ın en azından nakavt olacağını bekliyordu; Eşlikçi Ruhu parçalanmış bir şekilde onun üzerine uçana kadar.
“Hah?”
“Hah, babandır. Öl.” Akhan’ın buyan enerjisi ile güçlendirilmiş Lanetli Dokunuş’u bir balyoz gibi Beyaz Hükümdar’ın suratına indi. Beyaz Hükümdar, ipi kopmuş uçurtma gibi üç metre geriye savruldu.
Güm!
Beyaz Hükümdar parçalara ayrılmış maskesiyle birlikte sert zemine düştü ve burnundan kanlar akmaya başladı.
Tribünde oturan Eymen bir anda ayağa kalktı ve Akhan’a kötü kötü baktı. Akhan’ı rencide etmek için arenaya inmeyi düşünüyordu. Ama o anda şişko hakem ona ölümcül bir bakış atmasıyla yerine oturdu.
Şişko hakem Akhan’a memnun bir şekilde baktı ve maçı bitirdiğinin haberini vermek için öne çıktı. “Beyaz Hükümdar kuralları üç kere ihlal ettiğinden on beş günlük hapis cezasına, yüz gümüş para cezasına, bir aylık arena yasağına çarptırılmıştır. Savaş Beyaz Tavşan’ın galibiyeti ile sonuçlanmıştır. Beyaz Hükümdar bu ihmalkarlığın sebebiyle Beyaz Tavşan’a yüz gümüş ödeyecektir.”
Akhan eldivenlerin üzerindeki kanı savurduktan sonra Eymen’e baktı.
“Sanırım, alçakgönüllü ve adil bir dövüş sanatçısı bile tanıdıklarını her şeyden öne tutuyor.”
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..